Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 22 July 2009

Haftalardan beri Kürdistan'ın Güney'in de Kürdistan Başkanlığı ve Kürdistan Parlamentosu seçimleri için Seçim Listeleri ve adaylar halk kitleleriyle buluşuyorlar.
Kürdistan, sürekli ve sistemli terör saldırılarının tehditleri altında bulunmasına rağmen, seçimler için yapılan açık kitle toplantıları hiç bir demokratik ülkeden farklı değildir.
Kürdler, on binlerce seçmenin katıldığı açık kitle toplantılarını yapabiliyorlar..
Seçim alanları Kürd ve Kürdistan renkleriyle tam bir Gulistan ortamını andırıyor.
Bugüne kadar Kürd güvenlik güçleri tek bir terör saldırısına imkan tanımadılar.
Hem Irak içinde ve hemde bölgedeki devletlerin bir çoğu Kürdlerin böyle huzur ve güven içinde seçim alanlarına dökülmelerinden hoşnut değiller.
Tek bir Kürd'ün kanı dökülmedi.
Bu durumun kendisi dahi Kürdler ve Kürdistan idaresi için büyük bir başarıdır.
Bu başarının bir diğer ayağı da seçim propandaları büyük oranda Kürdistan'ın içi sorunlarına kaymasına rağmen şu ana kadar ciddi hiç bir olay çıkmadı.
Ayrıca bu seçim süreci içinde yıllardan beri iktidar olan ve hâlâ da silahlı bir gücü olan YNK bölünmesine rağmen, hergün yüzlerce kişi YNK'yi terkedip oposizyona katılmasına rağmen bir Kürd'ün burnu kanamadı.
Seçim tartışmaları çok sert geçiyor. Geçmişte Kürdistan'ın Güney'inde "Kurdkuji" savaşını yaşadığımda olacak her sert lafı duyduğumda paniğe kapılıyorum.
Seçimlere 3 gün kaldı. Şimdiye kadar Güney Kürdleri benim kaygılarımı boşa çıkardılar .
Onları tebrik ediyorum.
Bu seçimlerde herkes Kürdleri ilgilendiren her şeyi konuşuyor.
Hükümet, Parlamento, siyasi partiler, yolsuzluklar, Kürdistan butçesi, Irak ile ilişkiler, Kerkük meselesi, Anayasa, kadın ve gençler sorunu ve kısacası Kürdistan'ın Güneyini ilgilendiren tüm sorunlar büyük oranda sansürsüz tartışılıyor.

