Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 28 May 2009

merhaba alan arkadas
biliyorum zekiyi okduktan sonra,zekinin sahiplenilmesi gerektigini yazdin,kim bilir belki parmaksiz zekinin sitesini okumasaydin,pkknin resmi tarihinde oldugu gibi zekiyi degerlendirecek ve onu hep itirafci,dönek ve satilmis olarak taniyacaktin,zekinin hangi komplolar neticesinde tc nin eline gectigini bir cok insan idrak edemedi.
zekinin öcalanin entrikalari sonucu partiden ayrildigini bir cogumuz biliyoruz,zekinin ayrilirken düsmana siginma gibi bir tercihi oldugunu zanetmiyorum,zanetmiyorum degill,gercektende öyledir.
ayrildiktan sonra gerek selim cürükkaya ile gerekse bbc ye verdigi demecte,zekinin öcalana karsi ciktigini ve kendi capinda bir gerilla hareketi baslatmak istedigini bir cok insan biliyor ve o sürecte buna taniklik edebilir,ama gelgeleim bunu bilenler alcakca ve namussuzca bunu saklamaktan geri durmuyorlar.

zeki öyle bir duruma geldiki,artik taniyanda,tanimayanda zeki hakkinda degerlendirme yapiyor.
aynen öldürülen 33 caskerin zekiye maledilmesi gibi.
halbuki zekinin 33 silahsiz askerin öldürülmesinde en ufak bir rolü olmadigini bütün türk basini bildigi halde bu konu her gündeme geldiginde semdin sakik yapti gibi aymazca degerlendirmeleri yaptiklari gibi bir durum sözkonusu.

bu gün newroz comda zekiyi tanimayan,hic görmeyen bir eski pkk itirafcisinin zekiye yönellik degerlendimrsini okuyunca durumun vehametini bir kez daha anladim.
biliyorsun kürd cografyasi karisik,kafalar karisik ve her kes istedigini yazip ciziiyor.
simdi bu itirafci artigina zekiyi taniyormusun?zeki ile kaldinmi diye sorsam?
cevabi hayir olacagini adim gibi biliyorum.

eee peki be alcak madem tanimiyorsun,madem zeki ile kalmadin,zekiyi bu sekilde degerlendirmenin anlami nedir?
bu resmi pkknin yazdiklarindan farksiz degilmi?

karmakarisik bir durumla karsi karsiyayiz,kimin eli kimin cebinde belli degil,nalsilsa zeki bu tür alcaklarada cevap veremez,o zaman vurun abaliya ölsün gitsin.

zeki kurdistan gerillasinda,sevaplariyla,günahlariyla bir tarihtir,ömrünün büyük bir kismini bilincli ve gönüllü bir sekilde bu dava icin harcadi,günahlari yokmudur?daglar kadar günahlari vardir,ama pkk den kactiktan sonra tc ye teslim olup askerlige giden newroz comdaki itirafcidan daha asagilik ve alcak degildir,sabri oktan daha alcak degildir,nurettin demirtastan daha alcak degildir,öcalandan daha alcak degildir,osmandan daha alcak degildir,cürükkayalardan daha alcak degildir,sükrü gülmüsten daha alcak degildir,bu gün pkkden ayrilip hayatlarini öcalana saldirarak idame eden hic bir eski pkkliden daha alcak degildir.
nizamettin tastan daha alcak degildir,ebubekirden daha alcak degildir,topal dogandan daha alcak degildir.

simdi alcakligin ölcüsü kimin elinde?bunu sormak gerekir.

herkes herkesi bir sekilde lcak olarak degerlendiriyor,ama kimin gercek alcak oldugu sir gibi saklaniyor.
bence birileri zekiye alcak diyecegine önce aynaya bir bakip ben ne kadar alcakim diye kendine sormasi gerekiyor.

sevgili alan
inan bana alcaklari siraya dizeceksek,zeki bu gün kürd siyasi arenasinda kürdler adin siyaset yaptiklarini iddia eden bir cok kürd siyasetcisinden daha namusludur.

biz kimin kicinda kac kil oldugunu az cok biliyoruz.

