Ana içeriğe atla
Submitted by Aso Zagrosi on 2 February 2025
Mir Kamal

Melik Kâmil Muhammed Eyyûbî ve Mayyafarikîn’in Direnişi: Moğol İstilaları Karşısında Bir Kahramanın Hikayesi

Aso Zagrosi

Mîr Kamîl  Muhammed Eyyûbî, Eyyûbî hanedanının son dönem hükümdarlarından biri olarak 13. yüzyılın ortalarında Moğol istilalarına karşı unutulmaz bir direniş sergilemiştir. Eyyûbîler, Selahaddin Eyyûbî tarafından kurulan ve Kürt kökenli bir hanedan olarak tanınır. Dönemin karmaşık siyasi ve askeri koşullarında, Yukarı Mezopotamya'da yer alan Mayyafarikîn (bugünkü Silvan) şehrini savunurken halkını etrafında birleştiren bu cesur lider, hem bir kahraman hem de trajik bir figür olarak tarih sahnesinde yerini almıştır. Bu makalede Melik Kamil’in yaşamı, Mayyafarikîn kuşatması ve bu mücadelenin tarihsel bağlamı ele alınacaktır.

Tam adı Kamil Muhammed bin el-Muzaffer Şihâbüdîn Gâzî bin el-Melik el-Âdil Ebû Bekir bin Takıyyüdîn Eyyûb olan Melik Kamil, 1260 yılında genç yaşta şehit edilmiştir. Tarihçiler tarafından adil, dindar, cesur ve cömert bir lider olarak tanımlanmıştır. Aynı zamanda şiir ve edebiyata olan ilgisiyle bilinir. Kendi yazdığı şiirlerden birinde şu dizeleri söylemiştir:

“Dünya işitir mi beni, işitir mi? Azimleri olan biriyim, yıldızlar bile onun gerisinde kalır.”

Mayyafarikîn’in Stratejik ve Tarihsel Önemi

Mayyafarikîn, Diyarbakır’ın doğusunda yer alan ve Eyyûbîler döneminde önemli bir kale şehri olarak bilinen bir yönetim merkeziydi. Cezire-i Fırat bölgesindeki bu şehir, savunma açısından stratejik bir konuma sahipti ve Müsluman coğrafyacıları tarafından “Cezire-i Fırat” şehirlerinden biri olarak kabul edilirdi. Melik Kamil döneminde, bu şehir Eyyûbî hanedanının kuzeydeki en kritik savunma noktalarından biri haline geldi. Aynı zamanda, şehir halkının Melik Kamil liderliğinde sergilediği dayanışma ve direniş, bu stratejik şehri sadece askeri bir kale olmaktan öteye taşıyarak bir ulusal simge haline getirdi.

Moğol Tehdidi ve Melik Kamil’in Direnişi

1258 yılında Moğol hükümdarı Hülagu Han liderliğindeki ordular, Abbasi Halifeliği’nin başkenti Bağdat’ı ele geçirdikten sonra Suriye ve Cezire bölgelerine yöneldi. Melik Kamil, diğer İslam liderlerinin aksine teslimiyeti reddederek Mayyafarikîn’i savunmaya karar verdi.

Küçük bir Eyyûbî ordusuna liderlik eden Melik Kamil, dönemin diğer Eyyûbî liderlerinden yardım talep etti. Ancak bu talepleri reddedildi. Özellikle Halep ve Şam’ın Eyyûbî hükümdarı Melik Nasır Yusuf’un yardım etmeyi reddetmesi, Melik Kamil’i yalnız bıraktı. Buna rağmen, şehir halkını etrafında birleştirerek Moğol ordusuna karşı efsanevi bir direniş sergiledi. Al Makin İbn Al Amid  „Chronique  des Ayyubides“ adlı eserinde  1258 yılının olaylarına değinirken  şöyle yazıyor: „ Bu yıl Melik Kamil b. Şihab al din Gazi’ye karşı ,  Hülago  Mayyafarqin’e karşı güçlü  bir ordu gönderiyor. Şehir iki yıl boyunca  Moğollar tarafından kuşatılıyor. Melik Kamil b. Şihab al din Gazi b. Al Melik al Adil öldürüldü, şehir talan edildi ve tüm halkı katliamdan geçirildi“

Melik Kamil, kuşatma sırasında halkını şöyle bir konuşmayla direnişe çağırmıştır:

“Ey halkım, bu şehir bizim onurumuz, özgürlüğümüz ve varlığımızdır. Moğolların boyunduruğu altında yaşamaktansa, şerefimizle ölmeyi tercih ederiz. Surların üstünde birlikte savaşacağız, açlığımıza ve çaresizliğimize rağmen teslim olmayacağız! Allah’a olan inancımızla, düşmanlarımızın sayısına aldırmadan direneceğiz.”

