Skip to main content

ULUSAL NITELIKLI KUZEY KURDISTAN KONFERANSI UZERINE !

şunu baştan belirteyim ki, UNKKK'ni düzenleyenler ve katilanlardan şu ana kadar resmi düzeyde Kürd kamuoyuna, ne gelişmeler üzerine ne de sonuç üzerine henüz bir açıklama ve bilgilendirme yapılmamıştır ve yapılmaması da çok ilginçtir!

Bu konuda Nas Name de bir iki yazı çıktı UNKKK de yaşanan gelişmeler hakkında ve bir de sağdan soldan edindiğimiz duyumlar var ve bu duyumlar üzerine bir yorum yapmak ne kadar doğru olur, bilmemı Umut ediyorum ve umarım ki yine 1993 deki yaşanan olayların aynısı tezahur etmez! Yani tarihe bir not düşmeden ve kamuoyuna bir açıklama yapmadan herkes geldiği alanına geri dönmez?

Her ne kadar UNKKK konferansı bitmiş ve sonuçları hakkında Kürd kamu oyu bir beklenti içindeyse de, ben asıl olarak UNKKK üzerine kendi düşünce ve eleştirilerimi belirtmek durumundayım ve bu gereklidir de, çünkü, Kuzey Kürdistan da yeni adımlara doğru evrilmenin zorunluluğu tartışmak durumundayız. Bir kere daha altını çizmek durumundayım ki; önümüzdeki süreç bu var olan eski tas eski hamamlarla aşılamayacaktır!

Elbette ki Ulusal mutabakat gerekli ve zorunludur, bu KUKM in olmazsa olmaz şartından biri ve esasıdır.

Nasıl ki Kürdistan ı sömürgeleştiren ve onu statüsüz bir konuma getiren sömürgeci güçler ve onların uluslar arası ilişkideki güçlerin kendi arasında her gün yeniden ve daha bir üst boyutlu bir birliği söz konusuysa Kürd siyasal kadroları ve onların temsil ettiği, içinde yer aldiğı örgüt, parti ve gurupların da öyle kendi arasında birliği oluşturması doğal bir hak olduğu kadar esastır da.

Lakin birliğin iki tip bileşkeni olan ve üzerinde yükseldiği temel alanı belirtmek ve onu açmak durumundayız, çünkü, bugün birlik adına yapılan girişimler ve birlik temennisi kelimenin tam anlamıyla oportünist bir seyir izlemektedir.

"Kim olursan ol gel, ne düşünürsen düşün bu aşk badesinden iç, ne yaparsan yap ol piri ak Mevla nın dergahına yüz sürüp el pençe divana dur.." diyen Bektaşilik mistizmin öngörüyle hareket etmek çağdaş insanın, siyasal kadroların özgün tavrı olan modern düşüncesiyle çatişır, çakışmaz!

Ahmed Rübar arkadaş haklı olarak şöyle tanımlamaktadır iki tip birlik olgusunu ve şöyle diyor: Bilindiği gibi fizikte çok meşhurdur. Aynı kimyasal bileşenlere sahip maddeler bir araya gelip, yeni bir kimyasal madde oluştururlar. Buna bileşim denir. Aynı kimyasal bileşenlere sahip olmayan farklı farklı maddeler, bir araya geldiklerinde oluşturdukları forma da alaşım denir. Biz Kürtler de eğer bileşim olamıyorsak kendi aramızda asgari düzeyde de ortak yanlarımızı öne çıkararak bir alaşım oluşturabiliriz? Kürdistan-Serbesti KÜRTLER ARASINDA BIRLIĞE BILIMSEL BIR BAKIŞ /Amed Rûbar/ 27.02.05
Peki biz ne yapıyoruz? Biz bileşimle alaşım? birbirine karıştırıyoruz! Bu tarz politika 1990 sonrası Kuzey Kürdistan lı anti sömürgeci güçlerin yeterli bir varlık gösterememelerinin bir tezahürü olarak misyonlarını yerine getirmemedeki komplekslerinin bir sonucu olarak ilkeleri savunma konusu bile olmadan, yani onları unutarak ve arkalarında tarihin karabetli sayfalarını bırakarak birbirlerinin gözünün içine bakıp, birlikte ne yapabilirsek ne kurtarabilirsek kardır? anlayışıyla hareket edilmektedir.

Bugün var olan örgütlerimizin, partilerimizin guruplarımızın tavrına yönelik ve politikasına ilişkin bireyler düzeyinde eleştiriler yapılıyor ve dönem dönem bu eleştirilerin önü de dolaylı olarak kesilmeye çalışılmaktadır. Rahatsızlık ne pekiş Rahatsızlık geçmiş tarihin karabetli sayfalarının yeniden açılması korkusu! Çünkü, geçmişte yaşanan olumsuzluğun sorgulanması var olan örgütlerimizin, partilerimizin ve guruplarımızın ayağının altında ki toprağın kaymasına yol açacağıdır ve bundan dolayı da geçmişin sorgulanması yerine önü kesilerek üzeri küllendirme siyaseti güdülmektedir, bu da işin bir başka yanıdır. Diğer bir yanı da farklılıklar ortadan kalkmış birbirinin benzerine dönüşmüş durumu kurtarmak için farklıymiş gibi hareket edilmesidir.

