Aksiyon Dergisi’nde Haşim Söylemez, Kürt Gençleri üzerine bir çalışma yürütüyor. Bu konuda bana da bazı sorular sordu. Ben de sorulan soruları cevapladım. Olduğu gibi okuyucularıma sunuyorum.
*****
Soru: Kürt gençlerinin PKK tarafından marjinalize edildiğini düşünüyor musunuz?
Cevap: Kürt gençleri, Kürt toplumun büyük ve önemli bir kesimini oluşturmaktadır; kendi içinde misyon ve fonksiyon bakımından, üretimle ilişkileri bağlamında, ideolojik farklılıklar düzleminde farklı kategorileri barındırmaktadır. Öğrenci gençler yanında, öğrenci olmayan gençler; kentli ve kırsal kesimden gelen gençler var. Üretimle doğrudan ilintili olan ve üretim dışı olan gençler var.
Ayrıca, ideolojik anlamda farklı Kürt gençlik kategorileri var: Sosyalist, milliyetçi, Kemalist – Apoist ve ayrıca zayıfta olsa gerçekten toplumcu Kürt gençleri kategorisinden bahsedebiliriz.
Hem dünün ve hem de bugünün Türkiye gerçeğine bakıldığı zaman, solcu, dinci hareketin; milliyetçi Kürt hareketinin bel kemiğini Kürt gençleri oluşturmuştur. 1965 ve 12 Mart 1971 Darbesinden sonra gelişen Kürt ulusal hareketi, geniş halk kesimleri tarafından “talebe hareketi” olarak tanımlanmıştır. Halkın bu tanımı da isabetli bir tanımdı. Çünkü Kürt ulusal hareketinin ağırlıklı öncüleri Kürt gençleriydi.
O dönemin Kürt gençlerinin öncülük ettiği siyasi ve sivil toplum örgütleri halkla bütünleşerek; Kürt ulusunsun kendi kaderini tayin hakkı mücadelesini sürdürüyor; bağımsızlık ve özgürlük idealini gerçekleştirmeye çalışıyordu.
Kürt gençleri o dönemde aynı zamanda kendi toplumsal, bilimsel, eğitim, özlük halklarıyla da yakından ilişkiliydiler.
Günümüzde ve yaşadığımız tarihi momentte ise, şiddet yandaşı solcuların, Hizbullahçıların, Apocuların militan kesimini, Kürt gençleri oluşturmaktadır. Esas olarak da Kürt gençlerinin büyük kesimini Apocu gençler oluşturmaktadır. Bu gençler, PKK tarafından kendi özgün ve toplumsal sorunlarından uzaklaştırılmış, ideolojik bir gençlik haline getirilmiştir.
Kürt gençleri, Kürt milletinin sorumluluğuyla hareket eden, Kürt milletinin değerlerine bağlı, onun özgürlüğü ve bağımsızlığı için mücadele eden bir gençlik olmaktan çıkarılmış; bir lider (Öcalan), bir parti (PKK), bir ideoloji (Kemalizm-Apoizm) gençliği haline getirilmiştir.
Bundan dolayı, PKK’nın Kürt geçlerini marjinalleştirdiği, toplumsal ideallerden uzaklaştırdığı somut pratik yaşmada her gün kendisini ispatlayan bir konumdur.
Soru: Radikal Kürt milliyetçiliği konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bugün Kürdistan’da var olan aksiyon, “radikal bir Kürt milliyetçiliği” aksiyonu, hareketi, akımı değildir. Eğer bulunduğumuz aşamada “radikal Kürt milliyetçiliği” söz konusu olsa, Kürt ulus değerlerine sıkıca ve hatta fanatikçe bağlı; Kürdistan’ın devletleşmesini, Kürtlerin bağımsızlığı ve özgürlüğünü kayıtsız şartsız savunurdu. Radikal niteliği itibarıyla kendisini Türk halkından ve diğer bölge uluslarından soyutlayan bir hareket olarak, kendi başına yürümeyen çalışan bir hareket olurdu.
Bu bağlamda, yalnızlaşmayı seçmesine rağmen, Kürt ulusuna ve çevre halklara zarar veren bir hareket olmazdı. Tıpkı Filistin’deki ve Cezayir’deki ulusal hareket, Kürdistan’daki tarihsel ulusal hareketlerin temel özelliklerini taşırdı.
Oysa bugün Kürdistan’da var olan aksiyon, Apoist, ideolojik, fanatik bir aksiyon ve akımdır. Bu aksiyon ve hareket, Kürt milletinin ulusal ve toplumsal çıkarlarına uygun senaryolar yazan, projeler yapan ve gerçekleştiren bir hareket değildir. Bu aksiyon ve hareket, başta Öcalan olmak üzere PKK elitinin çıkarlarına göre senaryo yazan, projeye yapan ve gerçekleştiren bir aksiyondur.