Mayyafarikîn Kuşatması

1258 yılında başlayan ve iki yıl süreyen kuşatma, Mayyafarikîn halkı üzerinde büyük bir yıkıma yol açtı. Moğol ordusu, şehir surlarını mancınıklarla kuşattı ve erzak ikmal yollarını kesti. Şehirdeki yiyecek kaynakları hızla tükendi ve halk, kediler, köpekler hatta insan etiyle hayatta kalmaya çalıştı.

Kuşatma sırasında yalnızca Moğollar değil, onların yanında yer alan bazı yerel güçler de saldırıya katıldı. Ermeniler ve Gürcüler, Moğollarla birlikte Mayyafarikîn üzerine yürüyerek kuşatmaya destek verdi. Ayrıca Musul’daki Bedreddin Lulu hanedanının bir üyesi olan Lulu’nun oğlu da bu saldırıya katılanlar arasındaydı. Bu ittifak, Mayyafarikîn üzerindeki baskıyı artırarak halkı daha da zor bir duruma soktu.

Hülagu’nun oğlu Yeşmut ile Sontay Noyan komutasında sevk edilen bu yeni Moğol kuvvetleri Mayyafarikîn’e yaklaştıklarında, komutanları Moğolların düşmanlarını fethedilmesi güç kalelerinden çıkartmak için her zaman takip ettikleri kaypak yola ve hileye başvurdu. Muhammed el-Kamil’e bir elçi gönderip kendilerine kaleyi teslim edip itaat ettiği takdirde can ve mal güvenliği vaadinde bulundu. Burada sözü Eyyûbî beyinin verdiği cevabı çok güzel bir ifadeyle bize aktaran Reşideddin’e bırakalım:

"Sizin sözünüze güvenmeyen bir beyden soğuk demiri dövmesini ve olanaksızın gerçekleşebileceğine inanmasını beklemeyin. Gerçekten de ben sizin tatlı dilinize kanmayacağım. Moğol askerine kendimi teslim etmeyeceğim, son nefesime kadar kılıcım elimde savaşacağım. Hurşah, Halife, Hüsameddin bin ‘Akka ve Erbil beyi Taceddin’i yalan sözlerle ve güvenilmez anlaşmalarla kandıran dönek birinin oğluna güven olmaz. El-Melik Nasırüddin sözünüze güvenip size gelmişti, ama sonunda her zamanki (menfur) akıbete uğradı. Ben sizin sözünüze güvenirsem ben de onların uğradığı akıbete uğrarım."

Melik Kamil, kuşatma sırasında halkın moralini yüksek tutmak için elindeki tüm mal, mülk ve hazineleri halka dağıttı. Şehirdeki erzak depolarını açarak, sonuna kadar birlikte direnmeleri için halkını cesaretlendirdi. Bu fedakarlığı sırasında şu sözleri söylediği rivayet edilir:

"Bu hazine halkımızındır, onu savunmak için kullanacağız. Aç kalabilirsiniz ama onurunuzdan ödün vermeyin. Bu topraklar, özgürlüğümüzün ve şerefimizin kalesidir. Bunu korumak için ne gerekiyorsa yapacağız!"

