1-kurdlerin bagimsizlik, fedarasyon vs dunyadaki diger uluslarin kullandigi her turlu statuyu talep etme hakki sabit. isteyen elbette uzerine tartisir, ben bu konuda tartismayi gereksiz bulanlardanim.
2- hangi statuyu kenine uygun-layik gordugune kitle karar vermek durumunda. bu kite ne yaparsa en dogruyu yapar diye degil, mesru olan ve bugune kadar bulabildigimiz en makul olan yol bu
3-talep etmek ayri, beceripte almak ayri seyler. ben mesela Berkeley de profesor olmnayi talep edebilirim, guzel universite. becerip te alabilir miyim? orasi muamma! yanlizca bana sorsalar elbette becerecegimi dusunurum, ancak kimse sadece bana sormaz. bunun sureci kurali sarti iviri ziviri var vs vs.
3-bir plan program ve onu uygulayan bir yapiniz (her turlu siyasi orgut, siyaset disi kurumlar.kadro besleyen olusumlar, sanati bilimi sporu kiviri ziviri-butun bunlar devletsiz de yapilabilecek seyler) yoksa veya yeterli degilse. bugune kadar ortaya cikarabildiginiz en becerikli en kalabalik en uzun yasayyan orgutun lideri "ben devlet verseniz de devlet de federasyon da istemem, ama zabita olalim memleketimizin adi da hem turkiye hem kurdistan olsun, hayat bayram olsun" turu ipe sapa gelmez ciddiyetsiz seyler soyluyor ise ve ulusal taleplere en fazla yakin kitle kendini temsil hakkini bu adama verdim diyor ise, henuz uluslararasi statuye sahip olabilecek, kendi basina bir birim olmaya uygun gorulmezsiniz. biz kendimizi buna fazlasiyla uygun goruyoruz bu en onemlisi diyenlere ben de candan katilirim katilmasina ama bu kasabada oyunun kurallarini biz catmis olsaydik zaten bir devletimiz olurdu. ama oyunun kurallari bu bicimde catilmiyor. kuzey de kurdlerin bugunku halleri ile (hem orgutlerin hem de halkin icinde bulundugu kosullar) ortaya atlayip habire talepte bulunmak hic bir ise yaramaz.
peki ne oneriyorsun arkadas diyenler
1-bir kere acele etmeye gerek yok, bu kizilkurt sureci daha cok esneyecek geri cekilecek sunecek bir surec. burda baslangic kozlari PKK-DTP nin capsizligi yuzunden (bu bastan sona apo nun ipoteginde kalmis olmalariyla alakali. ancak bu sonuc. sonuca onlari goturen sey de formasyonlari ile alakali. o malzemeden baska bir sey de beklemek dogru olmaz. bunu bu bicimde kabuledip bu tasli prince sahip cikip ayiklamak zorundayiz) kurdlerde olmasi gereken kozlar su anda turklerin elinde. Ancak ve allahtan Turkler de bunca yildan sonra halen zamanin ve gerceklerin hala gerisinden gelmeye devam etmekteler. Bu durum bir parca 100 kusur yillik dumura ugramis kavrayislari ile ilgili. bu defekten kolay kurtulamayacaklari acik. bu da kurdler icin -eger akillarini kullanirlarsa- buyuk avantaj
2- kampanya tekstine baktim gene eski aliskanliklar kurd solunun onlara "bir koyden oteki koye giden yolu" sordugunuzda size verecekleri cevaba dunya tarihini yorumlayarak baslayan eski bildirilerine benziyor. dunya sistemi cokmus mus de tc de bu sebebple krizde filan fistik. dunya sistemi cokmus mu? bu dunyada tarihin safagindan beri bir suru buyuk krizler yasandi coken bir sey olmussa onun yerine ikame eden baska bir sey de olmustur. hayat boslugu sevmez, sistem su yada bu sekilde iner cikar bunun su an onumuzde duran gayet somut sorunu cikarimiza evirmek icin oncelikli planlarimizla bu dunya sistemi cokusu gibi garip tahlilerin (velevki dogru bile olsa) ne faydasi var?demek ki konuya basit bir bicimde odaklanmakta fayda var
3-kurdlerin gerek kopartarak aldiklari gerek onune zembille dusecek her turlu reformu-iyilsemeyi rededecek luksu yok. zaten diaspora ne kadar esse gurlese de kitlenin egilimi memleketteki vaziyeti bicimleyecek. bu durumda akintiya karsi yuuzmek yerine, dogani, toplumun enerjilerini kullanmayi denemekte yarar var. bu kampanya da kurd taleplerinin neler olmasi gerektigi oncelikle kurd halkina anlatilmaya cabalanabilirdi.biz bunu yaparken turklerde duymus olurdu. kazin ayaginin oyle kendi planlarindaki gibi olmayacagina dair ip uclari edinirlerdi vs vs. oysa bizim kampanyalarda bir demonstarsyon havasi var. yani turklere efelenme gibi bir hava. adam demez mi?
