Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 23 May 2009

Duyuyormusunuz?

Mahmud Osman, Kerkuk ve Musul diyor.

Kerkuk'u istiyor, Musul akıntıya salınmış görünüyor. Mahmud Osman, Kerkuk ve Musul diyor.. Eskiden Musul ve Kerkuk denirdi.. Altından çok sular geçmiş bulunuyor olsa gerekki Musul'u ver de kurtul köprüsüne gelindiğini söylüyor. Musul, Kerkuk'un bedeli.. Kürt diyeti olarak kürtlerce masaya sürülüyor.

Kürtler ne yapıyor?
Kürtler, ilkel ve aşiret.
Kürtler, kadınları öldürüyor.
Kürtler, kadın sünnet ediyor.
Kürtler, komşularını kesti.
Ermenileri kesti.
Süryanileri kesti.
Kürtler çapulcu.
Çapulcu yetmez, çapulcu oğlu çapulcu.
Amerika ve İngiltere Türkiye'nin yanında.
Türkiye'nin yanındaysa ötekilerin de yanında.
Bir kürtlere taraf değil.
Türkiye büyük devlet.
Kurucusu büyük Atatürk, biz onu anlayamadık.
Atatürk o kadar büyükki.. Temel direk.
Türkle kürt et tırnak olmuş, ayrılmamalı.
Arapla kürt et tırnak olmuş, Güney kürtleri de sakın ha!
Musul zaten kürtlerin değildir.
Kerkuk'ta öyle..
Orası burası bizim diyerekten şehir sahiplenmeyin.
Federasyon en iyisidir.
Hatta fazladır bile.
Otonomi olsun, kürtlerin başından fazla.
Hem ayırmaya kalksanız beş milyon kürt ve türk biribiriyle evli.
Nasıl ayıracaksınız?
Birleşmiş milletler kürtlere devlet verirmi?
Kürtler daha insanlaşmamış.
Kendi acılarına yanamıyorlar.
Ermeninin, süryaninin, acısına yansalar bari.
Ona da yanmıyorlar, komşularını düşünmüyorlar.
Komşularını düşünmeyene insan denirmi?

Amerika, kürtleri Kerkuk'ta oyalıyor.
Amerika oyalarken öbürleri ne yapıyor?
Onlar da oyalıyor.
İngiltere, Almanya, Fransa başta olmak üzere sair Avrupa ülkeleri.
Japonya, Rusya, Çin.. Hepsi, İran-Türkiye ve araplarla iyi ilişki içerisinde.

Arapların ve İran'ın petrolü var.
Türkiye de eklenince hep birlikte önemli bir nüfus oluşturuyorlar.
Büyük nüfus, büyük pazar demektir.
Arapların ve İran'ın alım gücü var.
Petrol ülkeleri olmalarına ilaveten yağlı pazar durumundalar.

Ticaretin her iki ucu da gelişmiş ülkeler için kazançlı.

İran, Türkiye ve arapların 20'nin üzerindeki devleti toplam olarak önemli bir nüfus ve ekonomik güce sahip olmasının dışında siyasi nüfuza da sahip. Bu ölçekte siyasi ve ekonomik gücü hiçbir ülke görmezlikten gelemez. Gelişmiş ülkeler kürtleri bu nedenle oyalıyor.

İran ve Türkiye batı dünyasının bu tavrından aldığı güçle kürtleri fiilen PKK ile oyalıyor. Tek tek kendi siyasi sınırları içerisindeki kürtlere karşı değil, Güney Kürdistan'a karşı da kullanıyor. PKK'yi kullanarak bir yandan kürt nüfusu PKK bünyesinde tutuyor, diğer yandan bu kürtleri askeri desiselerle Güney kürtlerinin üzerine sürüyor. Buna, Suriye de dahil. PKK, bir Suriye partisi olarak güçlendi. Vaftiz babaları Şam da oturur. Şamar oğlanı da Şam mezunudur. İmralılığı daha yeni. Güneybatı kürtleri de aynı şekilde PKK ile kontrol altına alınmıştır.

