Skip to main content
Submitted by Aso Zagrosi on 1 May 2013

Nehri’de Temmuz 1880’de Nehrî Kongresi diyebileceğimiz toplantıya 200’den fazla Kürdistan ileri gelenlerinin katıldığını daha önce yazmıştım. Bu toplantıda hareketi ilk olarak Qaçari devletine karşı Doğu Kürdistan’da başlatma kararı alındı. Doğu Kürdistan’ın özgürleştirilmesinden sonra elde edilecek güçlerle Osmanlı işgali altında bulunan Kuzey Kürdistan’ın kurtuluşu daha da kolaylaşacaktı.

Hareketin Doğu Kürdistan’da başlatma kararının gerekçelerini Nehri Kongresinde Şeyh Ubeydullah’ın yaptığı konuşmada açık bir şekilde ortadadır. O konuşmanın tüm metnini daha önce aktardığımdan geçiyorum.

Şeyh Ubeydullah’ın hareketi Doğu Kürdistan’da başlatma nedenlerinde biri de halkın direnişe hazır olması ve Hamza Axayê Mengur-Bilbas’un önderliğinde Qaçarilere karşı direnişin başlamasıydı.

Zaten hareket başladığı zaman Hamza Axayê Mengur savaş cephesinin bir komutanı olarak ortaya çıkıyor.

Şeyh Ubeydullah Hareketi’nin detaylarına girmeden önce Hamza Axayê Mengur-Bilbas hakkında bazı bilgileri vermeden olmaz. Hamza Axayê Mengur’u hesaba katmadan Şeyh Ubeydullah hareketini değerlendirmek çok zordur. Hamza Axayê Mengur suz hareket bir kanattı olmayan kuşa benzer.

Onun için kısa da olsa Hamza Axayê Mengur’un yaşamı ve mücadelesini anlatmak gerekiyor. Çünkü, Hamza Axayê Mengur un yaşamı Osmanlı ve Qaçari devletlerine karşı mücadele içinde geçti. En azından elimizde bulunan belgelere göre tam 25 yıl Hamza Axa bu iki devletle çatışma içinde oldu, işkence gördü, hapis yattı ve defalarca aşireti ile beraber derbeder oldu.
Hamza Axayê Mengur’un kişisel yaşamı ve Mengurların tarih boyunca Kürdistan’ı işgal eden güçlere karşı giriştikleri direnişler ve çektikleri çok az bilinmektedir. Burada Hamza Axanın reisi olduğu Bilbasların tarihine girmeyeceğim, ama kısa da olsa bazı bilgileri vermek istiyorum.
Kürd tarihçilerinden Mir Şerefxan Bedlisi, Şerefname’de Bilbaslar üzerine duruyor ve şöyle yazıyor:

“Rojkan aşireti 24 kürt aşiretinin bir günde Bitlisin batısındaki Xwét (Huvit) köyü cıvarındaki Tab denilen yerde toplanıp ittifak kurmalarından doğmuştur. Kabilelerden meydana gelen bu topluluk, daha sonra iki ünlü kola ayrılmıştır.
Birinci kola Bilbasi, ikinci kola ise Qewalisi(Kavalisi) adıyla adlandırılmıştır. “Bilbas” yada “Bılbis” ile “Qewalis” sözcükleri ise Hakkari hükümdarlarının köylerinden iki köyün adlarıdır.
Diğer bir rivayete göre ise; Bu iki sözcük Baban aşiretlerinden iki aşiretin adlarıdır”(Şerefxan Bedlisi, Şerefname, sayfa 411)

Claudius James Rich 1820’de Kürdistan’a yaptığı gezi notlarında Bilbas aşiretinden söz ediyor. Rich gezi notlarında Bilbas* aşiret konfederasyonunu gündeme getiriyor ve bu birliğe Kabiz, Menzur, Mameş, Piran, Remik, Sin ve Qaqa aşiretlerin dahil olduğunu yazıyor.(M. Hemebaqi, Raperini Hamza Axay Mengur, Dezgay Çap û Belawkirdinewey Aras, Hewlêr, sayfa 27)
Rich 1820’de Bilbasların aşiret reislerine „MEZİN „ dediklerini yazıyor. Bilindiği gibi „Soranca“ da „Mezin“ değil „Gewre“ terimi büyükler için kullanıyor.