adin ne?
mulayim !
sert olsan kac yazarsin?
elinizin altinda en ufak CAYDIRICI bir manivela yok iken,ustune ustluk kendi halkiniz baska seyler soylerken, sizin esip gurlemenizden kim etkilenir?
biz kendi kendimizi gaza getiriyorzu
ahlak , onur seref dikbaslilik vs diyorsaniz,
bu gaza getirme isini daha akli basinda ve daha yaygin bir kitleye-biraz da sabirla-yapmak daha munasip olmaz mi?
militan soylemi kitle kabullenmez, bugunku durumu da buna uygun degil.
4-TC kurdlere kapi araligindan kuru ekmek uzattiginin farkinda. buna bile tav olacak onemli bir kurd nufusun var oldugunu da biliyor. bilmedigi ise
buna tav olmayacak onemli bir potansiyelin varligi.
bilmesin, bu bizim icin daha iyi.
daha iyi de eger bu potansiyeli de evirip cevirip once bagimsilik gazlari ile apo nun ardinda sokarsak
sonra toptan cok ucuzakulturel haklara ve zabitaciliga panderist bir politika ile satariz gene.
TC yi zora sokan son kurd isyani da
baslarekn esip gurleyerek bagimsizlik ile basladi
geldigimiz yer neresi?
apo ve yakin tafyasi tarafindan kotu yonetildigi icin o kocsa enerji de balon gibi sondu (patlamadi sondu!).
Bu enerji halen diri halen hakli halen yerliyerinde ancak berbat bicimde yonetilyor.
suc sadece PKK de mi?
ona muhaliflere bakin?
kampanya teksitine bakin?
skolastik mi desem spastik mi desem karar veremedim.
kurdlerin haklarinin ne oldugu cok daha guzel ve cok daha uygun formlarda
orgutlenebilirdi.
bu acele ne icin di?
simdi bu yerinde sayan enerji bunu kullanacak yeni ekipleri bekliyor. iste tem da bu zamana adina -acilim- denilen bu kivir zivir degisimlerin denk dusmesi kurdler icin onemli yeniden orgutlenme kitle icinde yeni fikirler ile boy atma sansi verecektir.bu yeni kosullari kucumseyip durmak dogru bir tavir degil.
kurdler kadirilacak diye mi?
bakalim
5-TC oturupta apo ve surekeasi veya DTP ile bizi on yillarca baglayacak bir anlasma filen yapacak degil. yapacagi seyler bizim hakli ve cagdas taleplerimize kiyasla fazlasiyla kisa dusecek bir iki duzenlemeden ibarettir, yillarca kemiklesmis yapisi geregi daha fazlasini yapamaz- komik oluyor ama isteseler bile yapamazlar-turk toplumu frenkestay gibi olmus bir kere. bu onlar istese de planlarini frenleyecek buyuk bir engel. ayni sey kurdlerin onunde onemli bir avantaj olarak duruyor.bu tabiati itibari ile yavas ilerleyecek surecte hizla kadro olusturabilir-manasiz eski aliskanliklarinin yerine daha derli toplu cikislar ile bu yeni sureci bu kez daha kollektif bicimde yonetebilirlese, bu yeni donem kurd kitlesi icinde bizim taleplerimizin yayginlasmasini saglar. bu dunyada asikar dengesizlikleri aptallar bile kabul etmezler-hele hele artik cebberut yontemlerle dusunceleri bastioramayacaklari bir ortamda bu zor olur. turklere koca devlet aparati ve bir suru imkan surerken kurdler ozel okul ve koy adlari ve koy zabitaligi ile tatmin olmaz. eski kurdler i bilemem ama ozellikle yeni kurdler hic olmaz.