Tartışmaların bu boyutlara varmasının ve Kürd toplumundan geniş çevrelerin seçim tartışmalarına katılmasının pimini Nawşirwan Mustafa'nın başını çektiği Goran Listesi çekti.
Goran Listesinden gelen bir çok eleştiriye iktidar partilerinden oluşan "Kürdistan Listesi" cevap veriyor.
Yıllardan beri tartışılmayan bir dizi sorun bugün tartışılıyor.
Kürdistan Hükümeti ve Parlamentosu bugüne kadar yaptıkları işlerin blançosunu çıkarıp kamuoyuna sunuyorlar. Bugüne kadar yapamadıkları işleri ve gelecekte yapacakları işler konusunda kamuoyuna açıklamalarda bulunuyorlar. Kürdistan'ın Güneyinde demokratik bir tartışma kültürünün yerleşmesi için bunlar olumlu gelişmelerdir.
Hatta bazen siyasi tartışmalarında dışında taraftar kazanmak için başka araçlarda kullanılıyor.
Bu araçların doğruluğu yada yanlışlığı tartışılabilinir.
Ama, buna rağmen hâlâ bir taşkınlık yok.
Kuzey Kürdlerince de bilinen Kek Mesud Barzani'nin elini öptüğü bir şehid anasının bir kadının resmi var. Bu resim daha önceleri Kuzey Kürdlerinin internet yayınlarında çıktı.
Bu seçimlerde KDP ve YNK'nin oluşturduğu "Kürdistan Listesi" o resmi seçim afişlerinde kullandılar.
Söz konusu olan bayan sadece şehid anası değil, oğlu, eşi, kardeşi ve kısacası akrabalarından 48 kişi Baas rejimi tarafından öldürüldüler.
Şimdi bu bayan "Goran Listesi"nin propagandacılarından biridir, resminin yayınlamalarına karşı çıkıyor.
Bu konuda Kek Mesud Barzani ve Kürdistan Listesinin yaptıklara açıklamalar ve gösterdikleri tavır örnek alınabilecek nitelikteydi.
Bir başka mesele ise 2000 yılında eski Irak Genelkurmay Başkanı Nizar El Xezneci Danimarka'lı bir mahkeme tarafından Güney Kürdistan'da " Enfal operasyonlarını ve Halebçe katliamını yönetiğine" dair bir dava açılmıştı.
General Xezneci tutuklanmıştı.
Dün Nawşirwan Mustafa'nın denetiminden çıkan "Rojname Gazetesi" Mam Celal, Fuad Mahsun ve Dilşad Miran 'a ait Danimarka mahkemesine gönderilen 3 mektubun kopilerini yayınladı.
YNK ve KDP adına gönderildiği iddia edilen bu mektuplarda "Nizar Xezneci'nin Kürdlere karşı yapılan katliamlarda rolu yok...... onun Kürdlerle ve Irak opozisyonu ile gizli ilişkiler içinde olduğu" söyleniyor.
Fakat son Bağdat'ta yapılan "Enfal Davasında" Xezneci'nin bu katliamlardaki rolüne dair onlarca belge ortaya çıktı ve aranıyor.
Bu belgelerin gerçek olup olmadığı ve eğer gerçek ise hangi amaçlarla yapıldığını göreceğiz.
Çünkü o dönemler Kürdler Araplarla birlikte Saddam'a karşı bir savaş cephesini oluşturmaya çalışıyorlardı. Eğer belgeler doğru ise Amerika'lılarında bu işte rolü var.
Bu seçim tartışmalarında sadece Nawşirwan Mustafa ekibi saldırı pozisyonda değil..
Kürdistan Listesi de farklı kanallarla saldırıya geçmiş durumdadır. Örneğin "Goran Listesi"nin basın sözcüsü Dr. Şaho'nun meşru olmayan yollarla diplomasını aldığını gündeme getirdiler.
Nawşirwan Mustafa'nın "dine karşı" olduğunu, " kadın düşmanı" olduğunu farklı şekillerde gündemleştirdiler. Nawşirwan Mustafa bu söylentilere karşı yaptığı açıklamada "ömrü boyunca dine karşı tek makale yazmadığını" söyledi. Kadın meselesinde ise iddiaları reddederek "ev kadınlarının maaşa bağlanmasını" gündeme getirdi.
Seçim tartışmalarında sadece bunlar mı var?
Hayır , başka dedikodularda var.
Bunlardan biri "seçim sandıklarının bulunduğu bürolara ve seçimde kullanılacak kalemlere kameralar yerleştirilecek ve kimin kime oy verdiği tespit edilecek"!! diye.
Şimdi bir dizi çevre bu dedikoduları boşa çıkarmaya çalışıyor.
Bir başka dedikodu ise "Kürdistan Listesi bir dizi memura kendilerine oy vermeleri için telak üzerine yemin ettirmiş" diye.
Nawşirwan Mustafa bu dedikoduya karşı geçenlerde yaptığı bir açıklamada "din adamlarından bir komisyon oluşturdukları ve yakında baskı altında telak üzerine yapılan yeminlerin geçersiz olduğuna dair bir Fetwa yayınlayacaklarını" söylüyor.
Bir de bu seçimlerde geçmişte Saddam rejimi ve Irak Gizli İstihbarat Teşkilatı ile gizli ilişkide bulunan Kürd siyasi kadroları hakkında dedikodular gündemde.
Şimdi "Komelay İslami Kurdistan"ın Emeri Ali Bapir topun ağzında. Onun hakkında sön günlerde bazı bilgiler kamuoyuna sızdırıldı. Ali Bapir, kardeşini Baas rejimi ile ilişkide olduğundan dolayı öldüren biri.
Şimdi onunda devlet ile ilişkide olduğunu söylüyorlar.
Aslında Kürdistan Yönetimi tarafından bir yıl önce Baas rejimi ile gizli ilişkiler içinde olanların durumunu araştırmak için bir komisyon oluşturulmuştu.
Komisyon şimdiye kadar raporunu sunmadı.
Şimdi seçim ortamında bir dizi insan hakkında söylentiler var.
Tüm bu dedikoduları ve gerçekleri de göz önüne alarak, Kürdlerin bu seçim boyunca ciddi bir demokrasi sınavını verdiklerini söyleyebiliriz.
Tüm dünyanın gözü Güney Kürdlerinin üzerindedir.
Bunu herkes biliyor.
Dün Kek Mesud Barzani'nin Zaxo'da yaptığı konuşmada : "Kürdistan itibarı şu veya bu listenin bir kaç sandalye kazanmasından ve kaybetmesinden daha önemlidir" sözü her şeyi özetliyor.
Tüm dünya gibi , dünya Kürdlerininde gözü 25 Temmuzda Kürdistan üzerinde olacak..

Ferzende Serhedi

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.