Devrimin Kendisi Olmak
Bir toplumu degistirmek isteyen, herseyden önce kendisini degistirmek zorundadir.
Bu bir yasadir Tarihi bir zorunluluktur.Cünkü en insani ve iliskilerimizde devrimin güzelligine iliskindepremler yaratabilmemiz icin devrimin güzelligini kendi kisiligimizde varedebilmeliyiz.
Yani daha acikcasi devrimin ihtiyaci olan insanlara devrimi kendi kisiliyimzde ve yasamsal pratigimizde sevdirmeliyiz.
Devrimci bir örgüt iliskisi icinde olma,devrimci olmya yetmez.
Bundan dolayidir ki, devrim icin gerekli ve zorunlu olan ideolojik, politik, kültüler vb. Zenginliklere donanmaliyiz.
Donanmaliyiz ki, devrimci kisiliyimize göre eylemlerimiz de devrimci olsun.
Bu olmazsa olmaz bir zorunluktur.
Bunun ilk kosulu ,yikip degistirmeye calistigimiz toplumun ideolojik, politik, kültüler et
ik vb deyersizliklerine karsi devrimci kisiliyi icsellest
irerek yeni toplumun kisiliyine yeni ve güzeli kendimizde temsil edebilmemiz icin kendimizi isci sinifin bilimsel dünya görüsü olan Marksist-leninist ideolojiyle donatirken o donanima uygun eylemin sahibi de olabilmektir.
Yeni insani ve yeni toplumun tipini yaratabilmenin yolu, biricik nesel gerceklik olan yeni güzelliyi ve gertekliyi kendi kisiliyimizde temsil edebilmemiz.
Kapitalizim dünyaya yaymis oldugu yobazkültür karsisinda kendimizi isci sinifinin kültülü ile donatmaliyiz.
Süzde sosyalist Dogo bloku nun cöküsü ile birlikte, Kapitalizim insan ihtiyaclarinin eb iyi karsilandigi toplumun bicimi oldugu yaygarasini bosa cikarmanin bir yolu da bizleri yarinlara tasimada en iyi hazine olan tarihten ögreneceyimiz cok seyin oldugu gerceyinden haraketle, önümüzde dikilen egemenlerin belleksizlestirmek cabalarinin aksine kendimizi alabildiyince donatmaktir.
Neden günümzr deyil de gecmisten ögreneceyimiz cok seyin olduguna vurgu yapiyoruz?
En yalin yanit, dogrusu ve yanlisi ile insanligin yarattigi tarihsel birikim kendisi oldugu ve ayni türden hatalardan kacinip zamana karsi daónanmali bir bellege sahip olmanin ciktigi tek ve biricik yoludur da ondan.
Cevremize katigimizda, egitilmis deneyimli ve devrimi kendi kisilliginde temsil eden genclik bulamiyoruz. Bunun en dolaymimsiz nedeni, bir yonu ile gencliyin gecmis denilen tarihe karsi ilgisizligiyse, diger bir o kadar önemli olan neden de bir önceki kusagin genclerin tarihle bulusup bellek sahibi olmamalarini saglayacak yol ve yöntemleri sagliklli bir bicimde genclere sunmamasidir. Gecmise cakilip gencliyin ruh ve yasam bicimini dikkate alan politik esneklige sirt dönmeleridir.
„Genclik gelecektir“ sözü hos ama bos bir söylem olarak görülmüyorsa yapilmasi gerekenler aciktir.
Gelecek biz olan genclerin kisilik ve özlemlerini de dikkate alan ve tarihe bizi ortak bir noktada bulusturan bir yöntemle sömürücü ve sömürgeci sistemin belleksizlestirme cabalarina karsi dalgakiran olmamiza katki sunulmasidir.
Genc kadrolarin yetismesi icin pratik icinde görevlendilmeli, sürekli bir bicimde bilimsel egitimden gecirmeli. Ancak bu yöntemle sömürücü sistem deyil devrimci dünyanin sahibi olmanin bilinciyle kendi dönüstürücü tarzini yakalamis olacaktir.
Unutlmamalidir ki, genclik daglarin devirmenin manivelasiyle, genclige sahip olmamak da tarihsizliktir.
Geleckten yoksunluktur.
Tarihsizlik Körlüktür, Yikimdir Tikanmisliktir.
Bavê Necla