PKK, bir nevi Suriye-İran-Türkiye ileri karakoludur.
Bir kürtlerin karakolu değildir.
Kerkuk Kurdistandır !
Ya Musul neredir?
Musul'a Xuda-hafiz.
Kerkuk ve Musul?
Oysa eskiden Musul ve Kerkuktu..
Her Kerkuk denişinde PKK.. Yetmezse türk ordusu, yetmezse İran ordusu, ikisi birlikte sınırın iki ayrı yakasına her biri beşeryüzbin asker yığmışlar. Toplam bir milyon.

İran'ın topları 1980'den beridir 29 yıl müddetince hep Kürdistan'a çevrili durdu. İran'ın uçakları, helikopterleri, bombardımanı Kürdistan'dan hiç eksik olmadı ve devam ediyor. Türklerin de öyle. 1958'den beri Güney kuşatma uygulamalarının dışında 20 yıldır Güney Kürdistan'da askeri opresyonlara girişiyorlar. Hala orada tugay gücünde sabit kuvvetleri var. Sınırötesi sözcüğü Türkiye'de gündeliğe düşmüş. İran ve Türkiye istihbaratı Güney'de cirit atıyor. Sadece bunlarmı, hepsi var.

Dünyanın çeşitli ülkelerinden araplar, afganlılar, çeçenler, türkler, pakistanlılar, bengladeşliler, farslar hatta zenciler, hasılı islam fanatizminin her renginden, her boyada insan bu istihbarat teşkilatları ve illegal uzantıları tarafından hergün bir yerde bombalı eylemlere, toplu katliamlara yönlendiriliyor. Tek sopa PKK değil, sömürgecilerin başka değnekleri de var.

Bu saydıklarımız, Irak genelinde yüzbinden fazla askerden oluşan ABD işgal gücünün varlığına rağmen oluyor. Amerika ve müttefikleri Saddam sonrası işlerinin kolay olacağını sanıyordu, içerden önemli bir direnç beklemiyordu. Bu görüşünde haklıydı da. Direnç Amerikan muhalifi Avrupa'dan geldi. Rusya ve Çinden geldi. Irak'a komşu devletlerden Kürdistan-sünni-şii-islam konularındaki ilgileri ve ortaklıkları nedeniyle geldi. Avrupa devletleri, Rusya ve Çin, yerel sömürgecileri biraya getirdiler ve ortak hareket etmeye özendirdiler. Irak, içerdeki Amerikan askeri varlığına ilaveten dışarıdan da çok ciddi bir şekilde kuşatılmış durumda. İçerdeki yüz bini biraz aşkın ABD varlığına karşılık dışardan bir milyonluk kuşatma var. Bu askerlerin beş yüz bini Kuzey'de, bizim parçamızda. Bunun dışında Irak doğudan ve batıdan İran ve Suriye tarafından kuşatılmış durumda. Bu kuşatmanın Amerikan güçlerine rağmen, onlara karşı tehlike hatta tehdit şeklinde oluşup ortaya çıkmasına rağmen ABD'nin işine gelmesi ayrı bir konudur. Yerel sömürgecilerin Kürdistan ve Irak'ta fiili kartları ve ABD'ninkiyle boy ölçüşebilmese bile askeri hareketliliği vardır.

Afganistan'da yüzbin asker yoktur. Örtülü askerleri de katacak olursak Kürdistan'ın sınırlarına yığılı asker sayısı birbuçuk milyon civarındadır. Bu ordular, öncelikle Kürdistan'a tevcih edilmiş, Kürdistan topraklarına yığılmıştır. Amaç Kürdistan'ı büyük bir baskı altında tutmaktır. ABD, İran, Irak, Türkiye ve Suriye devletlerince dünyanın en önemli askeri gücü dört bir yandan Kürdistan'a yöneltimiş vaziyettedir. Hareketliliklerinin yönü Kürdistan'ı gösteriyor. Görünürdeki yapay İran-Irak, Suriye-Irak ve Türkiye-İran-Irak-Suriye (Türkiye dört devlete de sınırdaştır) sınırları kürtlerden oluşuyor. Aslında bu yapay devletlerin halkları Suriye ve Irak ile komşu değildirler. Kürtler hepsinin ilişkisini kesiyorlar. Kürdistan bu dört devletin ortasında yer alıyor. Suriyenin güneyinde bir arap koridoru ve Irak'ın güneyinde Basra koridoru dışında sömürgeci devletler kürt toprakları üzerinden birbirleriyle komşudurlar. Irak arap ordusunun iyi silahlanmış arap milisleriyle birlikte önemli bir sayısı var. Kürdistan Güney'den de tutulmuş durumda. Bir buçuk milyon, organize ve iyi silahlandırılmış, ABD ile birlikte beş devletin askeri.. Kürtler bu ağır işgal koşullarında tavize zorlanıyor. Kürtlere en haklı ve insani taleplerinin esirgenerek hatta inkarı temelinde topraklarından feragati dayatılmış, bekliyor.

