Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 22 May 2012

Kürt siyaseti işgal meclisinde Kürt ve Kürdistan’ı özgürleştiremez

Kuzey Kürdistan’daki Kürt hareketinin Kürt ve Kürdistan mücadelesi: ne yazık ki, AKP politikalarına karşı mücadeleye dönüştü!

Bu gün Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Merkez Yürütme Kurulu toplantısı sonuç bildirgesini yayınladı. Bildirgede AKP’nin politikalarına karşı bu güne kadar sürdürülen ideolojik, örgütsel ve eylemsel duruşun, bundan sonra da kararlılıkla sürdürüleceği belirtildi.

Şimdi soruyoruz; Otuz yıldır ne oldu ki? Bundan sonra ne olacak?

İlk Meclis’e Dersim vekili olarak Atatürk tarafından davet edilen Diyap Ağa’dan bu yana Kürtler yani siz İşgal Meclisinde yürütümünüz mücadele yada politikalarla tek ama tek bir Kürt anaokulunu bile Kürde verebildiniz mi?

O halde genel olarak işgal rejimine özelde de AKP’nin politikalarına karşı bu güne kadar sürdürdüğünüz ideolojik, örgütsel ve eylemsel duruşunuz, bundan sonra da Kürt ve Kürdistan’ın özgürleşmesine bir şey kazandırmayacağı gibi bunda ısrarınız sadece Kürt ve Kürdistan halkının özgürleşme arzu ve taleplerini geciktirmeden öteye gitmez!

Dolayısı ile buda Kürtler için zaman kaybı…

Ey Kürdistan’ın güzel, temiz, dürüst, cefakâr insanları! Unutmayın ki Kürdistan Kürdistanlılarındır; Ülkenize sahip Çıkın!

Sizler de benim gibi bu toprağın çocuğusunuz. Bu toprakta doğdunuz… Biliyorum birçoğunuz artık o bereketli topraklardayaşayamıyor, çalışamıyor, ailelerinizi besleyemiyor, kendi işinizi yapamıyorsunuz!

Birçoğunuz dünyanın değişik ülkelerinde sürgün, bir o kadarınızda, kendi ülkenizde esaret koşullarında tutuluyorsunuz.

Çünkü güzel ülkeniz Kürdistan parçalı ve işgal altında.

İşgalci rejimler ve uzantıları, tüm şehirlilerimizi, köy ve kasabalarımızı, iş alanlarımızı ele geçirmişler… Bu yüzden, birçoğunuz kendi toprağımızda işsiziz ve açsınız! Kendi ülkemizde kendi dilinizle okumuyor adeta “misafir” muamelesi görüyorsunuz!

Düşünün ananızın sizinle konuştuğu dil yasak! İnsanın en kutsal hakkı olan savunma hakkınızı bile anadilinizle yapamıyor bu nedenle onlarca yıl hapse mahkum ediliyorsunuz!

kendi ülkenizde Ana dilinizle çocuğunuzu gönderebileceğiniz, tek bir ana okulunuz bile yok!

Kısaca dağdan (Orta Asya kırları’ndan) gelip bağdakini kovan jitemvari, baasçı katliamcı işgal rejimlerine karşı dünya ülkeleri de sessiz…

Soruyorum: Yok mu? Kürdistan’ı' bu kirli rejimlerden temizleyecek bir güç?

Birçoğunuz; korkma var! Diyorsunuz!

Durun tahmin edeyim; PKK jitemvari, baasçı katliamcı işgal rejimlerinin karşısına dikildi, dikiliyor ve dikilecek! Diyorsunuz…

Onlara ilk cevabı Meclis ’e gönderdiğimiz vekillerimiz aracılığıyla verecek! Sonra tüm şehirleri bu işgalcilerden kurtaracak.

Peki, bu mümkün mü?

Bana sorarsanız hayır!

Çünkü ilk Meclis’e Dersim vekili olarak Atatürk tarafından davet edilen Diyap Ağa’dan bu yana işgal rejimlerinin parlamentolarında sadece Kürt ve Kürdistan’ı daha fazla nasıl sömürür ve inkâr ederiz planlanıp bunlara yasal kılıflar uyduruluyor. Kürt ve Kürdistan’ın işgalini buralardan çıkarılan kanun ve kararnamelerle meşrulaştırmaya çalışıyorlar.

Kabul edersiniz ki Kürdistan, son yüzyılın hata bin yılın en acılı coğrafyasıdır desek abartmış olmayız. Bir asır boyunca her türlü yıkımı, işgali ve insanlık dışı katliamı yaşayarak adeta bir soykırıma tabi tutulan Kürdistan halkı,bu işgal meclislerinin çıkardıkları uyduruk yasalarla yönetildi.

Özcesi Kürt ve Kürdistan işgal meclislerinde özgürleşmez!

Bu eşyanın tabiatına aykırı… İşgal rejimlerinin meclisi Kürdün Kürdistan’ın inkarı için varlar.. Tüm güçleri ile bunu için çalışmaktalar... varlık nedenleri bu...

Örnek mi?

Bizzat Erdoğan’ın ağzından vereyim;"23 Aralık 1938. Tunceli’den 11 bin 683 kişinin sürüldüğünü belirten, iki bin kişinin daha sürülmesini karara bağlayan bakanlar kurulu kararı. Burda da Başbakan kim biliyor musunuz? İsmet İnönü, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Başbakan Celal Bayar’’dır.

Yine;”1936-37-38-39’da toplam 13 bin 806 kişinin öldürüldüğü bu resmi belgede ifade ediliyor. Bakın deprem felaketinden bahsetmiyorum. Öldürülenlerden bahsediyorum. Belgenin altındaki imza çok ilginç Faik Öztrak dahiliye vekili, yani İçişleri Bakanı." Bu örnekler çoğaltılabilinir. Gördüğünüz gibi Kürde katliama, Kürdistan’daki işgalin kalıcı ve süreklileşmesine onaylar meclisten veriliyor.

Evet, PKK’nin geliştirdiği Kürt özgürlük mücadelesi, işgalcilerin bitti, bitmesi için her türden alçaklıkla saldırdıkları çözülme sürecindeki Kürtlük bilinci yeniden dirilmiştir. Burada PKK ve lideri Abdullah Öcalan’ın rollüde büyüktür. Hata bu bilincin oluşumunda tek aktördürler, dersek yine abartı olmaz!

Ama, Kürdistan hala işgal altında ve üstelik PKK ve onun etrafında muhalefet eden kurumlar; son on yıldır, demokratik cumhuriyet”, federal yada özerklik gibi işgalin ömrünü uzatacak projelerle Kürdistan’a zaman kayıp ettiren projeler için daha çok mücadele etmekteler.

Artık çoğunun programında bu projeler var.

Kürdistanlı esnaf, işadamı, çiftçi, işçi! İşgale son vermek ve istilacıları def etmek için: Siz siz olun, Artık kendi gücünüzü ortaya koyun!

Kürdistan’ı işgal eden rejimleri ve uzantılarından birlikte temizleyelim. Kürdistan’ın ve Kürdistanlıların buna ihtiyacı var! Haydi, birlikte süpürelim Jitemvari Türk , Baasçı arap ve gerici Fars işgalcilerini. Geldikleri yere dönsünler. Bunun yolu; “demokratik cumhuriyet”, federal yada özerklik gibi işgalin ömrünü uzatacak hikayeler değildir. İşgale son vermenin yolu bağımsızlıkçı bir mücadeledir, tabiî ki onun için de canla başla çalışma!

NASIL MI?

Bir sonraki yazıda!

Medeni Duran

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.