hadi bakalim zekiye itirafci,alcak diyenler zekinin tek bir insan yakalattigini iddia etsin:
zekinin tek bir operasyona gittigini gören varsa buyursun aciklasin.

zeki isteseydi,amed daglarinda tek bir gerilla barinamazdi,sadece amedte degil ülkenin bir cok yerinde durum böyledir.
zeki 20 yillik gerilla yasaminda hemen hemen kurdistanin bütün bölgelerini gezmis,ve gerillacilik yapmistir,milyona yakin halktan insan taniyor ve görüsmüstür yardim almistir,bunlardan bir tekinin ismini vermemmistir.

biz daha önce yakalanip tek bir fiske vurulmadan bütün örgütsel baglantilari düsmana veren onlarca merkezi düzeyde insan gördük,ve malesef bunlarin hepside su anda kürd davasinin atesli savunucularidir,ve temsilcileridir.

sükrü gülmüs adinda ki zati örnek verelim,kendisi pkknin kurucularindan oldugunu iddia eder,ki öyle olmadigini hepimiz biliriz.
kendisi pkkli ama bütün yegenleri hizbullahci,ve fetullahci,pkkli diye cezaevine girdi ama tek bir gün direndigini gören yok,tabi bu bizim bildiklerimiz,selim cürükkaya sükrünün ne mal oldugunu bildigi halde ona hic bir zaman dokunmadi,dokunamaz,cünkü selim nasil sükrününün pisliklerini biliyorsa,sükrüde selim ve cürükkaya ailesinin pisliklerini biliyor.

bunlar sir örneklerdir,ve bu sirlarida zaten selim ve sükrüden baskasi cözemedi.
kaynak istersen sirlar cözülürken kitabini okumani tavisey ederim.
herkesin sirlarini cözen bu zatlar nedense,kendilerinin ve aile cevrelerinin sirlarini aciklamazlar.

sadece sükrü ile selim mi?
daha kimler var sirada.
pwd ve pwd kurucularinin durumu.
adamlar yillarca gerilla komutanligi yapti,yillarca kursitan daglarinda kaldilar,hangi birisi öcalanin iliskileri hakinda bir degerlendirme yapmistir,hangisi öcalanin istihbarat örgütleriyle olan iliskileri hakkinda tek bir satir yazdi?

sende sahitsinki bu konularda cok yazip cizdik,hic biri bunlara olumlu yada olumsuz cevap verebildimi?
acik ve net bir sekilde gerek iran istihbarati ile,gerek suriye ve saddam istihbarati ile yapilan iliskileri günlerce yazip cizidk,hemde isim ve yer belirterek yazdik bunlara cevap veren oldumu?

bütün istihbarat örgütleriyle kuruln iliskilerin kimler vasitasiyla yapildigini acik ve net bir sekilde ile getirdik,bu istibaratcilarla iliski kuranlarin bu gün pwd yönettiminde olmalari ve pkkden ayrildiklari halde neden bunlari yazmazlar dersiniz?
bunun bir nedeni olabilirmi sence?
yoksa bütün bu görüsmlerei bunlar degilde öcalanmi yapti?

mesela pkk icindeyken zekinin tek bir istihbaratciyla görüstügünü kimse iddia edebilirmi?

ama ortaya cikiyorki dr süleyman)sait cürükkaya daha dagdayken istihbaratcilarla görüsmüs,peki sait cürükkaya neden bu güne kadar tc istihbaratcilariyla görüstügünü aciklamadi?buna gerekcesi varmi?

yok illaki birileri bu insanlarin pisliklerini ortaya serecekki bunlarin ne mal oldugu ortaya cikacak.
bizim semdin acikta,ve ifadeleri ulu ortada,ya bilinmeyen semdinler?

yani alan hocam zekinin alcakligina sira gelene kadar binlerce alcak ortalikta dolasiyor.
senin bu onurlu ve kurdi duyarliligindan dolayi kutlar saygilarimi sunarim.

