Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 18 March 2012

Kürdistan'ı salt üzerinde yaşayan Kürdlerden oluşan bir ülke sanmak aslında birşey anlamamaktır. Bir ülke de, tıpkı evrendeki tüm varlıklar gibi, ilişkileriyle anlamlıdır.

"Kürdler mi Kürdistan'ı var ederler yoksa Kürdistan mı Kürdleri var eder?" formülasyonuyla düşünmek Kürd politikacısı ve entellektüeli için anlamlıdır. Konuyu anlamaya bu soruyla başlanmalıdır.

Eğer salt linguistik yaklaşacak olursak, "Kürdistan (Kürd + istan) Kürd toprağı, Kürd ülkesi demektir"den hareketle coğrafyayı isimlendiren topluluktan hareketle Kürdler Kürdistan'ı var eder sonucuna ulaşmak kestirmedir. Bu yaklaşımı sığ, yetersiz ve yanlış bulduğumu belirteyim. Eğer Kürdistan'ı Kürdler var ediyor olsalardı, Horasan hariç, dünyanın diğer yerlerinde yaşayan Kürdlerin Kürd kalabilme konusundaki meşhur zaafımız sözkonusu olmazdı. Çok açık ki Kürdistan'ı terk eden Kürdler Kürdlüklerini de yitiriyorlar. Demek coğrafyamızın Kürd oluşla birebir bir alakası sözkonusu.

Kürdistan kolay tanımlanabilir bir coğrafi bölgedir. Zağroslar ve anti-Toroslar olarak jeologların tanımladığı bir coğrafi dağ silsilesi Kürdistan'ın zemini. Kolay anlaşılabilen, kolay anlatılabilen bir Kürdistan haritası. Dağın bitip ovanın başladığı yerde Kürd nüfus da bitiyor ve diğer halklar sahneyi alıyorlar. Bugün çevremizde, baskın topluluklar olarak, Türkler, Azeriler, Farslar, Lak - Lurlar ve Araplar bulunmakta.

Coğrafi karakteri elbette Kürdistan'a bir iklim de dayatıyor. Yüksek dağlık coğrafyanın, ekvator ve kuzey kutbuna göre konumlanmasından da hareketle, kışları kar yağışlı çok soğuk, yazları sıcak ve yüksek rakımdan ötürü de kurak bir iklimi var Kürdistan'ın.

Böylesi net bir coğrafya ve böylesi net bir iklimin kendi yaşam şartlarını dayatmasından daha doğal birşey olamaz desem sanırsam kimse itiraz etmez. Kürd kültürünü binlerce yıllık evrim süreci içinde var eden bu coğrafya ve bu iklimdir, doğru, ama salt coğrafya ile bir kültürü ve toplumu açıklamaya çalışmak da yeterli bir yaklaşım olmaz.

Kürdler, tarih içerisinde birbirine kaynaşmış, karışmış en az dört ana topluluğun birleşimi bir topluluk. Coğrafyaya ilk yerleşen grup en eski atalarımız olsunlar. İlk insanlar yani. Toprağı ilk işleyenler, buğdayı insanlığa armağan edenler, ilk köyü kurup, köpeği ilk dost edinenler bu insanlarmış. Onlara Aryen köklü bir topluluk olan Mittaniler katılmışlar. Daha sonra, Çeçenlerin de ataları olan Hurriler gelip ilk insan + Mittani birleşimi olan nüfusa karışmışlar. Son olarak da bu karışıma bizzatihi Aryenlerin kendileri katılmışlar. Gelip önce herkesi köleleştirmiş, sonra da köleleriyle kaynaşıp modern Kürd'ü oluşturmuşlar.

Demek ki baştan itibaren yalıtık / izole, çevresiyle ilgisiz bir topluluk olmamışız. Ta en baştan ismine Kürdistan dediğimiz coğrafyanın üzerinde, çevresiyle etkileşim içerisinde gelişen, şekillenen bir nüfusmuşuz.

Burada kısa bir not düşecek olursam: Kürd birliği dil ve din boyutlarını aşan bir birliktir. İlamlı Kürd'le Afrinlinin, Elbistanlıyla Mahabadlının, Amedliyle Süleymaniye veya Vanlının ortak paydası, bir topluluk olarak aynı coğrafyada yukarıda çok kısa değindiğim Kürdleşme, Kürdlüğün var olma sürecini beraber yaşamış olmalarındandır. Kürdleri var eden, içinde evrildikleri, Kürdistan coğrafyasıyla sıkı sıkıya ilişkili olan tarihleridir.