Ermeni tarihçi Kirikos Gencewi de  „Ruine de Martyropolis“ anabaşlığı altında  Mir  Kamil Muhammed’in  Moğollara karşı giriştiği direnişi ve yaşanan katliamalara değiniyor. Kirikos  Bağdat’ın alınmasından sonra Hülagu  oğlu Yeşmut ile İlikia  Noyan’ı  Fırata doğru gönderdiğini  bunlar Mayyafarqin’in yanına vardıkları zaman  halk  belli vergi ve baçlar karşılığında boyun  eğmek istedi.    Kendisi de „Adeliens“( Eyyubi ailesi  Sultan Adil’in torunu olduğundan dolayı bu terimi kullanıyor. Aso) ailesinde  olan  bu şehrin Sultanı  halkın bu istemini reddederek   Tatarlarla savaşa girişti ve onlardan bir kaç kişiyi öldürerek şehire kapandı ve savunmaya geçti. Kirikos’un anlatımlara göre  Gürcü Prensi  Brosch’da Moğol orularıyla birlikte  Farqin kuşatmasına katılıyor. Büyük bir direniş gösterildi çok sayıda   Tatar ve  Hristiyan savaşçılar öldürüldü.  Direniş iki yıl sürdü.  Açlık ve bulaşıcı hastalıklar başgösterdi. Mayyafarqin halkı  şehir de bulunan  hayvanları yemeğe başladılar. Daha sonra halk birbirlerini yemeğe başladı..  Baba oğlunu, ana  kızını yemeğe başladı……….“ Diyor.

Hammer-Purgstall, 1842 yılında yayımladığı “Geschichte der İlchane” adlı eserinde Meyyafarqin ve Melik Kamil Muhammed üzerinde uzun uzun durmaktadır. Melik Kamil, Moğolların gönderdiği elçileri öldürerek ya da geri göndererek tüm ilişkilerini koparmıştır.

Hülagü’nün oğlu İşmut ile iki komutanı İlkai ve Suntai’nin önderliğinde Meyyafarqin’i teslim olmaya zorlayan Moğollara karşı, Melik Kamil onların verdikleri vaatlere inanmadığını söylemiştir. Melik Kamil, “Babası Hülagü, İsmaililerin lideri Hürşah’a, Bağdat Halifesi’ne, Derteng lideri Husameddin Aka’ya ve Hewlerli Taceddin’e verdiği sözleri tutmayarak hepsini öldürdü. Böyle birinin oğluna nasıl güvenebilirim?” diyerek tepkisini dile getirmiştir.

Hülagü, Meyyafarqin’in savunmasını duyduktan sonra Oroktu komutasında başka bir askeri güç göndererek, halkı açlık ve susuzlukla teslim olmaya zorlamalarını emretmiştir. Kale içinde mahsur kalan halk, önce köpek, kedi, fare ve diğer hayvanları yemiş; sonunda insan eti yemeye dahi başlamıştır. Moğollar, Meyyafarqin’e girdiklerinde açlık ve susuzluktan can çekişen 60-70 kişilik bir grup dışında kimseyi hayatta bulamamışlardır.

Reşîdüddîn Fazlullah-ı Hemedânî (1247-1318) dedesi ve babası gibi Moğolların hizmetinde bulunmuş önemli bir devlet adamı ve tarihçidir. İran Moğol Hanedanlığı döneminde pek çok önemli görev üstlenmiştir. Ancak, 1318 yılında yaşanan iç karışıklıklar nedeniyle idam edilmiştir.

Reşîdüddîn, özellikle Meyyafariqin kuşatması ve Mir Kamil Eyyubi’nin Moğollara karşı yürüttüğü direnişi anlatan en önemli kaynaklardan biri olarak kabul edilir. Onun "Universel Tarihi" (Câmi'üt-Tevârîh) adlı eserinde, bu direnişe 6 veya 7 sayfa ayırdığı bilinmektedir.

Melik Kamil’in bu cömertliği ve liderliği, halkın direniş azmini artırdı. Ancak bu uzun ve kanlı direniş, dışarıdan yardım gelmemesi nedeniyle nihayetinde sona erdi. 1260 yılında şehir Moğolların eline geçti ve Melik Kamil esir alındı.

Bu kuşatma sırasında, Melik Kamil’in yanında iki ünlü suvari  savaşçı da direnişte önemli roller üstlenmiştir. Bunlardan biri  Seyfeddin Lukbili ve diğeri ise  Anbar Habeşidir.  Bu iki  savaşçı iki yıl kuşatma boyunca defalarca şehrin dışına çıkarak Moğol ordularına  büyük zararlar vermişlerdi.Halkın direniş azmini canlı tutmuş ve şehirde unutulmaz kahramanlar olarak anılmalarına neden olmuştur.( daha detaylı bilgi için Raschid Eldin, Histoire des Mongols de la Perse  261-269 sayfalarına bakınız)

Trajik Son ve Kahramanlık

Melik Kamil, Hülagu Han’ın huzuruna çıkartıldı. Hülagu, Melik Kamil’e boyun eğmesini emrederek kendisini bağışlayabileceğini söyledi. Ancak Melik Kamil şu sözlerle cevap verdi:

“Boyun eğmek, benim ve halkım için asla bir seçenek olmadı. Benim ömrüm direnişle geçti, ölümüm de bu davaya hizmet edecek. Tarih sizin zulmünüzü değil, bizim onurlu duruşumuzu hatırlayacaktır.”