Bütün bunların karşısında kürtlerin gücü ne kadar?

Kürtlerin toplam ağırlığı ne, kendine kürt diyen ne kadar insan bu güçlerin karşısına fiilen ağırlık koyabilmekte?

İşbirliği çok, ihanet çok, laf-ı güzaf çok.. Biz fiilen işlevi olan ağırlıktan ve enerjiden bahsediyoruz. Kürtlerin toplam enerjisi ne?

Kürtler sadece siyaseten oyalanmakla kalmıyor, çok ağır askeri kuşatma ve günübirlik askeri eylemliliklerle tehdit altında tutuluyor, azar-azar yıpratılıyor. Kürtler aynı zamanada fiilen askeri operasyonlara maruz.

Kürtler her Kerkuk dedikçe, beş milyon türkle kürdü nasıl ayıralım deyin.

Kürtler her Kerkuk dedikçe, Güney'e bir provakasyon düzenleyin, İran ve Türkiye askerlerini Güney'e çekin.

Kürtler her Kerkuk dedikçe, Atatürk büyüktür deyin.
Kürtler her Kerkuk dedikçe, siz kürtlere çapulcu deyin.
Aşiret deyin,
Kadın öldürüyorlar deyin.
Federasyon deyin.
TRT şeş deyin.
Otonomi deyin.
Kadın sünneti deyin.

Kürtler her Kerkuk dedikçe, ermenileri kestiniz deyin.
Süryanileri kestiniz deyin.
Talancı deyin.
İşgalci deyin.
Kürtler komşularını kesti deyin.
İlkeldirler, cahildirler, iz'ansızdırlar deyin.
Gözyaşlarınız boşa gitmesin komşularınıza ağlayın.

Kürtler her Kerkuk dedikçe..
Kürtlerin devlet kurması, gerçekleşmeyecek bir hayaldir deyin.
Kürdistan bir hayaldir deyin.
Mahmud Osman, Kerkuk ve Musul diyor.
Sadece Mahmud Osman mı..?

Eskiden, Musul ve Kerkuk bir de Kurdistan a Sor deniyordu.

Artık öyle denmiyor..

Duyuyormusunuz?

Anonymous (not verified)

Sat, 2009-05-23 15:06

Destekciye! Kenan F nin yazdiklarina yazdiginiz cevapta yer yer asymetrik bir yaklasim icersede ve onun yazdiklarini problematize etmeye calissanizda son derece kisisel saldirilarla dolu bence siz enerjinizi dogru kullanmiyorsunuz. Eger siz daha önce yazan gözlemciyseniz ki yazim ve stiliniz onu gösteriyor sizde kenan F de birbirinize karsi kullandiginiz bu basit vede bazan bilimsel olmayan argumentasyon yöntemlerinizle devamederseniz enerjinizi bosa harcarsiniz. Her ikiniz olaylara degisik perspektiflerden bakiyorsunuz ve degisik okullardansiniz su hakaretleriniz ve basit argumentasyonlariniz olmazsa her ikinizde dogruyu bulabilme yönunde bir hayli yol alabilirsiniz. Her ikinizde bilgiye degisik bakip analiz ediyorsunuz ama yöntemleriniz pek iyi degil. Gerci burasi sanal burada sizlerden cok bilimsel olmanizi beklemek biraz hayaldir helede mahlaslarla yazinca. Degiseceginiz konusunda pek umutlu olmayan bir okuyucu. Selamlar

