[b]Alman metodu, ittihadçı pratiği bir soykırımın aşamaları, suçluları, yargılamalar, sonuçlar.[/b]
Dünün İttihat-ı Teraki Cemiyeti-Partisi'nin yapısını, işleyişini, örgütlenmesini, amaçlarını algılamayanlar bugünkü ergenekonu çözemezler. Bundan dolayı son yüzyılı ayrıntılı incelemek gerekiyor. Kürdler, ermeniler niye bu durumdalar ?
Kendisi de ittihatçı olan ve ittihaçıların uygulamalarına tepki duyan, eleştiren ve kendilerinden ayrılan General-Diplomat Kürd Şerif Paşa kaygılıdır. 1911'de Ermeni ulusunun ileri gelenlerini uyarma ihtiyacı duyar. O, ittihatçıların, ermeni halkına yöneleceklerini, zarar vereceklerini tespit etmiştir. Kendisinin uyarıları ermeni ileri gelenleri tarafından ciddiye alınmaz. Onlar, ittihatçılarla birlikte davranmaya, ittihatçılara güç vermeye devam ederler. Taşnakçılar, bütün güçleriyle ittihatçıları desteklerler. II.Abdulhamit`in askeri darbeyle devrilmiş olmasını devrim, kötülüklerin sonu olarak görürler. Halkların kendilerini ifade edebileceklerine inanırlar. II.Abdulhamit`in asker ve sivil bürokratlarının daha acımasız olabileceklerini hesap edemezler. Uyarıları ciddiye almazlar.
Şerif Paşa yakın çevresine “Ittihaçılar, ermenileri mahvedecekler ve bu suçu da kürdler işlediler şeklinde dünyaya yansıtacaklar.“ der. Kendisinin kaygıları Meşrutiyet adlı aylık gazetedeki degerlendirme yazılarında da açıkça görülüyor. Hamidiye Alayları pratigi, örnegi Şerif Paşa`nın analizler yapabilmesi için yeterlidir.
II.Abdulhamit, panislamizm projesinini sahibidir. Osmanlı sınırları içindeki halkların tümünü islamlaştırmak, islamın halifesi olarak onları yönetmek temel projeleri arasındadır. II.Abdulhamit`in Kürdistan`a, Ermenistan`a yönelik politikaları çoğunluk tarafından anlaşılmaz.
Resim 1 Kürd Hamidiye Atlıları
Kürd beylerine işkence yapılarak, onlar hapislere tıkılarak, zor kullanılarak Hamidiye Alayları oluşturulur. Dünya kamuoyu önünde, Hiristiyan aleminde 1894-96 sürecinde Osmanlı ordusuna bağlı ve değişik halklardan oluşan Hamidiye Alayları mensuplarının Sason bölgesinde işledikleri cinayetler, suçlar sadece Kürd Hamidiye Alayları mensuplarının eylemleri olarak anlatılır.
Sadece Bayezid Sancagı`ında kurulan Hamidiye Alaylarından dördü Karapapak`lardan oluşur. Örnegin, Selanik`de “Yahudi Alayları“ oluşturulmuştur. Kafkaslarda, Kürdistan`da var olan Hamidiye Alayları sadece Kürdlerden oluşturulmuş gibi dış dünyaya yansıtılmıştır. Gelişmelerin altyapısı anlaşılamaz. Hristiyan camiası kürde öfkeli, tepkilidir. “Vahşi, hırsız, soyguncu, tecavüzcü.“ sıfatlarıyla kürdlere yönelik hakaretler yapılır. 1894-96 sürecinde sadece ermeni mi zarar gördü? Ya kürdün kayıpları?
Resim 2 Karapapak Hamidiye atlıları
Bölgeye gitmeyen, gidemeyen, alan çalışması yapamayan kişiler Konstantinopl'da önlerine konulan sayfaları haber olarak merkezlerine geçerler. “Falandan dinledim, tanık oldum.“ diyenin dogru tespitlerde bulunduguna, dogru bilgi verdigine inanırlar. Söylenilenleri sözlü, yazılı tarih bölümlerine yerleştirirler.
Resim 3 Muş-Gumgum Hamidiye atlılar süvariler.
