Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 29 Mai 2009

1 gün-
SANIK ABDULLAH ÖCALAN YARGILANIYOR ...
-SANIK ÖCALAN'IN IMRALI'DA ''IDAM'' ISTEMIYLE YARGILANMASINA BASLANDI
-ÖCALAN, KURSUN GEÇIRMEZ VE SES DÜZENI OLAN CAM KAFESTE YARGILANIYOR
-SANIK AVUKATLARININ DAVANIN DURDURULMASI TALEBI REDDEDILDI
-ÖCALAN SEHIT AILELERININ ACILARINI PAYLASTIGINI BELIRTEREK, ÖZÜR DILEDI
-SANIK AVUKATLARI KAPLAN VE KANAR ALTI SAYFALIK BIR DILEKÇE VEREREK, DURUSMA SALONUNDAN ÇIKTILAR

IMRALI/MUDANYA (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan'in, ''Kurdugu ve örgütledigi PKK silahli terör örgütünü aldigi kararlarla verdigi emirler ve talimatlarla sevk ve idare ederek, devletin hakimiyeti altinda bulunan topraklardan bir kismini devletin idaresinden ayirmaya matuf eylemleri sabit görüldügü'' gerekçesiyle, TCK'nin 125. maddesine göre idam cezasina çarptirilmasi istemiyle Imrali Adasi'nda yargilanmasina bugün baslandi.
Sanik avukatlarinin davanin ertelenmesi talebi Mahkeme Heyeti tarafindan rededildi.
Sanik Abdullah Öcalan, mahkemede yaptigi açiklamalarda, baris ve kardeslik için yasamaya söz verdigini iddia ederek, sehit ailelerinden özür diledi.

-DURUSMAYI IZLEYENLER-

Imrali Adasi'nda yapilacak durusma için Mudanya ilçesi sabahin erken saatlerinden itibaren büyük bir yogunluk yasamaya basladi. Bugün yapilacak durusmayi izleyecek müdahiller, sehit aileleri ve yakinlari, gaziler, Avrupali parlamenterler ile gazeteciler Jandarma Ilçe Komutanligi'na geldiler.
Jandarma Ilçe Komutanligi'ndan güvenlik kartlarini alan bu kisiler, daha sonra özel araçlarla Mudanya Irtibat Bürosu'na götürüldüler. Burada, kimlik kontrolünün ardindan deniz otobüsüne alinan müdahiller, sehit aileleri ve yakinlari, gaziler, Avrupali parlamenterler ile gazeteciler Imrali Adasi'na gidecek deniz otobüsüne saat 07.30'dan itibaren alindilar.
Deniz otobüsü, saat 07.40'da sirenler çalarak iskele yakinlarinda bulunan sehit ailelerinin alkislariyla yola çikti. Bu arada, deniz otobüsüne Sahil Güvenlik Komutanligi'na bagli bir sahil güvenlik botunun da eslik ettigi görüldü.
Durusmayi izleyecekler, Ada'ya intikallerinden sonra saat 09.00'dan itibaren durusma salonuna alinmaya baslandilar.
Bu sirada, sanik Abdullah Öcalan Ceza ve Tutukevi'nden alinarak, yogun güvenlik önlemleri altinda 09.38'de durusmanin yapilacagi salona getirildi.

-DURUSMA BASLIYOR-

Saat 09.40'ta durusmayi izleyeceklerin salona alinmasinin tamamlanmasinin ardindan Mehmet Turgut Okyay baskanligindaki sivil üye Hüseyin Eken, askeri üye Hakim Albay Abdülkadir Davarcioglu ile Ankara DGM Cumhuriyet Bassavcisi Cevdet Volkan ve Ankara DGM Cumhuriyet Savcisi Talat Salk'tan olusan heyet, saat 09.45'te salondaki yerini aldi.
Bu sirada mübasir sanik avukatlari, müdahil avukatlari ve müdahillerin kimlik tespitini yapti. Salonda 11 sanik, 11 de müdahil avukati oldugu belirlendi.
Mahkeme Baskani M. Turgut Okyay, güvenlik nedeniyle mahkemenin Imrali Adasi'na alindigini, katilanlarin hosgörüsüne sigindigini söyledi. Okyay, durusmada disiplinin bozulmamasi için gerekli özen ve disiplinin gösterilmesini, aksi taktirde yasal tedbir almaya mecbur kalacagi uyarisinda da bulundu.

-ÖCALAN SALONA ALINIYOR-

Okyay, daha sonra ''sanigi getirin'' diyerek, Öcalan'i durusma salonuna aldirdi.
Sanik Öcalan, salonda özel olarak kursun geçirmez, ses ve isik düzeni içerecek sekilde hazirlanan cam kafese konuldu.
Sanik avukatlarindan Hasip Kaplan, kimlik tespitine geçilmeden önce söz almak istedi ve usule iliskin itirazlari oldugunu kaydetti.
Kaplan'in bu sözlerine müdahil avukatlari itiraz ettiler.
Mahkeme Baskani Okyay, kimlik tespitine geçti. Öcalan, kimlik tespitinin ardindan söz isteyerek, açiklamalarda bulundu.
Imrali Adasi'nda saat 10.00'da baslayan durusmada Öcalan, adada tutuklu bulundugu sürede iskence görmedigini ve baski altinda olmadigini söyledi.

-ÖCALAN:''SEHIT AILELERINDEN ÖZÜR DILERIM''-

Abdullah Öcalan, yakalandigi gün, baris için yasayacagina söz verdigini ve Türkiye'ye getirildigi günden beri baski ve iskence görmedigini ifade etti. Baris ve kardeslik için söz veren, devletin hizmetinde çalismak istedigini anlatan Öcalan, açiklamalarinda, Suriye'den çikisindan sonra yasadiklarina da kisaca degindi.
Öcalan, yakalanmasi sürecinde Yunanistan, Italya ve Rusya'nin uluslararasi hukukun geregini yerine getirmedigini ve bu ülkeleri protesto ettigini söyledi.
Daha sonra, salondaki sehit ailelerinin bulundugu yöne dönerek, onlarin acilarini yürekten paylastigini ifade eden Öcalan, ''ve ayrica sehit ailelerinden özür diliyorum'' dedi.
Mahkeme Baskani, Öcalan'in sözlerini tutanaga eksiksiz geçirdi.

-SANIK AVUKATLARINDAN ERTELEME TALEBI-

Mahkeme Baskani Okyay, sanik avukatlarindan Hasip Kaplan'a söz verdi. Kaplan, mahkemeden durusmanin ertelenmesi isteminde bulundu.
Müdahil avukatlarindan Mehdi Keskin, söz alarak sanik avukatlarinin isteminin hukuka aykiri oldugunu belirterek, reddini istedi.
Durusma savcilarindan Talat Salk, Anayasa ve kanunlara degisiklik yapilmasi ihtimalinin yargilamanin durmasi için gerekçe olmayacagini söyledi ve davaya devam edilmesini istedi.
Mahkeme, verdigi ara kararda, mahkemelerin yürürlükteki yasalar ve Anayasa'ya göre hareket ettigini, yasa tasarilarinin durusma için bekleme nedeni olamayacagini vurguladi.
Mahkeme heyeti, 30 Nisan 1999 tarihinde yapilan durusmada bu yönde karar verildigini hatirlatarak, yeniden karar almaya gerek bulunmadigini ve dolayisiyla istemin reddedildigini açikladi.

-SANIK AVUKATLARI SALONU TERK ETTI-

Bu arada, bu karardan önce sanik avukatlarindan Hasip Kaplan ve Ercan Kanar, alti sayfadan olusan DGM'lerin yapisiyla ilgili düsüncelerini içeren bir dilekçe verdikten sonra salondan çiktilar.
Ankara DGM cumhuriyet Bassavcisi Cevdet Volkan, saat 10.35'te 139 sayfalik iddianameyi okumaya basladi. Saat 12.35'te iddianamenin 99. sayfasi okunurken, durusmaya yaklasik 1 saat ara verdi.
Durusmanin ögleden sonraki bölümünde iddianamenin okunmasi tamamlandi.
Durusma da saat 16.40'da sona erdi.
Sayfa basi
-TERÖR ÖRGÜTÜ ELEBASI YARGILANIYOR...
-DURUSMANIN ÖGLEDEN SONRAKI BÖLÜMÜNDE SANIK ÖCALAN SAVUNMA YAPTI
-TERÖR ÖRGÜTÜ ELEMANLARINA SILAHLARI BIRAKMA ÇAGRISINDA BULUNAN SANIK ÖCALAN:
-''ÇOK ACI ÇEKILDI, BUNLAR TEKRAR YASANMAMALI''
-''TÜRKIYE'DE DÜSÜNCE ÖZGÜRLÜGÜ VAR, SIYASAL ÖZGÜRLÜK VAR. OLAN BIR SEYI NIYE ISTEYEYIM?''

IMRALI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, terör örgütü elemanlarina silahlari birakma çagrinda bulunarak, ''Bana ve PKK'ya bir sans verin. 3 ayda bunlari dagdan indiririm'' dedi.
Sanik Öcalan, ögleden sonra saat 13.40'ta baslayan durusmada iddianamenin okunmasinin ardindan, saat 14.22'de savunma yapmaya basladi.
Savunmasina terör örgütünün iddianamede belirtilenden daha fazla eylemi oldugunu söyleyerek baslayan sanik Öcalan, bu eylemleri kabul ettigini, hatta ölü sayisina kendisinin de ek yapabilecegini bildirdi.
1993-1994 yillarinda Türkiye'nin gücünün kendilerini silip süpürdügünü kaydeden sanik Öcalan, bunun için birçok kez ateskes çagrisinda bulundugunu söyledi. 1996 yilindan sonra eylemlerin azaldigini, kendi üzerine düseni yapmaya çalistigini, ancak tek basina kaldigini savunan Öcalan, ''Türkiye'den demokratik çözüme dogru açilim sinyalleri aldim. Türkiye'nin bütünlügünün çok önemli oldugunu söyledim. (PKK çok kötü kullaniliyor dediler. Bu bir ihtardir.) Sistemin çözüm çagrilari yapmasi bana ilaç gibi geldi'' diye konustu.
Savunmasinda, Türkiye'de çok acilar çekildigini, bunlarin tekrar yasanmamasi gerektigini belirten Öcalan, terör örgütü elemanlarina silahlari birakma çagirisi yapti. Sanik Öcalan, ''Kürtlerin siginacagi demokratik cumhuriyettir. Baska bir yer yoktur. Düsünce özgürlügü vardir. Siyasal özgürlük de vardir. Olan bir seyi niye isteyeyim. Sadece dil ve kültürel varlik problemdir'' dedi.
Suriye'inin kendilerine resmi bir yardimi olmadigini, ancak herhangi bir engelle de karsilasmadiklarini kaydeden sanik Öcalan, Yunanistan'in kendisine yönelik tavirlarina anlam veremedigini, su sözlerle açikladi:
''Bana Yunanistan'in Kenya Büyükelçisi siyasi iltica talebimin kabul edildigini söyledi. Ancak, bana bir saat bile kalma izni verilmedi.
Beni imha etmeye çalistilar.''
Sayfa basi
-TERÖR ÖRGÜTÜ ELEBASI YARGILANIYOR...
-SANIK ÖCALAN'IN SAVUNMASINDAN:
-''BUGÜNKÜ BILINÇ DÜZEYINE 1973'TE SAHIP OLMAK ISTERDIM''
-''KENDIMI KURTARMA SORUNUM YOK''

IMRALI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, ''Bugünkü bilinç düzeyine 1973'te sahip olmak isterdim. O zaman bu yöntem izlenmezdi'' dedi. Öcalan ayrica, ''Kendimi kurtarmak gibi bir sorunum yok'' ifadesini de kullandi.
Durusmanin ögleden sonraki bölümünde, iddia makami toplam 139 sayfadan olusan iddianamenin okunmasini tamamladi.
Daha sonra saat 14.22'de Ankara 2 Nolu DGM'nin Baskani M. Turgut Okyay, savunmasini yapmasi için sanik Öcalan'a söz verdi.
Cam bölme içinde oturdugu yerden savunma yapmaya baslayan sanik Öcalan, Okyay'in savunmasini ayakta yapmasi uyarisi üzerine, oturarak konusmak için izin istedi.
Bu iznin verilmesiyle savunmasina baslayan Öcalan, iddianameye bir diyeceginin olmadigini, iddianamede belirtilenden fazla eylem yapildigini, PKK'nin program ve taktiginin kendisi tarafindan olusturuldugunu, bu iddialara fazla yanit vermeyecegini söyledi.
PKK mensuplarindan bir rakama göre 19-20 bin, bir rakama göre 25 bin civarinda insanin öldügünü söyleyen sanik Öcalan, daha geçtigimiz günlerde magaralarda 20 PKK'linin ''imha'' edildigini ifade etti.
Anayasa ve yasalar karsisinda fazla bir sey söylemesinin mümkün olmadigini anlatan Abdullah Öcalan, ''Kürt sorununu ben yaratmadim. Ankara'da önümde buldum'' dedi.
''Kürt isyani'' diye nitelendirdigi kalkismayi kendisinin yaratmadigini, bu sorunun kendisi ile de varolmadigini iddia eden ve sorunun 200 yildir devam ettigini savunan Öcalan, ''Bu derin ve acili bir tarih. Gerçekten en büyük aciyi bu halk çekti. Savasin temeli, dayanagi yok. Sonuç ne olursa olsun, acilar ne kadar büyük olursa olsun bunlari tekrar yasamamaliyiz'' diye konustu.
Türkiye'de 1993 yilindan itibaren 1925 yilinda yasanan sürecin gündemde oldugunu iddia eden Öcalan, bunu terör örgütü elemanlarina da anlatmaya çalistigini, ancak basarili olamadigini savundu.
Eylem emirleri verdigini, sürecin hazirligina katildigini kaydeden sanik Öcalan, 1990'dan itibaren devletin duyarliliginin gelistigini, dil yasaginin kalktigini, bunun insan olabilme açisindan hersey oldugunu kaydetti.
Sivillere yönelik eylemlerin kendisini mahvettigini iddia eden ve bu eylemlerle endiseye sürüklendigini savunan Öcalan, ''Sürekli ateskes istedim. Kosova'da, Bosna'da yasanan acilar ortada. Ben çok çaba harcadim. Intihar eylemleri emri vermedim. Yasalar açisindan bu bir hafifletici neden olamaz. Devletin Anayasal sistemi içinde ülkenin ulusal bütünlügüne karsi eylemlerin ne anlama geldigini biliyorum. Kürdistan'i siyasi degil, cografi zemin olarak vurguladim'' dedi.
Mahkeme Baskani Okyay, ''1925 ile Musul ve Kerkük'ü mü kastettigini'' sormasi üzerine sanik Öcalan, ellerini kaldirarak, ''1925'den daha tehlikeli, daha derin bir durum var simdi. Lütfen beni anlayin. Anlamanizi rica ediyorum. Türkiye'nin bütünlügü çok önemlidir'' diye konustu.
Terör örgütünün gidisinin iyi olmadigini çok net görmeye basladigini, bununla bir sonuç alinamayacagini gördügünü anlatan Öcalan, ateskes çagrilarini kendi basina yaptigini, terör örgütünü daha realist bir çizgiye çekmek istedigini savundu.

-ÇIVILEME HAREKATI-

Bu durumun 1993-1994 yillarinda daha iyi anlasildigini, Türkiye'nin kendilerini silip süpürmeye basladigini ifade eden Sanik Öcalan, ''Kendimi kurtarma sorunum yok. Bizimkiler (böyle konusursan olmaz) diyor, digerleri de beni linç etmek istiyor. Bugünkü bilinç düzeyine 1973'te sahip olmak isterdim. O zaman bu yöntem izlenmezdi'' dedi.
Kendisine ''PKK kötü kullaniliyor'' yolunda sözler iletildigini anlatan Öcalan, kendisinin bu gidisi önlemek için çaba harcadigini, ancak herseyin kontrolünde olmadigini söyledi. Sistemin çözüme yönelmesinin kendisine ilaç gibi geldigini, iddianamede sayilan bir çok eylemin 1996'dan önceki döneme ait oldugunu kaydeden Öcalan, ''Devletin en üst makamlarindan mesajlar geliyordu. Duyarli mektuplar aliyordum. Tek kisi ne yapabilirdim? Silahli mücadeleyle bir yere varilmayacagini anladim. Avrupa'ya çiktim. Ancak bundan sonra beni çivileme harekati basladi'' dedi.
Sayfa basi

-TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ELEBASI YARGILANIYOR ...
-SANIK ÖCALAN'IN SAVUNMASINDAN:
-''GEÇMISTE YAPTIKLARIMDAN SORUMLUYUM, SIMDI DE SORUMLU OLMAK ISTIYORUM''
-''YUNANISTAN'DAN KENYA'YA INGILTERE'YE BAGLI BIR UÇAKLA GÖTÜRÜLDÜGÜMÜ ÖGRENDIM''
-''HEYETI KABUL EDIP ETMEMEK, ERTELEMEK ÖNEMLI DEGIL. UZATILSA NE OLUR, UZATILMASA NE OLUR''
-''TÜRKIYE IÇIN YARARLI OLACAKSA SU AN CANIMI FEDA EDERIM. DAGDAN INDIRECEGIM, 3 AYDA INDIRECEGIM BANA MÜSAADE EDIN''

IMRALI (A.A)- Terör örgütünün elebasi sanik Abdullah Öcalan, ''geçmiste yaptiklarimdan sorumluyum. Simdi de sorumlu olmak istiyorum'' dedi. Öcalan, ''Türkiye için yararli olacaksa su an canimi feda ederim. Dagdan indirecegim. 3 ayda indirecegim. Bana müsaade edin'' diye konustu.
Sanik Öcalan savunmasinda, Suriye'den sonra Italya, Rusya, Yunanistan arasindaki gelismeleri, kaç kez gidip geldigini anlatti. Yunanistan'in örgüte verdigi destegin PKK elemanlarindan Fethi Demir'in agzindan iddianamede anlatildigini ifade eden Öcalan, terör örgütünü baslangiçta herkesin kabul ettigini savundu.
Yunanistan'a son gelisinde bir saat dahi kalmasina izin verilmedigini kaydeden Öcalan, karsilastigi bu olayi ''vahim'' olarak nitelendirdi. Öcalan, sunlari söyledi:
''Simitis, Karadziç'e dahi sahip çikmisti. Çok kisiyi sakladilar. Kenya'dan bir uçak getirildi. Yunanistan'dan Kenya'ya, Isviçre'den getirilen uçakla götürüldügümü söylediler. Yunan uçagi degildi. Ancak bu uçagin daha sonra Ingiltere'ye bagli bir uçak oldugunu ögrendim. Kenya Büyükelçisi siyasi iltica talebimi kabul etti. Bu arada, 100 telefon konusmasi yaptim. Ancak beni bir an önce atmak istiyorlardi.''
Kenya'dan Türk güvenlik kuvvetleri tarafindan getirilmesini kisaca anlatan sanik Öcalan, uçaktaki açiklamasinda ''baris ve kardeslik için yasamak istedigini'' söyledigini yineledi. Bu anlamda hizmete hazir oldugunu kaydeden sanik Öcalan, sözlerini söyle sürdürdü:
''Nedamete ihtiyacim yoktur. Türk kamuoyu ayaga kalkmis imha etmek istiyor. Herkesin bir can borcu vardir. Ben artik tek bir eylemin olmasini istemiyordum. Beni korkaklikla itham ettiler. (Böyle yaparsan, böyle konusursan agir olur) dediler. Geçmiste yaptiklarimdan sorumluyum, simdi de sorumlu olmak istiyorum.''

-YAKALANMA SÜRECI-

Öcalan, Suriye'den çikisindan sonraki süreci degerlendirirken de, ''Ingiltere geçmiste Musul ve Kerkük'ü böyle oyunla aldi'' görüsünü dile getirdi.
Sanik Öcalan, 17 Eylül 1998'de Washington'da yapilan Kuzey Irak'a yönelik anlasmanin ne anlama geldiginin iyi bilinmesi gerektigini savunarak, 1993'ten itibaren Irak olayina Ingiltere'nin ''yesil isik'' yaktigini ileri sürdü.
Yunanistan Basbakani Simitis'in terör örgütü PKK'lilara sahip çikarken, Ingiltere'nin de Kani Yilmaz'a ''git'' demedigini iddia eden Öcalan, ''17 Eylül Anlasmasi yeni bir biçimidir. Yüzbinlerce iltica talebini kabul ederken, benim talebimi kabul etmediler'' seklinde konustu.
HADEP'in 1.5 milyon insandan oy aldigini, kendisi yakalandiktan sonra Yunanistan'in, ''öldürüldügü'' yolunda haberler yaydigini, bunun sonucunda ise Istanbul'da eylemler oldugunu söyleyen sanik Abdullah Öcalan, bunun böyle olmadigini anlatmaya çalistigini kaydetti.
Bu sözler üzerine, müdahillerden ''serefsiz'' seklinde sözler duyuldu.
Öcalan, eylemleri kontrol etmekte zorlandigini, ancak sinirli da olsa durdurdugunu söyledi. 1973'te 5-6 kisi ile baslayan isin bugün bu noktaya geldigini, terör örgütünün 40 ülkede bürosunun bulundugunu ifade eden sanik Öcalan, akan kandan aci duydugunu, bunu önlemeye çalistigini, Kürt-Türk, herkesin bir arada yasamasi gerektigini savundu.
Savunmasini demokratik çözüm kapsaminda yapacagini, avukatlarinin bu savunmasina karsi çiktigini üstü kapali olarak anlatan sanik Öcalan, ''Heyeti kabul edip etmemek, ertelemek önemli degil. Uzatilsa ne olur, uzatilmasa ne olur? Bu isin özü önemlidir'' dedi.
Mahkeme Baskani Mehmet Turgut Okyay, ''baris için kendisinin ne yapabilecegini'' sormasi üzerine sanik Öcalan, ''Ben hizmet etmek istedim. Buna asigim. Demokratik cumhuriyette baris içinde yasanabilir. Türkiye için yararli olacaksa su an canimi feda ederim. Dagdan indirecegim, 3 ayda indirecegim bana müsaade edin'' görüsünü dile getirdi.

-TEPKI-

Bu arada müdahillerden bir kadin Öcalan'a dönerek, ''Aldigin cani geri verebilecek misin serefsiz?'' diye tepkisini gösterdi ve salon disina çikti.
Bunun üzerine Baskan Okyay, izleyicilerden sakin olmalarini istedi.
Avrupa'ya dönük disaridan, basindan hiçbir sey istemeyecegini söyleyen sanik Öcalan, her seyi açiklayacagini, yaptiklarinin hesabini verecegini kaydetti. Türkiye'de degisik dilleri konusan gruplarin bulundugunu, ancak ayri bir ulusun olmadigini kaydeden sanik Öcalan, bu düsüncelere geçmiste sahip olabilmeyi çok istedigini söyledi.
Sanik Öcalan, ''Geçmis yargilanmasin demiyorum, Ama ileriye bakmak gerekir. Bir firsat vermek gerekir. Demokratik cumhuriyet içinde insanca yasamak, özgür bir sekilde yasamak, Türkiye'yi daha güçlü hale getirecektir. (Geç oldu) diyeceksiniz. Geç olsun ne yapalim, bir canim var, ülke için bu canim ne yapar'' dedi.
Sayfa basi

-TERÖR ÖRGÜTÜ ELEBASI YARGILANIYOR...
-SANIK TERÖRIST ÖCALAN'IN SAVUNMASINDAN:
-''PKK ILLEGAL BIR ÖRGÜTTÜR''
-''YUNANISTAN EGITIM KAMPLARI KURARAK PKK'YA YARDIMCI OLDU''
- ''MED TV ILE PKK'NIN ILISKISI VAR''
-MÜDAHIL AVUKATI NACAR: ''9 BIN 818 SEHIT IÇIN AYRI AYRI DAVA AÇILMASI GEREKIR''

IMRALI (A.A)- Terör örgütünün elebasi sanik Abdulalah Öcalan, PKK'nin illegal bir örgüt oldugunu ve MED Tv ile iliskisinin bulundugunu söyledi.
Sanik Öcalan, savunmasinda PKK terör örgütüne bir sans verilmesini istedi. Bu sans verilirse, PKK'nin silahlari birakacagini, kendisinin de buna yardimci olacagini savunan sanik Öcalan, acilarin büyümemesini istedi.
Yarginin mutlaka duruma el koymasi gerektigini, ölmesi gerekiyorsa ölebilecegini ifade eden Öcalan, ''Ben 50 yasindayim, yalnizlik içindeyim. Hiç çocuk sahibi olamadim'' dedi.
Bu sözler üzerine müdahillerden bir kadin, ''Kafasi bitliler senin karin degil mi?'' diye tepkisini göstererek, salon disina çikti.
Bu arada, müdahil avukatlarindan Cahit Torun, Baskan Okyay'a dönerek, ''Devlet suçlanmasin'' dedi.
Sanik Öcalan, yeni kurulan hükümetin, teröristlerin dagdan indirilmesi ve demokratik açilim programinin bulundugunu söyledi. Öcalan, ''Devlet, hükümet bir yol, imkan temin etmeli, yasal bir yol bulmali'' seklinde konustu. Bu sözler üzerine Baskan Okyay, ''Yasal yoldan kastin nedir?'' diye sorunca sanik Öcalan, ''Bir af, izin gibi'' karsiligini verdi.