Anne Marie Edde  „La Principaute Ayyoubide D’Alep“ adlı  eserinde  aralarında geçen konuşmayı şöyle özetliyor:

"Ben senden daha üstünüm."
"Hangi konuda benden daha iyisin?" diye sordu Hülagü.
"Ben Allah'a ve Peygamberine inanıyorum," dedi El-Kamil. "Bir dinim ve imanım var. Güç, Allah'ın elindedir; O, gücü dilediğine verir ve dilediğinden alır. Biz, Aden'den Tebriz'e kadar olan topraklara sahiptik, ama bunu kaybettik. Allah, dilerse seninle de aynı şekilde davranacaktır; seni öldürmesi için birini gönderecek, soyunu esir alacak ve ordundan hiç kimseyi sağ bırakmayacaktır."

Bu cevabın ardından Hülagu, Melik Kamil’i sert bir şekilde azarladı ve işkenceyle infaz edilmesini emretti. Melik Kamil’in vücudundan parçalar koparılarak öldürüldü. Kesik başı, Suriye şehirlerinde dolaştırıldıktan sonra Şam’da halka teşhir edildi.  Moğollar Memluklar tarafından  yenilgiye uğratıltıldıktan sonra  Mir Kamil Muhammedin  başı  bugünlerde çokça gündemde olan  Emewiye Cami’sinin yanında toprağa veriliyor. Rivayetlere göre Hz. Hüseyin’in başı da orada bulunuyor. Bu trajik son, Melik Kamil’i bir halk kahramanı ve direnişin simgesi haline getirdi.

Melik Kamil’in Mirası

Melik Kamil’in mücadelesi, sadece bir liderin cesareti ve kararlılığını değil, aynı zamanda bir halkın dayanışma ve direniş ruhunu temsil eder. Mayyafarikîn’in düşüşü, Moğol istilalarının İslam dünyasında bıraktığı derin izlerin bir yansımasıdır.

Ünlü Arap şairi Ebû Şâme, Melik Kamil’in kahramanlıklarını şu dizelerle ölümsüzleştirmiştir:

“Şeref tahtında bir yıldızdı Kamil, Adaletiyle güneşi kıskandıran. Zalimlerin kalbine korku salan, Ey yiğit hükümdar, halkın duasındasın daima.”

Melik Kamil’in adı, tarihe kahramanca bir direnişin ve trajik bir sonun simgesi olarak kazınmıştır.

Kaynakça

  1. İbnül-Esir, el-Kâmil fi't-Tarih
  2. Yâkût el-Hamevî, Mu'cemül-Büldan
  3. Reşideddin Fazlullah, Camiüt-Tevârih
  4. Fuat Abdülmu’tî es-Sayyâd, Tarih’te Moğollar
  5. Muhammed Süheyl Takuş, Büyük Moğol İmparatorluğu ve İlhanlılar Tarihi
  6. Kirakos Gandzakets’i, Ermeni Tarihi
  7. İbn Haldun, Kitabu’l-ʻİber ve Divanu’l-Mübteda ve’l-Haber
  8. Şehabeddin Ebu Abdullah en-Nevevî, Nihayetül-Erab fi Fununi'l-Edeb
  9. Meyyafarikin’de Kahramanlık ve Fedakârlık
    Sa‘d b. Muhammed HUZEYFE EL ĞAMDİ
  10. Les Mongols D‘ Apres les Historiens Armeniens-  Journal Asiatique, Juin 1858
  11. Anne Marie Edde  „La Principaute Ayyoubide D’Alep“
  12. Al Makin İbn Al Amid  „Chronique  des Ayyubides“
  13. Raschid Eldin, Histoire des Mongols de la Perse

 

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.