Kuzey Kurdistan’ ın Türkiyelileşmesinde Hiç Mi Sorumluluğumuz Yok...!
Kurdistan’ ın güney ve Kuzeyindeki basın-yayınları okuyunca, içinde yaşadığımız sürec ve gelecek açısında umutsuzluk ve karamsarlığım artarken diğer yanda ise Kurdistan’ın kuzey ve güneyinde yaşanılan olumsuz sürecin böyle gidemiyeceğine olan inancım her karamsarlığımın ardına yeniden kendini toparlıp bir gün bu uğursuzluk bulutların dağılacağına olan inancım yeniden yeşeriyor. İnanıyorum, yaşanılan onca olumsuzluğa rağmen, Kürt halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi, örgüt ve aydın çapsızlığına rağmen sürecektir. İnaniyorum yeni kuşaklar içinde oldukları kuşatılmışlığı aşarak, yaşadığımız olumluluk ve olumsuzluklardan derseler çıkararak, eski-tüfek siyasi tücarlara da ders vererek özgürlükl ve bağımsızlık atesini yeniden yakacaklardırKurdistan 3 parçasındaki ulusal bağımsızlık mücadelesi doğal, Kurdistan’ın Güneyindeki kazanımlara endekslendiğinden dolayı doğal olarak, bütün Kürt’ lerin dikkatleri Kurdistan’ ın güneyine yönelmiştır. Kurdistan’ ın güneyinde 4-5 yıllık tecrübe ve yaşadıklarım, özellikle Kurdistan’ ın Kuzeyinden, Kurdistan’ ın güneyine olan ilgi ve alakanın % 99’ nun ekonomik çıkarlarla paralel olduğunu düşünüyorum. Kuzeyli Örgüt ve aydınlar tarafından doğal olarak bu ekonomik çıkar ilginin adı, ulusal dava ve mücadele olarak konuluyor. Kuzeyli Kürt örgüt ve aydınların Kurdistan’ ın güneyine olan bakış açıları, değerlendirme ve verilen mesajlarda, ekonomik çıkarlarla bağlantılıdır. Durum bu olanca Kurdistan’ ın güneyinda yaşanılan pozitif gelişmelere paralel olarak gelişen negatif durumlar da örtbas edilmektedir. Negatif gelişmeler hasır altı edilerek her şey toz-pembe olarak verilmektdir. Oysa aklı başında bireysel çıkarların dışında ulusal kaygılarla gelişmeleri takip eden yurtsever kişilerin değerlendirmesi ise bu noktada farklıdır. Kurdistan’ ın güneyinde yaşanılan gelişmelerin, diğer parçalar açısında belirleyici olacağı noktasında Kuzeyli örgüt ve aydınlarla olan temel görüş ayrılığıma rağmen bu noktada hemfikirim. Kurdistan’ın güneyindeki olumlu yada olumsuz gelişmeler diğer parçaları anında etkilemekte, yönlendirmektedir. Dolaysıyla Kurdistan’ın güneyindeki gelişmeler, Kuzey ve diğer parçalara aktarılırken çok hasas ve nazik bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu nokta Kuzey Kurdistan’i örgüt ve aydınlarla çok farklı bir noktada bulunmaktayım. Kuzey Kurdistani örgüt ve aydınların, Kurdistan’ ın güneyindeki ilişki ağlarını bildiğimden dolayı, bunların Kurdistan’ın güneyinde varoşlarda yaşanılan realiyeti görme, hissetmeden uzak bir noktadadırlar. Kişi ve partilerin, Kurdistan’ ın güneyindeki gelişmeleri Kuzeye aktarımında, ulusal davanın çıkarından ziyede, ilişki ağı içersinde bulundukları parti ve örgütlerin çıkarları doğrultusunda işlev görmektedirler. Kuzey Kurdistan’ lı örgüt, parti ve bireylerin Güney Kurdistan’ da yaşanılan sorunlara bakış açıları ve değerlendirmeleri, iktidar diğer bir deyimle PDK ve YNK’ nin resmi görüş politikaları çerçevesinde olduğundan dolayı, Kurdistan’ın Kuzeyin halk yanlış ve yanlı temelde