Delil Dersimi

[url=http://members7.boardhost.com/BAKUR/msg/1243431611.html][b][u]Kurdistan Liberty[/u][/b][/url]

Anonymous (not verified)

Thu, 2009-05-28 03:39

ibrahim aksoy da semdin sakik hakkinda dogruyu söylemiyor,semdinin yakalanmasinda sirri sakikin direk rolü oldugunu bile,bile aksoy yalan söylüyor. semdinin kdp tarafindan tc ye satildigi dogrudur,ama kdp den önce semdini amedin ofis semtinde satan kardesi sirri sakikin kendisidir. bunu aksoy cok cok iyi biliyor ama efendilerinden aldigi emir geregi olayi carpitiyor. önce aksoy efendinin bilim kokan makalesini okuyalim,ardindan aksoyun yalanini yüzüne carpacagim. saygilar [b]Yalancının Mumu Kürdistanda Sönmüyor İbrahim Aksoy[/b] Hani derler ya “yalancının mumu yatsıya kadar yanar“, Kürdistan da hiç sönmüyor. 15 Mayıs 2009 tarihinde, Vatan Gazetesinde Şemdin Sakık ile ilgili bir haber yayınlandı. Şemdin burada Türkiye'ye nasıl getirildiğini anlatıyor. Ne yazık ki doğru söylemiyor, meseleleri çarpıtıyor. O dönemde bölgede görevli, Kıdemli Albay Mithat Işık'ta emekli olduktan sonra yayınladığı, Yarasa Operasyonu isimli kitabında, bu olayı anlatmaya çalışıyor. Ancak her ikisi de doğru söylemiyor. Zaten her ikisinin de olayı ayrı, ayrı formatlarda anlatması, doğru söylemediklerinin ispatıdır. Şemdin “ben 15 Mart 1998'de örgütten ayrılıp KDP peşmergelerine sığındım “diyor. Bu doğru değil, Şemdin o sırada ceza giymiş Apo'nun hapishanesindeydi. KDP ve Türk yetkililerin görüşmeleri sonucu, kendisinin kuzey Irak'ta, Yeşil başkanlığında beş kişilik bir heyete teslim edildiğini söylüyor. Bu da doğru değil. Albay Işık ise yazdığı kitabında, tam askeri bir film senaryosunu anlatıyor. Şemdin'i hapishaneden kaçışından sonra, nasıl izlediklerini, Duhok çıkışında nasıl kahramanca, Şemdin'i yakalayıp Silopi'ye getirdiklerini uzun,uzun anlatıyor. Albay Işık'ın da anlattıklarının hiç biri doğru değil. Her ikisi de devleti koruma içgüdüsü ile, olayı çarpıtıyor. Madem önemli bir olayın kahramanları, olayı çarpıtarak anlattı, ben de olayın içerisinde olan birisinin ve o sırada KDP adına Şemdin ve arkadaşlarını takip eden bir diğerinin anlattıklarını yazmaya çalışacağım. “Şemdin Apo tarafından cezaya çarptırılmış, Apo'nun Suriye'deki hapishanesindeydi. Bir gün gardiyanlardan ve mahkumlardan oluşan, 19 kişi hapishaneden kaçtı. Başlarında Şemdin olan grup Dicle nehri üzerindeki geçit yerine geldiler. Suriye ajanları Şemdin'i tanıyorlardı, hiçbir sorun çıkarmadan, Şemdin ve arkadaşlarını Kürdistan tarafına geçirdiler. Kaçak mahkumlar doğruca Hawler'e gitti ve KDP'li yetkililere teslim oldular. KDP'li yetkililer kaçakların nerede oturmak istediklerini sorunca, Kaçaklar Duhok'da oturmak istediklerini söylediler. Şemdin ve arkadaşları, özel araçlar ve koruma eşliğinde Duhok'a getirildi. Burada baraj yolu üzerinde büyükçe bir eve yerleştirildiler. Gardiyanların silahları vardı ama mahkumlar silahsızdı, herkese silah dağıtıldı. Yatak,yorgan, yiyecek ve giyecek gibi bütün ihtiyaçları temin edildi. Bunlara güvenlik konusu sorulduğunda, kendi güvenliklerini ve diğer ihtiyaçlarını kendilerinin temin edeceklerini söyliyerek, ev sahiplerine teşekkür ettiler. Böylece Şemdin ve arkadaşlarının Duhok'taki yeni mülteci yaşamı başladı Mültecilerin bütün ihtiyaçları KDP tarafından karşılanıyordu.Yemek, bulaşık ve çamaşır işlerini kendileri yapıyorlardı. Güvenliklerini de kendileri sağlıyordu. Mülteciler bazen guruplar halinde çıkıp, Duhok'u geziyor alışverişlerini yapıp dönüyorlardı. Ancak KDP'li ajanlar tarafından, her adımlarının izlendiğinin farkında değillerdi. KDP kendini korumak için bunları izlemek mecburiyetindeydi. Bir gün Türkiye'den