1-hakemlik ortada durmak degil dogruya olabildigince yakinlasma yetenegi demektir 2-kaynak istenildikten sonra kaynak nerde yazisina verdigi cevap asagida duruyor-haydi balik hafizasi olabilir diyecegim ama asagida nal gibi duruyor kimin neyi ne zaman ne bicimde baslattigi-benim yazdiklarimda orda-hakaret dokumu de-kaliteside 3-bu garip didisme sadece iki kisi arasinda adi bir vakia degil-iki kuturun catismasi. birici kultur tarstimayi surekli alaksiz alanlara tasimaya meyilli olan kulturdur "kurd capulculari-capuclu kurdler" gibi deyimlere butun ulus kendi babalarinin mali gibi sahiplenip, "degerlerimize hakaret" kulturu uretenlerdir. bu ilkeligi bir yerden taniyoruz, adina yasa cikartiklari 301 var. nobel alann yazarlari da dahil, kurdlerin ve turkiye yi elestiren herkesin uzerine suruyorlar. demoklesin kilici gibi uzerinize sallaniyor. turkluge turk degerine hakaret sayiliyor; neler? bunlari bilmeniz lazim ayni seydir kurdlerin capulcusu elbette vardi halen de vardir-korucularin bir bolumunu bu sifatla anmak gerekir. yesili alalatin kanati sayilari yuzleri asan teteikci kurdleri bu siniftan saymak gerekir. surekli hakim ulusun-turklerin veya araplarin servisindedirler, kucuk veyaa kisa vadeli cikarlari, dar dunyalari ile capulculuga munasip tabiatlari vardir. bu sebeple capulcularimizdir. bunlarin isledigi gunahlarin hepsini de onlari kullanan sistemin sirtina atamayiz. bizim toplumun hamurunun bir yanindan fiskirmis olmalilar. bunun adini koymadaan caresini de bulmak mumkun degildir. bunlara itiraz eden ve bu elestirileri yapani konunun disina cekip, konsolosajanligindan, gonullu askerlige o da yetmeyip atasi babasi amcasinin olumu, esi yatagi iviri ziviri buralara sacan kultur ile benim burda sadec ucunu savundugum kultur antagonistir. bir araya gelmesi imkansidir. o kultur dunyanin bir cok yerinde curudu, diger yerlerde de curuyecek. bu acidan saf degisme beklentiniz, allah soyletmis-elbette gerceklesmez, ben o kulture kokunden karsi oldugum icin, sizin vitrin hakemligi cabaniz da gumlemis olacak. allah kolaylik versin-hele hele kadinlara. musul meselesine karistirdigi kadin sunneti (sunnet olsa amenna diyecegim) ne tur bir mantik-zihinsel orgusu oldugunu gosteriyor. kendi adima konusayim ben kadin olsaydim birileri (babam anam veya akrabalarim yani kurdlerin parcalari, cinsel organimi kesip bicmeye kalktiklarinda musul elden gidiyor diye filan yanacak degildim. benim icin somut aolarak elden giden en dogal parcam olurdu. gelecegim olurdu vs bu problemleri kucumesyip bir kentii muzaffer komutan gibi derdest etmeyi bunlarin onue koyan. veya bu tr irli ufakli belaleerin belkide toplaminin yaratigi seylerden oturu o kenti kontrol edemedigimizi gormemekte inat edenle benim temsilcisi oldugum kultrun bir isi yok. ulus sandiginiz gibi homojen degildir, mevlana tekkesi de degildir.bir de her yaziyi daa illa bilimsel fian yazma zorunlugumuz yok. cok kesin bir iddanin ardinda bilimsellik aranabilir-ama her yorum tartsmadan bilimsellik beklemeyin. size tekrar kolay gelsin.