-DILEKÇE-

Baskan Okyay, daha sonra Öcalan'in mahkemeye verdigi 2 sayfalik dilekçesini okudu.
Öcalan, bu dilekçede, savunmasindaki gibi 1925'teki Musul ve Kerkük'ün durumuna isaret ederek, Misak-i Milli sinirlari içinde birlikte yasamak gerektigini kaydetti.
Tekrar söz alan sanik Öcalan, terör örgütünün silahli çatismaya son vermesi gerektigini, baskinla, zitlikla bir yere varilmayacagini dile getirerek, ''Iyi bir jest, özel bir ilgi, yöntem bekliyorum. DGM'lerin yapisi, Avrupa'nin istekleri önemli degil'' dedi.
Bu arada, sanik avukatlarinin mirildanmalari üzerine Baskan Okyay, ''Sanigi serbest birakin, nasil konusmak istiyorsa öyle konussun. Buna ihtiyaç var'' diye tepki gösterdi.
Sanik avukatlarindan Kemal Bilgiç, kendilerinin karsi tarafa hasim olmadiklarini, avukatin, davanin tarafi olamayacagini söyledi.
Müdahil avukatlarindan Cahit Torun, Öcalan tarafindan mahkemeye verilen ''Baris ve kardeslik çagrisi'' baslikli 2 sayfalik dilekçenin tutanaklara geçmesini istedi.
Daha sonra Baskan Okyay, dilekçeyi genis bir sekilde tutanaklara geçirdi. Dilekçede, ayrilik, baski, yakma, yikma ve isyanla sorunlarin çözülemeyecegi, baris içinde birlikte yasanmasi gerektigi, demokratik cumhuriyetin, ortak vatanda birlikte yasamak için bir firsat oldugu ifade ediliyor.
Durusmada, bütün bu süreçten sonra saat 15.35'te Öcalan savunmasini tamamladi.

-MÜDAHIL AVUKATININ SORUSU-

Baskan Okyay, sanik Öcalan'a, her zaman savunmasini verebilecegini, bunun için bir sinir olmadigini hatirlatti.
Müdahil avukatlarindan Mehdi Keskin, Mahkeme Baskani'ndan, sanik Öcalan'dan terör örgütüne yurt içi ve yurt disinda kimlerin yardim ettigini, hangi siyasilerin, hangi ticaret adamlarinin, hangi sanatçilarin yardimda bulundugunu sormasini istedi.
Okyay, tüm bu sorulari kendisinin soracagini belirtmesinden sonra soruyu yanitlayan Öcalan, bunu sorusturma asamasinda ayrintili olarak anlattigini ifade ederek, ''(Su veya bu yapti) diye söylemek durumunda degilim'' dedi.
HADEP'in, PKK tabaninda politika yaptigini, PKK'nin illegal bir örgüt oldugunun dogru oldugunu anlatan Öcalan, MED Tv ile terör örgütünün iliskisi bulundugunu anlatti.
Mahkeme Baskani Okyay, Öcalan'in cam kafesin üst kisminda bulunan mikrofona uzakta kalmasi nedeniyle sesinin duyulmamasi üzerine ayaga kalkmasini istedi.
Okyay, Suriye ve Yunanistan'in terör örgütüne nasil yardim ettigini, bunu açmasini istemesi üzerine Öcalan, söyle konustu:
''Suriye her zaman PKK'yi kabul etmedi. Iç ve dis siyasal açidan gayri yasal örgüt olarak kabul etti. Suriye'deki cezaevlerinde yatanlar var. Ama engellemedi de... Özel, siyasi bir yardimi olmadi.''
Avrupa'nin, istedigi seyleri yapmasi halinde kendisini diledikleri gibi kullanacaklarini savunan Öcalan, buna izin vermedigini öne sürdü.
Baskan Okyay, HADEP'in, PKK'ya eleman gönderip göndermedigini sormasi üzerine sanik Öcalan, eleman temininde çalismalar yapilmis olabilecegini, ancak HADEP'e, PKK'nin resmi bir kurulusu denemeyecegini söyledi.
Baskan Okyay'in, Suriye'ye iliskin bir baska sorusu üzerine sanik Öcalan, Suriye'nin yardimlari oldugunu, örgüt elemanlarina hüviyet verdigini, ancak para yardimi yapmadigini savundu. Suriye'nin eylem talimatinin olmadigini kaydeden Öcalan, Yunanistan'in egitim kamplari kurarak yardimda bulundugunu anlatti.
Müdahil avukatlardan Mehdi Keskin, Yunanli generallerin Bekaa'yi ziyaret edip etmedigini sordu. Öcalan, ziyaretin gerçeklesmis olabilecegini söyledi.
Müdahil avukatlardan Necdet Küçüktaskiran'in ''Demokratik cumhuriyetten ne anliyor? Beyefendi ile anlastik bu nasil olacak?'' sorusunun yöneltilmesini istemesi üzerine, diger müdahil avukatlarindan Mehmet Nacar, ''Anlasmaya yetkisi yok, bunu kabul etmiyoruz'' diye tepki gösterdi.
Baskan Okyay, avukatlari sakin olmaya çagirarak, bir yanlis anlasilma oldugunu kaydetti.

-''HER SEHIT IÇIN DAVA AÇILMASI GEREKIR''-

Okyay'in, ''Örgütün silahlari birakmasi için açik bir çagrin var mi?'' sorusuna sanik Öcalan, örgüt üzerinde otoritesinin devam ettigini, demokratik çözümü onlarin da kabul edecegini iddia etti.
Yarin durusmaya girmeyecegini söyleyen müdahil avukatlardan Mehmet Celal Nacar, bugün konusmasi gerektigini söylemesi üzerine, Mahkeme Baskani Okyay, ''Yargilamayi yapariz merak etmeyin, sabaha kadar biz buradayiz'' yanitini verdi.
Avukat Nacar, Öcalan'in hamasi nutuklarda bulundugunu, Türkiye'nin 1925'in Türkiyesi olmadigini, bugün o düsüncede olanlarin hüsrana ugrayacaklarini anlatti.
TCK'nin 125. maddesi disinda, 9 bin 818 sehit için ayri ayri TCK'nin 450. maddesine göre dava açilmasi gerektigini savunan Nacar, ayrica Insan Haklari Dernegi ile HADEP hakkinda mahkeme heyetinin Ankara DGM Cumhuriyet Bassavciligi'na suç duyurusunda bulunmasi gerektigini kaydetti.
Sanik avukatlarindan Kemal Bilgiç, durusmaya ara verilmesini isteyerek, Istanbul'dan geldiklerini, bundan sonraki durusmalarin birer gün arayla yapilmasi için mahkemenin karar vermesini talep etti.
Bu talebe iliskin görüsünü bildiren Ankara DGM Cumhuriyet Bassavcisi Cevdet Volkan, daha önce durusmalarin sürekli yapilacagina iliskin karar verildigini hatirlatarak, bu istemin reddini talep etti.
Ankara 2 No'lu DGM Baskani Mehmet Turgut Okyay, istemin readdine karar verildigini belirterek, durusmayi yarin saat 10.00'a erteledi.

-TERÖR ÖRGÜTÜ ELEBASI YARGILANIYOR... -SANIK ÖCALAN'A, IDDIANAMEDEKI IDDIALARA ILISKIN SORULAR YÖNELTILDI, TANIK IFADELERI HAKKINDAKI GÖRÜSLERI SORULDU -ÖCALAN: -''ÖRGÜTÜN BIRINCI DERECEDE SORUMLUSU BENIM'' -''ÖRGÜT IÇINDE BAZI KISILER HAKKINDA ÖLDÜRME KARARI VERILDI'' -''YUNANISTAN'DAKI EGITIMLER, 1990'DAN SONRA AGIRLIKLI OLARAK HER KONUDA YAPILDI'' -''ÖRGÜT EGITIMI YUGOSLAVYA'DA YAPILIYORDU'' -''ÖRGÜTÜN IRAN'DA HASTANESI VAR. BURADA TEORIK BILGILER DE VERILIYOR'' -''GÜNEY KIBRIS RUM KESIMI, ÖRGÜT ÜYELERININ GEÇISLERI VE PASAPORT KONUSUNDA YARDIM EDIYOR. BURADAN ÖRGÜTE AKTARILAN PARALAR, KILISELER ARACILIGI ILE VERILIYOR'' IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, örgütün birinci derecede sorumlusunun kendisi oldugunu bildirdi. Yunanistan'daki egitimlerin 1990 yilindan sonra agirilikli olarak her konuda yapildigini, Iran'da ise örgütün hastanesinin bulundugunu söyledi. Öcalan, Güney Kibris Rum kesiminin ise örgüt üyelerine geçisler ve pasaport konusunda yardimci oldugunu anlatti. Sanik Abdullah Öcalan'a, durusmanin ikinci gününde, iddianamedeki iddialara iliskin sorular yöneltildi, tanik ifadeleri hakkinda görüsleri soruldu. Durusmaya katilmak üzere Ada'ya giden sehit aileleri, yakinlari, gaziler, yabanci temsilciler, basin mensuplari, sanik avukatlari, Öcalan'in yakinlari saat 09.45'te durusma salonuna alindilar. Durusma heyetinin saat 10.00'da salondaki yerini almasinin ardindan, sanik Abdullah Öcalan da salona getirilerek, cam kafesteki yerini aldi. Mahkeme Baskani M. Turgut Okyay, Abdullah Öcalan'in, jandarma, savcilik, ek ifadesi ve yedek hakimlikte alinan ifadelerini okudu. Öcalan, ifadeleri ''serbest iradesi'' ile verdigini belirterek, agir psikolojik durumu nedeniyle, hafiza degisikliginin oldugunu ve bu nedenle ifadelerinde bazi kopukluklar bulanabilecegini söyledi. -''ÖRGÜTÜN BIRINCI DERECE SORUMLUSU BENIM''- Mahkeme Baskani Okyay'in, ''Terör örgütünün kurulusundan bu yana, örgütün baskani misin?'' sorusu üzerine Öcalan, ''PKK'nin kurucusu oldugunu, kurulusundan bu yana baskanlgini yaptigi'' belirterek, söyle konustu: ''Örgütün birinci derecede sorumlusu benim. Ancak yakalandigim ana kadar örgütün birinci derecede sorumlusu bendim. Bazi örgüt üyelerinin bagililiklari halen devam etmektedir. Örgütün eylem ve faaliyetlerinden birinci derecede sorumlu benim. Örgütün eylem ve program yapisi alaninda 1990 yilindan bu yana örgüt içinde bir iç mücadele vardir.'' Sanik Öcalan, ''Örgüt içi mücadele nedeniyle bazi kisilerin öldürülmesi talimatini verdigi yönünde bilgiler'' oldugunu hatirlatan Baskan Okyay'a, ''Bizde bir tüzük var. Tüzüge göre aykiri hareket edenler, örgütce alinan kararlar geregince, merkezde onaylandiktan sonra uygulandigi için, benim çok özel bir emrim olmaz'' dedi. -ÖLDÜRME KARARI- Okyay'in, ''kimler hakkinda öldürme karari verildi?'' sorusunu yanitlayan sanik, örgüt iç yapi mücadelesinde (Betin) kod adli Sahin Beliç, (Cemal) kod adli Cemil Isik ile Semdin Sakik gibi kisiler hakkinda öldürme karari verildigini anlatti. Öcalan, örgüt disinda bir çizgi izledikleri için öldürtme talimati alindigini söyledi. Sanik Öcalan, bu sekilde kaç kisinin öldürüldügünü kesin söyleyemeyecegini, ancak tahmini olarak örgütün bu yolla cezalandirdigi ''onlarca kisi'' oldugunu kaydetti. Öcalan, bunun bir iç çatisma oldugunu dile getirdi. Abdullan Öcalan, bizzat emir verip vermediginin sorulmasi üzerine, ''Kesinlikle örgüt üyelerine ben kisi adi vererek, öldürülme talimati vermedim. Benim evli oldugum Kesire Yildirim, merkez üyesidir. Kongerede ölüm karari çikti, ancak ben bunu uygulatmadim. Halen kendisi galiba Isveç'te yasiyor'' diye konustu. -OLOF PALME'NIN ÖLDÜRÜLMESI- Sanik Öcalan, 7 Agustos 1984'te Almanya'da bir örgüt mensubunun öldürülmesi talimatini verdigi gerekçesiyle hakkinda giyabi tutuklama karari çikarildigini hatirlatan Mahkeme Baskani'na su karsiligi verdi: ''Olof Palme cinayeti dahil, Avrupa'daki bir çok cinayet bana yüklenmek istendi. Bu eylemlerin talimatinin benim tarafindan verildigini söyleyen örgütün üst düzey kisileri, bana karsi muhalif olanlardir.'' Okyay, ''Bak bunu iyi dinle... Isveç'in PKK'dan ayrilanlara siginma hakki vermemesi üzerine konusma yapmissiniz ve Olof Palme'nin öldürülmesi emrini vermissiniz'' sözleri üzerine sanik Öcalan sunlari söyledi: ''Bu bana yüklenen bir komplodur. Avrupa'da PKK, provokatif biçimde siddet eylemlerine karistirildi. Palme olayinda bunun rolü vardi. O dönemde Avrupa sorumlusu Ali Çetiner'dir. Isveç'te yakalandi. Isveç ve Alman polisiyle çalistigi kanisindayim.'' Baskan'in, ''PKK'nin yayin organlarinda Palme'nin öldürülmesiyle ilgili yazinizin etkisi olmadi mi?'' sorusunu ise Öcalan söyle yanitladi: ''Hayir. Bu yazilari bana göstersinler. Bu yazilari yazan Hüseyin Yildirim'dir. Kendisi örgütün dis iliskiler sorumlusudur. Yazisinda, Olof Palme'yi tehdit ediyor ve (basina gelecekleri görür) seklinde sözler kullaniyor. Böyle bir emri ben vermissem, bunun yayinlanmasini Hürriyet Gazetesi'nden istedim, ama yayinlamadilar. Palme'yi PKK Rejin Örgütü'nün öldürdügü yolunda bilgiler aldim. Bu örgütü Kesire Yildirim ve Hüseyin Yildirim kurdu, gelistirmek istedi. Genellikle Avrupa'da faaliyet gösteriyor.'' -PKK'NIN YUNANISTAN ILE TICARI ILISKISI- Öcalan, bir baska soru üzerine, küçük çocuklarin kaçirilarak daglara çikarilmasini kendisinin engelledigini, ancak buna ragmen kaçirilanlar olsa bile ailelerine geri gönderildigini iddia etti. Öcalan, ''Genelde, 17-18 yasindakilerin altindakileri örgüte almiyorduk. Ancak bunun bazi istisnalari olabilir' seklinde konustu. Okyay'in, ''Örgüt agir silahlari nereden aliyor?'' sorusunu da Öcalan, söyle cevapladi: ''Bu konuda ticari yöntem devrededir. Teknik konularda temsilcim vardir. Birisi Fethi Demir'dir. Yunanistan'in agir silahlarin alimindaki yardimi daha çok ticari anlamdadir. Örgüt mensuplarinin egitimi Yugoslavya'da yapiliyordu. Ben Yunanistan'a, Suriye'den çikmadan önce hiç gitmedim. Yunanistan'da gaz egitimi yapildigi konusunda bilgim yok. Gaz egitiminin Yunanistan'da PKK üyelerine verildigi söylendi. Ayrica bazi teknik malzemelerin saglandigini duydum. Ama tekrar ediyorum, Yunanistan'a kesinlikle gitmedim. Yunanistan'daki egitimler 1990'dan sonra agirlikli olarak her konuda yapilmaya baslandi. Buralarda egitim görenler kirsala uçaklarla geliyorlardi. Uçaklar bazen Sam, bazen Lübnan, bazen de Iran üzerinden geliyordu.'' -IRAN'DA ÖRGÜT HASTANESI- ''Iran'da terör örgütünün egitim kampi olmadigini'' bir soru üzerine söyleyen Öcalan, ancak burada örgütün hastanesinin bulundugunu kaydetti. Burada teorik bilgiler verildigini ve bu durumun Iran yetkilileri tarafindan bilindigini anlatan Öcalan, Iran üzerinden örgüte sevk edilen silahlarin bir çoguna bu ülkenin el koydugunu ifade etti. -KILISELERDEN PARA YARDIMI- El konulan silahlar arasinda füzelerin de bulundugunu bildiren Öcalan, baska bir soru üzerine, Güney Kibris Rum Kesimi'nde çok zayif bir temsilciliklerinin oldugunu, burada askeri egitim ve kampin bulunmadigini kaydetti. Öcalan, ''Sadece örgüt üyelerinin geçisleri ve pasaport konusunda yardim ettiklerini, buradan örgüte aktarilan paralarin ise, kiliseler araciligiyla verildigini'' söyledi. Sanik Abdullah Öcalan, '' Ben yakalandigimda üzerimde bulunan sahte pasaport, Atina'daki temsilcimiz tarafindan Güney Kibris Rum kesiminden temin edildi'' dedi. Sayfa basi -MAHKEME BASKANI OKYAY: -''BASKA KIMSELERIN DESTEGINE IHTIYACIN OLMASIN. ÖZGÜRCE DAVRAN, ÖZGÜRCE HAREKET ET'' -SANIK ÖCALAN:''KARADENIZ'DE TÜRKIYE DEVRIM PARTISI, TIKKO, DHKP-C ve DEVRIMCI HALK PARTISI ILE LOJISTIK DESTEK SEVIYESINDE ILISKIMIZ VAR'' -''INGILTERE ÜZERINDE DURMAK ISTIYORUM. INGILTERE KENDINE GÖRE KÜRT ÜZERINE DERIN BIR POLITIKANIN SAHIBIDIR. BU ÜLKE BAZILARINI YANINA ÇEKER, BAZILARINI ISE HARCAR'' -''YUNANISTAN ÖNCELIKLE BENIM IÇIN GÜNEY AFRIKA'DAN PASAPORT TEMIN EDECEKTI, SONRA BIR BAKTIM GÜNEY AFRIKA ISI DE YOK. BANA YALAN SÖYLEDILER'' -''ÖRGÜTÜN 200 MILYON DOLAR CIVARINDA PARASI VAR'' -''ASALA ILE 1980'LERDE ILISKILERIM OLDU'' -''ERMENISTAN'DA ÖRGÜT TEMSILCILIGIMIZ VAR'' IMRALI (A.A)- Terör örgütünün elebasi sanik Abdullah Öcalan, Karadeniz bölgesinde Türkiye Devrim Partisi, TIKKO, DHKP-C ve Devrimci Halk Partisi ile lojistik destek seviyesinde iliskileri bulundugunu söyledi. Öcalan, ASALA örgütü ile 1980'li yillarda iliskilerinin oldugunu da bildirdi. Sanik Öcalan, Mahkeme Baskani Okyay'in örgüte silah temini ile ilgili sorusu üzerine, ''Körfez Savasi'ndan sonra Irak'ta çok sayida silah satiliyordu. Füze dahil herseyi almak mümkündü. Kanas suikast silahlarini da buradan aldi'' diye konustu. Bir baska soru üzerine Öcalan, yakalandiktan sonra kendisini ziyarete gelen kardesinin ve yakinlarinin kendisinden,''cesur olmasini istediklerini'' söyledi. Bu sözler üzerine Okyay tepki göstererek, ''Baska kimselerin destegine ihtiyacin olmasin. Özgürce davran. Özgürce hareket et'' dedi. Abdullah Öcalan da dünkü savunmasinda baris ve kardeslik çagrisinda bulunurken içinden geleni söyledigini iddia ederek, ''Bu korkudan degildir'' diye konustu. -TERÖR ÖRGÜTÜNÜN PARASI- Mahkeme Baskani Okyay'in sorusu üzerine, terör örgütünün elebasi, örgütün parasinin 200 milyon dolar civarinda oldugunu söyledi. Örgütün uyusturucu ticareti yapip yapmadigi seklindeki soruyu yanitlarken de Öcalan söyle konustu: ''Uyusturucu bir insanlik suçudur. Ancak bazi örgüt temsilcilerimiz uyusturucu kaçakçilarindan bagis adi altinda para almis olabilirler. Bu Avrupa'da da böyledir. Örgüt içinde uyusturucu isiyle bilerek ugrasmayi en agir suç olarak kabul ederiz. Hatta ben sigarayi bile yasakladim. Örgüt üyelerinden yurt disinda uyusturucu isine yaygin olarak katilanlar olabilir.'' -UYUSTURUCU- Okyay'in Suriye Devlet Baskani Hafiz Esad'in kardesi Rifat Esad'la görüsüp görüsmedigini sormasi üzerine Öcalan, görüsmedigini söyledi. Yunanistan Kamu Düzeni Bakanligi tarafindan hazirlanan raporda, Rifat Esad'in uyusturucu kaçakçiligi yaptigi seklindeki iddianin Yunanistan'in bir yalani oldugunu öne süren Öcalan, baska bir soru üzerine, Iran'da PKK'nin uyusturucu imalathanesi bulunmadigini, bu yöndeki ifadelerin dogru olmadigini savundu. Müdahil avukatlarindan Cahit Torun, Istanbul DGM'de yargilanan Hursit Han'in uyusturucu kaçakciligina yardimci olduklari için PKK'ya yilda 1.5 trilyon lira verdigini söyledigini hatirlatmasi üzerine, sanik Öcalan böyle bir seyin söz konusu olmadigini iddia etti. Öcalan, ''Yalniz büyük kentlerde PKK'nin adini kullanarak uyusturucu sebekeleri kuruldugunu biliyorum'' dedi. Öcalan, Hüseyin Baybasin ile PKK'nin iliskisi olup olmadigi sorusuna ise Baybasin ile televizyon kanalinda bir görüsmesi oldugunu, bu görüsmede Baybasin'in 1990 yilindan sonra uyusturucuyla iliskisi kalmadigini söyledigini kaydetti. Baybasin'in Türkiye'de bulundugu sirada PKK'nin Lice'deki örgüt yapisina bagislari olabilecegini kaydeden Sanik Öcalan, baska bir soru üzerine de, Baybasin'in MED Tv'nin yüzde 40'ina ortak oldugunu zannetmedigini ve böyle bir bilgisinin bulunmadigini savundu. Baskan Okyay'in, ''Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hatti'nin geçecegi yerlerde istikrarsizlik yaratmaya yönelik faaliyetlerle ilgili herhangi bir devletten talimat aldiniz mi?'' sorusuna Öcalan, böyle bir talimat almadigi, bu yönde bir eylem de olmadigi yanitini verdi. -KARADENIZ- Okyay'in, terör örgütün Karadeniz'e açilma amacini sormasi üzerine Öcalan, söyle konustu: ''Bu bölgede PKK ile dostluk içinde olan bazi gruplar vardir. Bizim onlarla iliskimiz lojistik destek seviyesindedir. Bu gruplar Türkiye Devrim Partisi, TIKKO, DHKP-C ve Devrimci Halk Partisi'dir. Bu örgütler bizden destek talebinde bulundular ve bizim örgütümüz bu örgütlere egitim destegi verdi. Ancak, bu örgütlerle iliskilerimiz fazla gelismis degildir.'' -ASALA VE ERMENISTAN- Müdahil avukatlarindan Cahit Torun'un ASALA ile PKK'nin bir baglantisi olup olmadigi yolundaki sorusunu Öcalan söyle yanitladi: ''Asala ile 1980'lerde iliskilerimiz oldu. Bu örgütle bizzat benim de görüsmem oldu. Daha sonra örgütün kendi içindeki anlasmazliklari ve bizim örgütümüzle eylem farkliligi nedeniyle iliskimiz kesildi.'' Sanik Öcalan, baska bir soruyu yanitlarken, Ermenistan'da örgüt temsilcilikleri bulundugunu ve bu ülkede örgüte maddi destegin halktan saglandigini bildirdi. Öcalan, ''Devlet resmi iliskiye girmiyor, ama bizim faaliyetlerimize de sesini çikarmiyor. Birçok ülke bu yöntemi uyguluyor'' diye konustu. -INGILTERE- PKK ile Ingiltere iliskilerinin sorulmasi üzerine Öcalan, söyle devam etti: ''Konusmalarimda Ingiltere üzerinde durmak istedim. Ingiltere Faysal Dunlayici'yi (PKK'nin Avrupa sözcülerinden) parlamentoya davet etti. Daha sonra ise Dunlayici Ingiltere'de 4 yil tutuldu. Ingiltere kendine göre Kürt üzerine derin bir politikanin sahibidir. Bu 150 yildan beri yasaniyor. Bu ülke bazilarini yanina çeker, bazilarini ise harcar. Bize de böyle bir yaklasim göstermesinden hep endise duydum.'' -YUNANISTAN- Baskan Okyay'in, Yunanistan'in, Seysel Adalari'na gitmesi konusunda para verip vermedigi sorusu üzerine, Yunanistan'in para verdigini duydugunu söyledi. Öcalan, ''Yunanistan öncelikle benim için Güney Afrika'dan pasaport temin edecekti. Sonra bir baktim Güney Afrika isi de yok. Bana yalan söylediler'' diye konustu. Pasok Milletvekili Mihalis Haralanbidis'in PKK'dan ne istedigi sorulmasi üzerine sanik Öcalan, ''1987-1988'de bu kisiyle Bekaa'da bir kez görüstüm. Bana dostluktan bahsetti, ancak bizden bir talebi olmadi. Bu kisi, Bekaa'ya bir gazeteci grubuyla gelmisti'' dedi. Örgütün kurulusunda hangi ülkelerin yardimda bulundugu sorusu üzerine Öcalan, baslangiçta Filistin Kurtulus Örgütü'nden destek aldiklarini söyledi. Öcalan, ''Bizi kamplarinda egittiler. Suriye ise bizimle resmi bir iliski kurmadi, ancak herhangi bir engellemede de bulunmadi'' diye konustu. Öcalan, terör örgütünü Suriye ve Yunanistan'in kullanip kullanmadigini soran Mahkeme Baskani'na su karsiligi verdi: ''Süphesiz kendi genel politikasi içinde PKK'yi kullanmak istedi. Ayrica biz de degerlendirdik. Karsilikli olarak birbirimizi kullandik. Bu politik bir durumdur.'' Baska bir soruyu yanitlayan Öcalan, Yunanistan'in örgüt mensuplarini bomba egitimi dahil her türlü konuda egittigini, eylem için her türlü malzeme ile Türkiye'ye gönderdiklerini söyledi. Orman yanginlari konusunda herhangi bir emiri kesinlikle vermedigini, turistik bölgelerde eylemler konusunda özel bir emri olmadigini iddia eden sanik Öcalan, ancak örgüt mensuplarinin kendi inisiyatifleri dahilinde turistik bölgelerde bazi eylemlerde bulunduklarini söyledi. Kirikkale Silah Fabrikasi'nin sabote edilmesi konusunda net bir bilgisi olmadigini anlatan Öcalan, bazen Elazig, bazen de Diyarbakir sorumlularinin yaptiginin söylendigini anlatti. Sayfa basi -SANIK ÖCALAN: -''PKK, INSAN TICARETI YAPMIS OLABILIR'' -''ÖRGÜTÜN, HOLLANDA'DA SIYASI EGITIM MERKEZI VAR'' -''IHD'YE BAGIS YAPMADIK, ONLAR DA BIZE YARDIMDA BULUNMADI'' -''PKK'DAN BOSALAN YERI IBDA-C VE HIZBULLAH DOLDURMAYA ÇALISTI'' -''KÜRT PARLAMENTOSU BENIM TALIMATIMLA KURULDU'' -''BINGÖL'DE 33 ERIN SEHIT EDILMESI, 1993 ATESKES SÜRECININ BOZULMASINDA ÖNEMLI BIR ROL OYNADI'' IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, yurt disindaki ülkelerde insanlara siginma hakki verilmesi, is temin edilmesi konusunda bazi derneklerin yardimci oldugunu belirterek, ''PKK, insan ticareti yapmis olabilir'' dedi. Durusmada bir soru üzerine Öcalan, yurt disinda onlarca dernek bulundugunu ifade ederek, yurt disindaki insanlara siginma hakki verilmesi, is temin edilmesi konusunda yardimci oldugunu, PKK'nin da bu boyutta insan ticareti yapmis olabilecegini bildirdi. Hollanda'da evler tutarak, egitim yaptirdiklarini anlatan Öcalan, ''Örgütün siyasi egitim merkezi olan Hollanda'da, bu faaliyetlerden yetkililerinin de haberi olabilir'' diye konustu. Öcalan bir soru üzerine, örgütün Isviçre'de MED Tv'ye finans kaynagi saglamak için bazi kuruluslari oldugunu anlatarak, bu tip kuruluslar yoluyla Isviçre bankalarina para yatirilmis olabilecegini, kimin adina ve kim tarafindan yatirildigini bilmedigini söyledi. IHD ve Mazlum-Der ile iliskileri sorulan Öcalan, bu derneklerin sorumlulariyla herhangi bir iliskisinin olmadigini ifade etti. Öcalan, ''Sadece askerleri alma konusunda heyet olusturdular. O zaman, (bu tip faaliyetlerin gelistirilmesinin iyi bir jest olabilecegini) söyledim. Biz, IHD'ye bagis yapmadik, onlar da bize yardimda bulunmadi'' diye konustu. -YURT DISI ÖRGÜTLER- IRA, Japon Kizilordusu, ETA, Hizbullah, IBDA-C, Kizil Tugaylar gibi yurtdisi örgütlerle iliskilerinin bulunmadigini savunan Öcalan, ''IBDA-C ve Hizbullah'in, PKK'dan bosalan yerleri doldurmaya çalistigini'' ileri sürdü. Öcalan, diger bir soru üzerine, Libya'da, 1980'lerde Türk isçilerinin çok yogun oldugu dönemde, güçlü bir örgütleri bulundugunu, ancak simdi sempatizan düzeyinde bir iliskinin oldugunu anlatti. Öcalan, baska bir soru üzerine de söyle konustu: ''Sendikalarla herhangi bir iliskimiz yok. Parti genel baskanlarindan 1993 yilinda ateskes denemesi sirasinda, Hatip Dicle ile görüstüm. Görüsme baris sürecine iliskin. Dogu Perinçek ile saniyorum 1987'de görüstük. Niyeti, bizim temelimizle iliski kurup güç toplamakti. Ideoloji farkliligindan iliski gelismedi.'' Sanik Öcalan, sözde sürgündeki Kürt Parlamentosu'nun kendisinin talimatiyla kuruldugunu ifade ederek, ''Destegimiz oldu. Toplanti kararlari talimatini biz vermedik'' dedi. -33 ERIN SEHIT EDILMESI- Öcalan, diger bir soruya da, Bingöl'de 33 erin sehit edilmesinin sözde 1993 ateskes sürecinin bozulmasinda önemli bir rol oynadigini iddia ederek, ''Bu askerlerin öldürülmesini tasvip etmemiz mümkün degildir'' diye konustu. Durusmada, Diyarbakir DGM tarafindan idam cezasina çarptirilan Semdin Sakik'in 33 askerin sehit edilmesi ve Olof Palme cinayeti konularinda kendisinin talimati oldugunu söyledigini hatirlatan Öcalan, bunun kesinlikle dogru olmadigini savundu. Sanik Öcalan, bir baska soru üzerine, Celal Telabani araciligi ile dönemin Basbakani Turgut Özal ile görüstügünü ileri sürdü. Öcalan, ''Özal'in istemi üzerine tek tarafli ateskes ilan ettik. Özal, ateskes haberini aldiktan sonra Talabani'ye, (10 yildan bu yana ilk defa rahat uyudum) demis'' iddiasinda bulundu. Sayfa basi -SANIK ÖCALAN: -''SURIYE'DE IKEN YER DEGISTIRMEM KONUSUNDA YALÇIN KÜÇÜK'TEN UYARI GELDI'' -''ANAP GENEL BASKANI YILMAZ'IN BANA BU DOGRULTUDA HABER GÖNDERDIGI IDDIALARI KESINLIKLE DOGRU DEGILDIR'' IMRALI (A.A)- Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, Refahyol Hükümeti döneminde, kapatilan RP'nin Genel Baskani Necmettin Erbakan tarafindan Suriye'deki temsilcilerine iki mektup geldigini ileri sürdü. Öcalan, kendisinin Suriye'de bulundugu sirada yakalanmasi olasiligina karsi, Prof. Yalçin Küçük tarafindan uyarildigini, ancak bu konuda ANAP Genel Baskani Mesut Yilmaz'in kendisine haber gönderdigi iddialarinin kesinlikle dogru olmadigini söyledi. Sanik Öcalan, Mahkeme Baskani'nin bir baska sorusunu yanitlarken, 1996 Nisan ayinda Mesut Yilmaz iktidara geldiginde önce HADEP'ten Recep Doganer aracigiyla Filistin ile Israil arasindaki sürece benzer bir iliski kurulmasini istedigini iddia etti. Öcalan, Yilmaz'in, ayrica bilgisi dahilinde yazar Alev Alatli'nin kendileriyle görüsecegi bilgisinin geldigini ileri sürdü. O zaman Sam'da bir bombanin patladigini ve iliskinin gerçeklesmedigini ifade eden Öcalan, Alev Alatli'nin daha sonra Avrupa'da ''Sahin'' diye bir örgüt görevlisiyle görüstügü yolunda bilgi aldigini kaydetti. -MEKTUPLASMA- Refahyol Hükümeti döneminde de bir mektuplasma oldugunu ve Suriye'deki temsilcilerine iki mektup geldigini ifade eden Öcalan, mektuplarin kapatilan RP'nin eski genel baskani Necmettin Erbakan tarafindan gönderildigini bildirdi. Mahkeme Baskani'nin sorusu üzerine Sanik Öcalan, bu mektubun yaninda olmadigini, ancak arsivde bulundugunu söyledi. Öcalan, ''Araci olarak gazeteci Ilnur Çevik gönderilecekti, ancak bunun yerine mektuplar geldi'' dedi. Daha sonra sanik avukatlarina söz verildi. Sanik avukatlarindan Kemal Bilgiç, Mahkeme Heyetinden Cenevre Sözlesmesi'ne müvekkili Öcalan'in imza atip atmadigi sorusunun yöneltilmesini istedi. Mahkeme Heyeti bu istegi yerinde görmeyerek, soruyu yöneltmedi. Kemal Bilgiç, müvekkili ile hafta içinde durusmaya ara verildigi sirada görüsme olanagi saglanmasini istedi. Mahkeme Baskani, bu talebi ilgililere iletecegini söyledi. Avukat Kemal Bilgiç, terör örgütünün sivillere yönelik eylem yapilmamasi konusunda karar verip vermedigi sorusunun yöneltilmesini istedi. Okyay'in bu yöndeki sorusu üzerine Öcalan, sunlari kaydetti: ''Bizim sivillere yönelik eylem yapilmasi konusunda karar almamiz sözkonusu degil. Biz sivillere yönelik eylemlere karsiyiz. Örgüt içinde dörtlü çete vardi. Ben bu çetyi daha önce açiklamistim. Biz bunlarla çok mücadele ettik. Sivillere yönelik eylemlerin gerçeklesmemesi konusunda çaba harcadik.'' -''YILMAZ'IN HABER VERDIGI DOGRU DEGIL''- Müdahil avukatlarindan Cahit Torun'un ''Yalçin Küçük, operasyonlar olacagi konusunda size bilgi verdi mi?'' sorusunu Okyay saniga yöneltti. Öcalan da, Prof. Yalçin Küçük ile telefonda görüstügünü, yakalanmamasi için Küçük'ün kendisine yerini degistirmesi konusunda uyarida bulundugunu bildirdi. Sanik Abdullah Öcalan, ''Bu konuda ANAP Genel Baskani Mesut Yilmaz'in bana haber gönderdigi kesinlikle dogru degildir'' diye konustu. Sanik Öcalan, bir baska soruyu yanitlarken, Erbakan'in gönderdigi mektupta ekonomik ve sosyal paket açilmak istenildigi, siddet ortaminin bunu engelledigi ve kendilerine ''bunu durdurursaniz iyi olur'' denildigini anlatti ve kendisinin de bunu kabul ettigini söyledi. Terör örgütü elebasi Öcalan, Basbaglar köyü katliami ile ilgili bir soru üzerine, Basbaglar köyü'ndeki katliamdan kendisinin haberinin olmadigini ve bunu tasvip etmedigini savndu. Öcalan, katliamin sorumlusunun doktor Baran oldugunu iddia etti. Okyay'in, ''Örgüt mensuplariyla irtibatinizi nasil sagliyorsunuz?'' sorusu üzerine Öcalan, telsiz ve telefon görüsmeleriyle sagladiklarini, arasira da kuryeler kullandiklarini anlatti. Mahkeme Baskani Turgut Okyay, sanigin nüfus ve sabika kaydinin, periyodik olarak yapilan saglik kontrollerine iliskin raporlarin ve maktüllerin otopsi tutanaklarinin geldigini söyledi. Sanik Öcalan da, periyodik olarak doktor kontrolünden geçirildigini ifade ederek, gelen belgelere bir diyeceginini olmadigini belirtti.

