Skip to main content

Anonymous (not verified)

Sun, 2008-08-31 15:04

Öcalan'dan çarpıcı Ergenekon açıklaması Öcalan'ın avukatlarıyla yaptığı görüşmede Ergenekon konusunda yine çarpıcı açıklamalarda bulunduğu kaydedildi. Öcalan'ın şu hususlara dikkat çektiği belirtildi: Eruygur, Tolon gibi generaller... Burada beni karşılayan bir Albay vardı. Benimle çözüm geliştirmek için devlet adına konuştuğunu söylüyordu. Ama devlet adına konuştuğunu söyleyen, kendini devlet olarak tanıtan bu kişiler şimdi cezaevinde. Devlet içeride yani! Devleti içeri atan devlet kim? 'Ergenekon, NATO'nun Gladio'su tarzı bir örgütlenmedir. Bu örgüt, 1950'lerde kuruldu. Bunlar NATO'nun gizli ordularıdır. Bunlar 1970'lerden itibaren PKK'ye hâkim olmaya çalıştılar. Gazetelerde geçiyordu, Pilot Necati'den bahsediyor. Emekli bir pilotmuş, Necati Kaya, Ağrılı. Pilot Necati'nin MİT ile ilişkisi olduğu ve MİT'in onun üzerinden PKK'yi denetim altına almaya çalıştığı söyleniyor. O dönem MİT, PKK'yi denetim altına alabilmek için PKK'nin içerisine bazı kişiler gönderiyordu, Pilot Necati, Kesire gibi. Beni denetime alamadılar Önceleri MİT, beni ve PKK'yi denetimleri altına almaya çalıştı. Daha sonra bu işi JİTEM'e devrettiler. JİTEM de bunu Ergenekon'a havale etti. Bunlar PKK'nin içerisine adamlarını sızdırıyorlardı. Ben bunları fark ediyordum. Kendi etrafımda güvenliğimi artırarak bunların ne yapacaklarını gözlemliyordum. Biliniyor, Suriye'de daha sonra bir patlama meydana gelmişti. Onlarca insan yaşamını yitirdi. Bu patlama da bu güçlerin işiydi. Ama benim İmralı'ya getirilmemle, bunların işi bitti, CIA ve MOSSAD İmralı sistemine hâkim oldu ama beni denetimleri altına almayı başaramadılar. Dörtlü çete demiştim 1977'de Haki Karer arkadaşı şehit eden Alaattin Kaplan isimli bir adam vardı. Beş Parçacılar örgütündendi. Biz bu adamı 1975'lerden itibaren tanıyorduk. Daha o zamanlarda ne olduğunu biliyorduk. Bunun dışında o dönem PKK'ye karşı mücadele yürüten bazı örgütler vardı. Bu örgütler üzerinden PKK'ye hâkim olmaya çalışıyorlardı. Daha sonra da bu tür girişimler devam etti. Ben daha önceleri de Dörtlü Çete tanımı yapmıştım. Metin yani Şahin Baliç onlar vardı. Selim Çürükkaya, Sait Çürükkaya, Şemdin Sakık, onlar vardı. Bunların durumlarının iyi analiz edilmesi gerekir. Selim Çürükkaya şimdi Almanya'da, Almanya'nın denetiminde. Büyükanıt'a suikast Tuncay Güney, Kırıkkale patlamasıyla ilgili olarak, 'Veli Küçük yaptı' diyor. Ama bu eylem Sait Çürükkaya tarafında yapılmıştı. İlginçtir Tuncay Güney, Veli Küçük yaptı diyor. Doğruluk payı var. Bunun yanında Diyarbakır'da Büyükanıt'a yönelik bir suikast vardı. Çok iyi hatırlıyorum, Mustafa Marangoz'un kardeşiydi. İki kardeşi şehit düşmüştü. Sait Çürükkaya bunu kullanarak eylem yaptırmaya çalışmıştı. Eylem başarılı olmadı, bu kişi yakalandı. Yine bunun yanında Şemdin Sakık'a bu güçler tarafından yaptırılan bir çok eylem var. Bu eylemlerle Şemdin Sakık, PKK içerisinde popüler ve güçlü bir konuma getirilmek amaçlandı. Biliniyor bana yönelik yapılan suikastlar var ama başarılı olamadılar. Bunları iyi görmek gerekiyor. Bu kadar kişi PKK içine sızmayı başarmıştı. Bana yönelik girişimlerde bulundular, ama ben hala yaşıyorum. Acaba neden? Bunu araştırmak gerekiyor, tarihçiler bunu iyi araştırmalı. Amaç PKK'yi denetime