Amacim hakemlik degil ayrica balik hafizali degilim. Siz degisik mahlaslarla yazdiginiz icin yuzde yuz kim oldugunuzdan emin degilim. Sizin destekleyen mahlasiyla K.Faniye yazdiginiz yazidan hareket ederek yazdim. keske yazinizi forum sorumlulari silmemis olsaydi. Daha önceki zincir konusundada. sizin kaynak sormaniz cok normaldi reaksiyon normal degildi. Tabiki reaksiyon nedeni aranizdaki kisisel kavga buda yöntemlerinize her iki tarfinda gölge dusuruyor. Ikinizide degisik perpektiflere sahipsiniz bunu asla degistirmeyin ikisinede ihtiyac olabilir. Ancak kisisel surtusmeleriniz yöntemlerinize gölge dusuruyor. Biz okuyucular her seyi görebiliyoruz. Herkesin perspektifi tasidigi tecrube, dunya görusune ve bilgisine dayalidir. Mutlak gercekler pesinde degilim. Her iki tarfin kullandigi argumentasyon tekniklerini begenmiyorum. Herseyi öyle kolay kolayda yutmadigimi bir okuyucu olarak belirtmek istedim Sizede kolay gelsin

Değerli Nurshinic, Saldıran ben değilim. Bu çok önemli. Benim, kendileriyle ilgili olmayan her yazımın altına girip kişisel saldırıda bulunmayı alışkanlık hatta yöntem edinenler forum sayfasında belgelenmiş durumda. Kürtlerin sorunları tartışılırken kişisel saldırılarla rayından çıkarmak girişimi bana ait değil. "Felaket tellalığı" deniyor. Kürtlerin felakete maruz olmadığını, kürtlerin bugünkü yaşamının bir felaket olmadığını söyleyen adıyla, sanıyla bir adım öne çıksın. Yazdıklarına gelince, bal gibi kemalizm. Kemalistlerin, daha da ileri giderek sömürgecilerin kürtleri aşağılamak için, haksız çıkarmak için icad ettiği ne kadar yakıştırma varsa aynı lugatle, harfiyyen aynı sözcüklerle burada kürtlere müteveccihen kullanıyorlar. Kürtler "çapulcu" oldu. Ben çapulcuların avukatı oldum. Bu sözcüğü bir yerden hatırlıyoruz. Benim, sözükle ilgili farklı bir belleğim var. Dedemin dedesi 1800 yıllarının başında çapulcularla ilgili olduğu ve yönlendirdiği için Süleymaniye'den zorla çıkarıldı, Cebelibereket (Osmaniye) ve Adana'da mecburi iskana tabi tutuldu. Dedemin babası, 102 yaşındayken çapulcuların tarafı olmaktan Konya'ya sürgün edildi. Dedem, çapulculara bizzat katıldığı için Konya'ya sürgün edildi. Babası ve çocukları ile aile boyu.. Annemin dedesi ve kardeşi Bitlis'te Kemal Feyzi ve Cibranlı Halid'le birlikte asıldı. Suçları çapulcu olmaktı. Bunları laf olsun diye yada mübalağa saikiyle yazmıyorum. Sürgünlerine ve idamlarına devletin gösterdiği resmi gerekçelendirme, sıfatlandırma budur. Resmi kayıtlara geçmiştir. Çapulcuların çocukları olarak bizlerin eylemlerimizden dolayı babam çapulcuların babası olarak 1980 yılında Cebaxçor'u terketmek zorunda bırakıldı. Çırılçıplak soyularak cinsel uzvuna elektrik bağlanmasını hazmedememişti ve yaşamı boyunca unutmadı. Sürgünlüğün ne olduğunu çocukluğundan bilirdi. Yaşlılığında tekrar yaşadı. İşte biz böyleyiz. Çapulcuyuz. Bu benim aile resmim değildir. Kürtlerin kahır ekseriyetinin müşterek resmidir. Ortak geçmişin kollektif resmidir. Kareye kürtlerin tümü sığıyor Kim sahipleniyorsa bu resim onundur. Sahipleniyorum ve gurur duyuyorum. Milletimle, çapulculuğumla, geçmişimle, ailemle, bunlara tutkunluğumla, sadakatimle gerçekten gurur duyuyorum. Bütün mesele bu. Selam ve sevgiler.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.