II.Abdülhamid, Dogu'da ulusal uyanışları bastırmaya kararlıdır. Gerekli hazırlıkları yapmıştır. Hamidiye Alayları sebepsiz yere şiddet kullanılarak oluşturulmazlar. İslamlaştırılan Kürd, islamiyeti iktidarda kalma anahtarı olarak kullanan, annesi ermeni olup kendisi ermeni halkına düşman olan osmanlı padişahı-halifesi tarafından zorla silahlandırılıp, Osmanlı Ordusu`na kadro yapılmıştır. Kadro yapılırken de, komşu halkla karşı karşıya getirmenin, çarpıştırmanın, düşmanlaştırmanın da zemini hazırlanmıştır. Sason bölgesinde kürd ve ermeni birbirini öldürürken, Konstantinopl`da daha ileri düzeyde hazırlıklar yapılır.
Hamidiyeler, Kürdistan Ordus'nun süvarileri degiller. Dönemin tanıgı, Osmanlı İmparatorluğu'nun iç işleyişini en iyi bilenlerden Şerif Paşa`nın anlatımları; “ Türkiye`deki kürdler 5.000.000`durlar. Irk olarak gerçekten Türk olanların sayısı 3.000.000 bile degil. Persiyadaki kürdler, Türkiye'deki kürdlere bir şey oldugunda, kürtlerin kaderi konusunda kayıtsız kalamazlar. Persiya`da ki endüstrinin en büyük kesimi kürdlerin elindedir. Pers halıları diye sunulan halıların en güzelleri, “Sine halıları“ olarak adlandırılanhalılar genç kürd kadınları ve kızları tarafından yapılıyorlar.
Persiyadaki ve Türkiye`deki Kürdler bir bütündürler. Ayni etnik guruptandırlar. Onlar kendi silahlarıyla kendi varlıklarını, kendilerini bölücü ermenilere ve ülkelerinin gelirlerini almak isteyen şehvetli yabancı saldırganlara karşı savunma yeterliligine sahiptirler. Türk egemenligine-tiranlıgına karşı da kendilerini savunurlar. Bu anlamda onlar durumlarının gözönüne alınmasınına layıktırlar. Biz kürdleri düşünmek zorundayız.
Kürdler her zaman çok akıllı, iyi bir şekilde ermenilerle birlikte yaşadılar. Hamidiye (II.Abdülhamit) ve İttihat-ı Terakki hükümetlerinin yöneticilerinin planları sonucu son yıllarda katliamlar gerçekleşti. Biz de bu katliamlardan dolayı üzülen acı çeken ermeniler kadar üzülüyor ve acı çekiyoruz. Hamidiye (II.Abdülhamit) ve İttihat-ı Terakki hükümetlerinin planlarından, son dönemdeki karışıklıklardan, duyumlardan sonra insanlar ermenilerin bagımsızlıga kavuşacaklarına ve kürdlerin de onların egemenlikleri altında köle olarak kalacaklarına inanmaya başladılar.
Kürdler bu durumu kabul edemezlerdi. Kürdler devlet, hükümet ajanları tarafından fanatize edildiler. Ne yazık ki onlar da öfkelerini, kızgınlıklarını, hoşnutsuzluklarını belli ettiler. Ermenileri öldürdüler. Bu katliamdan dolayı oluşan sınırsız öfke bitmeli. Her iki halk dost olmalı. Osmanlı Imparatorlugu`nun refahı, güvenligi için yeniden geçmişteki gibi, daha önce oldugu gibi olmalılar.
Kürdler ve ermeniler farklı kökenlerden olmalarına ragmen, aynı geleneklere, düşünce yapısına, mentalitaye sahiptirler. Dostluk ilişkileri içerisinde yaşamak her iki halkın çıkarınadır. Kürdler ve ermeniler ülkelerinde reform-yenilenme yapmak, adalet ve eşitlik için kanunu degiştirmek istiyorlar. İnanıyoruzki bu karar her iki halkı yeniden birleştirecek, biraraya getirecektir. Başta da söyledigim gibi çözümde yöntem, metod sahibi olmak gerekir.“(Chérif Pacha - Şerif Paşa, Mècheroutiette, Constitutionel Ottoman, Organe du Parti Radical Ottoman, Revue Mensuelle, 5 année, No: 40, Mars 1913, La Question Des Réformes, s. 9)
İttihatçılar anlayış olarak askeri darbeyle iktidarı elinden aldıkları II.Abdülhamit`ten farklı degildirler. Ögrenciler, halkların özgürlük istemlerine karşı olan tepkileriyle, yaklaşımlarıyla halifelerini de aşacaklardır. Halifeleri ajanları vasıtasıyla bölgesel provokasyonlar, kırımlar gerçekleştirirken, onlar, I.Dünya Savaşı`nın yaratmış olduğu ortamda ellerindeki bütün olanakları kullanarak halkların jenosidlerini gerçekleştirirler.