almak Bütün bunlarla hedeflenen bu kişileri güçlendirerek PKK içerisinde önemli konumlara getirmek, bunları yedek güç durumuna getirmek, yani ikinci adam yaratmak ve onları PKK içinde etkin hale getirerek PKK'yi denetim altına alarak, beni etkisizleştirerek tasfiye etmekti. Böylelikle bu güçler, denetimleri altına aldıkları PKK ile Kürt-Türk çatışmasını derinleştirerek, asıl hedefleri olan devlete hâkim olmayı amaçlıyorlardı. Roma sürecinde yaşananlar Aynı şekilde uluslar arası alanda da PKK'ye hâkim olmak çabaları vardı. Avrupa'dayken o dönem Avrupa sorumlusu olan birisi vardı, Roma'da yanımdaydı. Bize saygı göstermiyordu, saygısı kalmamıştı. Çünkü Amerika, Avrupa'daki bazı ülkelerle ilişki halindeydi. Sırtını buraya dayamıştı, bunlara güveniyordu. Yine Rusya'da olan Mahir Welat o da aynı şekildeydi. Ben bunları görüyordum. Müdahale etmedim. Müdahale etmememin sebebi de durum kritikti, ortalık daha da kızışmasın, daha da gerginleşmesin diyedir. Ben bunlara karşı öfkeliydim de. Bingöllü Tayhan Özgür vardı, o da bunları görmüştü, tepkisini eylemiyle dile getirdi. Kadroları denetime alıyorlar Bu dış güçler PKK'nin kadrolarını erkekleri kadınla, kadınları erkekle, parayla kandırarak denetim altına aldılar. PKK'den onlarca kadro kaçarak Almanya, Amerika, KDP, YNK'ye sığındı. Kontrol altındaki PKK de budur aslında. Ben özelikle vurguluyorum duygularınızı denetim altına almalısınız. Duygularınızı denetim altına almazsanız, özgürleşemezsiniz. Bu konuda dikkatli olmalılar, duygularının ve cinsel güdülerin kontrolü altına girmemeliler. Herkesin PKK hesabı var Herkes PKK'ye hâkim olmaya çalışıyor. KDP, YNK, Amerika, Avrupa, şu ülke, bu ülke PKK'yi kendi kontrolüne almaya çalışıyor. Almanya ve Avrupa'nın bazı ülkeleri kendilerine sığınan PKK'lileri bana karşı kullandılar. İşte Selim Çürükkaya'yı bana karşı kullandılar. Para vererek kitap yazdırdılar. Yine Şemdin Sakık'a para verdiler kitap yazdırdılar. Bunların hepsi NATO'nun gizli orduları. Melik Fırat onlar, Hak-Par, Sertaç Bucak var. Bunların hepsi bu güçlere bağlı olarak çalışıyorlar. Küresel sermayeye bağlı olarak makro krediler, mikro krediler verenler var. Bunlarla Kürtleri kendilerine bağlamaya çalışıyorlar. İşte Diyarbakır'da Ticaret Odası, makro-mikro kredilerle işi götürüyorlar. Bu dürüst değiller barışın gelişmesi için mücadele etmiyorlar, halkı makro-mikro kredilerle kandırmaya çalışıyorlar. Bu güçlerin hedefleri bunlar üzerinden Kürtleri denetim altına almak, kendi çıkarları için kullanmaktır. Devlet içeride yani! Hizbullah-Ergenekon ilişkisi açıklanmalı. Ergenekon Hizbullah'ı kullanarak on bin faili meçhul cinayet işlettirdi. Bunun yanında Ergenekon kapsamında tutuklanan generaller var. İşte Şener Eruygur, Hurşit Tolon gibi generaller. Burada beni karşılayan bir Albay vardı, basına da yansıdı. Benimle çözüm geliştirmek için devlet adına konuştuğunu söylüyordu. Hatta Ecevit adına konuştuğunu da söyledi. Ama devlet adına konuştuğunu söyleyen, kendini devlet olarak tanıtan bu kişiler şimdi cezaevinde. Devlet içeride yani! Devleti içeri atan devlet kim? Şu an içeride olanlar deşifre olanlardır. Devlet işleri bitenleri tasfiye etti. Aslında yeni bir yapılanma içindedirler. 29 Ağustos 2008 tarihli Görüşme Notu'dur

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.