Kandırılmaktan Bıkmadık mı?
Ders alınmak istenilirse tarihimiz bir deryadır. Yeter ki, geçmişte yaşanılanlardan ders çıkarılsın. Eğer ders çıkarılırsa sil baştan, yeniden ve yeniden Kürd düşmanı çevreler test edilmeye kalkışılmaz. Ama öyle anlaşılıyor ki, bugün Kürd politıkasına yön verenler ve onların dümen suyunda kulaç atanlar tarihimizde ders almamış olmanın ötesinde bilinçli olarak Kürd milli potansiyesini düşman cephesine kanalize etmenin aktörleri rolunu oynuyorlar. Son tartışmalara bakıldığında yapılmak istenen budur.
Kürdlere adres olarak ister AKP, ister CHP, İster Fethullah Gülen Cemaati veya Türk egemenlik sistemin bir başka kliği gösterilsin yapılmak istenen budur.
Sorun Kürd milletinin bağımsızlığını engelemek ve Kürd milli potansiyelini kendi mecrasında saptırmaksa ismi Türk olan kliklerle yapılacak her ittifak, her yakınlaşma, her hoşgörü buna hizmet eder.
Bu politıkaları izlemeyi varlık nedenleri sayan geniş bir Kürd kesimin varlığı malümumuz. Bunları Türkiyeci olarak defalarca izah etmeye çalıştık. Bu cepheyi oluşturanlar farklı yapılar altında örgütlensede, birey olarak bağımsız kalsada ideolojik olarak beslendikleri zemin Türk egemenlik sistem zeminidir. Zaman zaman birbirlerine karşı hırlaşsalarda siyam ikizleri gibi aynı havayı solarlar. Bu cephenin en güçlüleri Türk egemenlik sistemin İmralı uç beyinin tayfası ve onların kapısında ikbal arayanlardır. Uç beyi gündemi belirler, diğerleri buna uyar.
Sosyalist Enternasyonal’in Paris toplantısında Selahattin Demirtaş; “Keşke önümüzdeki seçimde içinde CHP, ÖDP, BDP, EMEP olan bir sol demokratik cephe olsa” derken bunu kendi başına söylediği düşünülemez.
Bu dayatma, İmralıdan gelmiştir. Selahattin Demirtaş'a sadece dile getirmek kalmıştır. İkbal avcıları da, bu işin teorisini yapmakla kendilerini görevlendirmişlerdir.
Dikkat edilirse azılı Kürd düşmanı CHP, “Kemalist sol” güçler ve dahası bugün Ergenekon olarak adlandırılan Kürd katilleri Kürdlere kurtuluş adresi olarak gösterilmiştir. Bunun amacı Kürdistan'da tabale partileri haline gelmiş bu Türk ırkçılarını tekrar Kürdistan'a taşımaktır. Sorun Kürdlerin kendisi için bağımsız olarak örgütlenmesini engelemekse bu sadece baş vurulan bir yoldur. Ama tek yol bu değildir.
Türk egemenlik sistemi ve onun emir eri İmralı uç beyi başka yollarada baş vurmaktadırlar. Daha düne kadar silahlı olarak yöneldikleri Fethullah Gülen Cemaati için; “Oldukça dinamik güçleri var, biz de dinamik bir gücüz. Bu iki dinamik gücün karşılıklı anlayış göstermesi ve dayanışma halinde olması durumunda Türkiye de birçok temel sorun çözülecektir. Bu dayanışma sadece Türkiye yi değil Ortadoğu yu da etkileyecektir. Burada önemli olan bazı temel kavramların tanımını iyi yapmaktır. Örneğin ben, kendilerinin Türklük ve islamiyet konusundaki görüşlerini biliyorum, bu görüşleri önemli buluyorum” demesi ve gündem oluşturmaya çalışması bu yollardan biridir.
Her iki gücün dinamik ve azılı Kürd düşmanı oluş nedeniyle dayanışma içinde olmamaları için bir neden yoktur. Dünya ve bölgemizdeki gelişmelerden sonra Türk egemenlik sistem sahipleri, Türk-İslam sentezinin mimarı Fethullah Gülen ve “Bende Kürtlük aşkı yok. Kürt kökünü en iyi biz kazarız. Bizim öldürdüğümüz Kürtlerin sayısı devletin öldürdüklerinden fazladır” diyen sistemin İmralı uç beyinin yanyana getirilmesinde bir sakınca görmemektedir.
Sistemin çıkarı bunu gerektiriyorsa bu projeler uygulanmaya konulacaktır. Sistem bundan bir sakınca görmez. Sorun Kürd yurtsever güçlerin bunu görürp görmemenin ötesinde bunu boşa çıkarmak hayati önem kazanmaktadır.
Fakat bugün bunu boşa çıkaracak yurtsever bir Kürd gücü yoktur. Bu da Kürdlere kaybettirecektir.
Evet sorun Kürdleri Türk egemenlik sistemi içinde tutmaksa bu son girişimler bunun içindir. Bunu politıka edinenler, onaylayanlar, destekleyenler, propagandasını yapanlar, amaç ve niyeti ne olursa olsun güç verenler Kürd millet düşmanlarının yedekleri durumuna düşüyorlar.
