''Herkesin doğduğu yerde haysiyetiyle yaşama hakkı'' diyorum, ve 3 Haziran 2012'de Köln'ün Dom kilisesinden başlayıp, doğduğum köy Saxarat'a uzayacak yürüyüşüm, toplumlar vicdanında hassasiyet uyandırması dileğiyle yaklaşık 4 bin kilometrelik bir mesafeyi bulacak.
Ben ocaxzade torunuyum. Kırmancız. 'Kırmızı Kürt' denilenlerdeniz. Dini bir kitabımız olmasa da, bütün peygamberleri hazret biliriz. Lakin, bizim binlerce yıl öncesine uzanan inancımız gereği, sonraki dinlerin takipcisi olamamışız. Yani, Hz. Muhammet'ten bu yana ondört yüzyil geçti. Hz. İsa´dan beri ise yirmibir yüzyıl oldu, biz hala camisiz, kilisesiz bir inanç sürdürüyoruz... Çünkü anladık ki, hak tekse de, hakın yolu çoktur. Onlar gittikleri yolun mutlak ve tek doğru yol olduğunu iddia ediyorlar. Böylece bizim yollarımızı kapatıyorlar. Oysa insan olmanın erdemi düşünebilmek ve konuşabilmektir. Bize ikisini de yasakladılar. Bizim ne düşündüğümüzü hiç anlamadılar, hala da anlamıyorlar.
30 milyonu aşkın nüfusuyla Kürtlerin durumu ne olacak? Ben hayatım boyunca milliyete dayalı ulus-devleti kimliğiyle, diliyle yaşayanları tanıdım. Hepsinin ait oldukları yerden bir aidiyeti vardı. Elbette benim de ait olduğum bir yer vardı, ancak aidiyetimi isteme gibi bir mağduriyetim de. Aramızdaki fark başkalarının verdiği pasaportla yaşamamdı. Bu benim için sorun değildi. Sorun inkar edilmek. Türkiye'de, Kürtler görmemezlikten geliniyor. Kürtçe'nin bir eğitim dili olması istenmiyor. Oysa doğuştan gelen anayasa ile güvence altına alınması gereken haklarımız var. Mezopotamya halklarının en kadim halklarından birisi olan Kürtlerin Zerdeşt geleneğinin ziyaretgah kültüründen gelen inancın son nesliyiz. Her türlü katliamlardan sonra, bir de kültürel asimilasyon katliamına dönüşen coğrafyamızda, bir itiraz olsun diye inkar ayıptır demek istiyorum. Saygısızlıktır. Hoşgörü, birbirini tanıma ve birlikteliğe getirsin diye yürüyorum.
Vicdani red için yürüyorum
Hayatı siyah-beyaz olarak algılanmasını dünyaya dayatan tarih boyunca halkların başına bela olmuş yirmi kadar ulus-devlet var. Bunlar dün ne idiyseler, bu gün de aynısıdırlar. Bu ulus-devletler silah üretiyorlar. Hangi silah türünün ne kadar üretildiği, kimlere satıldığı ve nerelerde, kimlere karşi kullanıldığını anlarken; parlamentolarında neden gizli komisyonların kurulduğunu çok daha iyi anlıyorum. silah öldürmek içindir. Silah ve tehditle halkları korkutmanın ahlaki olmadığını düşünüyorum. vicdanımdır bu. Vicdani ret için yürüyorum. barış için yürüdüğümü hissediyorum.
Tek rengi bayrak etmek renk körlüğüne sebeb olabilir. Her rengin sevdalısı var. Ömrünün ikinci çeyrek yüzyılını da inkara karşı direnerek geçiren bir neslin aşk hikayesidir bu yol... Doğaya gönüllü dönecek kadar toprağa sevdalıyım. Mezopotamya ve bunu coğrafik olarak kucaklayan kürdistan'ın bağlara, bahçelere dönüşeceği günleri özleyenlerdenim. Çeşitlerin, çeşitleşmesini doğallığı içerisinde hazmeden bir coğrafya olarak mezopotamyanın dünyaya, insanlığa özel bir bölge olması kimi, neden rahatsız eder. Günümüz insanının sevdiklerine sunacağı en güzel hediyenin, dağlarıyla, nehirleriyle, hayvan ve insanıyla Mezopotamya doğasının insanlık bahçesine dönüşmesine destek verebilmesidir sanırım..
İnsan olmanın haysiyeti için yürüyorum.
Herkes kendi penceresinden bakar, ben pencerenin çerçevesinin ardındakilere bakarım.
Ses ver, su sesi gibi, kuş sesi gibi, insan sesi gibi... Rüzgar estir duyulsun!
Ayrılacaklarıma elveda, kavuşacaklarıma merhaba, rojbaş, derken, hep içimde kalcaksınız...
Lo Smaelo Saxarat
...
Rojeva Kurdistan'ın notu:
Lo Smeolo Saxarat, 3 Haziran 2012'de, Pazar günü, saat 10.00'da, Köln Katedrali'nin önünden Antep'e bağlı Saxarat köyüne yürümeye başlayacak.
Smail'e "yolun açık olsun!" demek isteyenler anılan tarihte ve saatte Köln Dom meydanında buluşacak.
http://rojevakurdistan.com/index.php/guendem/5605-smail-koelnden-kuerdistana-yuerueyor
Ismail'in eylemi ve duyarlilik!