Şemdin'in iki tane misafiri geldi, elbette ki bunlardan biri, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım idi. Şemdin misafirlerden haberdardı, misafirleri dışarıda karşıladı, Yeşil ile iki eski dost gibi kucaklaştı öpüştü. Misafirler içeride uzun süre kaldılar. Sonunda yine misafirler, aynı samimi duygularla uğurlandı. Yeşil'in arkadaşı sivil giyimli bir Türk subayından başkası değildi. İkinci gün aynı misafirler, yanlarında başka bir şahısla birlikte tekrar geldiler. Şemdin bu sefer, misafirleri yolda karşıladı. Özellikle yeni misafire çok candan sarıldı, diğerlerine de hoş geldiniz dedikten sonra, hep birlikte içeri geçtiler. Uzun bir süreden sonra misafirler, tekrar aynı samimi duygularla uğurlandı. 13 Nisan 1998 güneşli bir Duhok sabahı, kahvaltıdan sonra iki kişi evde nöbetçi kaldı, diğer 17 kişi şehirde gezmeye çıktı. Gurup yeşil çamlar arsındaki evden dışarı çıktı, biraz aşağı indikten sonra ana yoldan sola döndüler. Güneş pırıl, pırıl hava çok çekiciydi. Gruptakiler birbirleriyle konuşa, konuşa ana yoldan ilerliyorlardı, birden kendilerini şehir dışında doğudaki yol kavşağında buldular. Arabaların gürültüsünden uzaklaşmak için, yeşil çimenlerin üzerine doğru yürürken birden değişik bir ses duyuldu, yaz güneşi göz kamaştırıyordu, havaya bakmak çok zordu. Bazıları ellerini siper edip baktıklarında, kapkara bir helikopter inişe geçmiş kendilerine doğru geliyordu. Gelen araç Türk Ordusuna ait bir Apache helikopterden başkası değil. İnsanlar heyecanlandı ve silahlarına sarıldılar. Şemdin; ’sakın silah çekmeyin, önemli bir şey olmayacak' dedi. Helikopter yanlarına indi içerisinde toplam beş kişi vardı. Bunlardan dördü indi, bu arda guruptan biraz ileri çıkan Şemdin ve Arif Sakık kardeşleri elleriyle koymuş gibi aldılar ve gittiler. Diğerleri hayretler içerisinde, olanları izliyorlardı. Helikopterden inen dört kişiden biri yine Yeşil idi.“ Şemdin Sakık'ın Türkiye macerası işte böyle oldu. Kendisini KDP'nin Türkiye'ye iade ettiğini ima etmeye çalışıyor. Sen geride 17 arkadaş bıraktın geldin, onların seninle ilgili ne düşündüğünü ve olayı başkalarına da anlatacaklarını hiç düşünmedin mi? Sana gelen misafirlerin resimlerinin çekilmiş olabileceğini düşünmüş olmanız gerekirdi. Şahsen ben bu resimleri gördüğümü söyliyebilirim. Şemdin, yanına gelenlerden birinin Yeşil olduğunu söylüyor ama ikinci gün gelen üçüncü şahısın kim olduğunu söylemiyor. Halbuki bu üçüncü şahısı, Yeşil'den daha iyi tanıyor ama kim olduğunu söylemiyor. Amed eyalet komutanı, Şemdin Sakık itirafçı olmak istedi ama devlet kabul etmedi. Şemdin, Silopi'de üç saat işkence gördüğünü söylüyor, umarım böylece de kendisinin günlerce Kürd gençlerine yapmış olduğu işkenceleri hatırlamıştır. Biliyorsun işkence insanlık suçudur. Şemdin, Başbakana mektup yazmış, “kendim için istersem namerdim, kardeşim Arif için af istiyorum“ diyor. Devlet kendine göre Kürd sorununu çözmek için bir program hazırlamış, belli ki PKK'nin üst kadrosu ile de flört ediyor. Yöneticilerin yurt dışına gideceği, diğerlerinin de silahını bırakıp ülkeye döndüğünde hiçbir sorunla karşılaşmayacağı söyleniyor. Bunların hepsi güzel şeyler ve bütün Kürd'leri sevindirir. Peki ya Arif ve Şemdin kardeşler gibi insanlar ne olacak? Bunlar gibi daha hapishanelerdeki binlerce insan ve hatta bırak silahı eline almayı, taştan başka hiçbir şey eline almayan ve onlarca yıl cezaya çarptırılan çocukların durumu, ne olacak? Biz bu insanların hepsinin, dağdan gelecek olan insanları, evlerinde karşılayacak günü sabırsızlıkla bekliyoruz. [b]Mayıs 2009[/b] [url=http://members7.boardhost.com/BAKUR/msg/1243445118.html][b][u]Kurdistan Liberty[/u][/b][/url]