1914-18 Ermeni soykırımı sonrası Osmanlı İmparatorluğu sınırları için de sağ kalabilen, sağ kalabilmeyi başaran Ermeni toplumu bir komisyon kurar. Baskı gurubu ve yas komisyonu oluştururlar. Anma günleri tertiplerler. 1919'dan itibaren yas tutulur. Özel anıtlar dikilir. Soykırım konusu Osmanlı Meclis-i Mebusan`ın da konuşulur. Kitaplar yayımlanır. Ermenilere yapılanlar, “Büyük felaket, kırım, kıyım, katliam“ sözcükleriyle kitaplara yerleştirilir.
Ermenilerin çok büyük bir bölümü agacın gövdesini oluşturan İttihat-ı Terakki Partisi'nin Balkan, özellikle Thessalonique - Selanik dönmeleri ve Kafkas halklarından oluşan yöneticilerinin amaçlarını, onların almanlarla oluşturdukları ortak projeleri algılayamazlar.
Ermeni diasporasının, lobilerinin çalışmaları sonucunda, İngilizlerin Osmanlı İmparatorluğu yöneticilerine uyguladıkları baskıyla, yerleşim birimlerinde zanlıların tespitine başlanılır. Ermenilerin şikayetleri, ihbarları üzerine tutuklamalar yapılır. Bu ihbar veya şikayetler de gerçeklik payı ne kadardı? Ne kadarı intikam alma amacıyla yapılmıştı?
Gerçek organizarötler, suçlular belliydi. Emir merkezi, ahtapotun gövdesi Konstantinopl`da, baglı birimler, kolları ise bütün vilayetlerdeydiler. Sıradan ermenilerin, sıradan insanları, hrıstiyan inancından olmadıkları veya Türkmen, Azeri, Kürt, Çerkez, Laz, Arnavut, Arap, vb.ırkdandır yaklaşımıyla şikayet etmeleri, gözaltına aldırmaları, içeri attırmaları, gerçek suçluları cezalandırtmak anlamına gelmiyordu. Ermeniler, kendilerine yönelen, zarar veren ya da vermeyen yerleşim birimlerinde tanıdıkları kişileri şikayet ederek sonuç alacaklarına inanırlar. Gövdeyle degil, yaprakların gölgeleriyle ugraşırlar.
İngilizler, Ocak 1919'dan itibaren, Halep ve cıvarında Ermeni jenosidinin suçluları olarak Hrıstiyan inancından olmayan kitlelere yönelirler. Bu yaklaşım, tutuklamalar kitlelerde tepki oluşturur. Hrıstiyan inancından olmayan kitleler de, Ermenilerin Kafkasya'da, Kürdistan'da, Rus ordusu'nun koruması altın da, Kürdlere şiddetli baskı uyguladıklarını, kürdleri öldürdüklerini dile getirirler. Ayrıca intikam alma siyasetinin yarar getirmeyeceğini, ingilizlerin, Ermenilerin intikam alma siyasetine ortak, araç olduklarını belirtirler. İngilizlere tepki gösterirler.
Ki bügün T.C. yöneticilerinin “Dogu vilayetlerimizde Ermenilerin katlettikleri türkler“ olarak kullandıkları resimler, sayılar öldürülen kürtlere aittirler. Salnamelerde-yıllık vergi defterlerinde yerleşim birimlerindeki kımlık bılgılerı, nufus oranları, veriler mevcut. Osmanlı Imparatorlugu`nun Kürdistan vilayetlerinde, ermenilerce “Batı Ermenistan“ olarak adlandırılan yerleşim birimlerinde bulunan kürd köyleri biliniyor. Osmanlı bürokratı, bu birimlerde kürdü ve ermeniyi birbiriyle çarpıştırma, öldürtme başarısını gösterir. Bunun yanısıra ölü kürdü Türk olarak göstermeye, kullanmaya devam ederler.