CHP ve kendilerini “sol” olarak tanımlayan ırkçı-şoven güçlerin yüzyıla yakındır Kürd milletine yapılan soykırım, katliam, sürgün, asimilasyon, sindirme ve genel bir tanımlama ile inkar ve imha politıkaların mimarları olduğu tartışmaya yer bırakmayacak kadar aşikardır.
Bu ırkçı, soykırımcı Kürd millet düşmanı güçleri Kürdlere yeniden adres göstermek Kürd millet düşmanlarının işidir.
Hiçbir aklıselim Kürd, ırkçılıklarıyla, soykırımlılıklarıyla varlığını bugüne kadar devam ettirmiş CHP ve Kemalist sol güçleri ittifak edilmesi gereken güç ve kurtuluş adresi göstermez. Gösterenlerin ise Kürdlükle hiçbir ilişkisinin kalmadığına delalettir.
PKK, ona endekli güçlerin ve onların kapısında ikbal arayanların bu projeyi hayata geçirmeye çalışması onların Kürd düşmanı kimliklerinden ileri gelmektedir.
Onlar Türk egemenlik sistemin düşürdüğü Kürdlerdir. Düşmanın olmuş Kürdlerdir.
Kürdler bunu görmek zorundadır. Bu iflah olmaz Kürd düşmanlarının kimliğini açığa çıkarmak zorundadırlar. Bu başarılmadığı sürece Kürdlerin köle kalacağı bilinmelidir.
Bunun için, düşman cephesi değişik politıkalarla Kürdleri şaşkına çevrilmektedir. Kürd düşmanları Kürd kurtuluşcusu olarak lanse edilmektedir. Kürdlere dayatılmaktadır. Sistemin eli kanlı Kürd-kıranı olan İmralı uç beyini Kürd tarafı olarak dayatmanın çabasını vermektedirler.
“Kemalizmi güncelleştirme”yi kendine görev bilen sistemin İmralı uç beyinden Kürdler lehine bir beklentisi olanlar bilinçli olarak Kürd millet düşmanlığı yapan kesimlerdir. Bunlar kimdir demenin bir alemi yok. Bunların ırkçı-şoven Türk milliyetçileri ve onların yalakaları olan düşürülmüş Kürdler olduğu iyot gibi ortadadır.
Bunların amacı Kürdleri Türkler içinde eritmektir. Bunun için de bağımsız bir aktör olarak siyaset ve mücadele etme ortamını yok etmeye çalışıyorlar. Kürdlere Türk egemenlik sistemin şu veya bu kliğiyle dayanışma, ittifak ve birlik dayatıyorlar. Kürdleri köle olarak tutmanın yolunu burada buluyorlar.
Kürdler içinde bu yolu tutan yaygın bir kesimin olduğuda bilinmektedir. Cismen bunlar Kürd olsalarda izledikleri politıka ile sistemin Kürdler içindeki dayanaklarıdır. Bu cephe de yer alanların Kürd yurtseverliği/milliyetçiliğiyle bir alakaları yoktur.
Kürd yurtseverliği/milliyetçiliği Türk egemenlik sistemini bir bütün olarak rededer, hedefler.
Sistemin farkılı klikleri arasında tercih yapma Kürd yurtseverliği/milliyetçiliği ile bağdaşmaz. Böyle bir lüksleri de yoktur.
Olması gereken tutum bu olmasına karşın Kürd siyasetinde bir kırılma yaşanmıştır. Bunun tersi bir yaklaşım Kürd siyaseti üzerinde egemenliğini sürdürmektedir.
“Türk üniter devletine, sınırlarına, bayrağına, ulusal marşına, diline”, dahası “kırmızı çizgilerimiz” dedikleri tüm “hassasiyetleri”ne bir itirazımız yok diyen yalakacı bir Kürd siyasi çevresi oluşmuştur.
Bu çevreler açısından sistemin şu veya bu kliğine yaslanmak, bağlanmak varlık nedenleri olmuştur.
Kürd yurtsever güçleri bu kurt kapanı siyasetin Kürdleri köleleştirdiğini kavramadıkça, ondan uzak durmadıkça, Kürdlerin millet olmasından doğan doğal hakları için bağımsız örgütlenmedikçe, kendisi olmadıkça kurtuşunu gerçekleştiremez.
Bu nedenle Kürdler kurtulmak istiyorlarsa ister CHP, ister AKP, ister Fethullah Gülen Cemaati ve isterse ismi bilmem ne olan bir Türk kliği ile ittifak yapmamalıdır.
İsmi ne olursa olsun Kürdistan'ı bir ülke olarak kabul etmeyen, “Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü”nü savunan sistemin şu veya bu kliği ile dayanışma içinde olmak, ittifağa girmek, birlik kurmak Kürd milletini sisteme bağlamanın itici güçleridir.
Realite bellidir. Kürdler bir millettir, ülkeleri Kürdistandır.
Her millet ve ülke için hak ve statüko Kürd mülleti ve Kürdistan içinde geçerlidir. Kürdlerin bundan diretmesi kadar doğal bir şey de yoktur. Bunun dışında tutulacak her yol Kürdlere kaybettirir. Bugüne kadar kaybettirdiği gibi.
Sahi kandırılmaktan bıkmadık mı?
13 Aralık 2010