TERÖR ÖRGÜTÜ ELEBASI YARGILANIYOR ... -ÜÇÜNCÜ GÜN DURUSMASI BASLADI -MAHKEME BASKANI OKYAY, BASIN ORGANLARINDA YER ALAN BAZI IDDIALAR KONUSUNDA SANIK ÖCALAN'A SORULAR YÖNELTTI -ÖCALAN: -''ALMAN SENATÖR LUMMER ILE SAM'DA GÖRÜSTÜM. AVRUPA'DAKI SIDDET EYLEMLERININ ÖNLENMESI KONUSUNDA YARDIM ISTEDILER'' -''DEMIREL'IN AGAR'IN OGLUNUN DÜGÜNÜNE GITMEYECEGI BILGILERINI AVUKAT SELIM OKÇUOGLU BIZE GETIRDI'' -''SANLIURFA, GAZIANTEP VE CILVEGÖZÜ'NDE YAKALANAN SILAHLAR HIZBULLAH'A GIDIYORDU. BIZE GELSEYDI IRAN HUDUTTA TESLIM EDERDI'' -''INTIHAR EYLEMI EMRI VERMEDIM'' IMRALI ADASI (A.A)- Terör örgütünün elebasi sanik Abdullah Öcalan'in Imrali Adasi'nda yargilanmasinda üçüncü gün durusmalari basladi. Öcalan, Alman Hiristiyan Demokrat Birlik Partisi eski parlamenteri Heinrich Lummer ile Sam'da görüstügünü, Lummer'in Avrupa'daki siddet eylemlerinin önlenmesi konusunda yardim istedigni söyledi. Öcalan Gaziantep, Sanliurfa ve Cilvegözü'nde yakalanan 6 TIR dolusu silahin Hizbullah Örgütü'ne gittigini bildirerek, ''Bize gelseydi, Iran hudutta kendisi teslim ederdi'' dedi. Mahkeme Baskani Okyay, saat 09.55'te baslayan üçüncü gün durusmalarinin ilk oturumunda, dün mahkemeye verilen dilekçedeki konularin incelendigini belirttikten sonra sanik Öcalan'a bazi basin yayin organlarinda yer alan iddialar konusunda sorular yöneltti. M. Turgut Okyay'in Öcalan'a yönelttigi sorular ve aldigi yanitlar söyle: Okyay: Dünkü durusmada, Cumhurbaskani Süleyman Demirel'in Mehmet Agar'in oglunun dügününe gitmesinin engellendigini söyledin. Demirel'in, Agar'in dügününe gitmesini engelleme olayina açiklik getirir misin? Öcalan: Bizim engellememiz diye bir sey söz konusu degil. Bize verilen bilgiler Demirel'in gitmeyecegi yönündeydi. Bizim etkimiz yok. Okyay: Kim ulastirdi bilgileri? Öcalan: Bize gelen bilgi notlarinda vardi. Okyay: Kim getirdi bunlari? Öcalan: Bir avukat... Selim Okçuoglu, bilgi kabilinde getirdi. Okyay: 1984'te Lazkiye'de Papendreau ve Esad görüsmesine katilmissin... Öcalan: Benim böyle bir görüsmem olmadi. Kesinlikle ben davet edilmedim. Okyay: Ebu Nidal örgütünün PKK ve Ermeni terör örgütünün birlikte çalistiklari yönündeki bilgiler var, ne diyorsun? Öcalan: Kesinlikle dogru degil. Ebu Nidal'i tanimiyorum. Güney Kibris'ta egitim konusunda herhangi bir çalisma yapilmadi. Bu dogru degil. Okyay: Lisaridis ile bir görüsmeniz oldu mu? (Vassos Lisaridis-Kibris Rum Kesimi Sosyalist Parti Lideri) Öcalan: Sadece adini duydum. Görüsme olmadi. Okyay: Kara para aklayan bir Libyali sirket ile iliskiniz oldu mu? Öcalan: Bilgim yok. Okyay: Suriye'nin örgütün 2000 yilina iliskin bir stratejik eylem programi hazirladigindan bilginiz var mi? Öcalan: Böyle bir bilgi ve belgeden haberim yok. Öyle niyeti olsa da bize yansitmadi. Okyay: Almanya istihbarat örgütünün Temmuz 1995 raporunda gazetelerde çikan kundaklama ve siddet eylemlerini sizin yönlendirdiginiz yer aliyor. Bunun durdurulmasi için Alman senatör Henry Lummer ile Sam'da bir görüsmeniz oldu mu? Öcalan: Lummer ile görüsmem dogrudur. 1995-96'da Almanya'daki hukuk ve demokrasiye dikkat etme temelinde olmustur. Avrupa'da siddet eylemlerinin durdurulmasi konusunda yardim istediler. Almanya'da çok sayida örgüt mensubu var. Özel olarak bir çaba harcamami istediler. Yasalara uyulmasini istediler. Okyay: Suriye kürtlerinin Suriye yönetimini desteklemleri için bir girisiminiz oldu mu? Öcalan: Kendi demokratik kültürel haklari almalari ve rejimle dostluk içinde olmalarini istedim. Konusmalarim bu yönde. Okyay: Suriye Hükümeti, Kürtler'in PKK'ya katilmasi için askere alma bürosu kurmus, bu dogru mu? Öcalan: Suriyeli Kürtler'in genellikle Türkiye'den gelmis ve ayni özelliklere sahip akrabalari vardi. Bu temelde katiliyorlar. Bundan Suriye Devleti'nin bilgisi vardir. Ancak askere alma gibi özel büro konusuna rastlamadim. Okyay: Sanliurfa, Cilvegözü, Gaziantep'te 6 TIR silah yakalandi. Örgüte mi gidiyordu? Öcalan: Bize gelmiyordu. Lübnan'da Hizbullah'a gidiyordu. Bize gelseydi, Iran kendisi hudutta teslim ederdi. Okyay: Hatay operasyonunda yakalanan örgüt üyelerinin beyanlarinda, ''Roli'' kod adli Ebru Arzu Erdal'in Öcalan tarafindan öldürüldügü söyleniyor? Öcalan: Özel olarak bir kisiyi vurma talimatim olmadi. Aksine öldürülmemesi yönünde uyarilarim oldu. Okyay: 15 Ekim 1996'da bir panelde intihar eylemlerinin Türkiye'de yapilmasi konusunde emir verdiginiz, söyleniyor ne diyorsunuz ? Öcalan: Hiçbir intihar eylemi emri vermedim. Tasvip etmedim. Tekrarlanmamasi için çabalarim vardir. Sayfa basi -SANIK ÖCALAN: ''YUNANISTAN VE GÜNEY KIBRIS'TAN PARA YARDIMI GELMISTIR'' -''ISYERLERI VE ÇIFTLIKLERI, 1986'YA KADAR KÖYLÜ IKTIDAR ANLAYISINA SAHIP INSANLAR YAKMIS OLABILIRLER'' -''TURISTIK TESISLERE, FABRIKALARA VE DIGER ÜRETIM MERKEZLERINE SALDIRI TALIMATI VERMEDIM'' -AVRUPA'DAN BAGIS ADI ALTINDA DESTEK VARDI, SURIYE HALKINDAN DESTEK GÖRDÜK'' IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, Yunanistan ve Güney Kibris Rum Kesimi'nden para yardimi geldigini bildirdi. Öcalan, isyerleri ve çiftlikleri 1986'ya kadar ''köylü iktidar'' anlayisina sahip insanlarin yapmis olabilecegini ileri sürdü. Sanik Öcalan, ''Turistik tesislere, fabrikalara ve diger üretim merkezlerine saldiri talimati vermedigini'' iddia etti. Mahkeme Baskani M. Turgut Okyay ve müdahil avukatlari, üçüncü gün durusmalarinin ilk oturumunda, sanik Öcalan'a bazi basin yayin organlarinda yer alan iddialar konusunda sorular yönelttiler. M. Turgut Okyay ve müdahil avukatlarin saniga yönelttigi sorular ve aldigi yanitlar söyle: Okyay: Cezaevlerindeki açlik grevleri yönünde talimat verdin mi? Öcalan: Açlik grevleri hakkinda talimat vermedim, bunlari uygun bulmadim. Okyay: Terör örgütü elamanlarindan Kani Yilmaz, Ali Haydar Kaytan ile Sakine Cansiz'in ölüm emrini verdin mi? Öcalan: Yasiyorlar. Arastirilabilir. -YUNANISTAN VE KIBRIS RUM KESIMININ YARDIM- Okyay: Yunanistan ve Kibris Rum Kesimi'ndeki iki kurulustan yardim aldiniz mi? Öcalan: Para yardimi gelmistir. Bunlari bölge sorumlulari biliyor. Böyle yardimlar oluyordu. Okyay: Güneydogu ve Dogu Anadolu Bölgesi'ndeki isyerlerini ve çiftlikleri neden tahrip ettiniz? Öcalan: Örgüt içinde 1987 yilinda çizgi savasimi yasaniyordu. 1986'ya kadar sürdü. Köylü iktidar anlayisina sahip insanlarin yanlislari. Yakip yikmis olabilirler. Buralarda avare, asi çete gruplarinin oldugunu duyuyordum. Bunlar bizi çok ugrastirdilar. Sinirlandirdik, eylemler tek tek olmaya basladi. Okyay: Bir örgüt elemanina bizzat turistik tesislere ve fabrikalara yönelik eylem emri verdin mi? Öcalan: Ben kendilerini arayarak turist tesislere, fabrikalara ve diger üretim merkezlerine saldiri talimati vermedim. Özel yöntem olarak PKK'nin yapisi buna çok uygundu, ancak ben bunu en çok engelleyenlerden biriyim. Çok anarsik yapili ve karisik bir örgütte bu tür eylemler daha çok olabilirdi. -AVRUPA'DAN VE SURIYE'DEN DESTEK- Bir müdahil avukat: PKK'nin 3. Kongresi'nde, (en kisa zamanda asker sayimizi 10 binden 50 bine çikartacagiz) dediniz. Sizi besleyen gelir kaynaklari nelerdir? Öcalan: Bu konuda Avrupa'da bagis adi altinda destek vardi. Zorlama olmamasi konusunda uyarida bulundum. Zorla alindigi yerler vardir. Suriye halkindan destek gördük. Okyay: Yunanistan'dan da gördünüz mü? Öcalan: Yunanistan'dan maddi yardim sinirliydi. Bu konularda fazla sikinti çekmiyorduk. Ben, 1993'ten sonra siyasal bir çizgi gelistirmeye yönelttim örgütü. Müdahil avukat Nejdet Küçüktaskiner: (Geçtigimiz yillarda öldürülen Savas Buldan ve Behçet Cantürk'ün terör örgütüyle iliskisi konusunda) Uyusturucu isiyle ugrasan Savas Buldan ve Behçet Cantürk'ün terör örgütüne yardimi nedir? Ayrica Cantürk'ün, Özgür Gündem Gazetesi'nin patronu, Buldan'in da terör örgütü PKK'nin Moskova temsilcisi oldugu söyleniyor. Bu konuda bilginiz var mi? Öcalan: Buldan Moskava temsilcisi degil. Bürüksel'de kurulan Kürt Parlamentosu'nun üyesidir. Sonradan duyduguma göre Cantürk, Özgür Gündem Gazetesi'nin yüzde 10 payina sahiptir. Baskan: Bunlardan yardim aldiniz mi? Öcalan: Bu konuda bilgim yok. Cezaevlerinde para toplaniyordu. Kendileri de para toplamis olabilir. Müdahil avukatlardan Füsun Dikmen: ''Kapatilan DEP'in Remzi Kartal'in esinin kaçilirip alikoyuldugu'' yönündeki sorusuna müdeahale eden Mahkeme Baskani Okyay, heyet üyeleriyle birlikte bu sorunun yöneltilmemesine karar verdi. Sayfa basi -MÜDAHIL AVUKAT AYAYDIN: - ''BABAM SADECE KÜRTÇE, BEN TÜRKÇE VE KÜRTÇE KONUSURUM. OGLUM ISE YALNIZCA TÜRKÇE KONUSUYOR'' -''4 BIN YILLIK TARIH IÇINDE BIRLIKTE YASADIK. BUNDAN SONRA DA BERABER YASAYACAGIZ'' -MAHKEME BASKANI OKYAY: ''KIMSENIN GÜCÜ BIZI AYIRMAYA YETMEZ'' -ÖCALAN: ''INGILTERE'NIN BU YÖNDEKI GELENEKSEL ÇIZGISI BELLIDIR'' IMRALI (A.A)- Terör örgütünün elebasi sanik Abdullah Öcalan'in yargilandigi davanin bugünkü durusmasinda, müdahil avukutlardan Kazim Ayaydin, ''4 bin yillik tarih içinde birlikte beraber yasadik. Bundan sonra da beraber yasayacagiz'' dedi. Müdahil avukatlardan Kazim Ayaydin, Kürtler'in ve Türkler'in 4 bin yildir birlikte yasadiklarini, annesinin ve babasinin sadece Kürtçe konustugunu, kendisinin Kürtçe ve Türkçe, oglunun ise sadece Türkçe konustugunu belirtti. Ayaydin, ''4 bin yillik tarih içinde birlikte beraber yasadik. Bundan sonra da beraber yasayacagiz. Bizi kim ayirabilir'' diye konustu. Ayaydin'in bu sözleri üzerine Baskan, ''Öyle olacak birlikte yasayacagiz. Kimsenin gücü bizi ayirmaya yetmez'' seklindeki görüslerini dile getirdi. Sanik Öcalan, Ayaydin'in bu sözleri karsisinda söz alarak, avukatin konusmalarinin önemli bir bölümüne katildigini, dogru yönleri oldugunu söyledi. Öcalan, söyle devam etti: ''Birlik hususu Türk-Kürt iliskilerinde egemendir. Daha önce 200 yillik geçmiste çatismalar oldu. Dis ve iç güçler etken olmustur. Buna ragmen birlikte yasayacagiz. Bilinçli olarak yabanci güçlerin beni kullandigini söylemedim. 90'dan itibaren bizi yabanci güçlerin kullanmak istemelerine karsi mücadele ettim. Ingiltere'nin bu yönde geleneksel çizgisi bellidir. -INGILTERE'NIN TAVRI- Ingiltere benim için kiyamet kopariyor, aleyhimde yayin yapiyor. Yönlendirme istekleri, bu yöndeki Kürt politikalari olduguna inaniyorum. Kürtler'i kendi islerinde çalistirarak, Türkiye'ye karsi problem olarak kalmasini istiyor. Ben buna karsi tavrimi gelistirdim.'' Bunun üzerine, savunma avukatlarindan Kemal Bilgiç, 3 gündür saygin bir yargilama yapildigini, kisisel görüslerin toplumun bir kesimi adina söylenmesinin yanlis oldugunu söyledi. Baskan Okyay, bu sözler üzerine avukatlara tesekkür etti. Savunma avukati Bilgiç, Kürt sorununun üniversitelerde ve bilim adamlari tarafindan arastirilmasi gerektigini, Türkiye'de ciddi sorunlar yasandigini, 2839 sayili yasayla Kürtçe'nin yasaklandigini ve daha sonra kaldirildigini hatirlatti. Okyay ise, söz konusu yasanin hatali oldugunu, incelendikten sonra kaldirildigini belirtti. -BASKI VAR MI?- Durusmanin bundan sonraki asamasinda sorular ve sanik Abdullah Öcalan'in cevaplari söyle gelisti: Okyay: 1987'den sonraki örgütün amaçlari arasinda yer alan sivil hedeflere yönelik saldiridan bahseder misin? Öcalan: Gerçekten bazi bilgisizler vardi. Bu konuda içimizdeki çatisma ciddidir. Sivil hedeflere yönelik saldirilarda çatisma yasandi. Bu, içimizdeki çatismanin dogurdugu saldirilardir. Bir çizgi savasimi verdim, çok mücadele ettim. Müdahil avukatlarindan Sevket Can Özbay: Kürtler'e yönelik bir baski var mi? Öcalan: Bir halkin dilini kullanmasi çok önemlidir. Türkiye'de Kürt dilinin konusulmasinin yasaklanmasi dogru degil. Bu ciddi bir baskidir. Ancak sizin bu konuda verdiginiz bir karar var. Bu, çözüm öneriyor. Okyay: Bu konuda bir karar verdik. Baski, zulüm, iskence bugün sürüyor mu? Öcalan: 1990'lardan sonra birlik içinde Türkiye'de insan haklarinda gelismeler var. Bundan sonra isyan yanlistir. Mesele çözüm yoluna girmistir. Baris ve kardeslik için duyarli olmak gerekir. Okyay: Terör örgütü elebasi tarafindan yazildigi bildirilen bazi kitap ve kitapçiklar var. Bunlar senin tarafindan mi yazildi? Öcalan: Ben, Duran Kalkan ile birlikte hazirladim. Örgütlenme brosürü ve diger seylerle ilgili olarak ve Duran Kalkan ve digerleriyle birlikte hazirladim. -KÖY KORUCULARINA YÖNELIK EYLEMLER- Okyay: 3. Kongre'de geçiçi köy korucularinin evlerinin, isyerlerinin ve yakinlarinin öldürülmesi yönünde bir emir verdin mi? Öcalan: Bilmiyorum, kabul etmiyorum... 3. Kongre'de böyle bir karar alinip alinmadigini hatirlamiyorum. Sivil hedeflere yönelik eylem yaptirmadim. Okyay: 4. Kongrede Cahit Sener'i, elestirilerde bulundugu için Kamisli'da öldürttünüz mü? Öcalan: Bu Kesire Öcalan'in Vejin fraksiyonu ile baglantilidir. Kendisinin bize yönelik faaliyetleri var. Öldürme Kamisli'da oluyor. Bir grupla ayni evde bulunurken öldürülüyor. Okyay: Emir verdin mi? Öcalan: Beni elestirdigi için böyle bir emir vermedim. Bu nedenle öldürülmedi. Örgütten kopmus, Vejin örgütüne girmek istedigi için arkadaslari tarafindan ve bize komplo kurmak isterken öldürüldü. Karsilikli iç çatisma geregi bu. Sanik Öcalan'i, sorulara yanit verirken zaman zaman samimi olmasi konusunda uyaran Mahkeme Baskani Okyay, daha sonra davaya müdahil olarak katilacaklarin tutanaga geçirilecegini bildirdi. Okyay, bu süreçte isteyen izleyicilerin salon disina çikabileceklerini bildirdi. Izleyiciler, saat 11.45'te yeniden içeriye alindilar. Sayfa basi -MAHKEME BASKANI OKYAY, DAVACI MÜDAHILLERE SÖZ VERDI -ASTSUBAY OLAN ESI TERÖRISTLER TARAFINDAN ARAÇTAN INDIRILDIKTEN SONRA ÖLDÜRÜLEN YILDIZ NAMDAR: ''HAYALLERIMI KAYBETTIM'' -''SADECE ADALET ISTIYORUZ. BIZLER INSAN DEGIL MIYIZ?'' -''ARABADAN INDIRIP GÖTÜRDÜLER. YALVARIYORDUM, BIZI DINLEMEDILER'' -NAMDAR'IN SÖZLERI MAHKEME BASKANI OKYAY ILE SALONDA BULUNAN BIRÇOK KISIYI AGLATTI -SANIK ÖCALAN: ''ACILARINI PAYLASIYORUM'' IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan'in yargilandigi davada söz alan davaci müdahil Yildiz Namdar, astsubay olan esinin, birlikteyken araçtan indirilerek götürüldügünü ve daha sonra öldürüldügünü belirterek, ''Hayallerimi kaybettim. Sadece adalet istiyoruz. Bizler insan degil miyiz?'' dedi. Mahkeme Baskani Turgut Okyay, müdahil isimlerinin tutanaga geçirilmesinden sonra saat 11.45'ten itibaren, müdahil olmak isteyenlerin isimlerinin tutanaga yazildigini belirtti ve bu konuda müdahil olma istemlerine iliskin savcidan mütalaa stedi. Bassavci Cevdet Volkan, suçtan zarar gördükleri gerekçesiyle müdahilliklerine karar verilmesini talep etti. Mahkeme Heyeti, ayni gerekçeyle istemi kabul etti. Daha sonra savunma avukatlarindan Kemal Bilgiç söz alarak, sabah kullandigi bir sözün yanlis anlasildigini bildirdi. Bilgiç, kendisinin, yargilamanin 3 gündür 'saygin yapildigini' belirttigini, ancak tutanaga 'yasalara uygun yapildiginin' geçtigini öne sürdü. Ancak Baskan Okyay, öyle yazilmadigini, bunu daha sonra görebilecegini kaydetti. Okyay, davaci müdahillere konusmalari için sirayla izin verdi. -METNI AGLAYARAK OKUDU- Müdahillerden Yildiz Namdar, 3 sayfadan olusan ve oldukça duygulu cümlelerin yer aldigi bir metni, sürekli aglayarak okumaya çalisti. Astsubay olan esi Murat Namdar'in, izin dönüsü Erzincan yolunda terör örgütü PKK elemanlarinca öldürüldügünü ve olayi bizzat yasadigini anlatti. Yildiz Namdar, söyle konustu: ''Hayallerimi kaybettim. Insanliktan çikmis, öldürmekten baska bir sey bilmeyen bu canavarlar... Bu kin ve nefret niye? Ekmek veren bu devleti yikmak istemeleri, askeri, polise öldürmeleri neden? Hani insanlik, insan haklari... Sadece adalet diyoruz. Bizler insan degil miyiz? Murat kocamdi, canimdi, herseyimdi. Kürt-Türk diye hiçbir ayrim yapmadi. Askerlerine yol parasi verdi. Yemin ediyorum hiç kimseye ayrim yapmadi. Insanlik bu mu? O da anasini özlemisti. Izne gidiyordu. Erzincan'i geçtigimizde yolumu kestiler kimlik sordular. Adini söyleyerek, (Murat) dediler. Tuhaf birseyler vardi çevirenlerde... Serefli Türk askerlerinin elbiseleri vardi üzerlerinde. Ben süphelenmistim. Babam ve halam da ayni arabadaydi. Ancak Murat çok sakindi. Bana, ellerimi tutarak, (Sakin ol hayatim, bir sey yok) diye bizi, beni teskin ediyordu. (Murat bunlar terörist) diyordum. Insanliktan çikmislardi. Biraz gittigimizde yolun her tarafini çevirmisler ve bütün araçlari durdurmuslardi. Çocuklar, babam agliyordu. Arabadan indirip götürdüler, orada yalvariyordum. Bizi dinlemediler.'' -''ÇOK ACI ÇEKIYORUM''- Namdar'in bu sözleri, salonda bulunanlari, özellikle müdahiller ve avukatlarini gözyaslari arasinda birakti. Mahkeme heyetinin çok duygulandigi bu anda Baskan Okyay'in kürsü altindan mendili ile gözlerini sildigi görüldü. Yildiz Namdar, elinde Türk bayragi ve esinin resmiyle sanik terörist Abdullah Öcalan'a dönerek, ''Biz size ne yaptik. Çok aci çekiyorum. Biz hiç kimseye bir sey yapmadik'' dedi. Sanik Öcalan, bunun üzerine oturdugu yerden öne egilerek, ''Acilarini paylasiyorum'' dedi. Daha sonra Namdar'in aglayarak tamamladigi bu konusmasindan sonra müdahil yakinlari ve üç müdahil avukati, aglayarak disariya çikti. Gerginlesen ortami, Okyay'in ikazlari yatistirdi. Sayfa basi -SEHIT YAKINI TÜRKYILMAZ: ''VAMPIR APO ASILIRSA ÖYLE AFFEDEBILIRIM'' -TÜRKYILMAZ, SANIK ÖCALAN'A DÖNEREK, ''SESINI BOSA YORMA SENIN SONUN IDAMDIR'' DEDI -SEHIT YAKINI TEKELIOGLU: ''DÜNYA BIR VIRÜSTEN KURTULACAK'' -SEHIT YAKINI GENCER: ''30 BIN KISININ KANI VARKEN, BARIS NASIL TESIS EDILECEK'' -SEHIT YAKINI GENCER, ''O ÖRGÜT LIDERI DEGIL, KAPICISI VEYA ÇAYCISIDIR'' -SEHIT YAKINI KEPENLI DE, SEHIT ANALARI ADINA ÖCALAN'IN IDAM EDILMESINI ISTEDI -SEHIT BABASI ÇIÇEK, MAHKEME HEYETINDEN, OGLU TANER ÇIÇEK'IN KALAN 2,5 AYLIK ASKERLIGINI YAPMA TALEBINDE BULUNDU IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan'in yargilandigi davada söz alan davaci müdahil Züleyha Türkyilmaz, sanik Öcalan'in özrünün sahte oldugunu belirterek, ''Vampir Apo asilirsa öyle affedebilirim'' dedi. Sehit yakini müdahil Züleyha Türkyilmaz, sehit düsen Sabri Türkyilmaz'in kardesi oldugunu hatirlatti. Öcalan'in özrünün sahte oldugunu söyleyen Türkyilmaz, ''Vampir Apo'nun cani alinirsa öyle affedebilirim'' diye konustu. Türk-Kürt ayriminin olmadigini yineleyen Türkyilmaz, Avrupa Konseyi'nin, ''sanik Öcalan'in insan haklarindan söz ettigini, kendi agabeyi ve kardesinin insan haklarinin ne olacagini'' sordu ve Öcalan'a dönerek, ''Sesini bosa yorma, senin sonun idamdir'' dedi. Müdahillerden Kadir Tekelioglu da, Jandarma Kidemli Üstçavus Lütfü Tekelioglu'nun Sirnak Gülyazi'da sehit oldugunu vurguladi. Terör örgütü basinin kanli eylemlere imza attigini anlatan Tekelioglu, Öcalan'a dönerek, ''Biz, Apo'nun özrünü kabul etmiyoruz. Küçük çocuklarin canini nasil verecek. Idam edilsin, ondan sonra özür dilesin'' diye konustu. -''DÜNYA VE TÜRKIYE VIRÜSTEN KURTULACAK''- Tekelioglu, sanik Öcalan'in dis güçler tarafindan kullanildigini söyledigini, ancak bir örgütün lideri oldugunu iddia eden insanin, bunlari söylemesinin normal olmadigini belirterek, insani hayvandan ayiran en büyük özelligin akil oldugunu hatirlatti. ''Dünya ve Türkiye bir virüsten kurtulacak'' diyen Tekelioglu, terör örgütü elebasi Öcalan'a gerekli ceza verilmezse, sehit analarinin haklarinin haram olacagina dikkati çekti. Müdahillerden Bayram Elyürek de, oglu Alaaddin Elyürek'in sehit oldugunu belirterek, sanik Öcalan'a ve ailesine ''kendilerinin basina böyle bir sey gelirse ne yapacaklari'' sorusunu yöneltti. ''Asker ve polisten ne kötülük gördüklerini'' de soran Elyürek, mahkeme heyetine, ''jüri üyeleri'' diyerek, sonsuz güven duyduklarini ve gereken cezayi vereceklerine olan inancini dile getirdi. -SAYIN ÖCALAN- Müdahillerden Mehmet Gencer de, Deniz Piyade Astsubay olan oglu Serhat Gencer'i kaybettigini söyledi. Türkiye'de bugüne kadar birçok isyanin oldugunu, bunlarin tarihte yer aldigini kaydeden Gencer, söyle konustu: ''Simdi Ingiltere'yi suçluyor. Tarih bilmiyor mu? Örgüt lideri oldugunu söyleyen, bunlari ve tarihi nasil bilmez? Yüce Türk Devleti seni affetsin mi? Pismanlik Yasasi çikmaz ama, çiksa sen yararlanmak istiyor musun? Asker ve polise neden saldirdin. Bu kabul edilemez. Çocuklari PKK örgütü öldürdü sayin Abdullah Öcalan.'' Gencer'in, ''Sayin'' ifadesine müdahiller, ''Sayini birak'' diye tepkilerini dile getirdiler. ''Ben insanligimdan bunlari söyledim'' diyen Gencer, söyle devam etti: ''Ben insanligimdan bunlari söyledim. Türk ve Kürt ayrimi yoktur. 30 bin insani kani varken, baris nasil tesis edilecek. 3 ayda dagdan indirmek gücüne sahip olduguna inanmiyorum. O örgüt lideri degil, kapicisi veya çaycisidir. Benim yengem Kürt asilli. Agabeyim esi Kürt asilli. Iç içe girmisiz nasil ayirt edecegiz. Kiz alip vermisiz. Gerekli cezanin verilmesini istiyorum.'' -SEHIT ANALAR ADINA IDAM TALEBI- Müdahillerden Beyhan Kepenli de, ''Anneler aglamasin, esler dul, evlatlar babasiz kalmasin, acilar dinsin'' diye basladigi konusmasinda, ''Türkiye hepimizin kardeslik ve birlik içinde yasayalim sehit analari adina idamini istiyorum'' dedi. Müdahillerden Ilhami Çiçek ise, mahkemeden üç talebi oldugunu belirterek, bunlardan ilkinin sehit olan oglu Taner Çiçek'in kalan 2,5 aylik askerligini kendisinin yapmak istedigini söyledi. Çiçek, ikinci isteginin ''Türk ve müslüman olmayan sanigin idam edilmeden önce isminin degistirilerek, gerçek isminin verilmesini'' talep etti. Çiçek, üçüncü isteginin de, babasi ve oglunun sehit oldugu topraklarda, sanigin cesedinin birakilmamasini talep etti. Mahkeme Baskani Turgut Okyay, müdahil Çiçek'in son iki talebini tutanaga aynen geçirmedi ve ''sanigin cezalandirmasini istiyorum'' diye tutanaga aktardi. Sayfa basi -ANKARA 2 NO'LU DGM'NIN YEDEK ÜYESI MEHMET MARAS DURUSMALARI IZLIYOR -MARAS'IN, HEYETTE OLASI BIR BOSALMA VEYA ANAYASA'DA DGM'LERIN YAPISIYLA ILGILI BIR DEGISIKLIK YAPILMASI IHTIMALINE KARSI DURUSMALARI IZLEDIGI ÖGRENILDI -MEHMET MARAS'IN DURUSMALARI IZLEMESI IÇIN MAHKEME HEYETI TARAFINDAN HAZIRLANAN TUTANAGIN, DAVA DOSYASINA KONULDUGU BILDIRILDI IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan'i yargilayan Ankara 2 No'lu DGM'nin sivil yedek üyesi Mehmet Maras da durusmalari izliyor. Ankara 2 No'lu DGM Heyeti'nin, Maras'in durusmalari izlemesi için heyet tarafindan imza altina aldigi bir tutanagi dava dosyasina koydugu ögrenildi. Ankara 2 No'lu DGM'nin bu tedbiri, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 381. maddesinin 2. fikrasina göre aldigi belirtildi. Söz konusu fikra söyle: ''Bir celsede bitmeyecek durusmalarda maazereti dolayisiyla bulunmamasi ihtimali olan azanin yerine geçmek ve reye istirak etmek üzere ihtiyat aza bulundurulabilir.'' Saglik nedeniyle heyette bir bosalma olmasi durumunda veya Anayasa'da DGM'lerin yapisinin degistirilmesi yönünde bir degisiklik gerçeklestirilmesi halinde, Mehmet Maras, Hakimler ve Savcilar Yüksek Kurulu'nca Ankara 2 No'lu DGM'ye asil üye olarak atanabilecek. Böyle bir durum karsisinda Ankara 2 No'lu DGM'ye atanmasi muhtemel Maras'in, davanin seyri ve ''dosya mündecerati'' konusunda bilgi sahip olmasi amaçlaniyor. Bu arada, Mehmet Maras, davanin bugünkü durusmalari izleyici siralarinda, basin mensuplarinin bulundugu bölümde izledi.