Şeyh Ubeydullah Hareketi döneminde yaşıyan Haci Qadri Koyi, ve 1800’lerin sonlarına doğru Osmanlı ve Qaçari devletlerin Kürd aşiretlerine ve bu arada Bilbasların Zozanlara gitmelerini yasakladıklarını bir şiirinde şöyle gündeme getiriyor :

“Wa rêgetan debestê êlatî Caf û Bilbas
Ger mirdun li german memn'uhe biçine Kwêstan”.( http://aso-zagrosi.over-blog.com/article-30477328.html )

Bu yasaklamanın Şeyh Ubeydullah hareketinin bastırılmasından sonra gündeme geldiği açıktır.

M. Hemebaqi’nin Hamza Axa’ya ilişkin yaptığı değerli çalışmasında Hamza Axa’ya dair çok bilgiler var. Bu bilgileri özetleyerek paylaşmak istiyorum.

Doğu Kürdistan’da halk arasında Hamza Axayê Mengur’a dair hala bir dizi atasözü, stran ve onun kahramanlıklarını anlatan hikayeler /destanlar vardır.

Halk arasında dolaşan ve atasözü haline gelen “Herçi simêl sûr bû, Hamza Axa nîye deyişi onun için söylenmiştir.

Anlatımlara göre Hamza Axa kumral hatta sarışın biriydi. Fakat bu atasözü daha çok Hamza Axa’nın cesurluğu, yiğitliği ve direnişçi özelliklerine vurgu yapılmak için söylenmiştir. Yani fiziki olarak birileri Hamza Axa’ya benzemiş olsa da yiğitlikte, mertlikte cesurlukta Hamza Axa olamaz anlamında kullanılıyor. Doğu Kürdistan’da halk arasında söylenen beyitlerde Hamza Axa bir efsanevi kişilik olarak karşımıza çıkıyor.

1881 yılında Qaçari sömürgecileri tarafından alçakça bir komplo neticesinden şehit edilen Hamza Axayê Mengur’ün ölümü üzerine 132 yıl geçti. Hamza Axa’nın öldürülmesi olayından Kürdler ders çıkarmadılar. Simko ve Qasimlo’nun tuzağa düşmeleri bunun açık örnekleridir.

Bugün elimizde bulunan belgelere göre Hamza Axa Mengur 1854 ve 1881 yılları arasında tam 25 yıl boyunca Osmanlı ve Qaçari devletlerine karşı mücadele içindedir.
Hamza Axayê Mengur yaşadığı dönemde Osmanlı, Qaçari, Rus ve İngiliz belgelerine yaygın bir şekilde konu oluyor.

M. Hemebaqi, Qaçari arşivlerinde Hamza Axa’ya ilişkin yaptığı araştırmada ona ilişkin ilk belgenin 1854 yılına denk geldiğini yazıyor. Bu belge Qaçari Şah’ı Nasreddin Şah’ın Qaçari Dışişler Bakanı Mirza Abbas Xan Qawam Eldewle’ye gönderdiği mektuptur. Nasreddin Şah bu mektubunda “Hamza Axa’nın faaliyetlerini takip etme” emrini veriyor.

Hamza Axa’dan ilk söz eden bir başka belgede 13 Nisan 1854 tarihli Rusya’nın Mahabad bölgesindeki konsolosluğun mektubudur. Bu mektup Osmanlı-Rus savaşının sıcaklığı(1853-56) ortamında yazılıyor. Bu mektupta Doğu Kürdlerinin Rusya’ya karşı Osmanlı devletine destek sunduklarını ve “Hamza Axa’nın oğlu Pîrot’tan” söz ediliyor.(M. Hemebaqi, Hamza Axayê Mengur, sayfa 37)

Devam edecek

*Bilbas aşiretinin Sefewi ve Qaçari döneminde uğradığı katliamları ve gerçekleştirdiği direnişleri irdelemek istiyen arkadaşlar Hemebaqi’nin ismini verdiğim eserinin 27-35 bölümüne bakabilirler.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.