Geçmiş tarihi olaylara baktığımızda daha tutarlı ve kimlikli bir politika yürütülüyordu ve herkesin kimliği ve savunduğu ilkeleri daha bir netti ve bu anlamda güç birliği, cephe ve ya ulusal mutabakatı kapsayan birliğin bir aşırlığı vardı, çünkü burada ilkeler pazarlık konusu değildir. Herkes gücü oranında kendi politik tavrını sürdürüyordu.

Bugün Kuzey Kürdistanlı anti sömürgeci güçlerin ULUSAL NITELIKLI KUZEY KURDISTAN KONFERANSI ile geldiği noktada? des comédie Française!? e dönüşmüştür. Gündemine bakalım neler var bu konferansını

Konferans Konularının Ana Başlıkları:
A- Ulusal Haklar ve Kürdistan halkının mücadelesi
B- Sürgün ve nedenleri, asimilasyona karşı mücadele
C- Kürdistan ve Türkiye arasında ekonomik farklar ve ekonomik sorunlar
D- AB, Türkiyenin üyelik süreci ve Kürd sorunu

Bu ulusal konferansı düzenleyenlerin isimlerini görmesek veya bilmesek şunu düşünerek, AB inde Kürtlerin yanında olan ve onlara bir takım hakların verilmesini savunan birkaç tane akademisyenin bir panel düzenleyerek bu sorunları tartışuyor derdik! Fakat, diyemiyoruz, garip ama gerçek.

Öyle ya Kürdistan kurulmuş, bağımsızliğını almış ve Kürdistan devletinin hükümeti oturmuş ilk dört yıllık çalışma planını önüne koymuş ve bu programın parlamento da bütçe oylamasında tartışmaya sunmuş! Ya ilahi üstünü sen getir!

Bir kere, Kuzey Kürdistanıda iki temel olgu esası üzerinde durulması gerekirken kalkmış nelerle milleti oyalıyoruz. Birincisi, Kemalist Kürt hareketinin gelişmesinin önü nasıl kesilir ve hangi temelde bir alternatif güç oluşur? ikincisi ulusal ve uluslar arası alanda temsil düzeyini oluşturacak bir legal Kürt Ulusal Partisi çalışması nasıl yürütülür? Bu bazda yola çıktığımız da bizim önümüz açılır. Arkasından var olan örgüt ve partilerimizı geçmiş tarihi sürecinde geldiği noktada kendini sorgulayarak aşması esası vardır ve bu da kendi içinde bileşenleri oluşturmasını temel alırken geçmişte çok büyük hatalar sonucu bir yılın siyasal kadronun dıştalanmasına yol açan politik kararlarını yeniden gözden geçirerek bunların itibarını iade etmesini de düşünmelidir.

Ulusal konferans örgütlenmesi sadece bir takım dernek ve parti örgüt temsilcilerinden oluşmaz, aksine daha geniş bir katılımı gerektirmektedir. Örneğin, bir çok insana haber verilmemiştir ve bu insanlar aktif olabilen yeteneği, bilinci, birikimi, deneyimi olan insanlardır. Niçin bu kesime gidilmemiştir? Yoksa o insanlar bu ulusun üyeleri değil mi? Kim ve hangi güç bu insanların onayı ve rızası olmadan bu konferansta temsil edebilir? Ulusal nitelikli konferans da niçin diğer azınlıktan olanların( Süryani, Ezidi , Alevi ve benzeri) temsilcileri yoktur? Kürdistanın diğer parçalarından hangi temsilciler vardı?

Diğer yanda ise PWD- PSK ortak ve güç birliği çalışması varken bu konferansta hangi biçimde yer almaktadırı PWD-PSK bileşkeni olarak mı yoksa PSK tek başına mı bu konferansta yer almıştır? PKK/KONGRA GEL çevresi dışında, deniliyor, peki PWD^de bu oluşumun için de mi, yani Konferansa katılmış mı? Katılmışsa hangi biçim ve temel de katılmıştır, bunun açıklanması gerekiyor.

Elbette ki ulusal mutabakatın oluşması ulusumuzun Kuzey Kürdleri açısından çok önemlidir ve bu ulusal mutabakat hem ulusumuzun Kuzey Kürd parçasında bir güven oluşturacaktır hem de siyasal kadroların daha iyi bir ortamda hareket etme imkanı sunacaktır. Fakat, her şeyden önce ayaklarımızı yere basmamız gerekiyor.

(Devam edecektir.)

Metin ESEN

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.