Bu sorunun cevabı hem evet, hem hayırdır. Kürdler, sessizliğini bozmazken Türk tarafı bunu çok ciddi bir şekilde tartışmaktadır. Getiri ve götürüleri hesaplanmaktadır.

Ortadoğu’da silahlar susmuyor. Uzun süreden beri dilendirilen Ortadoğu Barış Projesi fiyaskoyla sonuçlandı.

Şerafettin Elçi ve arkadaşları "Hür Kürtler Grubu" (HKG) adı altında  8-9 Temmuz 2006 tarihinde Ankara Hilton otelinde biraraya gelerek yeni bir parti kurma kararı aldı.

Coğrafyamızda ve özeliklede Kürdistan’da yaşanan bunca kan ve gözyaşının müsesibi ikiyüzlü Avrupalıdır.

Din sosyolojik bir olgudur. Görmemezlikten gelebilecek bir olgu değildir. Yok sayma veya bastırma ile soruna yaklaşım ters teper.

Saddam diktatörlüğünün devrilmesi sonrası Irak’ta açılan pandora kutusuna hepimiz pür dikkat bakıyoruz. İçinde ne çıkmadı ki.

Kürd milleti, yeryüzünde hiç bir milletin vermediği ağır bedeli vermesine karşın Güney Kürdistan parçasının şuan ki statükosunu saymasak lehine olan bir satatükoya kavuşamadı.

Kürd millet düşmanı İran Molla rejimi atom bombasına sahip olmaya çalışa dursun Kamurran -Aso arkadaşlarımızın tarihi bombaları arka arkaya patlıyor.

Yüzyıllardır Kürd milletinin can-kan bedeli verdiği mücadele zafere dönüşemedi. Bunun bir çok nedeni sayılabilir. Bu konu da farklı yaklaşımlar da var.

TC devleti, Kürd öldürmeye devam ediyor. “En iyi Kürd ölü Kürd’ür” gereği aralıksız yerine getiriliyor. Son örneği Kızıltepe’de baba-kız’ın kurşuna dizilmesidir.