bilgilendirilmektedir. PKK ve varyantlarının değerlendirmeleri ise İmra patentli olduğundan dolayı, Türk genelkurmayı dolaysıyla sömürgeci Türk develetinin çıkarları doğrultusundadır. Güney Kurdistan hükümetinin yaşadığı sorunlar ve sömürgeci devletlerin bakış açı, etki ve baskılarını yeniden ele alıp uzun uzadıya kaleme almaya gerek yok çünkü sömürgeci devletlerin, dünyanın neresinde olursa olsun Kürt kazanımlarına bakış açıları hiç bir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıktır. Güney Kurdistan hükümetinin kuşatılmışlığından dolayı Güney Kurdistan’ da yaşanılan sorunları dile getirmenin önünde engel değildir. Güney Kurdistan’ da kazanımlar, Güney Kurdistan’ da yaşayan Kürt halkının olduğu kadar bölünmüş diğer parçalarında kazanımlarıdır. Soruna parçasal mantıktan ziyade tüm parçaların bütünselliği açısından yaklaşmak daha sağlıklı olur. ABD’ ye rağmen Kurdistan’ ın güneyinde büyük çapta önemli iç ve dış sorunlar vardır. Var olan sorunların bir kısmı dış etkenlerden kaynaklandığı kadar önemli orandaki sorunlar ise iç işleyış ve iki büyük partinin izlediği temel politikalardan kaynaklanmaktadır. PDK ve YNK’ nin anti demokratik tavırları, sahış ve grup çıkarlarını ön planda tutan politikaları bir çok konuda Kurdistan halkının kazanımlarını risk altına sokmaktadır. Kurdistan’ da korkunç derecede dengesiz ve adaletsiz bir gelir dağılımı vardır. Rüşvet ve yolsuzsuzluk had safhadadır ve Güney Kurdistan’ daki iktidar ve siyasal önderlik şüphe altındadır. İktidar partilerinin temel hatalarından biri de halka karşı açık ve şeffaf bir politika izlemeleri, halkın gelişmelerden haberdar olmalarından yoksun olmalarıdır. YNK eski genel sekreter yardımcısı ve YNK’ nin ikinci adamı, Nawşirvan Mustafa’nın YNK’ den istifa etmesi, diğer bir deyimle muhalefete geçmesinin Güney Kurdistan ve diğer parçaların çıkarları açısında doğru bir karar olduğuna inananlardanım. Nawşirvan Mustafa YNK içersinde başlatmak istediği reform hareketinin yenilgiye uğraması ile YNK’ den ayrılmak zorunda kaldı. Nawşirvan Mustafa, Kurdistan’ da rüşvet ve yolsuzluğun önüne geçmenin tek yolunun iktidar partileri içesinde reform yapılması, yeni proje ve yeni kadroların sürece entegre edilmesi ile kısmen önlenebileceğe inanıyordu. Yine YNK’ nin önemli kadrolarından ve YNK kurucularından Salar Aziz’ in deyimi ile YNK ve PDK tüm sorumluların devrim öncesi ve devrim sonrası mal varlıklarındaki değişimleri beyan etmesi gerektiğini, mal varlıklarını kamuoyuna deklare etmedikleri sürece Kurdistan’ da rüşvet, yolsuzluğun önüne geçilemeyeceği, toplumda dengeli bir dağılımın olamayacağı sınıflar arasında korkunç bir uçurumun olabileceğini dile getiriyor. YNK’ yi oluşturan önemli temel kadroların Komela Rencdaran örgüttünden aydın kadrolar olduğundan dolayı kısmen de olsa demokrati işleyisinde sürmesinde önemli rol oynamaktadırlar. PDK ise farklı bir konum ve pozisyonda bulunmaktadır. PDK de iç işleyiş ve iç sorunların tartışılması bir tabudur. Nawşirvan Mustafa’ nın YNK ile bağlarını koparıp, bir medye grubunu kurması bana göre güney Kurdistan’ da çok önemli bir devrimdır. Nawşirvan