MAHKEME BASKANI OKYAY, SANIK ÖCALAN'A SORULAR YÖNELTTI -SANIK ÖCALAN: ''ÖNEMLI BIR ÇAGRI YAPMAK ISTIYORUM. PKK'YA BARIS KONGRESI ÖNERMEK ISTIYORUM'' -''DEVLETIMIZ BARIS KONUSUNDA ÇAGRIDA BULUNSUN'' IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan'in Imrali Adasi'nda yargilandigi davanin dördüncü gün durusmalarina baslandi. Sanik Öcalan, önemli bir çagrida bulunmak istedigini bildirerek, ''PKK'ya baris Kongresi önermek istiyorum'' dedi. Öcalan davasinin dördüncü gün durusmalarinin ilk oturumu, saat 09.50'de mahkeme heyetinin yerini almasi ve sanigin durusma salonuna getirilmesiyle basladi. Mahkeme Baskani M. Turgut Okyay, elindeki dilekçeleri göstererek, hergün yüzlerce müdahillik dilekçesi geldigini kaydetti ve buna son verilmesini istedi. Okyay, müdahil avukatlarina, ''Sizlerden istirham ediyorum. Böyle giderse davayi makul sürede bitirmemiz mümkün degil'' diye konustu. Bugünkü durusmaya 11 müdahil avukati katilirken, sanik avukatlari ve yakinlari gelmedi. Mahkeme Baskani Okyay, sanik avukatlarinin mazeret telgrafi gönderdigini ve bunlarin incelendigini belirterek, avukatlarin mazeretleri nedeniyle durusmaya gelemeyeceklerini, durusma gününün kendilerine bildirilmesini istediklerini söyledi. Okyay, bu konuda sanik Öcalan'a söz verdi, bir talebi olup olmadigini sordu. Sanik Öcalan, ''Neden gelememisler, onu ögrenmek istiyorum'' diye sordu. Durusma daha sonra söyle gelisti: Okyay: Barinma sorunu nedeniyle gelememisler. Talebiniz var mi? Öcalan: Bu sorulariniza bagli. -BARIS ÇAGRISI- Okyay: Mahkemeye net ve samimi bilgi verin, böylece mahkemeye yardimci olursunuz. Kaçamak cevap vermeyin. Size sunu soruyorum: Iddianamedeki suçlardan daha fazlasinin islendigini söylediniz ve çözümün üniter devlet ile mümkün oldugunu kaydettiniz. Bu konuda parti konferasinda alinan bir karar var mi? Öcalan: Bu soruyu sordugunuz için tesekkür ediyorum. Geçmis, acilarla insanlari çok zor durumda birakmistir. Geçmis ne kadar agir olursa olsun gelecegi aydinlatmak için savunmamda bunlari belirttim. Bu konuyu herkesin çok iyi dinlemesini istiyorum. Bu Türkiye için çok önemlidir. Sovyetler Birligi dagildi. Birçok ülkede rejim degisiklikleri oldu. PKK da 1970'lerde ortaya çikti. Kusur islemeyen örgüt var mi? Birbirini suçlamayan parti var mi? (Dagdaki insanlari indiririm) dedim. Bana bu imkani saglarsaniz yaparim. Barisa çagrida bulunulursa, PKK baris ve kardeslige gelir. (Neden demokratik çözüme geç geldiniz) diye sorabilirsiniz. Size bazi belgeler verdim. Orada ne kadar samimi oldugumu görürsünüz. Ben örgüt içinde bir savas yürüttüm. Ben burada yasananlardan daha çok acilar çektim. PKK'nin kontrol altina alinmasi için çok çaba harcadim. (5 bin fedai hazirlamislar) denildi. Ben bunun dogru olmadigini söyledim. Bilhassa 1993 ve 1996'dan sonra sorunun üniter devlet yapisi içinde, demokrasinin gelismesi altinda çözülecegini anlattim. Kolay olmadi. 20 yilda bu asamaya geldim. Örgütün 6-7 kisilik konseyi benim görüsmü destekliyor. Bu konuda Özgür Politika dergisinde 3 çözüm önerisi yayinlandi. Hükümet barisa çagri yaparsa, mutlaka yanit bulacaktir. 20 yilda bu çizgiye varmamiz yadirganmasin. Eylemlerin, çözümü zora sokacagi sonucuna ancak 20 yilda ulasabildik. Önemli bir çagri yapmak istiyorum: PKK'ya bir baris kongresi önermek istiyorum. Bunun barisi getirecegini umuyorum. Zaten bu konuda bir baris kararimiz vardir. Yeter ki olumlu yanit bulsun. Devletimiz baris konusunda çagrida bulunsun.'' -''DEVLETIN EN ÖNEMLI DESTEK GÜCÜ OLACAKTIR''- Okyay: Uluslararasi iliskilerde sizleri yaniltan kimlerdir? Öcalan: PKK sadece karsit olmaktan çikmakla kalmayacak, devletin en önemli destek gücü olacaktir. Yeter ki herkes birlik olsun. Hatamiz günahimiz ne olursa olsun, firsat verilsin. Birlik olalim. PKK dagdan inecektir ve vatandas olarak destek olacaktir. Kimse bunu yanlis anlamasin.'' -MAHKEME BASKANI OKYAY ILE MÜDAHIL AVUKATLARI, SANIK ÖCALAN'A SORULAR YÖNELTTI -SANIK ÖCALAN: -''YUNANISTAN'IN BANA KARSI TAVRININ TEMELINDE YARDIM YAPMAK DEGIL, POLITIK EGILIM YATIYOR'' -''YUNANISTAN, 1993'TEN ITIBAREN BARIS EGILIMINE GIRDIGIMIZ IÇIN BIZI BALTALAMAK ISTEDI'' -''1996 YILINDA BASBAKAN KOSTAS SIMITIS BENI KASTEDEREK, (BU ADAM HARCANACAKTIR. KIMSE ONA SAHIP ÇIKMASIN) DEDI'' -''ATINA, BENI ÇARMIHA GERIP NEFESIMI TÜRKIYE'DE VERMEMI ISTEDI'' -''(BEN ÖLDÜRÜLÜRSEM TÜRKIYE'DEKI TÜRK-KÜRT KAVGASI KÖRÜKLENECEK) DIYE ATINAYI UYARDIM'' -''YA HEP YA DA HADEP DÖNEMINDE YER BULMALARI KONUSUNDA 200 BIN MARK YARDIMDA BULUNDUK'' -''ÖRGÜTÜN PARASI DAHA ÇOK AVRUPA'DADIR'' IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, Yunanistan'in kendisine karsi tavrinin temelinde yardim yapmak degil, politik egilimin yattigini söyledi. Yunanistan'in 1993'ten itibaren baris egilimine girinmesi nedeniyle kendilerini baltalamak istedigini bildiren Öcalan, ''1996 yilinda Basbakan Kostas Simitsi'in kendisini kastederek, (Bu adam harcanacaktir. Kimse ona sahip çikmasin) dedigini iddia etti. Sanik Öcalan, davanin bugünkü durusmasinda, Mahkeme Baskani M. Turgut Okyay'in çesitli konulardaki sorularini yanitlarken, ''Atina, beni çarmiha gerip nefesimi Türkiye'de vermemi istedi. (Ben öldürülürsem, Türkiye'deki Türk-Kürt kavgasi körüklenecek) diye Atina'yi uyardim'' dedi. Mahkeme Baskani M. Turgut Okyay'in, saniga yönelttigi sorular ve sanik Abdullah Öcalan'in yanitlari söyle: Okyay: Yunanistan, Suriye'den silah alinmasi konusunda 40 bin dolar yardim etmis. Bu dogru mu? Öcalan: Yunanistan yardim yapiyor. Yunanistan'in bana karsi tavrinin temelinde yardim yapmak degil, politik egilim var. 1993'ten itibaren baris egilimine girdigimiz için bizi baltalamak istedi. 1996'da Simitis beni kastederek, (bu adam harcanacaktir, kimse ona sahip çikmasin) dedi. Bunun yaninda, PKK'nin Avrupa temsilcisini ve sol örgüt mensuplarini Atina'da kabul etmesine ragmen, baris sürecine girdigim için beni kabul etmedi. Atina beni çarmiha gerip, nefesimi Türkiye'de vermemi istedi. Ben uyardim... (Yanlis yapiyorsunuz. Ben öldürülürsem Türkiye'deki Türk-Kürt kavgasi körüklenecek ve bunun sorumlulugu size ait olacak) dedim. Bu bir oyundur. -HADEP'E YARDIM- Okyay: HADEP'e kurulusunda ne kadar para yardiminda bulundunuz? Öcalan: Ya HEP, ya da HADEP döneminde yer bulmalari için biraz yardim istemislerdi, sanirim. 200 bin mark yardimda bulunduk, ancak bu konuda kimlerin aracilik ettigini bilemiyorum. Okyay: Mayinlari Italya'dan mi aldiniz? Çünkü Italyan menseeli mayinlar. Öcalan: Gerçekten bilmiyorum. Italyan menseeli mayinlar çoktur. Irak'ta pazara gidildiginde, bu dahil hemen hemen hersey bulunuyor. Okyay: Bazi Avrupali gazeteciler PKK'ya yardim etmek, desteklemek ve propagandasini yapmak için, PKK'dan para almislar. Bu konuda ne biliyorsunuz? Öcalan: Bu konuda bilgim yok. Ancak, örgütün Avrupa sorumlulari bir çalisma yapmislarsa bilemiyorum. Okyay: Bazi Avrupali parlamenterlerin seçim giderlerini PKK'nin karsiladigi söyleniyor. Öcalan: Bu konuda da ayni seyleri söyleyecegim. -ÖRGÜTÜN PARALARI- Müdahil avukatlarinin da, Mahkeme Baskan M. Turgut Okyay'dan söz alarak sanik Abdullah Öcalan'a sorular yönelttiler. Sanik terörist, bu sorulari da söyle yanitladi: Soru: PKK'nin yillik bütçesinin 250 milyon dolar oldugu söyleniyor. Örgütün parasi nerede tutuluyor? Öcalan: Daha çok Avrupa'dadir. Suriye'de çok azdir. Parayi dost kisiler veriyorlar ve çok çesitli bankalara yatiriliyor. Isviçre'ye agirlik verdiklerini duydum. Ayrica, bir banka kurma niyetleri vardi. Paralar, Isviçre'deki birçok bankaya yatiriliyor. Dostlar dedigim kisiler, Avrupa'da çalisan kisilerdir. Dostlar nereye isterlerse parayi oraya yatirirlar. Soru: Örgütün arsivleri nerede ve kimlerin kontrolündedir? Öcalan: Daginik sekildedir. Avrupa'da daha çoktur. Lübnan'da, Suriye'de ve Irak'ta da vardir. Bunlar, oralardaki örgüt sorumlularinin kontrolündedir. Avrupa'dayken arsivlerin sorumlusu (Sahin) kod adli biri ile Kani Yilmaz vardi. Ortadogu'dayken (Delil) kodun sorumlulugundaydi. Kafkasya'da ise sorumluluk (Mahir) kod da. Irak'ta karargahlar vardir. Burada birçok sorumlu vardir. Soru: Ifadelerde (Sahin) kod isimli kisi çok geçiyor. Gerçek adi nedir? Öcalan: Ismini biliyorum. Suriyeli kürtlerden birisidir. -MAHKEME BASKANI OKYAY ILE MÜDAHIL AVUKATLARI SANIK ÖCALAN'A SORULAR YÖNELTTI -ÖCALAN: -''ITALYA'DA, MOSKOVA'DA BANA INSANCA YAKLASILMADI. BEN TERCIHIMI TÜRKIYE LEHINDE KULLANDIM. BEN ÖLSEM DE KALSAM DA TÜRKIYE'DE OLACAGIM'' -''BANA VE AVUKATLARIMA BASKI YAPILMADI. TÜRKIYE'DE INSANLAR BANA SAYGIYLA YAKLASTI. ÖZELLIKLE DE SORGULANMAM SIRASINDA... BU, DEVLET YAKLASIMIDIR. BEN DE SAYGILI OLACAGIM'' -''SAHSIMA AIT HIÇ PARAM YOK. BUNA GEREK DUYMUYORUM. ISTEDIGIM HER BIRIMDEN PARA SAGLARIM'' -''SÜRGÜNDE KÜRT PARLAMENTOSU, TÜRKIYE ILE DÜSMANLIK TEMELINDE BIR YAKLASIM GÖSTERMESIN'' IMRALI ADASI (A.A)- Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, sözde ''sürgünde Kürt Parlamentosu''ndan, Türkiye ile düsmanlik temelinde bir yaklasim göstermemesini istedi. Sanik Öcalan, Italya ve Moskova'da kendisine insanca yaklasilmadigini ifade ederek, Türkiye'de ise insanlarin kendisine saygili oldugunu, avukatlarina ve kendisine bir baski yapilmadigini söyledi. Durusmanin ögleden önceki oturumunda, müdahil avukatlari, Mahkeme Baskani M. Turgut Okyay araciligiyla Sanik Abdullah Öcalan'a sorular yönelttiler. Müdahil avukatlarin Sanik Öcalan'a yönelttigi sorular ve yanitlari söyle: Soru: Özbekistan, Türkmenistan ve Kazakistan'da temsilcilikleriniz var mi? Öcalan: Özbekistan'da pek güçlü degil. Ancak Kazakistan ve Azerbaycan'daki temsilciliklerimiz güçlüdür. Oradaki halkla kaynasmislar. Moskova'daki temsilciligimiz, buralara para desteginde bulunuyor. Soru: Refah Partisi Mazlum-Der araciligiyla PKK'yla iliski kurdu mu? Öcalan: Bizimle girisimde bulunmak istedi. Ancak, kimse bana ulasamadi. Bazi alt düzeyde iliskiler olabilir. -''BEN ÖLSEM DE KALSAM DA TÜRKIYE'DE OLACAGIM''- Soru: Barisa katkida bulunmak istiyorsan, mesajini kalici kilmak istiyorsan, sözde sürgünde Kürt Parlamentosu'na bir mesajin olacak mi? Öcalan: Bu konu çok önemlidir. Sordugunuz için tesekkür ediyorum. Bu parlamento, ulusal kongre adi altinda bütün Kürtleri bagrinda toplamak isteyen bir kurulusa dönüsmüs. Beni de onursal baskanlari seçmisler. Türkiye ile demokratik cumhuriyet ile kalici bir baris ve kardeslik ortami istiyoruz. Türkiye ile düsmanlik temelinde bir yaklasim göstermesinler. Dostlukla yaklassinlar. Kürtlerin geleceginin Türkiye'de oldugunu bilsinler. Benim annem de Türkmendir, Türkçe konusur. Bu konuda yogun bir çaba içindeyim. Soru: Sanik, sorgusunda kendisine iskence yapilmadigini, herhangi kötü bir söz söylenmedigini ifade etti. Bazi Alman parlamenterler bunun tersini söylüyorlar. Bu dogru mu? Öcalan: Bu yaygin bir yaklasimdir. Ben Avrupa'ya gittim. Italya'da, Moskova'da bana insanca yaklasilmadi. Ben tercihimi Türkiye lehinde kullandim. Ben ölsem de kalsam da Türkiye'de olacagim. Ben destegi Türkiye'de gördüm. Ne bana, ne de avukatlarima baski yapilmadi. Türkiye'de insanlar bana saygiyla yaklasti. Özellikle de sorgulanmam sirasinda, bu devlet yaklasimidir. Ben de saygili olacagim. -ALMANYA- Soru: Alman Sark Enstitüsü Baskani Udo Steinbach ile görüstünüz mü? Öcalan: Almanya saniyorum, PKK konusunda ayri, benim hakkimda ayri düsünüyor. Benimle ilgili düsünceleri dislama temelindedir. Bu kisiyle 3 yil önce görüstüm. Genelde görüsmede Ortadogu konusu gündeme geldi. Sonuç benim açimdan dislanma biçiminde olmustur. Almanya'nin kendine göre bir konsepti vardir. Ben tercihimi Türkiye lehinde yaptiysam, bunun çok yogun bir temeli vardir. Benim 1996'dan beri yazismalarim oldu. Bütünlesmeye iliskin isaretlerim vardir. Bu görüse varmakta geç kaldik. Iyi niyetle oldugumuz konusunda kimsenin kuskusu olmasin. Soru: Brigitte Böhler kendisinin ve örgütün avukati midir? Öcalan: Böyle bir isim duydum. Roma'da iken yanima gelmisti. Ona sunu söyledim: Ben gökten Hazreti Isa olarak insem, siz Avrupalilar merhaba bile diyemezsiniz. Bu kisi benim avkatim ve temsilcim degildir. Soru: Yalçin Küçük operasyonlar yapilacagi konusunda yerini degistirmesi haberini kimden aldigini söyledi mi? Öcalan: Bürokraside birçok tanidigi oldugunu söyledi. (ANAP'a yakin bir bürokrat bana haber verdi) dedi. Soru: 1994 yilinda yapilan belediye baskanligi seçimlerinde Refah Partisi Seyh Osman aracigiyla baskan adaylari için sizden destek istedi mi? Öcalan: Seyh Osman'i duydum. Ama görüsmedim. Refah'in dostu olabilir. Refah Partisi bizden destek istemedi. Hatta bu kisi bize karsi faaliyet de yürüttü. Zaten Refah Partisi'ne böyle bir destek vermeyiz. Çünkü kendimiz bagimsiz olarak girmek istiyorduk. -ERMENISTAN- Soru: Ermenistan ile Azerbaycan arasindaki savasta PKK Ermenistan'a destek verdi mi? Öcalan: PKK Ermenistan safinda yer almamistir. Ermeniler'in bir harita meselesi vardi. Güneydogu'yu da içine alan... Biz bunu kabul etmedik. Bizim de haritamiz yok dedik. Iliskilerimiz bu nedenle kesildi. Soru: Turgut Özal, sizinle görüsmesi için kurye gönderdi mi? Öcalan: 1993'teki ateskes sürecinde Özal'la telefonla görüsmedim. Talabani aracigiyla görüsüyorduk. Gazeteciler, Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand'la görüstük. Yalniz, Cengiz Çandar Cumhurbaskani'ndan mesaj getirmedi. Özal'in kararli ve umutlu oldugunu söyledi. Soru: Kahraman Bilgiç'e itirafçilik görevi verdiniz mi? Öcalan: Hayir, sanmiyorum. Çok yönlü oynamak isteyen birisi. Bir çok kirli ilisilere bulastigini duydum. Soru: PKK, Yücel Zeydan'i kaçirmis ve öldürmüs, bu dogru mu? Öcalan: Benim bildigim kadariyla Mustafa Zeydan'in oglu var. Eger onu kastediyorsa, o yasiyor. Bu konuda Semdin Sakik'in ifadeleri dogru degil. Soru: Sahsiniza ait ne kadar para var? Öcalan: Hiç yok. Buna gerek de duymuyorum. Istedigim her birimden para saglarim. -MAHKEME BASKANI OKYAY ILE MÜDAHIL AVUKATLARI SANIK ÖCALAN'A SORULAR YÖNELTTI -SANIK ÖCALAN: -''ATATÜRK MILLIYETÇILIGINE INANIYORUM'' -''BAYAN MITTERRAND'IN PKK ILE ILISKILERI DOGRUDUR. ANCAK BEN BUNUN PRATIK BIR YARARINI GÖRMEDIM'' -''KÜRT TOPLUMUNDA HALEN ÇOK CIDDI BIR DEMOKRATIK BIR PROBLEM VARDIR'' -''KÜRTLER'IN ÖZGÜR TOPLUM OLMASI ENGELLENMISTIR, BUNUN KALDIRILMASINI ISTIYORUZ'' -''RUSYA'DA KÜRTLER'IN KALDIGI KÖYDE KÜLTÜR VE TEORIK ÇALISMA YAPILIYOR'' -MÜDAHIL AKTI: ''CIGERIMIZI YAKANA BIR PENÇE VURMAK ISTIYORUM'' IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, Kürt toplumunda çok ciddi bir demokratik problem bulundugunu, aga-seyh-aserit üçgeninin demokratiklesmenin önünde engel oldugunu söyledi. Müdahil avukatlarin, Mahkeme Baskan M. Turgut Okyay'dan söz alarak, sanik Abdullah Öcalan'a yönelttikleri sorular ve aldiklari yanitlar söyle: Soru: Alp Urungu diye birini taniyor musun? Öcalan: Türk tarihini az çok tanimaya çalisiyorum. Nasil müslümanlastiklarini biliyorum. Bunlar, Orta Asya'daki Türk uyruklaridir. Soru: Paris Kürt Enstitüsü'nden Dr. Mehmet Sükrü Sekman'in görüslerine katiliyor musun? Öcalan: 1920'lerde Kürt Teali diye bir cemiyet vardi. Ihtilaf devletleriyle iliski içindeydi. Bütün Kürt kuruluslarinin ayrismayi yasadigini biliyorum. Atatürk milliyetçiligine, kültür milliyetçiligine inaniyorum. Atatürk milliyetçiligi Hititler'e kadar gider. Ben demokratik cumhuriyet çatisi altinda toplanmak gerektigine inaniyorum. Soru: Ziya Gökalp'in görüslerine katiliyor musunuz? Öcalan: 1922'de ''Kürtler ve Türkler'' üzerine yazdigi yaziya aynen katiliyorum. Soru: Moskova'daki egitim kamplari hakkinda bilgi verir misin? Öcalan: Rusya'da bulunan Kürtler'in aldigi bir köy vardir. Orada kültür ve teorik agirlikli çalisma yapiliyor. Soru: Bayan Mitterand, PKK'ya asiri bir sempati besliyor. Örgüt ile iliskileri nedir? Öcalan: Iliskileri dogrudur... Kendal Nezan (Paris'teki Kürt Enstitüsü Baskani) iledir. Son zamanlarda bize de sempati duyuyor. Ancak ben, bunun pratik bir yararini görmedim. -ÖCALAN'A KITAP- Sorularin tamamlanmasinin ardindan, avukat Fuat Turgut, sanik Abdullah Öcalan'a, Resat Genç'in yazdigi ''Türk Inanislariyla Milli Geleneklerimizde Renkler: Sari, Kirmizi ,Yesil'' isimli kitabi vermek istedigini söyledi. Baskan Okyay, kitabi aldiktan sonra, sanik Öcalan da kafasini sallayarak, avukat Turgut'a tesekkür etti. Daha sonra durusmada, müdahillerin isimleri saat 11.00'de tutanaga yazilmaya baslandi ve yazma islemi 11.40'a kadar devam etti. Bu sirada, durusma salonunda bulunanlar, Baskan Okyay'in önerisi üzerine disari çiktilar. Yazim isleminin tamamlanmasinin ardindan müdahillerden 4 kisi, beyanlarda bulundular. Baskan Okyay, müdahilleri, ölçülü konusmaya davet ederek, taskinlik yapmamalarini istedi. Müdahillerden Münevver Akti, oglununun 7 yil, 10 ay, 3 gün önce sehit edildigini hatirlatarak, ''Aciyi çeken, atesten gömlegi giyen bilir. Yandik, kül olduk, bu acilarin bitmesini istiyoruz. Ben uzun süre tedavi gördüm. Cigerimizi yakana bir pençe vurmak istiyorum'' dedi. Müdahillerden Ercan Kurtkayasi ise 29 Mayis 1991 tarihinde agabeyinin sehit edildigini belirterek, ''Yüce adaletinden en agir sekilde, en kör biçak, en kör balta ile cezalandirilmasini istiyorum. Agabeyimin bir kili için dünyayi yakardim, ama bu adama bir sey yapamiyorum. Allah'indan bulsun'' diyerek tepkisini dile getirdi. Müdahil Nimet Paspinar ve Emine Çira da, içinde bulunduklari psikolojik durum nedeniyle konusamayacaklarini kaydederek, mahkemeye görüslerini içeren dilekçe sundular. Söz alan müdahil avukatlarindan Cahit Torun, sanik Öcalan'in durusmanin basindan beri ''güzel tavir'' sergiledigini, bundan memnun olduklarini belirterek, sorgusunda sürekli kullandigi ''demokratik cumhuriyet'' ifadesinden neyi kastegini sorulmasini istedi. Sanik Öcalan da, bu soruya su yaniti verdi: ''Bu, benim için önemli bir kavram. Kilit kavramlardan birisidir. Kürt toplumunda halen çok ciddi bir demokratik bir problem vardir. Kürtlerle devlet arasinda, aga, seyh, asiret üçgeni bir bent olusturmustur. Özgür toplum olmasini engellemistir. Bunun kaldirilmasini istiyoruz. Bu kaldirildiginda Kürt ve Türk kaynasacaktir, cumhuriyet güçlenecektir. Yeni bir taze kan verecektir. Bu kavram üzerinde ne kadar durulsa yeridir.'' -MÜDAHIL AVUKATLAR, ESAS HAKKINDAKI GÖRÜSLERINI BILDIRDILER -MÜDAHIL AVUKATI KESKIN: ''SANIGIN IDAMI ISTENIYOR. SUÇUNUN SABIT OLDUGU KONUSUNDA SÜPHE YOKTUR'' -AVUKAT BALCILAR: ''TÜRKIYE CUMHURIYETI DEVLETI, ABDULLAH ÖCALAN ILE PAZARLIK YAPMAZ'' -DURUSMANIN BU OTURUMUNDA KONUSAN MÜDAHIL AVUKATLARIN TÜMÜ, SANIK ÖCALAN'IN IDAMINI TALEP ETTILER IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütünün elebasi sanik Abdullah Öcalan'in yargilandigi davanin bugünkü durusmasina katilan müdahil avukatlarin tümü, Öcalan'in, Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesine göre idamini istediler. Müdahil avukatlarindan Hülagu Balcilar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Abdullah Öcalan'la pazarlik yapmayacagini söyledi. Durusmada, Mahkeme Baskani M. Turgut Okyay, müdahil avukatlarina esas hakkindaki görüslerini bildirmeleri için söz verdi. Ilk olarak söz alan Avukat Mehdi Keskin, Mahkeme Heyeti'ne ve cumhuriyet savcilarina sükranlarini sunarak, övgü dolu sözler söyledi. Türk hakiminin bagimsiz oldugunu ifade eden Keskin, ''Hakimlerimizin hiçbir seyi yoktur. Bir Allah'i ve bir de vicdani vardir'' dedi. Keskin, söyle devam etti: ''Sanik, 125. maddeye göre yargilaniyor ve hakkinda idam cezasi isteniyor. Sanigin suçunun sabit oldugu konusunda süphe yoktur. Çünkü suçu sabittir. Sanik ifadesini siyasi platforma çekmistir. Ancak, bu onu kurtarmaz. Onu idamdan kurtaracak bir madde vardir. O da TCK'nin 59. maddesidir. Ancak sanik için bu maddenin uygulanmasi mümkün degildir. Yalvarip pisman olmasi, (bir daha yapmayacagim) demesi mahkemede ne hale düstügünü göstermistir. PKK terör örgütünce çocuklarina doyamayan babalar, annesine bir kez daha sarilamayan çocuklar, agzi süt kokan çocuklar, aksakalli dedeler, beli bükük nineler hunharca öldürülmüstür. Kan veren, can veren sehitlerin ruhu cennetlerinden çikip Imrali'da bu mahkemede nur gibidirler. Zalimler, vicdansizlar için yasasin cehennem.'' -SALONDA GÖZYASI...- Müdahil avukatinin yaptigi konusma sirasinda duygulanan sehit yakinlari ve ailelerinin gözyaslarini tutamadiklari görüldü. Avukat Keskin, bu sirada sanik Abdullah Öcalan'a dönerek, ''Sehitler ölmez, vatan bölünmez'' diye bagirdi. Sanigin halk deyimiyle ''kelleyi kurtarmak'' istedigini, ancak bunun tutmayacagini düsünerek Türkiye'yi tehdit ettigini söyleyen Keskin, sanigin, ''Benim yasamam lazim, yoksa Türkiye'nin basina daha kötü bela gelir'' dedigini hatirlatti. Keskin, mahkeme heyetine yönelik, ''Siz 59. maddeyi uygulayamazsiniz'' diye konusan Keskin, bunu mahkemeye saygisizlik anlaminda degil, mümkün olmadigi için söyledigini ifade etti. Geçtigimiz günlerde Kastamonu'da sehitlere övünç madalyasi verilmesi törenine katildigini kaydeden Keskin, ''Apo'nun boynuna idam yaftasini da siz asin. Bu habis uru siz kesin. Degil hafifletme, mümkün olsa cezasinin agirlastirilmasi lazim, Sizden intikam degil, adalet istiyorum. Adalet vereceginize de eminim. Bütün Türk milleti sizden bu adaleti bekliyor'' seklinde konustu. Keskin, bu davada Türk halkinin sesinin ''adalet, adalet'' diye bagirdigini belirterek, ''Lütfen Apo'nun yalvarmalarina, tehditlerine kulak asmayin. Karariniz Türk adalet tarihine geçecek. Kararinizi bekliyor, adaletli kararinizi 65 milyon gibi ben de istiyorum. Nasil biliyorsaniz öyle yapin, kararinizin basimizin üstünde yeri var'' dedi. -''FARE KAPANINDA OLMASAYDI''- Avukat Hülagu Balcilar ise avukat Keskin'in görüslerine aynen katildigini belirterek, sanik Öcalan'in geçmise degil, bugüne ve gelecege atif yapmak suretiyle geçmisi unutturmak istedigine isaret etti. Davanin 125. maddeye göre açilmasinin dogru oldugunu ifade eden Balcilar, sanigin suçunu ikrar etmesinin davaya katkisi olmadigini kaydetti. Balcilar, ''Su anda cam kafes içinde, fare kapaninda olmasaydi, burada söylediklerini söyleyebilecek miydi? Bu dava dagdaki çetelere de örnek olmalidir. Bu yolun sonu sehpaya çikar. Sanik kendi kaderini kendisi belirlemistir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Abdullah Öcalan ile pazarlik yapmaz'' seklindeki görüslerini dile getiridi. Avukat Balcilar, demokratik haklarin, demokratik yollarla aranmasi gerektigini belirterek, ''Bir an evvel karar verilmeli ve infaz edilmelidir. Bu karar, ibret olacagi gibi sehit ailelerinin ve gazilerinin yüreklerine su serper'' diye konustu. Müdahil avukatlarindan Nizar Savas, Fuat Turgut ve Ruhi Bacanli, avukat Mehdi Keskin'in konusmasina aynen katildiklarini belirterek, sanigin idam cezasina çarptirilmasini istediler. Durusmaya daha sonra saat 14.00'e kadar ara verildi. -NOTLAR- Durusma sirasinda, müdahil avukatlarindan Fuat Turgut, terör örgütü elebasinin babasinin Ermeni asilli oldugu yolunda duyumlar bulundugunu ifade ederek, bunun saniga sorulmasini istedi. Baskan Okyay, avukata tepki göstererek, ''Ben bu soruyu sormuyorum. Bizim için önemli olan insanlarin kökeni degil, insanligidir'' dedi. Durusmayi mahkemenin yedek üyesi Mehmet Maras ilk üç günde oldugu gibi durusma salonunda izliyor. Bugünkü durusmanin ögleden önceki bölümünde iddia makaminda Ankara DGM Cumhuriyet Bassavcisi Cevdet Volkan yer almazken, sadece savci Talat Salk bulundu. -MAHKEME BASKANI MÜDAHIL AVUKATLARA SÖZ VERMEYE DEVAM ETTI -MÜDAHIL AVUKAT AKTAS: ''15 YILLIK VAHSET, KURU BIR ÖZÜR VE GERÇEKÇI OLMAYAN BARIS ISTEGINDE BULUNULARAK GIDERILEMEZ'' IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan'in durusmasinin 4. gününde söz alan müdahil avukatlardan Ünsal Aktas, ''15 yillik bir vahsetin, kuru bir özür ve gerçekçi olmayan baris isteginde bulunarak giderilemeyecegini'' söyledi. Saat 14.00'te baslayan durusmanin öglenden sonraki bölümünde müdahil avukatlarin esas hakkindaki iddialarini bildirmelerine devam edildi. Müdahil avukatlardan Ünsal Aktas, daha önce görüs bildiren meslektaslarinin beyanlarina katildigini bildirdi. Aktas, terörist sanik Öcalan'in mahkemede degisik bir anlayis sergilemeye çalistigini, stratejisinin sahte ve maskeli bir yaklasim tarzi oldugunu söyledi. ''Zehiri insana altin kupayla verirler. Cehenneme giden yol iyi niyet taslariyla döselidir'' seklindeki latin atasözlerini hatirlatan Aktas, sanigin sayisiz münferit ve toplu cinayetlerin birinci dereceden sorumlusu olduguna dikkati çekti. Avukat aktas, ''15 yillik vahset, kuru bir özür ve gerçekçi olmayan baris isteginde bulunarak giderilemez'' dedi. Aktas, iddianamenin hukuki anlamda kendilerini fazlasiyla tatmin ettigini belirterek, sanik hakinda idam cezasinin tatbik edilmesini istedi. Öcalan'i ''suç makinasi'' olarak nitelendiren Aktas, vatana ihanet suçunu isleyen sanigin, suçunu hafifletici bir neden bulunmadigina isaret etti. Aktas, ''Idama karsi olan bir hukukçu olarak, sanigin hakettigi idam cezasina çarptirilmasini istiyoruz'' dedi. Avukatlardan Cengiz Erkoyuncu, 5 avukat tarafindan hazirlanan ve Mehdi Keskin tarafindan okunan dilekçeye, aynen katildigini ifade ederek, ''Ben, müdahil avukatlarin en genciyim. Mehdi Keskin'in mahkemeye sundugu veciz ifadelerle dolu beyanlarina aynen katiliyorum. Bunlarin üzerine yeni bir beyanda bulunmayi saygisizlik olarak degerlendiriyorum'' seklinde konustu. Avukat Erkoyuncu, sanigin kurdugu PKK'nin ülkeyi bölmek amaciyla isledigi suçlarin, sanik hakkinda indirime gidilmesine olanak veremeyecegini bildirdi. Avukat Zeki Haci Ibrahimoglu da, daha önceki beyanlara katilarak, saniga isnat edilen suçun olustugunu vurguladi. Ibrahimoglu, sanigin 125. maddeye göre idam cezasina mahkum edilmesini ve indirim uygulanmamasini yönündeki talebi yineledi. Avukat Mükremin Türkmen, PKK ve onun basi sanik Öcalan'in, büyük yikimlara sebep oldugunu, yasayanan acilarin kefaletini omuzlarinda tasidigini söyledi. 4 günden beri devam eden durusmada, sanigin, kendi avukatlarinin da tasvip etmedigi suçlari isledigini ve bunlari mahkemede de teyit ettigini belirten Türkmen, ''15 yildan beri dünyada en kanli katliamlari islemis saniktan nedamet beklenemez. Sarfettigi baris ve kardeslik sözleri samimiyetsizdir ve açiktan destek aldigi ülkelere verilmis bir mesajdir'' seklinde konustu. Türkmen, sanigin isledigi suçlarla Avrupa Insan Haklari Mahkemesi'ne basvuru haklarinin olmadigini, olsa bile dikkate alinmamasi gerektigini sözlerine ekledi. Mahkemenin yaptigi yargilamanin, Türk hukuk tarihinde hakettigi mümtaz yerini alacagina isaret eden Türkmen, sanigin, samimiyetsiz tavirlariyla sehit ailelerinin acilarini daha da arttirdigini, bu nedenle idam cezasina mahkum edilmesini istedi. Müdahil avukatlari, esas hakkindaki iddialarini bildirmeye devam ediyorlar. -MÜDAHIL AVUKATLARI, ESAS HAKKINDAKI IDDIALARINI BILDIRMEYI TAMAMLADILAR IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan'in yargilandigi davanin dördüncü gününde müdahil avukatlari esas hakkindaki iddialarini bildirmeyi tamamladilar. Durusmanin bugünkü bölümü, müdahil avukatlarin esas hakkindaki iddialarini bildirmelerinin ardindan, saat 15.40'da sona erdi. Ankara 2 No'lu DGM, sanik avukatlarinin ''kalacaklari yer bulunamamasi nedeniyle mahkemenin bugünkü bölümüne katilmama'' yönündeki mazeretlerinin kabulüne karar verdi. Mahkeme Heyeti, Gemlik'deki bir misafirhanede sanik avukatlari ve yakinlari için 24 kisilik yer ayrildigi ve Gemlik Kaymakamligi'nca 2 minibüs tahsis edildiginin en seri sekilde sanik avukatlari ve yakinlarina bildirilmesi için DGM Cumhuriyet Bassavciligi'na yazi yazilmasina ve durusmanin bu nedenle yarin sabah saat 10.00'a birakilmasina karar verdi.