Sevgili Delil, ilk basta sana verdigin bilgiler icin cok, cok tesekkür ediyorum ... Son 30 yilda Kürdistan'da tas üzerine birakilmadi, büyük eziyetler cekildi, orman kanunlarinin oldugu bir yerde maalesef cok haksizlik ve hukuksuzluk basgösterdi. Yazilarini büyük titizlikle takip ediyorum ve inaniyorum ki, bir gün karanlikta kalmis olaylar insallah bir bir aydinlanacaktir. "Benim" sahsen Semdin'e sahip cikmamin nedeni onun sitesindeki yazilarini okumamdi. Biliyorsun PKK'den her ayrilana "ihanetci" diyorlar. Olarin baska görüste olmalari, ya da sözde baskanligi karsi cikmalari onlari ihanetci yapmaya yetiyor. Ben kendim hic Gerillada olmadigim icin olaylarin ic yüzünü bilmesemde disarida duyduklarim ve Semdi'nin sayfasindaki yazilari okumam benim onun üzerine nasil düsünmem gerektigine yetti. Senin simdi bu positif düsüncelerimi tastiklemen inan icimde inanilmaz bir rahatlik yaratti. Semdin hakkinda ben daha cok siyasi degilde insani ve hukuki yönüne bakarak vicdanimi konusturdum. Semdin seninde dedigim gibi 18 yilini Kürdistan'a adamis, dagda gecirmis bu bile bizim ona sahip cikmamiz acisindan yeterlidir. Keske o Öcalan kacirilmadan önce PKK'den ayrilsaydi. Demek ki, buda Kader gibi birsey. O zaman en azindan kardesi Akif belki TC'nin eline gecmezdi. Tekrar sana bizi bu konuda bilgilendirdigin icin cok, cok tesekkür eder, calismalarindan basarilar diler selam ve sevgilerimi iletirim. Güzel yazilarinin devamini okumak dilegiyle ...

