Katırmı dersiniz, eşek yada embesilmi siz bilirsiniz. Kimin ne diyeceği kendini ilgilendirir. Diğer bir yandan da ifade hürriyeti var. İfade hürriyetine saygı hiç sulandırılmaması gereken esas kavramdır.
Katır inatçıdır. Bu insanlarda inat yok. Söylediklerinde sebat yok. Sözlerinin arkasında durma basiretinden uzaktırlar. Keşke katır misali inatçı olabilseydiler. Bir söylediklerini ikinci gün tevile, arkasından inkara yönelecek kadar kişilik yoksunudurlar.
Eşek yada embesil olmakla akli melekeleri yeterince gelişmemiş olmak kastediliyorsa o da değildirler. Kendi çıkarlarını, konumlarını korumayı ve yıllardır kürtlerin sırtına binip kürtlere karşı politika yapmayı sürdürebiliyorlar. Türklerin ekseriyetinin ite saymadığı, muhacir ve kanemici, alkolik ve ahlak düşkünü olduğunu bildiği, bu nedenle tavır aldığı, reddetiği atatürkü ve atatürkçülüğü istisnasız her ailesinden bu despotun zulmüne kurban vermiş kürtlerin gözlerinin içine bakarak kürtlere pazarlayabiliyorlar.
O halde nedir bunlar?
Miadı dolmuş, çağı dolmuş, Kürdistan'da artık kürt olarak tutunma şansı kalmamış işbirlikçiliğin, ihanetin türlü ambalajlara sarılmış yeni versiyonudur.
A. Kadir Aygan gibi, Bucak gibi, kürtçe konuşan, kürt olduğunu söyleyen, Kürdistan'a amansız düşman bir çizgiyi kürtlere dayatmanın kadroları, piyonlarıdır.
Bu tanımlamaları eksik bulanlar çıkabilir. Doğaldır. Yeryüzünde hiçbir milletin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin önü o milletin savaşan örgütü ve silahlı güçleri tarafından kesilmemiştir. Bugünün siyaset bilimcileri tarihte örneği bulunmayan ihanetin bu türünü sıfatlandırmakta zorlanıyorlar. Zira niteliği ihanet tanımının kapsamını aşıyor. Geleceğin tarihçileri de kürtlerin bir dönem mücadelesinde kürt silahlı kadrolarına egemen olan, bu silahlı kadrolar aracılığıyla legal yapıları ele geçiren, halkın özlem ve taleplerine ipotek koyarak düşmanın istekleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışan, esasta kürt özgürleşmesine set çeken, pazarlayan ihanetin bu iflah olmaz türüne isim bulmakta zorlanacaktır.
HeK ve Alan Lezan, ihanet türünü ve taşıdığı tehlikenin büyüklüğünü, onulmazlığını tahlil etmekte, anlatmakta oldukça başarılı çabalar sürdürüyorlar. Zaman-zaman tıkanarak ilkel edebiyata başvurmalarını sözün tükendiği, tahlilin tıkandığı anlmaında algılamamak gerekir. Orospuluğun bu denlisine rastlanmadığı için lügatçede henüz yer bulmamışsa, sıfatlandırma aczine düşecek kadar büyük bir ihanetle karşı-karşıya isek oturup çaresizliğimizin niteliğini ve de bu çaresizliği aşmanın yollarını daha bir dikkatlice irdelemek, isimlendirmek zorunluluğuyla mükellefiz demektir.
Katır, eşşek, embesil, katmerli ihanet anlamına gelmiyor. Kürtlerin, katır inadından, eşşekliğin zaaflarından husule gelen zorlukları yok. Bilinçli bir tercihle seçilmiş, çok iyi kurgulanmış, teorik altyapısı olan, planlı ve koordineli(düşmanlar koordinasyon) bir kontra ile ve bu kontra tavrı aşabilmek konusunda zorlukları var. Gelin ismini hep birlikte koyalım.
İsmini koyun