-DAVANIN 5. GÜN DURUSMASI BASLADI -SANIK AVUKATLARI, DURUSMA BASLAMADAN ÖNCE MÜVEKKILLERI ILE YAKLASIK YARIM SAAT GÖRÜSTÜLER IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan'in ''vatana ihanet'' suçundan idam istemiyle Imrali Adasi'nda yargilandigi davanin 5. gün durusmasi saat 10.00'da basladi. Durusmaya, tutuklu sanik Öcalan'in yani sira, avukatlari ve yakinlari, müdahiller ve avukatlari ile yerli ve yabanci basin mensuplari katildi. Sanik avukatlari, durusma baslamadan önce müvekkilleri sanik Öcalan ile yaklasik yarim saat süreyle görüstüler. Bu arada, Ankara 2 No'lu DGM Baskani Mehmet Turgut Okyay'in dünkü durusmada belirttigi gibi sanik Öcalan'a bu sabah günlük gazetelerin verildigi ögrenildi. -MÜDAHIL AVUKATLARI, SANIK AVUKATLARININ AÇIKLAMALARINI ''ÖRGÜT PROPAGANDASI'' YAPILIYOR DIYE PROTESTO ETTILER -MAHKEME BASKANI OKYAY, BU PROTESTO SIRASINDA MÜDAHIL AVUKATLARINDAN SEVKET CAN ÖZBAY'IN DISARIYA ÇIKMASINI ISTEDI -BUNUN ÜZERINE MÜDAHILLER VE AVUKATLARI SALONU TERKETTILER -DURUSMA 8 HAZIRAN SALI GÜNÜNE ERTELENDI IMRALI ADASI (A.A)- (Anadolu Ajansi ekibi bildiriyor)- Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan'in yargilandigi davanin 5. gün durusmasinda müdahil avukatlari sanik avukatlarinin bazi açiklamalarini ''örgüt propagandasi'' yapildigi gerekçesiyle protesto ettiler. Baskan M. Turgut Okyay,'in bu protestolar sirasinda müdahil avukatlarindan Sevket Can Özbay'in disariya çikmasini istemesi üzerine, müdahil avukatlari ve müdahiller de salonu terkettiler. Durusmanin bugün saat 10.00'da baslayan oturumunda önce müdahil avukatlari esas hakkindaki iddialarini bildirmeye devam ettiler. Daha sonra sanik Öcalan'a Mahkeme Baskani, Savcilar ve müdahil avukatlari çesitli sorular yönelttiler. Sorular ve sanigin yanitlari söyle: Savci Talat Salk: PKK ile IHD arasinda iliski var mi? Bu konunun açilmasini istiyoruz. Öcalan: Bunun yanitini daha önce verdim. Akin Birdal ile sahsen görüsmedim. Askerlerin birakilmasi için kurulan heyette yer aliyordu. Ben oradaki temsilcilere bu tür görüsmelerin iyi olacagini söyledim. Arabuluculuk niteligindedir. Okyay: IHD'den maddi para yardimi aldiniz mi? Öcalan: Para gönderilmedi, maddi manevi bir destek olmadi. Benim bir talimatim da yok. Okyay: IHD yayinlari konusunda bilgi verir misin? Öcalan: Kendi yayinlari vardi. Bizdeki bilgiler de gönderiliyordu. Bu bilgileri biz ulastiriyorduk. -HOLLANDA VE BELÇIKA- Savci Salk: Hollanda ve Belçika'daki egitim kamplarinin sorumlulari kimlerdir? Bu konuyu açar misin? Öcalan: Hollanda'nin eski kirsal alanlarinda villalar vardi. Oralar kiralaniyordu. Onlar temas kuruyordu. Okyay: Kimler temas kuruyordu? Öcalan: Legal olusumlar araciligiyla dernekler vasitasiyla. Dernekler buralari bulmamizda yardimci oluyorlardi. Buralarda siyasi egitim veriliyordu. Okyay: Hollanda makamlari bunu biliyor muydu? Öcalan: Avrupa'da siyasi egitim yasak degildir, Hollanda makamlari ses çikarmaz. Okyay: Hollanda yetkilileriyle görüstünüz mü? Öcalan: Bir, iki Hollandali gazeteci ile görüstüm, röportaj yaptim. Okyay: Ya Belçika...? Öcalan: Gerek Hollanda, gerek Belçika'da çok güçlü temsilciliklerimiz vardi. Bu temsilciliklerimiz, ERNK adiyla çalisiyordu. Zaten ERNK'nin birçok ülkede temsilcilikleri var. Okyay: Bunun PKK'nin yan kurulusu oldugunu biliyorlar miydi? Öcalan: Biliyorlardi. Bassavci Cevdet Volkan: Buradaki faaliyetlerle ilgili rapor geliyor muydu? Öcalan: Bize Kani Yilmaz ve Sahin kod telefonla bilgi veriyorlardi. Son 6 aydir bilmiyorum. Okyay: Türkiye'deki derneklerle iliskiniz var miydi? Isimlerini çok samimi olarak açiklamani istiyorum? Öcalan: HADEP ile IHD'yi söyledim. Bazi kürt kuruluslari vardi. Roja Welat isimli Kürt gazetesi vardi, Bir de Mezopotamya Kültür Dernegi var. Bunlar yasaldir. Kürt kuruluslari olarak biliyorum. Yasadisiliklari yok. Okyay: Bunlarla görüsüyor muydun? Öcalan: Avrupa üzerinde temsilciler görüsmüs olabilir. Okyay: Hollanda ve Belçika yetkilileri ile görüstünüz mü? Öcalan: Hollanda ve Belçika yöneticileri ile görüsmem, temasim, devlet adina bir görüsmem olmadi. Almanya ve Italya yetkilileri ile görüsmüstüm. Ondan sonra 5-6 yil önce bir Ispanyol yetkilisi ile parlamenter düzeyinde görüstüm. -INGILIZ LORD ILE GÖRÜSME- Okyay: Ingiliz Lordlar Kamarasi'ndan Lord Avebury ile bir görüsmen oldu mu? Öcalan: Agustos 1998'de iki üç kez görüsmüs olabilirim. Okyay: Bu kisi Ingiliz gazetelerinde yazi yaziyormus, bu kisi ile ne konustun? Öcalan: (1996'dan itibaren süreç var. 98 Eylül'ünde ateskese gitme düsüncemiz var siz ne düsünüyorsunuz) dedim. Ne (evet) ne (hayir) yanitini aldim. Ingiltere'nin klasik politikasi var. (Sizi devlet olarak destekleyemeyiz. Sadece dostuz.) dedi. Ateskese, (iyi olur) dedi. Ingiltere'nin bize sicak bakmadigini söyledi. Okyay: Yazilar için sizden 40 bin Sterlin almis, biliyor musun? Öcalan: Bu konuyu bilmiyorum. Bu çok ilginç. Avrupada'ki örgüt sorumlularinin böyle bir politikalarinin olup olmadigini da bilmiyorum. Lord çok zengin. Kendilerinin bize vermesi lazim, bizim almamiz gerekir. Ayrica Italya'da iken ismini hatirlamadigim baska bir lord ile de görüstüm. Lordlarin siyasi agirligi yok. Bu görüstügüm lord, bana (lordlarin siyasi agirligi yok, etkileri sinirli) dedi. Okyay: Bu görüsmelerinde, (insanlari niye öldürüyorsunuz, bu çocuklari niye öldürüyorsunuz) diye soran olmadi mi? Öcalan: O konulari tartismaya getirmediler. Konusmalarimiz siyasi içerikliydi. -UYUSTURUCU- Müdahil avukati: PKK'nin bu uyusturucu meselesi çok önemli. Suriyeli Hasan Keyfo, PKK ile uyusturucu konusunda isbirligi yapti mi, bunu açiklayabilir mi? Öcalan: Böyle bir ismi hatirliyorum, tanistim. Ilk kez Suriye'ye gittigimde iliski kurmustum, beni evine davet etti. 1982 yiliydi. Zengin birine benziyordu, köyleri vardi. Uyusturucudan zenginlesmis diye duydum. Daha sonra 90'li yillara dogru öldügünü duydum. Benim bilgim dahilinde terör örgütünün uyusturucuya bulasmasi mümkün degildir. Baskalari yaptiysa onun sorumlusu ben degilim. Müdahil avukati: Alman yetkililerle siddetin önlenmesi yaptigi görüsmeye Ali Homan Gazi mi aracilik etti? Öcalan: PKK'nin siddetine son vermesi için Alman yetkilerle Sam'da yaptigim görüsmeye bu kisinin aracilik ettigi dogrudur. Okyay: Kani Yilmaz'in Avrupa'da sizi önlemeye yönelik çalismasi var miydi? Öcalan: Bu konu ilginç. Benim de kuskum var. Beni önlemeye yönelik çalismalardan kusku duydum. Kani Yilmaz, Alman devlet politikasina uygun bir altyapiyi orada kurmus. Benim Avrupa'ya gitmem bu altyapiyi bozacakti. Bu nedenle Avrupa'ya gitmemi istemediler. Avrupa, kendi görüslerine uygun kisilerle iliski kurmak ister. Lummer ile görüsmeme aracilik eden de Ali Homan Gazi idi. Müdahil Avukati: Mediko enternasyonal kurulusu PKK'ya bagis yapti mi? Öcalan: Bagis topladigini duydum. Uluslararasi yardim kurulusudur. Kürt örgütlerine de yardim toplamistir. Bizim kamplara da faal tibbi deestek veriyorlardi. -GERGINLIK- Sorularin tamamlanmasinin ardindan, savunma avukatlarindan Kemal Bilgiç, sorusturmanin genisletilmesini istedikleri konulari siraladi. Bilgiç, geçtigimiz günlerde terör örgütü PKK'nin sözde Baskanlik Konseyi'nin aldigi ve terör örgütü elebasi Öcalan'in ''Baris ve kardeslik'' çagrisina paralel ifadelerin bulundugu açiklamalari okurken, bu açiklamadaki ''Büyük savasçilarin barisi da büyük olur'' ifadesini kullandi. Bilgiç, daha sonra yillardir devam eden çatismalarda 30 bin kisinin hayatini kaybettigini, diger ölenlerden de kendilerine müdahil olma yolunda dilekçe ile basvurular yapildigini iddia etti. Bilgiç'in bu sözlerinden sonra müdahil avukatlari itirazlara basladi. Örgütün propagandasinin yapildigini belirten müdahil avukatlarindan Cahit Torun, Mehdi Keskin ve Sevket Can Özbay, bu metnin okunmamasini istediler. Bu tartismalarin uzamasi üzerine Okyay, bu istemleri mahkemenin degerlendirecegini belirterek, sinirli bir sekilde ayaga kalkti ve Özbay'a ''Çikin disari'' diye bagirdi. -GAZI'NIN ÖFKESI- Bunun üzerine, müdahil avukatlari ve müdahiller salonu terketmeye basladi. Bu sirada müdahiller, ''Ermeni bozuntusu, senin canin yanmadi, bir çocugumu kaybettim, vatan haini, serefsizler'' diyerek tepki gösterdiler. Gazilerden birisi de bacagindaki protezi çikardi ve savunma avukatlarina göstererek, protesto etti. Bu sirada müdahil yakinlarindan birisi de fenalik geçirdi. Ortami yatistirmaya çalisan Baskan Okyay, daha sonra istemlere iliskin ara karari açiklamak üzere durusmaya ara verdi. Sanik Öcalan da bu sirada cam kafesten çikarilarak nezarete götürüldü. Salonun içinde de sanik yakinlari ile izleyiciler ve müdahiller arasinda jandarma tarafindan kordon olusturuldu. Mahkeme Heyeti verdigi ara kararda, sanik avukatlarinin sorusturmanin genisletilmesine iliskin tüm taleplerini reddederek, Cumhuriyet savcilarina esas hakkindaki mütalaalarini hazirlamalari için durusmayi erteledi. Durusma 8 Haziran Sali günü saat 10.00'da yapilacak. Sayfa basi