Sizler Semdin'i gecmisinden dolayimi sahibleniyorsunuz, yoksa icerdeki tutumlarindan dolayimi, onu anliyamadim. Evet semdin yillarca gerillacilik yapmis, Kurd ozgurluk harekatina buyuk katkilarda bulunmustur, bu dogru. Bir diger dogruda Semdin iceriye dustugunde birakin siyasi savunma yapmayi ( kardesi tarafindan cokca israr edilmesine ragmen) o'pismanlik yasasindan yararlanmak istemesidir. Bir insan niye pisman olur? tabiki gecmiste yaptiginin dogru olmadigini anladiginda. Bu suna benzer: Bir bina yapmaya karar veriyorsun, basliyorsun insaata, Temel bitiyor,iskelet bitiyor, cati bitti bitecek derken sonra birden "ya ben delimiyim bu bina ile ugrasiyorum"deyib onca emege alin terine hic acimadan silbastan tekrardan yikiyorsun binayi. Semo pireye kizdi ama, arada yorgan gitti. Semo iceri dustugunde Sorunlu oldugu Apo ile hasaplasmadi kalkti bir butun pkk ile ugrasti. Oradan isi ailesine kadar goturdu. O'nun suanki tavrinin hicbir hakliligi yoktur benim gozumde. Tamil hareketinin ikinci lideride bir gerillaydi, yillarca Sirilanka ordusuna kan kusturmus, basarilarindan dolayi orgutun ikinci liderligine kadar yukselmisti. Ve birzaman sonra orgute ihanet edip Siralanka tarafina gecip Tamil'e ait ne varsa desifre etmisti. Tamiller icin o sahis ne ise, benim icinde Semo aynidir. selamlar

Sevgili Siyar, bence Semo'nun 20 yil Kürdlerin emeginin yaninda simdi icine düstügü [b]insani bir durum[/b] sözkonusudur. Eger bir insan yaptiklarindan dahi pismalik duyuyorsa ki bana göre Semdin duymuyor, [url=http://www.newroz.com/forum/read.php?1,26696,26780#msg-26780]istersen bu linkteki mektubu oku![/url]pismanlik duysa bile bizim onu ihanetle suclamamiz dogru degildir düsüncesindeyim. Kürdlerde su an ihante bulasmis olanlar aslinda PKK ve Öcalan'in kendisidir. Buda uzun konu oldugundan geciyorum ama bir insani politik düsüncesi baskadir diye lütfen yargilamayalim. Semdin simdi her seyi istedigi sekilde düsünebilir, bu onun bilecegi bir istir. Semdin Gerilla'ya gönüllü gitmis, sonra bakmis ki, isler istedigi gibi yürümüyor diye vazgecmisse bu onun en dogal hakkidir, cünkü O Gerilla'ya nasil gittiyse öylede terketme hakki vardir. Verdigin Sri Lanka örneginide dogru bulmuyorum. Benim Semdin ile dayanismada olmamin tek nedeni onun politik görüsleri degil, icinde bulundugu olumsuz INSANI DURUMUDUR! Siz yasayan bir insani hayati boyunca düsüncenizde olmadigi icin ölüme terkedemez onu asagilayip bir kenara atamazsiniz. Iste bu insanlik disi birseydir bence. Selamlar ...

PKK'de so 30 yil dagda savasmis ve 60 yaslarina gelmis bir Gerilla, PKK'nin simdiki cizgisini begenmez ve PKK'den ayrilirsa ne olur o insana? Onun bir emekliligi, bir meslegi veya gecinmek icin parasi var midir? 60 yasina gelmis ve meslegi olmayan bir insan nerede calisacak? Zaten cogu iste bu nedenlerlen PKK'yi terketmek istemiyorlar. Sahi simdi PKK'de 30 yildan beri olupta hic bir meslegi olmayipta yaslananlarin sonu ne oluyor? Emekliye mi ayriliyorlar yoksa kimi ihanetci, kimi yasli deyip dilenci mi oluyorlar? Soru su: Kürdler neden bu hale geldiler sence?