I.Dünya Savaşı bitmiştir ama İngiliz İmparatorluğu yöneticilerinin Kafkaslara yönelik eğemen olma politikaları gündemini kaybetmemiştir. Bundan dolayı da soykırıma uğramalarına seyirci kaldıkları Ermeni halkına yaklaşım hesaplıdır, planlı, proğramlıdır. İngilizlerin, Ermeni ulusunun mensuplarının haklarını koruyor görüntüsü yaratan, zanlıları, suçluları tespit edip, yargılanmalarını sağlama yaklaşımarı gelecege yönelik hesaplardan kaynaklanır.
Yargılamaların sağlanabilmesinde, hem ingilizlerin, hem de Ermeni ileri gelenlerinin etkileri mevcuttur. Soykırımın gerçekleşmesi için bilerek, isteyerek görev yapan, diğer zatları görevlendiren kişilerin organizatörlerin yargılanmaları sağlanır.
Gözaltılar, I.Dünya Savaşı süreci içinde ırkçılığın körüklendiği, farklı din ve ulustan insanların bilinçli programlarla düşmanlaştırıldıkları, karşı karşıya getirildikleri, soykırımların, sürgünlerin gerçekleştirildikleri bölgelerde dini, ırkı düşmanlıkları alevlendirmekten başka bir işe yaramaz.
İşgalci ingiliz yönetiminin esas amacı yakalabildigi üst düzey teskilatçı zanlıları veya suçluları hakimiyet alanlarında tutup, Osmanlı İmparatorluğu'nun o günkü teşkilatçı yöneticilerine karşı koz olarak antlaşma masalarında kullanmak, sınırları istedikleri şekilde çizme olanağını elde etmektir. Bu amaçdan dolayı Malta`ya gönderilenlere misafir muamelesi yapılacak ve kısa süre içinde tek, tek serbest bırakılacaklardır.
İngilizlerin, suçluları cezalandırma gibi bir sorunları yoktur. Böyle bir amaç, ciddiyet olsaydı Mustafa Kemal'le birlikte 19 Mayıs 1919'da Konstantinopl'dan ingiliz vizesiyle ayrılıp, Pontos'a giden 30 dan fazla üst düzey Osmanlı Ordusu görevlisinin, teşkilatçının gidişine izin verilmez, onları tutuklar, yargılar ve cezalandırırlardı. M.Kemal dahil bu kişilerin savaş suçlarından dolayı yargılanmaları gerekiyordu.
Alman komutan Otto Liman Von Sanders Şubat 1919'da Malta'da gözaltına alınır. Savaş suçu işlemekten dolayı alıkonulur. M.Kemal bu kişinin emri altında 1915'de Dardanelles – Gallipoli - Çanakkale'de, 1917 de de Filistin cephesinde görev yapar.
İngiliz için önemli olan demiryolları, kafkas petrolleri, madenler, pazar alanlarıdır. Ne yazık ki jenosidin oluşturduğu sisli atmosfere mahkum olan ermenilerin hepsi hesapları anlayabilecek durumda da değiller.
Kürdistan`da müslümanlık dışında, Yahudilik, Hristiyanlık, Animizm-latince :animus- osmanlı bürokratları buna Kızılbaşlık, Alevilik derler-Ezdilik, Zerdüştlük inançları mevcuttur. Komşu halk olan Ermenilerse büyük oranda hristiyanlaştırılmışlardır.
Hristiyan camiası ermeni ulusunu üçe bölmeyi başarmıştır. Misyonerlerin çalışmaları sonucu aynı dinin üç mezhebi kabul görür. Emperyalist-kapitalist ve hristiyan inancından olan devletlerin kiliseleri osmanlı sınırları içindeki hristiyan inancından olan yüzbinlerin jenoside ugramalarına seyirci kaldıkları gibi, savaş sonrası onları koruyor görüntüsü de yaratırlar.
Ermeni ulusunun fertlerinden bir kesim kendi dinlerinden, uluslarından olmayanları ingilizlere şikayete yönelirlerken, ihbar ederlerken aynı dine mensup oldukları ingilizlerin kendilerini Osmanlı İmparatorluğu yöneticilerinin zulmunden kurtaracaklarına, kendilerini bağımsızlığa kavuşturacaklarına inanmışlardır. Ortadoğu'da, Asya'da hayata geçirilen demiryolları projesi ve jenosidler arasında bağlantı kuramazlar.
[i]9 Mayıs 2009[/i]
[b]Evin Çiçek[/b]
[url=http://turkce.kurdistan-aktuel.org/dosya/1924-soy-krmlar.html][b][u]Kur… Aktuel / Dosya[/u][/b][/url]
SOYKIRIMLAR - 2