SANIK ÖCALAN SAVUNMASINI YAPIYOR -ABDULLAH ÖCALAN: -''BUGÜNE KADAR YAPILANLARIN SORUMLULUGUNU TASIYORUM'' -''MEVCUT ÇATISMAYI SÜRDÜRMEK AMACI ASIYOR'' -''BENIM SAVUNMAM HUKUKI DEGIL, SIYASIDIR'' IMRALI ADASI (A.A)- Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, bugüne kadar yapilanlarin sorumlulugunu tasidigini söyledi. Sanik Öcalan, savunmasinin hukuki degil, siyasi oldugunu ifade etti. Sanik Abdullah Öcalan, esas hakkindaki savunmasina baslarken, bu davanin Cumhuriyet döneminin en önemli davalarindan biri oldugunu ileri sürerek, ''Bunun adina ister kürt isyani, isterse terör deyin. Adi ne olursa olsun önemli davadir'' diyerek basladi. Bugüne kadar yapilanlarin sorumlulugunu tasidigini, ancak bundan sonra toplumsal sorunun çözümlenmesi için birseyler yapilmasi gerektigini, bunu kendisi için istemedigini savunan sanik Öcalan, daha sonra terör örgütü PKK'nin dogus nedenini kendine göre açikladi. Bu konuda mahkeme heyetine kisa bir mektup yazdigini, bu mektubun devlet yetkililerine de ulastirilmasini istedigini söyleyen Öcalan, mevcut durumda terör örgütü PKK'nin ''onurlu rolü'' nasil üstlenmesi gerektigi konusunda yapilmasi gereken acil seyler bulundugunu anlatti. Bazi konularda duygusal olunmamasi gerektigini, bugüne kadar kendisinin dogrulari söyledigini ileri süren Öcalan, bu kapsamda Kürtlerin Türklerle ve devletle olan iliskisinin dogru ele alinmasi gerektigini savundu. ''Kürt sorununun'' tarihsel gelisimine deginen ve Alparslan'in 1071'deki Malazgirt Savasi'nda ve daha sonra Yavuz Sultan Selim döneminde ve Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtulus Savasi döneminde Kürtlerin ve Türklerin birarada hareket ettigini kaydeden sanik Öcalan, Atatürk'ün kürtlerle birlikte ittifak yaptigini bu yönde açiklamalarinin bulundugunu, cumhuriyet döneminde elde edilen basarida Kürtlerin bu harekete katiliminin da önemli rolü oldugunu söyledi. Kürtlerin o dönemde Kürt Teali Cemiyeti adi altinda örgütlediklerini, bunlarin bir dönem Itilaf Devletleri ile ittifak içinde olduklarini, ancak daha sonra Kuvayi Milliye hareketine katildiklarini anlatan sanik Öcalan, daha sonra dogu ve batida bazilarinin adina ''kürt isyani'' bazilarinin adina da ''halk hareketi'' denilen olaylarin yasandigini söyledi. Öcalan, savunmasinda 1970'lere kadar bu tür isyanlarin devam ettigini, ancak Atatürk'ün kürtlere yerel özerklige benzer bir yaklasiminin bulundugunu öne sürdü. Sanik Öcalan, su görüsleri savundu: ''Bu isyanlar için en küçük bir engel bile yeterlidir. Bunlardan en önemlisi de dil yasagidir. Bu isyani tahrik eder. Anayasa Mahkemesi Baskani, Mahkeme'nin 37. kurulus yildönümünde bu dil yasagini dile getirmistir. 1970'li yillara kadar dünyanin hangi yerinde olursa olsun bu tür yasaklar isyani, anarsiyi dogurur bunun toplumsal zeminini yaratir. Kürtlere devletin saldigi ceza, daga çikmalari, korkuyla yasamalari PKK'yi çikartti. Çikis nedeni dogru degerlendirilmeli.'' Alparslan, Yavuz Sultan Selim, Sultan Murat ve Atatürk döneminde saglanan ittifakin cumhuriyet döneminde daha da gelismesi gerekirken, bunun saglanamadigini savunan Sanik Öcalan, bunun en temel problem oldugunu, terör örgütü PKK'nin varliginin da bunun göstergesi oldugunu iddia etti. Kosova'da bulunan toplu mezarlara dikkati çeken Öcalan, ''Bizde toplu mezarlar yok. Bizdeki hareketler sinirlidir. Ancak daha önce 'kürt' sözcügünü kullanmak suç sayiliyordu. Bu 1990'li yillardan sonra kaldirildi'' diye konustu. Öcalan, Avrupa'da insan haklarinin ve demokrasinin ön planda oldugu bir çagdaslasma döneminin yasandigini, bunun 1990'li yillardan sonra gelismeye basladigini belirterek, müdahil avukatlarin esas hakkindaki iddialarini dile getirirken belirttikleri bazi görüslere yanit verdi. Hem Kürtçe'nin hem de Türkçe'nin konusulmasinin daha demokratik bir çözüm oldugunu öne süren Öcalan, ''Çözüm yolu Kürtçe'nin özel yasamda ve yayin dilinde gelistirilmesidir'' dedi. -INGILTERE'NIN 150 YILLIK POLITIKASI- Sanik Öcalan, son 200 yillik isyanlara bakildiginda bunun sadece PKK'ya özgü bir ''isyan'' olmadigini da öne sürerek, bu isyanlarda dis etkilerin bulundugunu, Ingiltere'nin bu yönde 150 yillik politikasinin var oldugunu söyledi. Kürtlere dilde saglanacak serbestlik ile 1920'lerde kurulan birlikteligin bugün de gerçeklesecegini kaydeden sanik Öcalan, ''Bu bizi büyük birlik, büyük devlet olmaya götürecektir'' diye konustu. Terör örgütü PKK'nin ''isyaninin, son isyan'' olmasi gerektigini kaydeden sanik Öcalan, ''Bu gerçekten son isyan olmalidir. Taviz istemeyecegiz. PKK'nin çatismasi ortadan kaldirilmali 15 yilda yasananlar ortada. Bundan sonraki çatisma çok daha tehlikelidir'' dedi. Terör örgütünün 15 Agustos 1984'te 60 kisi oldugunu, bugün 10 bin civarinda elemani bulundugunu iddia eden sanik Öcalan, bu tehlikenin sona erdirilmesi gerektigini ifade etti. Terör örgütünün devletin bünyesi içine çekilmesi ve 21. yüzyila daha tehlikeli bir kavganin tasinmamasi gerektigini anlatan Öcalan, sunlari kaydetti: ''Bu sürdürülmemeli. Asil görev budur. Bunu yasamak için, sahsim için söylemiyorum, Yasamak istiyorum demedim. Bunu önlemek lazim. Devlete yönelen tehlikenin ortadan kaldirilmasi gerekir. Tehlike büyüktür. Bir yargilamayla sonuç aldik diyemeyiz. Zaten benim savunmam hukuki degil, siyasidir. Ne pahasina olursa olsun mevcut çatismayi sürdürmek amaci asiyor. Elde edecegin özgürlük için ulasacagin amaç için kullandigin araç gereksizdir. Bu çatismanin geregi yok. Bu 1990'larin basinda bitmeliydi.'' -FENALIK GEÇIRDI- Sanik Öcalan'in amacinin yasamak olmadigi yolundaki sözlerine müdahil yakinlarindan birisi ayaga kalkarak, protestoda bulundu. Müdahiller, ''yasamak istiyormus, yasamamali, adalet yerini bulmalidir'' seklinde sözler sarf ederken, müdahil bir kadin fenalik geçirdi. Fenalik geçiren kadin, doktorun kisa müdahelasinden sonra salon disina çikarildi. Baskan Okyay da salonda bulunanlardan sakin olmalarini, fenalik geçirenlerin disari çikarilmasini istedi. -SANIK ÖCALAN SAVUNMASINI YAPIYOR: -''PKK 1970'LI YILLARDAKI SOGUK SAVAS DÖNEMININ BIR ÜRÜNÜDÜR'' -''PKK'NIN RADIKAL BIR PROGRAMI VE IDEOLOJISI BULUNUYOR'' -''(ORDU BENIMLE GÖRÜSTÜ) DEMEDIM'' -''KÜRTLERIN SIYASI VE DEMOKRATIK HAKLARI TÜRKIYE CUMHURIYETSIZ VE ONA RAGMEN OLMAZ'' -''EYLEMLERDE PAYIMA DÜSENI INKAR ETMIYORUM'' -''DEMOKRATIK CUMHURIYETLE BÜTÜNLESMEK, HIZMET ETMEK BIR ERDEMDIR, BIR FAZILETTIR'' IMRALI ADASI (A.A)- Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, terör örgütü PKK'nin, 1970'li yillardaki ''soguk savas'' döneminin bir ürünü oldugunu ifade ederek, ''PKK'nin radikal bir programi ve ideolojisi bulunuyor'' dedi. Sanik Öcalan, savunmasinda, ''Ordu benimle görüstü'' demedigini de söyledi. Sanik Abdullah Öcalan, esas hakkindaki savunmasinda, terör örgütü PKK'nin, ''1970'li yillardaki soguk savas döneminin bir ürünü oldugunu'' söyledi ve soguk savas sonrasinda, SSCB'nin de dagilmasiyla degismeyen devletin kalmadigini kaydetti. Öcalan, bu anlamda çok anlamli degismelerin yasandigini, bunlardan en önemlisinin de insan haklari yönünde oldugunu, bu degisimin terör örgütü PKK'da da görüldügünü ve bunun normal oldugunu öne sürdü. -PKK'NIN PROGRAM VE IDEOLOJISI- Terör örgütü PKK'nin, ''radikal bir programi ve ideolojisi'' bulundugunu, kendisinin 1990'li yillardan itibaren ayri bir devletten söz etmedigini iddia eden Öcalan, savunmasinda su görüslere yer verdi: ''Özgür birlik için yogun bir sekilde çaba harcadim. 1990'li yillardan sonra bu konuda çok yazilarim oldu. 'Ordu benimle görüstü' demedim. Dolayli bir sekilde bize bilgi notlari geldi. Bu bilgi notlari, 'PKK'nin Türk Devleti'ne yönelik hareketi dogru degildir. Devletin demokratik atilimlarini PKK zora sokuyor' seklindeki bilgi notudur. Bunlar, 1996'dan sonra geldi. Bu yönde adimlar atilmaktadir. Bunlar bize iletildi. Görüsme degil, dolayli bilgilerdir.'' Sanik Öcalan, Cumhuriyet Savcilarinin esas hakkindaki görüslerinde, terör örgütü PKK'nin, ne kadar degistigini, sayilarla ortaya koyduklarini, bu konuya da açiklik getirmek istedigini kaydetti. -TÜRKIYE CUMHURIYETSIZ OLMAZ- Kuzey Irak'ta, Türkiye gözetiminde bir Kürt olusumunun yasandigini, 40'a yakin il ve ilçede Kürtlerin kendi temsilcilerini yönetime getirdigini bunun da bir devletlesme oldugunu iddia eden Öcalan, savunmasinda söyle dedi: ''Kürtlerin siyasi ve demokratik haklari Türkiye Cumhuriyetsiz ve ona ragmen olmaz. Demokratik temelde olusum önemlidir. Aydinlarimizin iki temel yanlisi vardir. Ben, (Isyan dönemi kapatilmalidir. Çatisma çikmasi derinlestirir. Bu birakilmalidir) dedim. Otonomi federasyon yaklasimi Türkiye realitesi ile fazla ileri bir yaklasim degil. Demokratik gelismeler, otonomi federasyon asamasinin bir zenginligini ifade ettigini söyledim. Zaten Kürt nüfusunun yaridan fazlasi Bati'da yasamaktadir. Demokratik yaklasim, en dogru yaklasimdir. Bu realite somut olarak yasanmistir, bunun sonucudur.'' -''HIZMETE HAZIRIM''- Sanik Öcalan, PKK'nin, ideolojik ve politik bir yaklasiminin oldugunu kaydederek, savunmasina söyle devam etti: ''Firsat dogmustur. PKK'nin, eski program ve ideolojisi ile olmaz. Yeni biçime girmesi gerekir. Bir çagrida bulundum. Daha somut olarak çalismak istiyorum. Bunu ilkgünde 'hizmete hazirim' diye belirttim. Eski tavir çözümü çikmazi derinlestirir. Bu benim eylemlerdeki sorumlulugumu ortadan kaldirmaz. Bunlar talimat düzeyinde olmustur. Son zamanlarda sivillere yönelik maksadi asan eylemlerin yanlis oldugunu belirttim. Bunun için iç mücadele verdim. 1987-1988'den 90'larin ortasina kadar, bu eylemlerin yanlis oldugunu,(bu eylemler bizi mahvediyor) dedim. Bunlara karsi savastim. Mesru savunmaya asacak eylemler, etnik bir çatismaya dönüsecek eylemlerin sonucu vahimdir. Çogu ölenlerde Kürtler. Benim bu konuda çabalarim oldu. Kosava'da Bosna Hersek'te yasananlar daha yaygin. Bizdeki sinirlidir. Eylemlerde payima düseni inkar etmiyorum. Bundan sonraki husus önemlidir.'' -GÜÇ ODAKLARININ KULLANMASI- Sanik Öcalan, daha sonra bugünkü durumun ne oldugu, terör örgütü PKK olayinin nasil halledilebilecegi, nasil ortadan kaldirilabilecegine iliskin görüslerini de söyle açikladi: ''PKK'nin gücü nedir? PKK gücü, içte ve dista agirlikli olarak altyapisini olusturmus, çok tehlikeli bir noktaya ulasmistir. Bunu, tehdit araci olarak degil, bilgi olarak söylüyorum. Ortadogu ülkelerinde mevzilenmedigi ülke yok. Dagilan Sovyetlerden sonra ülkelerde mevzilenmistir. Bu ülkeler, ister izin versin, ister vermesin, önemli bir altyapiya kavusmustur. Kitle tabani ile egitim ve maddi donanimi ile PKK'nin bundan sonra ciddi sikinti yasayacagini sanmam. Her türlü mali imkana sahip Avrupa Ülkelerinde de altyapisi güçlüdür. PKK'nin su andaki elemanlari disinda altyapisindan her an kendine eleman bulacak ve örgüte katacak bir yapisi vardir. Hatta PKK örgütü adina çikar bunlar eylem yapar. Bu ciddi bir tehlikedir. Dis politika açisindan uzlasmaz çeliskiler devam ettigi sürece, güç odaklari tarafindan kullanilacaktir. Bunlarin en canli ve çarpici örnegi benim. Nereden nereye geldigim ortada. Kürtlerin eskiden disa açilma imkanlari yoktu. Bugün daha güçlü egitim imkanlari var. Genis politik çeliskiler Ortadogu, Kafkaslar ve Balkanlar'da da devam etmektedir. Her bir güçlü güç odagi güçlü devlet, bunu kullanmak isteyecektir. Pratikte bu böyledir. Bu sözlerim tehdit olarak düsünülmemelidir. PKK'yi gerek altyapi ve diger imkanlariyla tehdit olmaktan çikarmak gerekir. Kitle, artik kitlesellesmistir. Oy orani belli. Bu tehdit içeride ve disarida tehlikeli hal alir. Çatisma gelisirse, kitlesel bazda gelisebilir. Maddi kaybin disinda digerleri de görülmelidir.'' -EN BÜYÜK ERDEM- Savunmasinda, dis politikada, Avrupa ile bütünlesmede, dünya ile entegrasyonda, en temel sorunun Kürt sorunu oldugunu iddia eden Öcalan, sunlari kaydetti: ''Çikmaz derinlesirse, 15 yilda sinirli olan bu hareket, daha genis zamana ve daha büyük kayip verecek bir altyapiya sahiptir. Ne pahasina olursa olsun, bu sorunda ben oldugum için yine bu sorunu çözmede de var olmam gerektigini düsünüyorum. (Devlet için hizmet ederim) sözü budur. Amaç temel özgürlük ise çatisma niye... Diyeceksiniz ki (bunu yeni mi ögrendin?) Evet yeni ögrendim, simdi ögrendim... 1990'lardan sonra bunu hep söyledim. Tehlike büyük. Bu tehlike görüldügü yerde durdurulmalidir. Bunu hep söyledim. Demokratik cumhuriyetle bütünlesmek, hizmet etmek bir erdemdir bir fazilettir.'' Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, savunmasinda, terörü diriltmemek gerektigine isaret etti. -SANIK ÖCALAN SAVUNMASINI YAPIYOR -ABDULLAH ÖCALAN: -''BIZ TÜRK MILLETI ILE BIRLIKTEYIZ, AYRILMAYIZ'' -''TÜRK ULUSUNUN BÜYÜKLÜGÜ REALITEDIR. BURADA KÜRTLERE DE YER VARDIR'' IMRALI ADASI (A.A)- Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, esas hakkindaki savunmasinda, ''Biz Türk Milleti ile birlikteyiz, ayrilmayiz'' dedi. Öcalan, Türk ulusunun büyüklügünün realite oldugunu belirterek, burada Kürtlere de yer oldugunu söyledi. Sanik Öcalan, esas hakkindaki savunmasinda, devletin sorunun çözümüne yönelik adimlar atmasi durumunda, silahli çatismayi birakmak için güçlerini ortaya koyacaklarini ileri sürdü. Öcalan, sunlari kaydetti: ''Dis ülkeler ve mevcut içerideki örgütler, asil PKK, içte ve dista demokratik esaslara göre adimlar atilirsa, buradan demokratik katilimla bir güç dogacaktir. Bu hayal gibi gelmesin. Karsit güç olmaktan çikip demokratik devletin siyasi yapisi içinde demokratik yapiya uygun yapinin içine getirilebilir. Devletin demokratik yapisi güçlendikçe dis destek azalacaktir ve bu gücü kendi içimizde bütünleserek kullanmamiz gerekir. Bunu niye degerlendirmeyelim. Bunu degerlendirmek lazim. PKK'yi demokratik devlet yapisiyla bütünlestirmek lazim. Halkin kardes olmasi, kardeslik duygularinin gelismesi için elden ne geliyorsa o yapilmali. Bu daha önemli gelismelerin, maddi kayiplarin önüne geçecektir. Bütçeden bu konuda yapilan harcamayi biliyorum. Bütün bunlar önlenecektir.'' -BÖLÜCÜLÜK IDDIALARI- Bölücülük iddialarina açiklik getirmek istedigini bildiren Abdullah Öcalan, ''Biz Türk milleti ile birlikteyiz, ayrilamayiz. Benim de mensubu oldugum bu insanlar ayrilip bir dag parçasinda tek basina yasama imkanina sahip degildir. Ne isyan, ne kavga, demokratik kültür temelinde bu is halledilmeli'' diye konustu. Öcalan, sunlari söyledi: ''Demokratik temelde kültürel haklarin verilmesi... Ancak, korkuyla degil, demokratik temelde cumhuriyet temelinde bütünlesme denilmeli. Agalik ve diger feodal yapilar, bunu geciktirmistir. Demokratik cumhuriyet temelinde birlesmek ve bütünlesmek en dogru olanidir. Kültürel haklarin disinda hiç bir sorun yok. Türk ulusunun büyüklügü realitedir. Burada Kürtler'e de yer vardir. Kendisini inkar etmeden birlikte yasamak en dogru yoldur. Dilini ve kültürel özelliklerini koruyarak cumhuriyetle bütünlesmis, kardeslik içinde birlikte yasamasi gerekir. Ayrilik dogru degil. -ÜNITER DEVLET YAPISI- ABD'de resmi dil Ingilizce'dir, ancak herkes kendi dilinde konusmaktadir. Bu büyük bir tehlike degildir. Bunu söylemekle federal bir yapidan bahsetmiyorum. Üniter devlet yapisi içinde dil ve kültürel özellikler rahatça gelistirilebilmeli. Fransa buna örnektir. Kültürel adim birlikte yasamaya götürür. Bir dil yasagi nedir demeyin. Bu çok önemlidir. Kendisini ifade edebilmedir. Sadece Türkiye'de degil, diger toplumlarda da bu isyana götürebilir. Kültürel temel haklar ölçüsünde demokratik devlet temelinde karsit olmaktan çikip, birlige dönüsebilir. 15 yilda kaybedilen gücü göz önüne getirin. Gönüllü birliktelik Türkiye'yi Ortadogu'nun çekim gücü, lider devleti konumuna getirir.'' Bunun aksine bir durumun dis güçlerce de kullanilacagini savunan Sanik Öcalan, bugün Kuzey Irak'ta bir olusum yasandigini anlatti. Öcalan, ''Kibris'ta Kosova benzeri yöntemler tartisiliyor. Ayni olay Irak için de geçerli. Onlar için de gelistirilebilir. Türkiye bütün Kürtler ile 1920'lerde oldugu gibi dost olmalidir'' dedi. Sanik Abdullah Öcalan, daha sonra sunlari kaydetti: ''1514 ve 1920'lerde oldugu gibi güçlü bir Kürt dostlugu politikasina yönelinmeli, PKK'dan baska bütün Kürtler ile güçlü, kardeslik temelinde birlige ihtiyaç vardir. PKK hatalarina son vermelidir. Su denmelidir: (gel kendi devletinde, halkinin kardesligi çok önemli.) Bu söylenmelidir PKK'ya. Bu çagimiz için büyük bir firsat, en temel iç ve dis politik konudur. En temel görevdir. Devletle bütünlesmek kardeslik içinde yasamak, tarihi yanlisliklari ortadan kaldirmak gerekir. Çikmaz devam eder, çatisma devam ederse ne kaybedilir? Bunlar yalniz benim görüsüm degil. Hukuki açidan da problemlere isaret edilmistir.'' Sanik Öcalan, savunmasinin bu bölümünde, Anayasa Mahkemesi Baskani'nin, Mahkeme'nin 37. kurulus yildönümünde yaptigi konusmadan alintilar yaparak, bu sözlerin çok önemli oldugunu kaydetti. Mahkeme Baskani M. Turgut Okyay, daha sonra durusmaya ögle arasi verdi. Ögle arasindan sonra Sanik Abdullah Öcalan savunmasini saat 14.30'da tamamladi. Okyay, sanik Öcalan'in yazili savunmasini alarak dosyaya koydu. Daha sonra savunma avukatlarindan Niyazi Bulgan, esas hakkindaki yazili savunmalarini okumaya basladi. -SANIK ABDULLAH ÖCALAN SAVUNMASINI TAMAMLADI -SANIK AVUKATLARI TARAFINDAN HAZIRLANAN YAZILI SAVUNMA NIYAZI BULGAN TARAFINDAN OKUNMAYA BASLANDI -SANIK ÖCALAN: ''CUMHURIYETIN ÖZÜNE ASLA KARSI OLMAM'' IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, esas hakkindaki savunmasini tamamladi. Sanik avukatlari tarafindan hazirlanan yazili savunma, avukat Niyazi Bulgan tarafindan okunmaya baslandi. Sanik Öcalan savunmasinda, yargilandigi davanin temelinde iki önemli yaklasim ve sonuçtan bahsetmek gerektigini ifade ederek, ''davanin sonunda, bir çikmazin derinlesmesi gibi bir sonuç mu çikacak, yoksa yeni bir baslangicin sonucu mu ortaya çikacak'' dedi. Çatismalarin bu sekilde devam etmesinin, bu çikmazi derinlestirecegini savunan Öcalan, bazi güçlerin bunun derinlesmesi için ugrasirken, bazilarinin ise son bulmasi için çaba gösterdigini ileri sürdü. Öcalan, söyle devam etti: ''Sürekli gelisen isyanlar, çikmazi derinlestirmistir. Acaba bunu tersine çevirmek mümkün degil midir? Bunun, kendimi kurtarmamla ilgisi yoktur. Bu isyan, son isyan olmasi anlayisina yorumlanmalidir. Bilim adamlari, bu sorunun çözümü için bütün güçlerini ortaya koymalidir. Önemli olan acaba bunu kökünden çözebilir miyiz?'' Sanik Öcalan, dünyada en güçlü devletlerin, demokrasileri güçlü devletler oldugunu ifade ederek, SSCB'nin böyle olmadigi için dagildigini söyledi. -''BUNUN KIME FAYDASI OLUR?''- Özellikle insan haklari ve kültürel boyutlara önem veren devletlerin güçlendiklerini kaydeden Öcalan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ''daha çok açilmaya'' ihtiyaci oldugunu iddia etti. Devletin demokratik açilimlari fazla gelistirmeyisinin, var olan sorunlari en tehlikeli konuma getirdigini ileri süren Öcalan, terör örgütü PKK için devletin bu imkanlari kullanmasi gerektigini savundu. Öcalan, ''Bu bir firsat olmali. Baska çaremiz var mi? Daha fazla aci çektirirsek, bunun kime faydasi olur'' seklindeki görüslerini dile getirdi. Bir devlet, ister üniter, ister federal olsun, genis bir açilim yapmasi durumunda bunun kaybettirecegi hiçbir sey bulunmadigini, aksine kazanimlarin fazla olacagini kaydeden sanik Öcalan, siddetin önüne bir an önce çikarak, baris ve kardesligin kurulmasi gerektigini bildirdi. Öcalan, terör örgütünün de, kendi içinde bu isi çözmesi, buna son vermesi gerektigine isaret ederek, ''PKK'nin bu olgunluk düzeyine geldigini, silahlari birakma düzeyine geldigini'' iddia etti. -''ÜZERIMIZE DÜSEN GÖREVI YERINE GETIRIRIZ''- Devletin de bu konuda duyarli olmasi gerektigini söyleyen sanik Öcalan, ''Devlet, beni ve PKK'yi kabul etmesin. Üzerimize bir görev düserse bu görevi yerine getirir, demokratik düzeye çekeriz'' diye konustu. Öcalan, sorusturma süreçlerinde bu konuda elinden gelen bütün çabayi gösterecegini söyledigini ifade ederek, ''Acaba çok mu geç? Hayir... Çok da geç degil. Kimsenin artik daha fazla aci çekmeye tahammülü yok. Devlet bu darbogazi açmak zorundadir. Egilim bu yöndedir'' dedi. ''Ben bunlari bosa söylemiyorum. Bize dört çivi çakildi. Git Türkiye'de öl. Yüz yillik problem ortaya çiksin. Bizi ates topu gibi buraya attilar. Git Orayi yak dediler'' diyen sanik Öcalan, 4,5 aydan beri gücünü buna karsi kullandigini iddia etti. Öcalan, savunmasina söyle devam etti: ''Mahkemeniz, bu konuda ne yapar bilemem, ama ben bu tehlikeyi söylüyorum. Biz, 5 bin kisi fedai yapmisiz. Böyle bir sey yoktur. Sagda, solda bunlardan yüzlercesi var. Bu çok büyük bir tehlikedir. Bunun firsati varsa neden kullanmiyoruz. Ben bunlari dile getirdim, ama pek ragbet görmedi. Ben aylarca da konusurum. Önemli olan bu sorunun çözülmesidir. -''AYRILMAYI HIÇBIR ZAMAN TAVSIYE ETMEDIM''- Zorla da olsa bir ayrilmayi hiçbir zaman tavsiye etmem. Cumhuriyetin daha güçlenmesinin yollarini gösteriyorum. PKK'nin büyük bir çikmaz yasadigi dogrudur. Bunlarin yüzlercesini öldürmek sonuç vermez. Bugüne kadar birçok aci yasanmis, bu son olsun. Bu topraklarda kalkismalarin sonunu getirelim. Bu çocuksu mu, hayalcilik midir? Bu tehlike büyüktür. Bu tehlikeyi alevlendirici güçler çoktur. 21. yüzyili, baris ve kardeslik yüzyilinin baslangici yapalim. Imrali'daki dava, bunun için bir firsattir. Bütün gücümle yapmak istedigim, halki hizla kaynastirmak, demokratik mekanizmalari güçlendirerek bundan saglam çikmaktir. Binlerce kisi ve kurulus, ben asilirsam ne olur, asilmazsam ne olurun programini yapmislar. Ortada büyük bir menfaat var. Çikar sahipleri bu menfaatleri nasil paylasacaklar. Bunlar çok önemlidir. Benim mirasima dayanarak kimse yasamasin. Benim ne kadar zararim varsa o kadar da faydam olsun. Mesele kendimi kurtarmak degildir. Yapmam gereken isler var. Kürt ve Türklerin kardesligi demokrasiden geçer. Türkiye'nin Iç ve dis sorunlari asacak güçte olmasini diliyorum. -''CUMHURIYETIN ÖZÜNE ASLA KARSI OLMAM''- Cumhuriyetin özüne asla karsi olamam. Toplumsal olaylarda 5-10 yil hiç önemli degildir. Yarinin anayasasinin daha demokratik olacagina inancim kesindir. 125. maddeye göre yargilaniyorum. Bu, bir ceza maddesidir. Ben, su ya da bu sekilde mahkum olurum. Ama özgürlügün var olmasi için ugrasiyorum. Degisim ve dönüsüm geçirdim. Bütün olup bitenlerden sonra bunlarin dile getirilmesi benim açimdan çok zor. Toplumun hakkinda böylesine karar verdigi hiçbir kisi ayakta kalamaz. Ben, bu topraklara ve demokrasiye yapabileceklerim için ayakta durdum. Sonuna kadar samimiyetimle, bu aci tecrübelerin sonuçlarina göre 20. yüzyilin baris ve kardeslik yüzyili olmasi için elimden geleni yapmaya hazir oldugumu belirtmek istiyorum. Saygilarimi sunuyorum.'' -SANIK AVUKATLARININ SAVUNMASI- Sanik Öcalan, saat 11.30'da basladigi savunmasini ögleden sonra saat 14.30'da tamamladi. Sanik Öcalan, 23 sayfalik yazili savunmasini mahkemeye verdi. Daha sonra sanik avukatlarina esas hakkindaki savunmalarini vermek için söz verildi. Sanik avukatlarindan Niyazi Bulgan, müvekkili terör örgütü elebasi Abdullah Öcalan'in, 21. yüzyilin baris ve kardeslik yili olmasi dilegine kendilerinin de katildigini ifade ederek, sanik avukatlari tarafindan ortak hazirlanan savunmasini okumaya basladi. Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli yargilamalarindan biri olan bu davada, en dogru hükmü tarihin verecegine inandiklarini öne süren Bulgan, daha sonra ayrintili olarak hukuk, suç ve ceza hukuku konusundaki düsüncelerini açikladi.