Alan arkadaşın tavrına katılıyorum. Olaya siyasi yönden çok insani boyutuna dikkat çekerek yerleşik bu çarpık anlayışı mahkum etmek gerekir. Geçmişte bütün 'sol' siyasi hareketlerin en müzmin hastalığı. Kişi herhangi bir siyasi hareketin içine ölümüne canla başla bütün yıllarını verir,ne zaman siyasi hareketine ters düşerse; verdiği hizmetlerden dolayı adeta kahraman ilan edilip göklere çıkarılan, 180 derecelik dönüşle bir günde yerin dibine batırılarak en büyük HAİN ilan edilir. Bu nasıl bir zihniyet? Siyasi mücadele gönüllü bir mücadele ve bu mücadeleye girenler sonuna kadar gidileceğinin kimse garanti veremez. Dolaysiyle mücadeleye gönüllü başlarken neden kendi isteğiyle bırakılmıyor zorla saflarda tutmaya çalışılsın? yada ihanete varacak noktaya düşürülsün? Bunda o haraketin içindeki sorumluların dolayısiyle siyasi çizgisinin payı yok mu? Bireylerin politik bir dava uğruna vediği mücadelesinde günahı ve sevabıyla[u]verdiği emeğini inkar etmeden olumlu yönlerine saygı duymak gerekir. Emek inkarcılarına tavır alınmalı, düşen her kimse elinden tutup kaldırılmalı. Düşene bir tekme daha vuranlar İNSANLIK DEĞERLERİNDEN NASİBİNİ ALAMAYAN ZAVALLILARDIR...!! Selam ve başarılar Memocan

Sevgili Alan, siyasette duygusallikga yer yoktur. olaylara gercekci bakmak gerektigini dusunuyorum. Ben nasilki halepce katli saddamin olumune ozulmediysem, partime ve halkima laik olamamis kisilerre -insani acidanda olsa- asla uzulmem. kisi kendisi bunu istemistir ve bu istegede saygi duyarim. Eger semo siyasi savunma yapmis olsaydi inaniyorumki milyonlarca Kurdun gonlunde taht kurardi ve binlerce Kurd avukati olmus olurdu. Ama o butun bunlari elinin tersi ile itti. Medem oyle ceksin cezasini. Soruna gelince, PKK'yi yakindan bilenler bilirki, PKK asla savascilarini ortada birakmamistir. hatta imkanlarini zorlayarak yasli ve gazilerin buyuk bolumunu tedavi icin avrupaya gondermis onlari daha rahat yasam olanaklari yaratmistir. Basit bir ornek verirsek, sabah aksam PKK'ye kufur eden Sukru bile PKK sayesinde avrupaya gelmis, yuzbinlerce para harcanarak ona ciger nakli yaptirilmistir. selamlar

siyasette duygusalliga yer yokmus? bunu hangi "önder" söylüyor? sana ,her hafta "mantik" diye sunulan her bir seyi sen,ses cikarmadan kabul ederken bunlari kabullenen mantigim dersen biz artik bagimsizlik istemiyoruz baristan yanayiz kendi aklimiz yetmiyor akil adamlar isteriz olmadi anitkabirde kic eger selama durariz diyen o mantikta sen hangi gerceginlesin. mantiga bak sen. "eger semo savunma yapmis olsaydi binlerce avukati olurmus" senin savunma yapan ihanetcilerinide gördük biz. bir halki savunuyorum diyeni etrafinda döneni kemalizmi öveni agustosu bekleyin size "zafer"vaat edecegim diyeni tapu kadastoru memurunun hizmete hazirim demesinide gordük biz. "savunma" yapan ihanetcini bas taci yapilani omuzlarda tasinani sonra kursuna dizilenleride gördük biz. mantik diye ileri sürülen her bir seyde yürek yoksa gecenin en derin karanliginda yol alan "mantiginiz" degilmi size her bir seyi inkar ettiren ,teslimyeti gösteren,ihaneti kutsayan. yüregini ortaya koymayanin mantigi degilmi ankarda olan kurdistani sevmeye yürek gerek. sizin gerceginiz sükrüye takilan fransiz cigeri gibidir.

sayin siyar Degerli Delil Dersimi cok farkli gerceklere parmak basiyor. tekrar tekrar okumanizda yarar var. Kek Delil yazi basliginda bile özetlerken her bir seyi. ne diyor Semdinimiz ve saklana semdinlerimiz diyor. bunlari irdelerken,perde arkasi sergilenen oyunlara dikkat cekerken neyi vurguluyor, hangi mantaliteyi mahkum ediyor kimi adres gösteriyor tabiki ihanetin iki yüzünü önünü ve arkasini ve bunu bize akatarinca hic birini kutsamiyor,övmüyor. putlastirilan,ilahlastirilan her tanriya bir eliylen kilincini salarken diger eliylen kurdistan bayragini dalgalandiriyor.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.