Karayılan'ın  bu  açıklamsına   siyah puntolarla  bazı notlar  düşmek gerekiyor. Murat Karayılan   açıklamasında  "Öncelikle şunu belirteyim: Biz, Türkiye’de Kürt sorununun artık çözüm sürecine girdiğini, çözümün sağlıklı bir biçimde gerçekleşmesi için de öncelikle Kürt tarafının kendi arasında yekvücut olması ve birliğini kurması gerektiğini düşünüyoruz. " Burada  bir  sorun var.    Siz  devletle  gizli  bir şekilde   anlaşmaya  çalışırken   kime sordunuz?  Eğer  kazara  devletle   anlaşmış olsaydınız   yaptığınız  antlaşmaya   Kürd  toplumuna  empoze   ederdiniz. Bırakın   başka   çevreleri   PKK   çevresinin   dahi   sizin  devletle   olan    gizli    görüşmelerinizin  içeriğini   bilmiyor. Mit ile  olan   görüşmeler de  %95  oranında  anlaşmaya  varıldığı  söyleniyor.  Bunları Kürd   kamuoyuna   niye açıklamıyorsunuz?  Eğer   PKK  gizli  bir  şekilde   devletle   anlaşmaya çalışıyorsa   Kemal   Burkay'ın    hakkı  yokmu?   O da  görüşsun ve  anlaşsın?  Kendinize  hak  olarak  gördüğünüzü     ona  da   hak  olarak   görün. Karayılan  "Türk basınının psikolojik savaş söylemlerinin tersine biz PKK hareketi olarak çoğulculuğu öngören bir hareket olmasaydık bu kadar bir toplumsallaşmayı ve büyümeyi yaşayamazdık. Biz gerekirse saatlerce, günlerce ve aylarca tartışabilen bir hareketiz. Biz bir toplumun bir çatı altında birliğini kurarken, çeşitli bakış açılarının da o çatı altında yer alacağını pek ala biliyoruz. Bu bakış açımız her zaman geçerli olacaktır." Karayılan'ın  bu açıklamaları   gerçekleri  ifade etmiyor.  PKK  çoğulculuğu  savunan  bir yapı değildir.  PKK'nin  çatışmadığı  Kürd  grubu yok.  Dünya  da  çoğulcu olmayan PKK tek değildir. Bir  dizi  ülkede  böyle  yapılar vardı.   Bir  köyde   iktidar olduklarında   tek tip yaratmaya çalıştılar.   Bırakın  çoğulcu  olmaya    kendi  içinde   dahi   en basit    farklılığa  izin vermeyen  bir yapılanma..   PKK saflarında  olupta  tasfiye edilenler ve  kaçanları  gözönüne  getirmek  yeterli.  Ayrıca  bir  konuşmasında  Apo'nun  kendisi  "15000 kişiyi  öldürdüklerini"   söylüyordu.  Eğer  bu söylenen doğru  ise  korkunç bir  şey..  Fiziki tasfiye  yapanların  çoğulculuktan sözetmeleri  kadar  saçma  bir şey olmaz. Karayılan'ın  aylarca   tartışmalar doğrdudur.  Fakat,   tartıştıkları  Apo'nun  tezleridir. Bu güne  kadar  alınan  tüm temel kararları Apo almıştır.   Parti  isimlerinin  değişikliklerini  hatırlayınız.   Stratejik   istemlerin  reddi meselesi ve   bugün savunulan  "demokratik  özerklik" gibi  ne   olduğunu  Yezdan  dışında   kimsenin  bilmediği tezler  onundur.  Yarın   Apo  bir  çağrı yaparsa   PKK'nin  ismini    KKP  yapın  onu da  yaparsınız.  Daha önce  yaptığınız  gibi.. Karayılan  Burkay için  şu tahlili yapıyor:  Ancak bu konuda sayın Kemal Burkay’ın sergilediği tutumu sadece biz değil, Türkiye’deki birçok tarafsız kesimler de kaygıyla izlemektedir. Eğer Burkay bir Kürt siyasetçisi ise Kürt halkının çıkarları, çözüm çerçevesi halkasından soruna bakması gerekmez miydi? Ancak Burkay’ın sorunu ele alış ve ifade ediş tarzı Kürt tarafı değil, devlet tarafı, daha çok da AKP eksenli bir bakış açısını ifade etmektedir." Kürd  tarafı ve devlet tarafı    gibi kavramlar ve tespitler    başka  bir ülkede  tartışılsa  insan  içini farklı  doldurabilirdi. Şimdi  içinde bulunduğumuz  süreçte   hem Kemal Burkay ve PKK devletle  anlaşmak istiyorlar. Yani iki  kesiminde   Kürdistan'da   Türk devletinin varlığına  son verme  diye  bir dertleri  yok.  Sonuçta   iki kesimde  bu devletin özüne   dokunmaksızın   Kürdlere bazı  haklar koparmak istiyor.  İki tarafta  bir "Türk Kürdü"  yaratma peşindedir.    Sorun   devlet   kimi ciddiye alacak meselesidir? Şimdi  PKK'nin  içine  düştüğü  panik burada   kaynaklanıyor?    Fakat, şimdi bazı arkadaşlar    haklı olarak  bUrkay'ın   kaç  kilo ağırlığında  olduğunu  gündeme  getirebilir.  Doğru  Kemal Burkay  ordusuz  bir  komutandır.  Son seçimlerde   partisi  Hak Par  dahi kendisini  dinlemedi. Fakat, devlet  ile  PKK'den  önce   anlaşmaya  çalışacak  daha başka  Burkaylar  çıkabilir  düşüncesi  panik yaratıyor.    Sonuçta   devlet kurma  diye bir perspektif  yoksa  sömürgeci  devletle  anlaşılır.     Karayılan ve  Burkay  ilişkisi   tencere  senin  dibin  benimkinden  daha  kara meselesidir. Merak etmeyin   siz ve  Kemal   devletle   anlaştığınız andan  itibaren  bağımsızlığı savunan  Kürdlere  karşı  birlikte hareket edeceksiniz.  Şimdiden   ilişkinizi bozmasınız  daha  iyi olur.   Siz  ona  AKP  yanlısı   o  size  derin devlet  adamları diyor.    Sonuçta   aynı devlet.  Kemal Burkay'ın   Kürd devleti  perspetifi olmadığından   derdini    devleti olan  Türk devletine  anlatıyor.  Burkay'ın  bu  yanlış  konumlayışı  "PKK'nin   Dosyası"  olamdığı anlamına   gelmiyor.  Çünkü,  binlerde  Kürd ailesi   çocuklarının akibetini   soruyorlar.

           Aydin bir kurd oyle dusunmelidir.