andic belgesindende anlasilacagi gibi semdin sakik üzerinden neler planlanmis. semdin bunlarin hangisini uyguladi?hangi planin bir parcasi oldu?kimleri yakalatti?hangi operasyon cikti?kime iskence yapti? semdini itirafci olarak adlandiranlar,mecit gümüs,adindaki itirafcinin tarihine bir baksin. pkk nin ilk kadrolarindan olan bu mecit gümüs ilk yakalandiginda partinin bütün iliskilerini tc ye teslim etmisti,ardindan yakalattigi arkadaslara ve yutseverlere iskence yapmisti,ama ne hikmetse bir müddet sonra hic bir sey yapmamis gibi partiye davet edildi,cezaevinde sorumluluk aldi,ve ciktiktan sonra öcalan hazretlerinin dergahini ziyaret edip,bir müddet dergahin sorumlulugunu yani öcalanin hizmetkarligini yapti,ilk firsatta tekrar ilk yakalandigi ve itirafci oldugu alana birinci derecde sorumlu olarak atandi,kadere bakin ki bu kisiliksiz kisa bir süre sonra yakalandi ve tekrar itirafci oldu,simdide tekrar pkkde. kani yilmazin itirafci oldugunu bilmeyen yoktu,bunu öcalana soranlara öcalanin cevabi hayir kani itirafci degidlir,kani pismanlik yasasindan yararlanmistir buda normaldir demistir. su anda pkk nin almanyada bir bölgesinin sorumlusu olan hoserli davut yakalanmis ve itirafci olmus biridir,onlarca kez asker ile birlikte operasyon acikmistir,ve gerillaya silah sikmis biridir. yüzlerce yurtsevere iskence etmis biridir,ve pkk nin bölge sorumlusudur. buna benzer onlarca örnek sayabilirim. asagida siyar adindaki zat neyi anlatmaya calismis anlamis degilim? benim semdinin su anki konumunu savundgumu gösteren tek bir satir gösterebilirmi bu zat? itirafciligi,pismanligi savunduguma dair tek bir emare varmi benim yazilarimda? ben sadece iki yüzlülügün ve insan satmanin alcakligini dile getirmeye calisiyorum,fakat bir kiyaslama yapilacaksa ve siyar adindaki zat astigim bu kadar itirafa ragmen halen bir itirafciyi savunacaksa,üstelik bu itirafci kürd milletinin kaderi ile oyanayan bir itirafci ise buna karsilik semdini savunmak gerekirse hic cekinmeden evet semdini her türlü savunuyorum. tipki öcalanin mecit gümüs ve kani yilmazi savundugu gibi. tipki bu gün pkk nin sorumlulari arasinda bulunan davut gibi onlarca itirafcinin varligina karsi semdini savunmak bir erdemdir. bir kere öcalanin kendi teshisi ile cevap vereyim bu siyara. semdin itirafci degildir,pisman dir,itirafcilik ve pismanlik arasinda daglar kadar fark oldugunu ben ilk kez öcalandan duydum,iste bundan dolayidirki öcalan avukatlarina ben pismanlik yasasindan yararlanmak istesem kimse sasirmasin demistir. bu ayrismayi öcalan ta yillar önce mecit gümüs,ali aksoy,kani yilmaz gibilerinin sahsinda yapmistir. güe güle

Rêzdarî Kekê Delîl tû bi xêrhatî. Ma ev çend mehin Kû tû hundayî. qey te em ji bîrakirin kek Delîl. Hevîdarim kû revşe te baş be? Bi rastî ez bi hatina te pirr kefxweŞ bum. hêvîdarim kû tû me ji nivîsandibne xwey hêja mahrum nekê.. bimîne di xweşîyê de kek Delîl Silav û rez Diyar AYDIN

Senin gibilerini cok iyi bilirim, sizler internet yurtsevelerisiniz. Yasaminiz boytunca Kurdluk adina yaptiklarinizi toplasan bir kedinin tasiycagi semeri bile doldurmaz. Siz ve sizin gibi dusunenlerin PKK'ye altarnatif olusturacak herhangi bir faliyetinizin olmadigi gibi, mucadele tarzina dair herhangi bir fikir dahi uretmisliginiz yoktur. Sizlerin dilinize pelesek olmus Apo'nun avukat gorusmelerinden cimbizlama laflar alindiginda, dort kelimeyi bir araya getirip konu bile olusturamazsiniz Isiniz gucunuz kelime cimbizlayip konu yaratmaktan baska herhangi bir icraatiniz varmi? varsa biz niye bilmiyoruz. Kurtulus adina projeler turetip halka mi sunuyorsunuz? halki arkaniza alip bir gucmu olusturdunuz? Siz bu kafaylan hic bir yere varamazsiniz. Cunku beyin kapasiteniz buna musait degil. Boylesi kapasiteli beyinlerinde PKK'yi anlamasi biraz zordur. PKK basit bir hareket olmadigindan yaptigi siyasette basite alinamaz. Natonun gerek siyasi gerekse askeri destek verdigi bir orduya karsi hem savas hemde yaptirim gucun olan bir hareketi anlamak icin bayin kapasitesini zorlar, bu yuzdende sizi biraz anliyabiliyorum. PKK bugun itibari ile hem askeri hemde siyesi bir guc olmasinin tek nedini kosullara gore siyaset yapmasindan kaynaklidir. Ne askeri nede siyasi kanatta PKK ile butun olanaklari ile basedemeyen TC'nin yardim bozusyonunuz PKK'yi etkilemedigini bilmenizi isterim. Siz sanal yutseverliginze devam edin. Bizde kendi isimize bakalim.