Bu aksiyon ve hareket, Kürdistan’da Öcalan ve PKK diktatörlüğünün yapılanmasını öngörmekte, Türklerin devletçi ve otoriter güçleriyle bir bağ içinde; demokratikleşmeye ve Avrupa Birliği ve global değerlerine karşı olan bir harekettir. Etik değerlerden uzak, şiddeti ve zorbalığı öngören bir harekettir.
Bu fanatik ve radikal Apoist aksiyon ve hareketi, tehlikeli buluyorum. 35 yıldır bu aksiyon ve hareketin zararlarını görmekteyiz. Kürt ulusal sorunun çözümsüzlüğünde baş aktör konumundadır. Kürt ulusal hareketini bağımsızlık ve özgürlük hedeflerinden uzaklaştırmayı projelendiren bir aksiyon ve akımdır.
Şiddetten yanadır. Baskı ve zulümden yanadır. Anti-demokratik, insan hak ve özgürlüklerine, hukukun üstünlüğüne, çoğulculuğa, farklılıklara karşıdır. Muhalefete tahammülü yoktur. Muhalefeti fiziki imha ile ortadan kaldıran bir aksiyon ve harekettir.
Soru: “Ulusalcı-Kemalist Kürt gençliği” kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz? Böyle bir gençlik porfili nasıl ortaya çıktı.
Cevap: Saf bir “Ulusalcı Kemalist Kürt Gençliği” kategorisi söz konusu değildir. Apozim ve PKK’cılık bağlamında “Ulusal Kemalist Apoist Devletçi Kürt Gençliği” kategorisinden bahsetmek olanaklıdır.
Bundan kasıt, Kürt gençlerinin doğrudan Türk ulusalcılığına ve Kemalizm’e bağlı olarak bir aksiyon ve hareket oluşturmamalarıdır. Ancak, Kemalist solculuğa ve Kemalist Apoculuğa bağlı bir şekilde oluşmuş bir kategorik yapıdır.
Bu kategorik Kürt gençleri için, birincil ve öncel olan Öcalan ve PKK’dır. Sözde ve daha sonra Kürt milletinin çıkarlarıdır. Kürt ulusal çıkarları da, Öcalan ve PKK hegemonyasının gerçekleşmesi, meşruiyetinin sağlanması için kullanılan bir enstrümandır.
Bu Kürt gençlik kategorisi, solcu ve Apoist değerlerin eğitimiyle, derin devletin teşviki ve örgütlenmesiyle ortaya çıkan bir gençlik kategorisi oldu.
Soru: Genel değerlendirmeleriniz...
Cevap: Kürt gençleri, kendi sorunları, Kürt ulusunun çıkarları bağlamında örgütsüz bir gençliktir. Bu nedenle, hızla kendi zemininden kayarak, kendi çıkarları, toplumsal ve ulusal çıkarlarıyla hiç ilişkili olmayan ideolojik gruplara ve örgütlenmelere altlık ve kurban olması kaçınılmazdır. Bu nedenle, sorgulamasız bir şekilde şiddet yandaşı ve toplumla ilişkili olmayan otoriter sol hareketlere, yine şiddetten yana İslam’ın ana referanslarıyla ilişkili olmayan dini örgütlenmelere körü-körüne militan olma konumundadırlar.
Özellikle de Kürt gençliğinin Apoist ve dar anlamda politikleşmiş, Kemalist değerleri benimseyen, demokrasiden uzak kesiminden dolayı endişe ve korku taşıyorum. Bu kesim, bir elitin çıkarları uğruna kullanılmaya elverişli, şiddet yandaşı ve ölüme yatan; yapıcı değil, yıkıcı olan bir kesim. Kendi çıkarlarını gözetmeyen, kurbanlık kuzu konumundalar. Bu nedenle PKK istediği zaman, üniversitenin son sınıfında oldukları zaman bile dağa götürmeye elverişli olan bir kesimdir.
Beyniyle değil, duygularıyla hareket eden bir kesim. Bu durumun engellenmesi, Kürt ulusal ve toplumsal hareketin en önemli birincil görevlerinden biridir
Bu Apocu Kürt gençlerinden ürkmemek olanaklı değildir. Bu bağlamda Kürdistan ve Kürt toplumu mayınlı bir alan konumundadır. Kürdistan’ın bu mayınlardan temizlenmesi gerekir. Bunun içinde ulusal ve toplumsal değerlere bağlı, demokrasiyi, etik değerleri, hukukun üstünlüğünü, insan hak ve özgürlükleri önemseyen çağdaş demokratik bir Kürt ulusal hareketinin örgütlenmesine ihtiyaç var.
Amed, 21. 06. 2011
İbrahim GÜÇLÜ