“Buldum Buldum” ... !
Kürd millet düşmanı İran Molla rejimi atom bombasına sahip olmaya çalışa dursun Kamurran -Aso arkadaşlarımızın tarihi bombaları arka arkaya patlıyor. Raflarda çürümeye yüz tutmuş arşıvlerde karanlıkta kalmış Kürd millet tarih sayfalarını teker teker gün ışığına çıkarıyorlar.9 Nisan 2006 günü çalan telefonun avizesini kaldırmamla karşıdakinin henüz kim olduğunu anlamadan sevinç yüklü bir ifade ile Kamurran Melikendi arkadaşın “buldum buldun’ kelimeleri otomatiğe bağlanmış keleşin sakırdısı tadındaydı.Sabah sabah nedir bu neşen desemde o dediklerimi işitmiyordu. O bulduğu hazineyi bir solukta anlatmaya çalışıyordu. Bombasını patlatiyordu. Evet yer ve gökyüzünün ilk isyancısı Meleké Tavs’ı saymasak zülme karşı tarihin en görkemli isyancısı Spartakus’un Kürd olduğuna dair belge bulmuştu. Kamurran’nın sevinci bu hazineyi keşfetmesiydi.Telefonun öbür uçtaki Kamurran’ın kapıldığı o anki sevinç sarhoşluğunu şuan ifade etmem kelime darağacımı aşar. Arşimetin suyun kaldırma kuvvetini keşfettiği hamamda çıplak olarak dişarıya fırladığında “buldum budum” dediği anki duyduğu sevinçi karbe kat yaşadığına eminim. Ezilen horlanan Kürd milletin bir bireyisiniz. Onun kurtuluşu uğruna bir yaşam adamışsınız. Bir ömür tüketmişsiniz. Ve birgün insanlığa mal olmuş Spartakus gibi bir isyancının Kürd olduğunu keşfediyorsunuz. Bu korkunç gerçekliği gün yüzüne çıkarıp milletinle paylaşma onurunun heyacanını yaşıyorsunuz. Bunun duygu yüklü Kamurran Melikendi için ne ifade ettiğini anlamak için Kürd olmak gerekir.Aynı duygu dün bir kez daha yaşandı. Eve geldiğinde kızım Aso amca aradı dedi. Çok önemli olduğunu söyledi. Kendisine ulaşamadım. Derken kendisi aradı. Daha evel Kamurran’nın duyduğu sevinci bu kez Aso yaşıyordu. Bir bomba patlatacağını söylüyordu. Ve bombasını patlattı.“Türk Alpaslan’ı Kürd Yusuf öldürmüş.” Eline sağlık. İyi etmiş.Kürd siyasal önderliğin bu olay da çıkarması gereken çok dersin olması gerekir. Bence çıkarılacak en önemli dersin düşmana -hele bu düşman Türk, Arap ve Fars ise- güvenilemeyeceğidir. Kürd Yusuf’un “ölmek var, ama teslim olmak yok” onurlu tavrı her Kürd’ün kullağına küpe olsun. Kürd Yusuf’un ailesini kesmesi belki çoğumuza korkunç gelebilir. Ama Türk’ü tanıyanlarımız için yapılması gereken en onurlu tavrında bu olması gerektiği tartışılmaz. Türk’ün sözüne güvenilmez. “Bexté Rumé reşe” sözü Kürdler arasında meşhurdur.Türk’ün sözüne güvenip teslim olup kölece yaşamaktansa ölmeyi tercih etmek en onurlu yoldur. Kürd Yusuf, bu onurlu yolu seçmiştir. Aĝrı direnişinin efsanevi lideri Biroyê Hesikê Telo’da Ağrı isyanı önderliğine bu yolu önermiştir. KUKM´nin ölümsüz efsanevi önderi Mustafa Barzani, daha henüz çocuk yaşatayken yaşam felsefesini şu özlü cümlelerle ifade