Re: Kurd olmanin dayanilmaz GUZELLIKLERI Hah iste budur!.. "Durum bu mudur? Budur!.. Bu mudur? Budur!.." (©BB) Bir ilk genclik animi anlatayim Kurd hosgorusunu, engin gonullugunu ve damardan kibarligini anlatan guzel yazina ilaveten, aksesuar olsun. Hic haberim yok. Yolculuk cantama kavanoz icinde pekmez koymuslar. Diyarbekir'den otobuse bindigimde kucuk cantayi bagaja vermektense icerideki raflara koymayi tercih etmistim. Yanimda oturan yabanci, yanlis hatirlamiyorsam Zeki Celiker'in kardesi idi. Tanistik ve hosbes ettikten sonra herkes gibi uykuya daldik. 7-8 saat sonra sabaha dogru uyandim. Hertarafim yapis yapis... Pekmez uzerimize akmis. Ailenin en kucugu olan ben daha 5 yasindayken bir nevi surgune gonderilmis, ailece buyuk bir bati sehrine yerlesmistik. Gocmenlere ozgu normal olculerdeki alinganlik bizdeki Kurdluk hassasiyeti nedeniyle, ikiye katlanmis, ve daha o kucuk yaslarimizda Kurdlugumuze yonelik olumsuz imaya ve tork dilini beceremeyimisizle ilgili alayli ifadelere siddetle karsilik vermeye donusmustu. Asagilanmayi hic kabul etmedik. Ses tonlarini, mimikleri dahi Kurdlugumuze yonelik meydan okuma veya alay olarak algiliyorduk. Kasini egenin gozunu morartmak; sesine, suratina sekil verenin cenesini kirmak, surat seklini bozmak refleksimiz olmustu. Allah var, bu iste iyiydik. Pekmez bulanmis hallerini gorunce ondeki 2, yanimdaki 1, ve arkadaki 1, biri ellilerinde digerleri genc sayilacak toplam 4 Kurd ile iyi bir kavgaya girisecegimi dusunerek kollari sivamis, hatta her ihtimale karsi otobusun arkasindan iki adet su sise tedarik edip, darda kalirsam kullanirim dusuncesiyle, kolay erisebilecegim yere yerlestirmistim. Benim icin kolay lokmalar diye dusunup ve icimden Ya Allah dedikten sonra, dordunu de durtukleyerek uyandirdim. -Hey, hey kalkin, cantamdaki kavanoz kirilmis, hepimizin ustune pekmez dokulmus. Dims, dims!.. Dims dokulmus. Soyle bir hareketlenip baktilar ustlerine. Pekmeze bulanmis saclarina dokundular. Ondeki birinin gulumseyerek birseyler mirildanmasiyla, tekrar uykuya dalmasi bir-iki saniyeye sigdi. Onun yanindaki, "eh eh, zarari yok" dedi ve koltugun sol kosesine yatirdigi poposunu tersine sag koseye yerlestirdi. Arkadaki daha ayaga kalkmadan once ben coktan cene kemigine hedeflenmis kaslarimi hazirlamistim. Cumlesine Uleyn falan gibi bir sesle diye baslamasi yetecekti. Ama o da kalkip cebinden cikardigi mendiliyle saclarina bulasmis pekmezi yalap-sap silip, tekrar cebine geri yerlestirdigi ceketini rafa koyduktan sonra catik kasli ve babacan bir gulumsemeyle "E olur, zarar yoktur." dedi ve yerine yerlesti. Bunlar olurken basindan sonuna benim tepkilerimi izleyen yanimdaki Celiker soyadli yol arkadasim sanki aklimdan gecenleri okumus gibiydi. Ben saskinligimin zirvesinde idim herhalde. Sanki ciplak ayakla sokaga cikmis gibi hissediyordum. O gergin kaslarim pelte gibi olmustu. Yani, sopa yeseydim bu kadar takatsiz olmazdim. Celiker uykulu gulumsemeyle hala beni seyrediyordu. Neden sonra. "ya, gel otur!" dedi. Ona baktim, yuzume hangi cesit bir ifadenin yapisik kaldigini, ancak onun soyledikleriyle anlayabildim: "Ne uzuluyorsun, yikaniriz gecer. Gel yat. Bu yol uzundur, yorucudur. Uzulme ha!.." gibi alisik olmadigim seyler soyledi. Keske sopa yeseydim, diye dusunmedim dersem yalan olur. Ya, iste boyle!.. Iste kultur budur. Kurd kulturunun davranis kodlari.. Bana hic dokunmadan, tek kelime hakaret etmeden, tork vahsilerinin icinde siddete fiks olmus genc, sivri ama kirilgan kisiligimi esek sudan gelinceye kadar doven, pestilimi cikartan kodlar... Kultur bu mudur? Buduur, buduuur... Saygi ve sevgiler. Reply
Re: Kurd olmanin dayanilmaz GUZELLIKLERI