Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 14 June 2010

Rizgari » Niviskar » Sedat Günçekti

“Israil küçük bir Kürt devletçiği kurduruyor“
The Economist´in başyazısında İsrail ile Türk hükümeti arasındaki sorunlar ve Türkler´in Iran konusundaki yaklaşımları değerlendirilirken,“AKP içindeki baskın kanaat, bölgede daha faal olmasının kendisini AB için daha değerli kılacağı yönünde. ABD'ye gelince, Türkiye'ye Irak ve Afganistan'da ihtiyaç duyduğu için bu tatsız durumun sineye çekileceğini umut ediyor. İsrail ve İran bu teorileri sıkı bir sınavdan geçirecektir.“denmekte.

Bu tespit doğru olmakla birlikte, Türk dış politikasının resmini tam olarak vermemekte. AK parti´nin Doğu´ya açılmasının AB karşısında manevra alanını genişletmekten öte bir anlamı var.

Türkler özellikle son iki yılda fiilen yeni Osmanlı politikası uygulamaya başladılar. Ortadoğu´nun liderliğini benimsemiş durumdalar. Iran´da, Suriye´de, Lübnan´da, Irak´da, Filistin´de, hemen nerede bir sorun varsa el atıyorlar. Kendi görüşlerini empoze edip, taraflar arasında “arabuluculuk“ girişiminde bulunuyorlar.

Ne var ki Türkiye bu “arabuluculuk“, “sorun çözücülük“ rolüne soyunurken, İran´a, Suriye´ye, Hamas´a yakın durup, onları açıktan koruması, bu “arabuluculuk rolüne“ koca bir gölge düşürüyor. Bundandır ki, hemen hiç bir “arabuluculuk“ istemi ne Israil, ne ABD, ne de BM tarafından kabul görmemektedir.

AK parti´nin Yeni Osmanlı´cılığı sadece BM´deki Iran oylaması ya da Israil´e karşı son tavrıyla ortaya çıkmış değil, öncesinde de attığı adımlar Batılı politikacılar tarafından “tehlikeli bir politika“ olarak nitelenip pek çok kez dillendirilmişti. Bu son olaylar sözkonusu kaygıları sadece derinleştirmiş bulunuyor.

AK parti kritik eşikte bulunuyor

Türk devletinin ve sermayesinin kabuğunu kırarak bölgeye açılması, Emperyalist kapitalist sistem içinde önemli bir güç sahibi olmaya kalkması ebetteki ne ABD ne de AB tarafından kabul edilir değildir. Ha keza Hamas´ı, Suriye´yi, Iran´ı koruyan ve savunan bir Türkiye´yi İsrail´de kabul etmeyecektir.

Ankara hükümetinin ve Başbakanı´nın Obama´ya ve Birleşmiş Milletler´e kafa tutması öyle sıradan bir tavır olarak algılanamaz. ABD sözcüleri hoşnutsuzluklarını bu an için diplomatik bir dille yansıtsalar da, yeri ve zamanı geldiğinde bunun bedelini mutlaka ödetmeye çalışacaklardır.

Recep Tayyip Erdoğan şayet bu Israil krizini aşamaz ve Iran potunu düzeltemezse bunun faturasını çok ağır ödeyecektir.

Fetullah Gülen Cemaati´nin seçimlerde AK parti´ye destek olduğu, şimdiye kadar da yakın ilişki de olduğu biliniyor. Israil´e yaklaşımda ise ilk kez Cemaatle AK parti karşı karşıya geldiler. Gülen desteğini çektiğinde AK parti önümüzdeki Genel Seçimde ciddi bir kan kaybına uğrayacaktır.

Yine ABD´de kendisine AK Parti´den daha yakın bir güç bulduğunda veya oluşturduğunda ona katlanmak durumunda kalmayacaktır. Halihazırda Türkiye´de böyle bir parti bulunmamaktadır.

Öte yandan şayet AK parti bu krizi aşarsa gücüne güç katacağı da kesindir. En azından dört beş yıl daha Hükümeti elinde tutacaktır.

Bu kriz Kürdler´e yarar mı?

Türk egemenlik sisteminin uluslararası sermaye ve siyaset çevreleriyle ilişkilerinin sorunlu olması Kürdistan Ulusal Kurtuluş mücadelesi için, Kürd halkı için oldukça önemlidir. Değil mi ki Türk devleti aldığı dış destekler sayesindedir ki Kürdistan´da istediği gibi savaş ve insanlık suçu işleyip, Kürd ulusuna her türlü zulmü ve zorbalığı uygulayabilmiştir.

Bizim Kuzey bölgesindeki bazı Kürdler´de Filistin üzerinden Israil düşmanlığı yapmanın Kürdler´e kazandıracağı bir şey varmış gibi Israil´i karşıya alıyorlar. Abdullah Öcalan ise “İsrail Güney'de küçük bir ulus-devleti kurduruyor“ diyerek en uç ve olmadık noktada hazımsızlık gösteriyor. Öcalan, İsrail´in “küçük bir ulus-devlet kurduruyor olması“ nı bir suç gibi lanse edip tam anlamıyla hedefe koymakta.

Aslında “Israil Kürt devletçiği kurduruyor“ görüşü Yalçın Küçük gibi Kürd özgürlük düşmanı Ergenekon teorisyenlerine aittir. Onlar yıllardır bu sakızı çiğniyorlar...

Neyse ki Sayın Mesud Barzani Israil -Türkiye çatışmasında son derece isabetli bir politik refleks göstererek İsrail´i hedef göstermeyen bir değerlendirmede bulunmuştur.

Kürdler, mücadele içinde oldukları devletlerin hata ve zaaflarından yararlanmasını bilmeliler. Amaç üzüm yemekse, düşman çoğaltma değil, dost kazanma politikası izlemek durumundayız.

Hangi parçada olursa olsun İsrail, ya da bir başkası, bağımsız bir Kürd devletinin kurulmasına yardım etmek istiyorsa Kürdler bunu neden ret etsin ki?

Türk, Arap ve Fars sömürgecileri üzüleceği için mi?

Eh varsın biraz da onlar üzülsünler...

Anonymous (not verified)

Wed, 2010-06-16 00:20

Nedeni cok basit. Eger o bahsettigin Kurdistanin kurulmasini biz istiyor ve biri yardim ediyorsa, sartlara gore bu yardim kabuledilebilir. ammmmaaaaaaaa Bir devlet baska bir devletle kavga ederken bize gel size Kurdistani kuralim diyorlarsa ben bu iste yokum. iste bu ince farkin farkinda olarak sordugun soruya cevap verdim.. dugun degil bayram degil israil bizi neden opuyor. yillar yili tcyi destekleyen onlar degil mi? tcyi ayakta tutan Amerika, israilin has adadmi degil mi? Kurtleri olduren silahlar ve iskence teknikleri Amerika ve israil pataentli degil mi? Once bu sorulara israil cevap versin bence ondan sonra beni TCnin karsisina diksin.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.