etmişti: “Ölüm var, fakat teslim olmak yok! Ölüm var, fakat hapishaneye girmek yok! Bunun da artık bir tek çaresi vardı, dağlarda kalmak.” Tarih bu ölümsüz insanları doğrulamıştır. Tarihimizde bunun tersi olaylarda az değildir. Düşmanın sözüne inanıpta canında olan sayısız Kürd önderi olmuştur. Seyit Rıza, Simko, Kadı Muhammed, Ubeydullah Barzani ve Kasımlo şu an aklıma gelenler.Kürd direniş tarihi şunu net olarak ortaya koymuştur. Türk, Arap ve Fars ikiyüzlü katillerin sözüne hiç güvenilmez. Tarih bunu kayıt altına almıştır.Kürd siyasal çevreleri bunda yeteri kadar ders çıkarmış mıdır? Evet diyemiyoruz. Bunca yaşanmış tarihi tecrübeye rağmen Türk, Arap ve Fars barbarlarına kardeş diyen ve onlarla ortak yaşam kurmaya çalışan, kendileriyle birlikte Kürd milletinide düşman kapısına bağlamaya çalışan Kürdler de az değildir. Kürd siyasal çevrelerinin çoğunda bu eğilim hakim. Kürd milletine kaybettirende bu eğilim.Bu şu demektir. Demek ki, tarihimizde yeteri kadar ders çıkarmış değiliz. Dahası tarihimizi yeterince bilmiyoruz. Kamurran-Aso gibi araştırıcalara çok ihtiyacımız var. Kamurran-Asolar çoğalmalı. Tarihimizin karanlıkta kalmış sayfaları gün ışığına çıkarıldıkça olumlu ders çıkarmakta o kadar kolaylaşmış olacaktır.Kürdistan milli kurtuluş mücadelesi sadece askeri boyutla sınırlı değildir. Çok yönlü bir mücadeleyi kapsar. Dayandığı zemin Kürd milletinin geçmişidir. Kamurran-Aso’un bir yerde deşmeye çalıştığı budur.KUKM’nin selameti açısında geçmişimizi açığa çıkarma zorunluluğu var. Geçmişimize ait ne varsa derlenip toparlanmalıdır. Ortak tarihi hafıza oluşturulmalıdır. Milli bir ruh yaratmak buna bağlıdır. Biz Kuzeylilerin eksikliğidir. Kürd milletinin geçmişini aydınlatmış değiliz. Kuşkusuz değerli çalışmalar olmuştur, ama eksiktir. Kuzey aydınlarının önemli bir görevi Kürd millet tarihini aydınlığa kavuşturmaktır.Kürd milletinin yaşanmış, efsaneleri, hikayeleri, masalları, kahramanları, senbolleri, fokloru, örf, adet gelenekler harmonisini bir bütünselik içinde tüm boyutlarıyla bugüne kadar gün yüzüne çıkarılmaması ortak tarihi hafıza oluşumunde negatif rol oynamıştır. Bugüne dek bunun yapılamayışının nedenlerini saymakla bittiremeyiz. Ama bugün bu görevin ehemiyeti anlaşıldığı gibi yerine getirecek aydınlarımızda vardır. Son dönemlerde bu konu da bize sunulmuş ve de bitmemiş değerli çalışmaların olduğu sevindiricidir.Kahramanlarımız ayıklanıyor. Sembollerimiz günyüzüne çıkarılıp sahipleniliyor. Ortak bir ruh ve duygu oluşturuluyor. Aynı ruh ve duygu Kürd milletinin kitlesel potansiyelini ortaya çıkarıyor. Zaferin yolu bir anlamıyla burdan geçiyor. Bunu başaramayan milletler köle olmaya mahkumdur. Kürd milleti bunu başaracaktır. 21. yüzyıl Kürd milletinin yüzyılı olacaktır.21 Haziran 2006