Hawlati Gazetesi’nin İran Kürdistan Demokrat Partisi Genel Sekreteri Xalid Azizi ile yaptığı röportaj
Hawlati: İşid’in Musul’u kontrol etmesinden bir kaç ay sonra silahları Kürdistan Bölgesine yönelmesinin sebebi nedir?
Xalid Azizi: Bunun sebebini İşid’in kendisi deklere etmişti. İşid Suriye ve Irak’ın Sünni bölgelerinde bir İslami devleti ilan etmek istiyor. Bu durumda Suriye ve Irak bir yanıyla Kürdistan Bölgesine sınırları vardır. Diğer taraf ise Beşar Esad ve Irak Hükümeti tarafından kontrol ediliyor. Öyle görünüyor ki İŞİD’ın askeri olarak süreci okuması Irak Ordusu üzerine sahip oldukları başarıların aynısını Peşmergeler üzerinde de sağlayacaklarını düşündüler. Kürdlerin elinde bulunan bazı bölgeleri yeniden ele geçirerek Irak’ta Sünnilerin konumunu güçlendirmek istediler. Birilerinin Irak’ta Kürdlerin konumunu zayıflatmak amacıyla İŞİD’a böyle bir fazife vermelerine de şaşmamak lazım...
Hawlati: Kürdistan Bölgesindeki son gelişmeler Doğu Kürdistan üzerine ve ulusal bilincin yükseltilmesi üzerine ne kadar etkili oldu?
Xalid Azizi: İlk önce Kürdistan’ın farklı parçalarında yaşanan gelişmelere bağlı olarak Doğu Kürdistan halkının ulusal bilinci ve siyasi şuuru meydana gelmedi... Kürdistan Demokrat Partisi, tarihi ile, fedakarlığı ile ve siyasetiyle bu şuurun ve bilincin oluşmasından önemli bir rol oynadı. Doğu Kürdistan halkı her zaman tutku ve gam ile Güney Kürdistan’daki gelişmelere baktı. Güney Kürdistan’ın başarılarını kendi başarıları olarak görüyor ve onunla gurur duyuyorlar. Doğu Kürdlerin her zaman Güney Kürdistan’a mesajı birliğinizi koruyunuz ve hep birlikte Kürdistan Hükümeti’nin iyi bir resmini sunun oldu...
Hawlati: Doğu Kürdistan Partilerinin İŞİD’a karşı mücadeleye katılmalarını engelleyen Kürdistan Hükümetinin gerekçeleri nelerdir?
Xalid Azizi: En iyisi bu soruyu kendilerine sormalısınız. Fakat, ben şahsen onların kararına saygı duyuyorum. Onlar Kürdistan Bölgesi yöneticileri Kürdistan Bölgesinin çıkarlarını daha iyi biliyorlar, biz de onların hassasiyetlerini anlıyor ve şikayetlerimiz yok.
Hawlati: Size göre Güney Kürdistan’ın dışında bazı siyasi çevreler Kürdistan Bölgesinin savunmasını siyasi müzayedeye çıkardılar?
Xalid Azizi: İŞİD’in saldırılarından sonra ne yazık ki, savaş cepheleri belli bir dönem siyasi partilerin pazarına dönüşmüştü. Her parti ve grup askeri yapılarıyla bir çeşit siyasi ve ulusal açık artırmaya giriştiler. Bana göre bizim Kürdistan’ın diğer parçalarının partileri olarak ulusal görevimiz, Güney Kürdistan’da var olan başlıca partilerin arasındaki sorunlara ve rekabete ortak olmak yerine Güney Kürdistan’daki güçlerin birliğine yardımcı olmak ve huzur ortamını sağlamaktır.
Fakat, eğer Kürdistan Hükümeti doğrudan birilerinden savaş cephesine katılması için talepte bulunmuşsa bu başka bir şeydir. Bu müzayede ve particilik kategorisine değil, Kürdistan Bölgesine askeri yardım kategorisine giriyor.
Biz Kürdistan Demokrat Partisi/İran alarak, bu arada Güney Kürdistan yetkililerine parti olarak eğer Kürdistan Bölgesi çıkarlarını göz önüne alarak ve doğru buluyorsa savaşın tüm alanlarında görev almaya hazır olduğumuzu bildirdik.
Hawlati: Deniliyor ki İŞİD’in Kürdistan Bölgesine saldırısı Kürdistan’ın dört parçasındaki Kürdleri birleştirdi. Sizce bu ortak tavır kısa vadeli mi olur yoksa gelecekte oluşacak ortak bir diskursun başlangıcımıdır?
Xalid Azizi: Kürdistan’ın tüm parçalarının Kürdlerinin ortak gamı, ortak derdi ve ortak tavrı buna bağlıdır. Bu arada iyi bir ulusal duygu ve söz birliği oluştu. Bizim bunu daha güçlendirmemiz lazımdır. Fakat, bu ulusal ortak diskursun öyle kolay oluşacağı anlamına gelmiyor. Duygular ve sözler ile realite çok farklı şeylerdir. Kürdistan’ın her parçasının kendine has özgüllüğü var. Partileri, çalışmaları, mücadeleleri ve Kürd sorununun çözümü kendisine has özellikleri var ve birbirinden farklılar. Kürdistan Kongresini toplama girişimin ilk tecrübeleri tamamıyla bu gerçeği ortaya koyuyor.
Bana göre aktüel durumda Güney Kürdistan Partilerinin tek safta birleşmeleri, Kürdistan Bölge Hükümeti tüm kurumlarıyla ortak diskurs ve ortak tavır takınmaları en acil ve önemli olaydır.
Hawlati: Bölge devletlerinin ve onlardan İran’ın Irak’ta yaşanan son gelişmeler konusundaki tavırlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Xalid Aziz: Kuşkusuz bölge devletlerin her biri kendi ekonomik , güvenlik ve dinsel çıkarlarına göre Irak’taki gelişmelere bakıyorlar. Bu bölge de Sünni ve Şii çelişkisinin olduğu gizlenemez bir gerçektir. Bu gerçekten hareketle İran var olan sorunların ve çözümlerinin bir parçası olması doğaldır. İran’ın stratejisi Bağdat yönetimi Şiilerin denetiminde olmalı ve son sözü onlar söylemelidir. İran’ın rolü ve müdahaleleri bu stratejinin bir parçasıdır.
Hawlati Gazetesi
Çev: Aso Zagrosi