Aso mucadele arkadaslarini anarken bizlere belgelere dayanarak kurdlerin yakin tarihteki durumunu anlatiyor. muttefik olarak yanastigi taraflarca nasil otelendiklerini. boylece tarihin o doneminde disaridan haksizliklardan oturu kacirilan treni...
yorumlayan ise tarihe fazla dalmamis, belgelerden ziyade herkesin hatirlayabildigi cok yakindan orneklerle kurlderin ic dinamiklerinin onlari nasil itici kildigini yaziyor.
her iki yorumun ortak noktasi surekli bir cukurda debeleniyor olmamiz. birinde sebep disaridan otekinde iceriden ve yapisal.
sebepler onemli elbette ama su an icin benim acimdan DURUM daha onemli. duruma bakip varsa cozume odaklanma acisindan.
kritik yazilarin aydinlanmasini esikten asirmis kurdler uzerinde kiskirtici -olumlu etki yaratacagini tahmin ediyorum. ancak yani yazilar kirilgan bir yapiya sahip ana kutle uzerinde enerji bosalmasina, umutsuzluga yol aciyor. gene de tartsilmasi mecburi mevzular bunlar. kirilgan ruhlardan uzakta tartisabilir miyiz bilmem, boyle olsa iyi olur.
benim .asil derdim, aso nun anlatigi donemlerde ve hala neden kurdler baglasik bulamiyor? sorusuna bir cevap bulmak. ruslar sovyetler tkp abd avrupa israil, bu ulke ve cevrelkerden hic birinin baglasikligini kazanabilmis degiliz. bu iste garipligi iceride bir yerde aramak gerektigine dair supheleri artirici bir durum. bu sadece bir baslangic simdilik burda kesiyorum. marxist aciklamalar uretim biciminin rolune agirlik verecek bu durumu aciklamak icin. yorumlayanin verdigi ornekte ynk ile kdp yi birbirilerinden 5 bin kisiyi oldurmus olmasi nasil aciklanabilir?
her ulusun ic savasi olur, kurdlerin bitmez tukenmez savaslari olur, ustelik zamanlamasi da herkesi sasirtan bir doneme denk duser.
bu mevzu da asil soyleyeceklerim henuz soylenmedi-devam edecek.
hurmetler
HeK
icerinin disariyi analiz edemedigini diyorum