Kek Şiyar bakalım bu sözlere ne diyeceksin? Saygılar Gönderen: Memyan (IP Kaydedildi) Tarih: 21 March, 2009 00:04 Yoprum ve söylemler Abdullah Ocalan ("Güney'deki olusuma iliskin ilkel-milliyetçi söyleminiz bazi kesimlerce elestirilmektedir. Bir de Mustafa Kemal'e iliskin olarak yaptiginiz degerlendirmeler için ’Kemalizm serbet yapilip bir Kürt tarafindan Kürtlere içirtildi' diyenler de var." sorusuna) Mustafa Kemal bir olgudur. Mustafa Kemal'i çözmeden Türkiye'de hiçbir sorunu çözemeyiz. Mustafa Kemal'in 1920'lerde emperyalizme karsi vermis oldugu mücadeleyi kendi etnik kimliginden bagimsiz olarak degerlendiriyorum. Dünya halklarina örnek bir mücadeleydi. .......... Kemalizmin güncellestirilmesi önemli bir ihtiyaçtir. Abdullah Ocalan Benim Kemalist oldugumu iddia edenler, kendileri 1930'lu 40'li yillarin Hitler ve Musollini anlayisini temsil edenlerdir. Kapitalist milliyetçi çizgiyi dayatanlardir ya da Stalin'in dar sinif anlayisini temsil edenlerdir. Abdullah Ocalan Bu savunmamin filozofik bir yönü de vardir. Bookchin, Wallerstein, Durhkeim gibi filozoflardan yararlaniyorum ama bunlarin derlemesi degildir. Bunlarin düsüncelerini de asan, bana özgü, çaga yanit olabilecek, sadece Kürtlere iliskin degil, bütün dünya halklarina yönelik bir projedir. 21. Yüzyila hitap ediyor. Murat Karayilan (Semzinan'daki bombalamada suc ustu yakalanan devlete) Devlet gerekeni yapmazsa Kürt halkı şunu iyi bilmelidir ki Türk Devleti düşmandır. Duran Kalkan ... Bunun için ABD yetkilileri halk içinde kahve kahve dolasarak, açiktan PKK ve Önder Apo'ya karsit propaganda yapiyorlar. Kürt halkina, "PKK'den, Önder Apo'dan vazgeçin. Baska örgütler kurun ve bizimle isbirligi yapin" diyor. Duran Kalkan Amerika, Kürtleri Beyazsaray'da agirliyor, Kürt toplumunun seçtigi birisine baskan diyor. Tabi ki Kürtler de bunu dikkate alir. Kendilerine oradan iliski ararlar. Bu gayet açik bir durumdur. Bunun öyle strateji degisikligiyle, kopmakla birlesmekle bir alakasi yok. Zübeyir Aydar Biz Türkiye'yi, ya sev ya terk et diyenlerden daha fazla seviyoruz. Prof. Ahmet Kuyaş ('Soykırıma' inanmıyor musunuz? sorusuna cevaben) İnanmıyorum. Hitler döneminde bir Yahudi gaz odalarına gönderilmekten 'Hıristiyan oldum bana dokunmayın demekle kurtulabiliyor muydu?' Bir Ermeni 'Müslüman oldum' deyip kurtulabiliyor. Bayram Demir Kürtler en cok neden cekiyorlar? Milliyetcilikten. Peki simdiki cikis yolunu biz neden allahin belasi milliyetcilikte arayalim ki. Baskalarinin basina bela olmak icin mi? DEHAP Genel Baskan Yardimcisi Alaeddin Erdogan (Manisa'da "sehit cenazesinden" sonra DEHAP binasina bayrak asilmasi uzerine) Defalarca ifade ettigimiz gibi Türk bayragi bu ülkede yasayan herkesin tartismasiz ortak degeri ve sembolüdür Tuncer Bakırhan (Linc edilen Kurtlere seslenis) Hepinizin yaralı bereli olduğunuzu görüyorum. Bu yara bereler, barış özlemi ve Türkiye'nin geleceğinin özlemi için edinilen yaralar berelerdir. Bu ülke için edinilen yara berelerdir. .... Bunlara rağmen onurlu, başı dik bir şekilde yürümeliyiz. Ali Haydar Kaytan Yücelmis Türklükle iç içe ve kardesçe yasamak gerçekten de muhtesem olacak. Bunu basaracagiz anon Dünya konjektörü Kurdistanin kurulmasina uygun degil Cemil Bayik Biz insanlığın sorunlarını çözmek istedik. Onun için yola çıktık. Cemil Bayik Mesela KDP ve YNK sözde federal devlet kurdular Abdullah Ocalan Ayrılıkçılığa karşı birlik, buna içten inandığım kadar ideolojik olarak da sosyalizme uygun olduğuna inanıyorum. Milliyetçilik, aşiretçilik temelinde ayrılıkçılığın doğru olmadığını söylüyorum yeter ki demokratik özgürlük olsun. Abdullah Ocalan Hatta halk olarak Kürtleri de aşan Türkleri de içine alan bir süreçtir İmralı süreci. Abdullah Ocalan Bırakın Sevr'i Lozan'ı da aşan bir anlaşma istiyordum. Abdullah Ocalan Sümerleri inceliyorum. Değerlendirmeler yapıyoruz Marx'ı çok aşan değerlendirmeler yapıyoruz, ideolojileri geliştiriyoruz. Abdullah Ocalan Son savunmamin dünya çapinda etkisi olacaktir. Marks'i asan bir çizgiyi Öcalan basariyla tamamlamistir deyin. Marksizm'in yüz elli yillik çözümsüzlügünden çikis buldu deyin. Bundan büyük mutluluk duyabilirsiniz deyin. Kürdistan bu konuda en iyi uygulama alanidir. Abdullah Ocalan Kemal Pir, Mahir Çayan'ın bazı sözlerini aldım. Türkiye devrimcilerine, Türkiye'nin yiğit evlatlarına nasıl bağlı olduğumu gösteriyorum. Abdullah Ocalan Benim anlayışımda devlet kurmak yok. Lenin gibi düşünmüyorum. İlkede devlete karşıyım. Abdullah Ocalan Bu savunmamin filozofik bir yönü de vardir. Bookchin, Wallerstein, Durhkeim gibi filozoflardan yararlaniyorum ama bunlarin derlemesi degildir. Bunlarin düsüncelerini de asan, bana özgü, çaga yanit olabilecek, sadece Kürtlere iliskin degil, bütün dünya halklarina yönelik bir projedir. 21. Yüzyila hitap ediyor. Abdullah Ocalan Ben burjuva demokrasisi kurmuyorum. Benimkisi Avrupa'nın iki yüzyıllık demokrasi anlayışını da aşan bir yaklaşımdır. Abdullah Ocalan Şimdi Kemalizmi derinliğine çözdüm. Daha öncede incelemiştim, ama şimdi Kemalizmi daha iyi çözdüm. Abdullah Ocalan Mezarımda üç bayrak yan yana olabilir: AB bayrağı, üniter bayrak, bir de demokrasiyi sembolize eden konfederalizm bayrağı. Abdullah Ocalan Demokratik cumhuriyet Atatürk'ün hediyesiydi. Bunu gelistirmek bizim görevimizdir. Abdullah Ocalan Türk Ordusuna da söyledim. Atatürk'ün 20'ler politikasi anti- emperyalist bir çizgiydi. Atatürk'de Kürtleri dislama yoktur. Ancak bizim ortaya koydugumuz Özgür birlik ile Mustafa Kemal'in politikasina sahip çikilir. Abdullah Ocalan Devlet Koçgiri isyanının çok güzel bir şekilde bastırdı. Aksi halde Kürt hareketinin yayılma durumu vardı. Abdullah Ocalan M. Kemal sanildigi kadar Kürt düsmani degildi. M. Kemal çizgisi demek Kürtlerle olan çatismayi bir an önce durdurmak demektir. Abdullah Ocalan Şeyh Sait ve diğer Kürt isyanlari batılı emperyalistler tarafından genç Türk Cumhuriyetine karşi kullanılmışlardır. Abdullah Ocalan Kemalist gelenege sahip çikin. Kemalist gelenek Kürt feodallerine el uzatmaz. Abdullah Ocalan Atatürk ölümüne kadar Türkler için çalismadi mi? Abdullah Ocalan Türkiye'ye gelince M. Kemal bilimsel temelde ortaya çikti bir seyler yapmak istedi ama yillarca milliyetçilik gelistirildi. Abdullah Ocalan Demokratik cumhuriyet Atatürk'ün hediyesiydi. Bunu gelistirmek bizim görevimizdir. Abdullah Ocalan Kemalist gelenege sahip çikin. Kemalist gelenek Kürt feodallerine el uzatmaz. Abdullah Ocalan Otonomi, federasyon ve benzeri istemler Türkiyenin birligini ve bütünlüğünü bozar. Çözüm demokratik Türkiye Cumhuriyetidir. Abdullah Ocalan Ben dönek değilim. Abdullah Ocalan Ben yerel, bagimsizlikçi ve özgürlükçüyüm. Mustafa Kemal de yerel ve bagimsizlikçiydi. Abdullah Ocalan Geçen haftalarda Orduya çagri yaptim. Atatürkçü çizgiye sahip çikin dedim. Abdullah Ocalan Suriye'den iç dengeleri sağlamak için toprak talebinde bulunmadık ve oraya küçük toprak dedik. Abdullah Ocalan Bunlarin politik gerçeklerle iliskisi yok. Bunlarin yaptigi usaklik. Hangi konulari çarpitiyorlar? Abdullah Ocalan Barzani ve Talabani bağimsiz devlet kurmak istiyorlar. İlkel milliyetçi ve emperyalizm uşağıdırlar. Bunlar Türkiye için tehlikelidirler. Kemalistleri göreve davet ediyorum. Abdullah Ocalan Aydinlara gidin, bol bol bunlari anlatin. M. Kemal'in 20'lerde yaptigini 2000'lerde ben yapiyorum. Abdullah Ocalan Gerilla orduyla ilişkiye geçmelidir. Biz Kuzey Irakta Türkiye'nin güvencesiyiz. Abdullah Ocalan Bir genel kurmay yetkilisine gücümüzü geri çekeceğimizi söyledim. “hepsini mi“ dedi. Evet, hepsini dedim. “hayir bir kısmı kalsın, lazım olur“ dedi. Abdullah Ocalan Geçenlerde bir asker bana “sizinkilerin çoğu pezevenk olmuş“ dedi. Abdullah Ocalan Kolay olanı, yine ilk günde ölümüne direnmekti. Ama bu, gerçekten içten ve dıştan dayatılan komploya düşmek olacaktı. Abdullah Ocalan Erbil ve Süleymaniyeyi kerhaneye dönüştürmüşler. Abdullah Ocalan Kürt kadını kokuyor. Abdullah Ocalan Ölüm orucuna giden tutuklular devlete şantaj yapmasınlar. Ben daha kötü şartlardayım. Ben isyan ediyor muyum? Abdullah Ocalan Ahmet Zeki, (Okçuoğlu) polis haksız yere kimseyi dövmez. Abdullah Ocalan Leyla Zana Mehdiyi boşasın. Karanlık adamdır. Amerikalılarla görüşüyor. Kuzey Irakta dolaşıyor. Bu dediklerimi aynen söyleyin ona. Dediklerimi yapmazsa onunla ilişkilerimi keserim. Abdullah Ocalan Ben PKK'nin tehlikeli olmasını engelliyorum. Yine de beni susturmak istiyorlarsa susturabilirler. Abdullah Ocalan Türkiye'de elbette resmi dil Türkçedir. Ama diğer diller de kullanılabilirler. Abdullah Ocalan Ben olmasaydım Kürt milliyetçiliği gelişirdi. Milliyetçiliğin her türüne karşıyım. Abdullah Ocalan Eskiden Türkiyelilik diyordum. Vaz geçtim, artık Türkiye Ulusu diyorum. Biz Türkiye ulusundaniz. Abdullah Ocalan “Ne mutlu Türküm diyene“ ve benzeri söylemler Atatürkün kültürel milliyetçiliğini gösterir. Atatürk'ün ırkçı sözleri yok. Abdullah Ocalan Diyeceksiniz ki, gerçeği şimdi mi anladın. Evet şimdi anladım. Abdullah Ocalan Şehit askerlerin annelerinden özür diliyorum. Abdullah Ocalan 1920'li yillardaki Mustafa Kemalin izindeyim. Onu kendime örnek alıyorum.

sen birak papaganligi,bana gerillanin gücü ve yapabileceklerini anlatma,onlar seni asar. iyisimi sen su yüksek mertebeli bas pezevengin aponun yaptiklari itiraflari iyi oku,ondan sonra bana gerillanin gücü ve yapabileceklerinden bahset. bak siyar.. senin itirafci serokunun ne bok oldugunu cok iyi bilirim,üstelik avrupa mahkemelerinin resmen tescil ettigi,ve itirafci oldugu icin davasini kabul etmedigini bilmemen mümkün degildir. sana bu astiklarim itirafnameleri iyi okumani salik veriririm. ben sana,senin anasi belli ama babasinin kim oldugunu bilmedigimiz serokunun itirafciligini sordum,zeki ile karsilastirmani istedim,anlasiliyorki anlatacagin bir sey yok,anlayacagin bir sey de yok,yine kaseti basa alip papagan gibi bana gerilla propagandasi yapiyorsun,sen gönlünü rahat tut,benim sana sordugum sorular icinde gerillanin gücü,yada gerillanin yapabilecekleri hakkinda degildi,senin itirafci,korkak,anasi türk serokunun yaptigi itaraflari okumani istedim. sana itirafci pkk sorumlularini sordum,sana yillarca kürd genclkerine askere gitmeyin daga gidin deyip,kendisi ciktiktan sonra alcakca askere giden sabri ok adindaki ergenekoncuyu sordum,sana bu gün pkk nin komuta kadmesinde bulunan itirafci artiklarini sordum,sana 3 defa itirafci olmus mecit gümüsü sordum,sana avrupadaki alan sorumlularindan kac tanesinin itirafcilik yasasindan yararlandigini sordum,bunlara cevap ver,bana gerilla propagandasi yapma,beni etkilemez. ben asana öcalan adindaki itirafci asagilikin,avukat görüsmelerini buraya samadim,mahkemede alcakca ,namusuzca kür milletini asagilayan,korkak ve namussuzca tavrini senin gözüne soktum. onlari iyi oku,onlar avukat görüsleri degildir,onlar senin korkak,asagilik namussuz serokunun tavri sonucu kürd milletini ve önderlerinin asagilandigi tavrini yüzüne vurdum,sen anlamazsan ben ne yapayim? onun icin bana papagan gibi sagdan soldan maval okuma,bak bu tarihi ifadeler senin serokunun ifadeleridir. bana ne serokunu anlat,nede mücadeleden bahset,cünkü senin serokunun ne mal oldugunu cok iyi biliyorum,ayrica mücadeleden hic bahsetme altinda kalirsin. senin serokun korkaktir,alcaktir,düskündür,satilmistir,kürd milletini asagilamistir,ve kürd davasini kendi pis,bes kurusa yarmayan cani icin feda etmistir,iste serokun böyle bir boktur. senin serokun katildir,irz düsmanidir,itirafcidir,ergenekoncudur. senin serokun hirsizdir,iki yüzlüdür,dönektir. senin serokunun itirafciligi sekilde görüldügü gibi,sadece tc mahkemelerindeki asagilik,rezil tavri ile ispatlanmis degildir,avrupa insan haklari mahkemesinin itirafcidir diye davasini kabul etmedigi tescilli bir itirafcidir. yeryüzü tarihinde gelmis gecmis en büyük itirafci olarak yerini almistir,bu itirafcilik bir milletin kaderini etkilemeistir. sen bana tamillerin ikinci adamindan bahsetmissin,gec bunlari kürdlerin birinci adamina bak. senin liderinin durumu ortada iken kalkip tamillerden bahsedemezsin,tamillerden bahsedebilmen icin kendin aynaya bir bak. baskasinin itirafcisini asagilarken,kendi itirafcisina tapmak ne demektir? hadi papagan hadi,bunlar senin savunabilecegin isler degildir,altinda ezilirsin. bana hafizami tazeletme,bir icin girersem senin asagilik,rezil serokun ve onun taifasinin kiclarindaki killari saydirtma bana, altinda kalirsin,savunamazsin,konusamazsin. sen git daha etkilisi ve yetkilisi gelsin. muhatabim bile degilsin,yazdigin papaganvari yazindanda,kac kurusluk bir sempatizan oldugu anlasiliyor,sodrugum hic bir seye cevap vermememissin,sadece ezberletilen modasi gecmis,artik cilonun eteklerindeki cobanlarin bile gülerek dinlemek istemedigi mavallarla serokunu savunamazsin. hadi hadi hadi

Sen tahmin ettigimdende zavalli ciktin. Kullandigin kelimelere bakildiginda sokak serserileri bile senin yaninda mutevazi kalir. Asil sen benim muhatabim degilsin. Senin gibi megelomanlar ile ayni havayi tenefus etmek bile beni kucultur. Ancak siradan bir yurtsever olarak sagda solda suursuzca soylemlerde bulunanlara herzaman cevap hakki olarak bir tokadimiz vardir. Sorularimi cevap vermemissin diyisinden belli oluyor ki, Beyin kapasiten baya sinirli. normal bir insan beyninin ez %5'ni kullanirken sen daha asagilarda kalmissin.Benim yazimda sorularina cevap alamamisligindan belli oldugu gibi, utertme sorunu yaninda algilama sorunuda yasiyorsun. Senin anliycagin dilde cevap vermek isterdim, ancak zaman sorunum var, okadar uzun yazi yazacak kadr vaktim yok. Artik senin sahsinda forum katilimcilari icin tekrardan bir onceki yazimda yazdiklarimi birazda acarak yazayim. Ben bir onceki yazimda, eger suan itabariyle Nato,ABD,Israil destekli TC'nin herturlu saldirilarina ragmen hálá PKK dimdik ayakta, siyasi ve askeri olarak bir guc olarak duruyorsa bunun uzrinde dusunulmesi gerektigini imasinda bulunmusum. Demek ki PKK, uygulanan stratejileri gerekse kosullarin on gordugu siyestleri iyi takip edip ona gore siyaseyt belirmiski yasama sansi bulmus kendisini korumus hatta gucune guc katmistir. Iste bunada mucadele dereler. PKK siradan bir parti degildir. Kurum ve kuruluslari ile dev bir organizasyondur. PKK'nin yaptigi politikllar spontane gelismez, olculur/bicilir ona gore bir karara varilir. PKK'nin Surekli kendisini yenileyip cagin kosularina gore posizyon almasindaki nedende budur. Cunku artik dunyamizi sekillendiren belli gucler vardir.Ve ulkelerin jeopolitigini bu gucler belirler. Eger bu guclerin amac ve hedefini cozmezden kilasik soylemlerle mucadele etmeye kalkarsan seni tarihe gomerler. PKK bu gercekligin farkindadir ve ona gore strateji belirler, onlemler alarak siradan bir parti durumundan cikip yaptirim gucunu korumaktadir. Bu baglamda bolge ve dunya siyasetini takip eden biri olarak PKK'nin siyasetini dogru buluyor ve bu yuzdende destekliyorum. Evet sizler PKK'yi anlamakta gucluk cekiyorsunuz bu konuda sizide fazla suclamiyorum. Her insan hersiyi anlama yetenegine sahip olmaya bilinir Delil kardes. Yazdiklarimdan neler cikardin onu bilmiyorum. Ancak sunu iyi biliyorum ki siyasetten iyi anlamiyorsun. Daha cok kilasik siyaset yapan kilasik soylemlerde direnen bir kisiligin oldugu gercek. Sana tavsiyem kufur ve hakaret etmeden yurtsever bir Kurd olarak dogru bildiklerini savun, belki boyle daha faydali olursun. Selamlar.

Anonymous (nicht überprüft)

Sa, 05/30/2009 - 20:00

In reply to by Anonymous (nicht überprüft)

seni gidi itirafci köpek öcalanin kölesi. sen bana ne anlatiyorsun gereksiz ukala? ben sana öcalan denen köpegin itiraflarini tartisalim diyorum anlamadinmi? sen simdi bana öcalanin nasil bir it oldugunumu acikliyorsun? sana demistim,benimle pkkyi tartismaya kapasitende,kisiliginde yetmez. kivirmadan öcalan denen it in itiraflarini temizleyebiliyorsan al yap,yoksa bana propaganda yapma cocuk. hadi ordan hadi,itirafcinin savunucularida itirafci olur. sen kime pkk propagandasi yapiyorsun?git o kuru propagandani,öcalanin ne bok oglu bok oldugunu bilmeyenlere anlat,bana anlatma. senin itirafci serokunun ne bok oldugunu en iyi bilenlerdenim bunu aklinin bir kösesine yaz. öcalanin nasil bir korkak,dönek,ahlaksiz,irz düsmani oldugunu cok iyi biliyorum,o kürd tarihinde alcaklik ve namusuzlukta yerini almistir bunu bil. öcalani paklamaya ve aklamaa senin nefesin yetmez,bosuna nefesini tüketme. onun tescilli bir itirafci,kürd kiran ve alcak oldugu gün gibi ortadayken,dünyanin bütün deterjanlarini getirsen bu alcak namusuzu temizlemeye yetmez. git biraz daha dersini calis,ondan sonra gel,hadi ordan itirafcinin müridi. öcalan alcagini senmi temizleyeceksin?

susayım dedim gelde bekle ma eyup sabrı mı var? vallah yok o halde cumburlup bende dalayım ulan deyus tartışmıyan mı var? müridi olduğun şeyh kerokun ortaya saçtığı naneleri bir yurtsever astı bir soru sordu bunlara ne diyorsun dedi bir cevabın oldu mu? olmadı peki daha hala zeytinyağı misali su yüzüne çıkmana ne denir? başkasına tartışmaktan kaçıyorsun yüzsüzlüğünü yapacağına önce kerokunun dediklerine ne diyorsun onu söyle sonra sana bir Kürdistani bir ders verelim kek Delil, sende bu deyusla zaman kaybetme bildiklerini paylaşmaya devam et bu deyusun epocu veya tırkçı olması pek fark etmiyor bırak düştüğü bok kuyusunda kerokuyla debelensin dursun

Labor denen agzi bozuk pislik terbiyeli ol. kufur ederek kufur ortami yaratmayin, Kufurlerinize karsilik kufur beklediginizi cok iyi biliyorum. Cunku sizin kisiliginizi ve kac gramaj oldugunuzu iyi biliyorum. Beni tuzaga dusuremezsiniz. gidin kendiniz gibi dangalaklarla kufurlesin

sen namussuz ahlaksiz kawa degilmisin?alcak. sen kendini saklayabileceginimi zanettin? ahlaksiz köpek,internette kürd kizlarina tuzak kuran serefsiz,pezeveng. utanmaz arlanmaz,serefsiz,kac tane kürd kizina bu internet aleminde ahlaksiz teklifler yaptigini bilmiyormuyum zanediyorsun. defol git pic oglu pic,liderin ne bok oglu boksa sende onun gibi bok oglu boksun,senin liderinin agzini bokla doldururum alcak ahlaksiz. arkadaslar bu namussuz bir zamanlar kendine kürd kawa adini takan alcaktir,bu namssuz pkkliyim diye kürd kizlarina tuzak kuran alcagin biridir. bunun maskesini wp de indirdikten sonra bir ara utangacca buraya bir iki yazi asmisti,sonra ahlaksiz ve alcakligini burda aciklayinca burdan vin kacip gitti. simdide siyar adini kullanarak burda yine bok oglu bok,kendisi gibi ahlaksiz olan itirafrci öcalanin yine avukatligina soyunmus,bu namussuz kürd kawa mahlasini kulanan ahlaksizdir.

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.