• Yılmaz Erdoğan-Fatih Terim ortaklığında artık Mehmet Ağar da var
• İlhan Mansız, Taksim’deki bir gay barda eğlendi
Yılmaz Erdoğan’la Fatih Terim’in kebap ve sinema alanında bir ticari ortaklık kurduklarını ilk kez bu sütunlarda okudunuz. Şimdi sıkı durun, Türkiye’nin en popüler konsorsiyumuna katılan üçüncü ismi açıklıyorum: Mehmet Ağar.
Yılmaz’ın uzun süredir 12 Eylül öncesi Ankara’sını, dönemin siyasi çatışmalarını anlatan bir film yapmak istediğini biliyoruz. Mehmet Ağar’ın o yıllarda henüz yaşça kemale ermemiş Yılmaz’a senaryo aşamasında epey katkısı olacaktır. (Bu köşeyi takip edenler için söylüyorum: Yılmaz ve Terim’in ilişkisine dair yazmak bende bir takıntıya dönüşmedi. Beni sadece hikayeleri ve beyan ettikleri dünya görüşleriyle birbirinden bu kadar farklı, bu kadar ayrık olan insanların birbirine kaynama noktası ve kaynama zemini ilgilendiriyor. Nerede bir Türkiye kompleksi ürese, kendimi yazmaktan alamıyorum.)
Pazar günü Bebek Koru Kahvesi’nde artık ayyuka çıkan sevgilisi Selin Denizli ile geç bir kahvaltı eden ve gazetelerin baş sayfasına konuk olan İlhan Mansız, bir gece önce Taksim, Talimhane’deki Neo adlı gay barda eğleniyordu. Aynı gecenin ilerleyen saatlerinde, daha doğrusu sabaha karşı Mansız, gay bar olarak açılan fakat daha sonra mixed (karışık) bir bara dönüşen Harbiye’deki Love’a geldi. Elindeki floresan çubukla ritim tutan genç futbolcu bardaki karışık kalabalığın -hadi İstanbul Türkçesi ile söyleyelim,mixed crowd’ın- içinden birçok kişinin nazarı dikkatini çekti. Bülent Ersoy, Cengiz Abazoğlu, Uğurkan Erez ve Yonca Evcimik’in mesela.
Malumunuz (malumunuz mu?), Laila’nın patronu Şefik Öztek’le Beşiktaş Kulübü Başkanı Serdar Bilgili bir süre önce Kuruçeşme’deki Reina adlı kulüpten, kulübün patronu Mehmet Koçarslan’ın isteği üzerine kovulmuştu. Reina cephesinin ifadesine göre bu olayın altında şu yatıyormuş: Öztek kendi kulübü Laila’nın birkaç yüz metre ilerisindeki Reina’nın bulunduğu araziyi kiralamak için mal sahibi nezdinde girişimde bulunmuş. Burada ikinci bir kulüp açmak için.
Öztek’in bu stratejisine Koçarslan şu sıralar taktik saldırılarla cevap veriyor. Önce geçen yaz Chinawhite içinde çok iyi iş yapan Japon lokantası Ninja’nın Laila’ya transferini askıya aldırdı, şimdi de bu kış Nişantaşı’nda Öztek’in işlettiği Circus’un kurucu aşçısı Carlo Bernardini’yle görüşüyor. Şefik
Öztek ise bu yaz Laila’dan bütün dünyaya yayın yapacak. "Lailatv" adlı internet sitesi üzerinden yaz boyunca bütün dünya Laila’da olanları izleyecek. Neyse ki internette görüntü kalitesi hâlâ pek iyi değil.
Türk jet sosyetesi yurtiçi egzotizmi keşfetti. Güneydoğu’ya gitmek ve sonra İstanbul’daki partilerde, bölgede çekilmiş yöresel kıyafetli fotoğrafları gösterip bölge insanına sempatik yaklaşımlı hikayeler anlatmak çok "trendy". Nişantaşı, Etiler gibi semtlerde butiklerin vitrinlerine Güneydoğu’ya düzenlenen turların duyuruları yapıştırılıyor. Van ise yerli oryantalistlerce en çok rağbet edilen ilimiz. Geçtiğimiz günlerde mimar Murat Atabarut popüler bir mekanda Derin Mermerci’yi Van’da romantik ve egzotik bir tatile ikna etmeye çalışıyordu.
Orhan Pamuk, Ahmet Altan, Murathan Mungan gibi erkek yazarlarımız billboard’ları ve satış rakamlarıyla uğraşadursun, saf edebiyat kadınlardan geliyor. Latife Tekin’den sonra şimdi de Tomris Uyar bu gürültü patırtının ortasında bize içine nane yaprakları atılmış limonata kadar serin bir kitap sunuyor. Önümüzdeki hafta Yapı Kredi Yayınları’ndan piyasaya çıkacak olan ve Uyar’ın bir uzun öyküsünü içeren "Güzel Yazı Defteri" ressam ve fotoğrafçı Ali Arif Ersen’in karışık teknikli tablolarıyla süslenmiş.
Avusturya Liseliler Vakfı 6-7 Mayıs tarihlerinde dünyanın en köklü müzik gruplarından Viyana Senfoni Orkestrası’nı İstanbul’da, Lütfü Kırdar’da ağırlıyor. Şef Vladimir Fedosejev’le Brahms ve Mahler’in eserlerinin çalınacağı konser için şimdiden modevlerine ve gişelere başvurulmaya başlandı bile.
Mehmet Ağar da popüler konsorsiyuma katıldı