nerden cikartim bunlari?
sablonlasmis bir deyim olarak kurdler arasinda yaygin bir cumleyi:
tarihimizi bizim yazmadigimizi
cok tekrar ederiz. bu dogru bir tesbittir ve sonuclari da agirdir.
tarihi ortulen carpitilan bir ahali olup cikariz.
aynen tarihmiz gibi
bugunumuzu de bizim yazmazdigimiz-anlamayacabaladigimiz -bir olcude -soylenebilir
bunu su nedenle soyluyorum;
yapmasi, tarih yazmaktan cok daha kolay olan kendi hakkimizda bugunumuz hakkinda veri toplamayi da turklere birakmisiz, onlar yapiyor.
Kurdistan posttan okudum
20 kusur bin kurdle gorusulerek yapilmis bir veri toplma.
ne kadar setres altinda, ne kadar trk biasli yapilmis olsa bile
sonculara bakinca (Kantin inandiricilik ilkesi ni de kullaaninrsak- kendi aleyhine olacak iddayi sunana inanilir!)
kurd halkinin icinden % 9.7 si bagimsizlik % 5 i de federasyon istiyormus.
bunlar cok buyuk rakamlar. yani kurd halki % 15 lik koca bir enerjiyi net bir taleple ifade ediyor.
baska bir veri de ilginc
guvendikleri lider veya orgut
% 34 DTP
% 19 apo
aradaki fark % 15
bunun yuzde 10 luk dilimi korkudan apo diyememis olabilir diyelim
yuzde 5 lik bir dilim apo ya guvenmeden DTP ye guveniyor.
pirincin ayiklanacak tarafi da burda ve
bu princten cok pilav cikar.
yeterki enerjileri bu bicimi ile ise yarayabilecegi tartismali olacak kampanyalar ile harcamak yerine daha uzun vadeli isleri kotarmak.
yaziyi imre lakatos un(kim bu adam diyenleri wikipedia ya davet ederim) bilimin ilerlemesini aciklayan modelini kurdistana uyarlayarak bitireyim
progressive (gelisebilen diyelim) projeler ile degenerative (curuyen diyelim) projelerin farkina deginir IL
progresive projelerin icinden yukselen hipotezler-planlar-onguruler, gelismeleri daha dogru tahmin eder ve gerceklerin onundedir. gercekler patladiginda onu onceden kestirmis olmanin rahatligi ve avantajini tasir.
oysa degenerative proje ise, gelismeleri ongoremedigi gibi her gelismeden onceki hipotezlerini yaniltici veri sundugunda, habire kendini duzeltmekle ugrasir durur.
darisi habire duzeltip durduguumuz degenerative projelerden (mesela leninist parti modelleri ile ulusal sorunlari cozmeye kalkamak gibi) progressive projelere (doga ve toplumsal yasalarin egilimlerini farkededecek veriler toplayip
(verisiz ongoruleri saglam yapmak imkansiz!) ve saglam ongoruler icin garanti sayilabilecek-eskiden eklektik sayilarak tutucu marxistlerce itilip kakililan esnek felsefler ve pratik cozumlere meyil vs vs).
bu agr konu icin biraz hafif ve acele yazi oldu farkindayim. daha iyisi bu yaziyi cope gonderene kadar
hurmetler
HeK
radikallesmek.