Mustafa’ nın 2003 yılından buyana Irak ve Kurdistan’ daki siyasal politik gelişmelere ilişkin anılarını yazıp kamuouna aktarması, Kurdistan siyasal önderliğinin bu sürec içersinde gerek ABD ve gerekse Irak muhalefeti ile anayasal süreçlerde yaptıkları hataları açığa çıkarmada önemli bir işleyiş gördü. Güney Kurdistan siyasal önderliğ Irak anayasasının yazılım süreci içersinde Kerkuk ve diğer işgal altındaki topraklar konusu olmak üzere önemli stratejik konularda hata yaptılar. Bu hataları kuşatılmışlıkla açıklamak yeterli değildır. Federal Irak parlamentosunda Bir Kürt milletvekili, Kürt siyasal önerliğinin izlediğ politiklardan yakınarak şunları söylemekte ‘’ Federal Irak parlamentosunda önemli strateji meselelerin elen alındığı oturumlarda Şii yada Sunii gruplar taleplerinin kabul edilmemesi durumunda parlamentodan çekilip istemlerinin kabul edilene kadar protesto eyleminde bulunmaktadırlar ya biz. Bizler ise şimdiye kadar hiç bir konuda ne rest çekebildik nede parlamentodan çekiliriz protestosunda bulunduk’’ Irak anayasasında Kürt halkının kutsal varlığı Pêşmerge ‘’Sınır Koruma Muhafızları ‘’ olarak adlandırıldı. Kurdistan toprakları pazarlık masasına ve bilinmez bir geleceğe ertelenildi. Yıkılan Irak devleti, Kürt halkının kazanımlarının törpülenilmesi pahasına yeniden inşaa edildi. Bu gün Arapların ihtiyacı olduğundan dolayı bir Kürt cumhurbaşkanı seçildi, anayasa da 3 önemli yürütmeden birisinin Kürt olacağı hükmü konulmadı. Oysa diğer ülkelerde böylesi durumlarda anayasal güvencelerle temel haklar garanti altına alınır. Örneğin Lübnan anayasasında Cumhurbaşkanlığı makamı Hristiyanlara aittir. Buraya Sunii veya Şii bir Arap gelemez. Irak’ ta tam tersi bir durum söz konusudur ve Arapların içsel sorunlarını çözmesi durumda Kürt’ lerin Irak’ ta Başbakan, Cumhurbaşkanı yada parlamento başkanı olmaları mümkün değildir. Her Federal Irak deniliyorsada Sunii Araplar hiç bir şekilde Federal Irak kavramını kabul etmemekte, Şii Araplar ise oyalayıcı bir tutum takınmaktadırlar. Şii grupları içersinde Kürt sorununa kısmen duyarlı yaklaşan kesim ise Abdulaziz El Hekimin önderlik ettiği gruptur. Irak ve Kurdistan hükümetleri arasında Petrol, Pêşmerge bütçesi, Kerkuk...vs konular halen çözümlenmemiş temel sorunlardır. Irak merkezi hükümeti bu konulardaki temel politikası Saddam rejiminin izlediği politikalardır. Güney Kurdistan’ da yaşanılan iç sorunlar ve Kuzey Kurdistani örgüt, parti ve ‘’yurtsever’’ kişilerin tutum ve beklentilerine ilişkin ise bir başka yazıda imkanlarım ölçüsünde değinmeye çalişacağım. Güney Kurdistan’ da yaşanılanların canlı tanığı olduğum için, Kuzey Kurdistan halkına olan görev ve sorunluluğumdan dolayı bazı anılarımı Kürt halkı ile paylaşmam gerekir. Yazacaklarım, Kuzey Kurdistan’ da yaşanılan sorun ve tıkanıklığın nedenleri hakkında bazı açılımlar olur. Kuzey Kurdistan Türk ve Türkiyeliliğe entegre ediliyor ve bu nokta da Kuzey Kurdistani örgüt, parti ve yurtsever kişilerin sorumlulukları ise bir soru işareti! Eskiye Rağbet olsaydı, Bit Pazarına Nur Yağardı.....!
Re: Kuzey Kurdistan’ ın Türkiyelileşmesinde Hiç Mi Sorumluluğumu