Kek Mesud ve T. Erdoğan’in Diyarbakir Görüşmesi !
Mehmet Müfit
Yarin, 16 Kasim’da Diyarbakir’da Kürdistan Federe Yönetimi Başkani Kek Mesud’la TC Hükümeti Başbakani R. T. Erdogan’la yapilacak olan görüşmeye ilişkin adeta firtinalar kopuyor; «Beyaz Türkler» her zamanki irkçi-faşist yaklaşimlar ve aşağilik eleştiriler yapmakla meşkullar; PKK ve ardillari «kirli ittifak» diye saldiriyorlar; siyasi bir seçeneğe sahip olmayan vatansever kesimler de Kek Mesud’an gelecek mesajlar için bir beklenti içindeler. Genis halk kitleleri ise meydanlari doldurarak saf «Kürtlük yüreğini» isitacak bir iki söz işitme beklentisi içinde olacaktir.
Her şeyden önce «Diyarbakir Görüşmesi», güney Kürdistan’la Türkiye arasinda var olan «olağan» siyasi ve ekonomik ilişkilerin diplomatik bir devami biçiminde gündeme gelmiştir. Yapilacak bu görüşmenin, görüldüğü gibi çoğu zaman abartili değerlendirilmelere ve eleştirilere yol açan üç boyutundan söz etmek pekala mümkündür; birincisi, Iran’la Bati devletleri arasinda oluşan «yumuşama» atmosferinin Ortadogu’da güçler ilişkisinde ve çatişmasinda yol açacaği değişimlerin yeni bir konjüktürel siyasi ortama doğru gitmesi, ikincisi, Türk devletinin muhtemel gelişmelere hazirlik yapmasinin bir parçasi olarak bu görüşmenin gündeme alinmasi ki, Türklerin bu girişiminin de a- ekonomik boyutu var, çünkü bir takim yeni antlaşmalarin yapilmasi bekleniliyor, b- yapilacak belediye seçimleri için Kuzey Kürtlerinin Hükümet partisine destek verilmesi arayişi var, c- PKK ile Türk devleti arasinda süren «çözüm süreci»ne destek sağlamak umudu var, üçüncüsü, hiç şüphesiz Rojava’da (Suriye Kürdistan’i) PYD’nin hem askeri üstünlük sağlamasi hemde yeni siyasi bir yönetim kurmak doğrultusundaki girişimleridir.
Hadisenin bu kadar tartişilmiş olmasinin ana hatlari bunlardir diye düşünüyorum.
Türk devletinin, Kek Mesud’la görüşmeyi Diyarbakir’a almasi maksatlidir. «Türk-Kürt ittifaki» diye tabir edilen Kürtleri yedeğe alma siyasetlerine psikolojik bir anlam vermek istiyerek, AKP nezdinde dini motifleride kullanarak pratik desteğe dönüştürmek istenmektedir. Buna mukabil olarak, Kek Mesud’un vereceği mesajlar belirleyici olacaktir.
Her şeyin, bilincin ve siyasetin ciddi kargaşaliklar yaşadiği, Kürdün önünü göremediği ve moralinin zayif olduğu bu ortamda ya AKP’nin gölgesinde kalinarak hayal kirikliklarina neden olunacak, ya da Kürtlerin milli bilincine katki yapilarak yeni bir moral verilerek tarihi bir gün yaşatilacaktir Kuzeylilere. Esas olan bu yaratilacak etki olacaktir. Bu taktirde AKP ve Başbakan Erdoğan’in «Diyarbakir Görüşmesini» siyasi çikarlari için kullanmak istemesinin fazla bir önemi olmayacaktir.
Güney Kürdistan’a ilişkin, PKK’nin uzun yillardir beyinlerde oluşturdugu önyargilarin ve düşmanliklarin etkisi nisbeten kirilabilir yarinki görüşme ve konuşmalarda. Kek Mesud şayet, güneyin sinirlarini aşan ulusal bir lider gibi davranip konuşacaksa Diyarbakir’da tarihe geçecektir. Yoksa banal (siradan) bir görüşmenin siradan bir konuşmasi ve heyecan yaratmayan siradan «mesaji» olarak kalacaktir diskuru. Bu taktirde Şivan’in gerisine düşecektir O. Burada bize düşecek olan sadece temennide bulunmak olacaktir. Ne var ki, temennilerin realite yaninda ne önemi olabilirki. 15 Kasim 2013
Mehmet Müfit