Coğrafya bizim. Buna şüphe yok. Bu coğrafyamızı ve var oluşumuzu devam ettirebilmek için bize dayattıklarını ne kadar anladığımız konusunda ise şüpheliyim. Bunu en çok ve en iyi anlaması gerekenler siyasetçiler ve entelektüellerdir elbette. Eleştiri öncelikle siyasetçilere, sonrasında da siyasetçinin akıl babası pozisyonunu bir türlü yaratamayan, tarihe görkemli çıkışını gerçekleştirememiş entelektüeledir.

Konumuza dönelim. Kürdistan'ın jeopolitiği ve jeostratejisi nedir, nasıl anlamalıdır?

Şunu düşünün örneğin: Kürdistan, nasıl yönetilebilinir? Nasıl bir devlet Kürdistan'ı yönetebilir?

Kürdlerin kendi içinde dört dil kullandığı, en az beş farklı uzlaşmaz inanç takip ettiği, Kürdler hariç çeşitli azınlıkların da kendi ülkesi saydığı bir koca ülke Kürdistan. Bu ülkeyi yönetmenin temel kriterleri nelerdir? Azınlık veya çoğunluk toplulukların haklarının tanındığı ve korunduğu bir yönetim olmalı herhalde. Yoksa bırakın Kürd olmayan azınlıkları yönetebilme kapasitesine erişmeyi, bir yekün olarak Kürdler dahi biraraya getirilemez. Kürdistan'da ne Zaza Kurmanc'ı kendisine üstün görür, ne de Kurmanc Soran'ı. Ne Ezidi veya Kakai Sünni Müslüman'ı kendine üstün sayar, ne Sünni Müslüman diğerlerini. Kürdistan, her dil ve inancın birbirine karşı korunduğu bir devlet biçimiyle yönetilmelidir. Açık ki, liberal demokrasi harici Kürdistan gibi bir ülkeyi yönetmeye becerikli başka bir yönetim biçimi yoktur. Herhangi bir tektipleştirme çabası ya faşizm doğurur Kürdistan'da ya da sömürgeciliğin Kürdistan'daki ömrünü uzatır.

Kürdistan nasıl bir politika dayatır peki. Peki, Kürdistan'ı bir gemi sayın. Dünya da içinde yüzdüğü deniz olsun. Tarihin içinde gerçek zamanlı seyrediyoruz bu denizde. Kürdistan'ı atlas üzerine oturtun, Amed merkezli çemberler çizin pergelle. 500 km'de, sonra 1'000, 2'500 ve derken 5'000 km'de dalgalar halinde çevreleyen coğrafyayı analiz edin.

Bu coğrafyada ve ötesinde, kim ne ister diye düşünün. Diğer halkların coğrafyaları onları neye zorlar? Kürdlerin coğrafyası Kürdleri neye zorlar? Bu zorlamalardan Kürdler 'ne'ye stratejik olarak yanaşmak ve 'ne'den stratejik olarak uzak durmak durumunda kalırlar? Bunlar devlet olmaya ilişkin, Kürdleri yönetmeye talip devleti tanımlayan sorulardır.

Kürdistan'ı nasıl yönetmeli konusuna dalıp ütopik idolojilerle enerji tüketiyoruz. Dışarıya dairse analitik düzlemde anlamlandırması mümkün olmayan dost – düşman gibi kelimeler seçerek doğru bir analiz imkanını kendimiz imkansız hale getiriyoruz. Kimin neden düşman neden dost olduğuna bir analizle ulaşamıyoruz.

Bu yazıda andığım temel yaklaşımdan hareketle ileriki yazılarda neden Rusya'nın Kürdistan için uzak durulması gereken stratejik tehdit, Avrupa'nın güvenilmez ama idare edilmesi gereken etkili güç, Amerika'nınsa mutlaka yaklaşılması gereken stratejik müttefik olduğu konularında yazacağım.

M. Husedin (@MHusedin)

[email protected]

mhusedin.wordpress.com

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.