Skip to main content

„ISRAIL´IN HARITADAN SILINMESI GEREKTIGI“ ÜZERINE!

„Israil´in haritadan silinmesi gerektigi“ düsüncesine herkesten öte Kürd milleti yabanci degildir. Bunu ifade edenler, hergün Kürd milletini yeryüzünden silinmesi gerektigini ifade eden ve geregini yapan odaklarin aynisi.  Kimdir bunlar? Türk, Arap ve Acem despotlari. Kürd ve Yahudilerin ezeli düsmanlari. Anlasildigi kadariyle daha uzun bir süre Kürd ve Yahudi düsmanligini sürdürmeyi politika edinecekler. Iran Cumhurbaskani Mahmud Ahmedinecad´in Tahran´da katildigi „Siyonizmin Olmadigi Bir Dünya“ konferasinda „Israil´in haritadan silinmesi gerektigi“ sözleriyle  tüm dünyanin dikkatlerini üzerine cekti. Kimi cevreler, bunu onun politik tecrübesizligine yorumlarken, kimi cevrelerde Iran´nin degismeyen devlet politikasi olduguna dikkat cektiler. Bize görede ikinci yaklasimin dogru oldugudur.  Söylenenler sadece Ahmedinecad´in kisisel yaklasimiyla sinirli degildir. Iran Molla rejiminin resmi söylemidir. Bunu en iyi ifade eden Iran Disisleri Bakani Manuser Muttaki´nin bu yönlü aciklamalariydi. Ahmedinecad´in söylediklerinin bir benzerini ayni gün Iran dini lideri Ali Hameney seslendirdi.  Ali Hameney, 21 Ekim 2005 tarihinde Tahran Üniversitesinde yaptigi konusmada „nükleer enerji üretiminden vazgecmeyecekleri ve hicbir kosulda ABD´ye boyun egmeyecekleri“ni söyledi. Iran Molla rejimin önde gelen yetkilileri, daima Israil ve ABD´ye meydan okudular ve bunu sürdürüyorlar. Iran molla rejimi bu politikalariyla Arap ve Islam dünyasinda Israil ve ABD´ye duyulan öfkeyi arkasina almayi hedeflemektedir. Islam dünyasinda bir merkez olmak olarak kendini dayatan Iran Molla sistemi, Israil ve ABD´ye karsi duyulan öfkeyi kendi iktidarlari icin yedeklemeye calistiklari bilinmeyen bir sir degildir. Hele ABD´nin Iran´a yönelik politikasinin yükselise gectigi bugünlerde Ahmedinecad ve Ali Hameney´in bu sözleri anlasilir bir seydir. Israil ve ABD´ye karsi kin ve nefretle dolu islami kesimleri Iran Molla rejiminin yanina cekmeye yöneliktir.Ahmedinecad, is olsun diye bunlari ifade etmemistir. Anlik bir öfkenin sonucu söylenen bir söylemde degildir. Bu, bir savas ilanidir. ABD ve Israil´e karsi savas narasidir. Hele üniversite ögrencilerinin yürüyüsüne katilmasi, “Israil´e ölüm”, “ABD´ye ölüm” naralari esliginde her iki ülkenin bayraklarinin atese verilmesi bir meydan okumaydi. Iran Molla rejimi, sicili kirli terörist bir devlettir. I-KDP önderlerinin imhasi bunun somut kanitidir. Iran kendisi terörist bir ülke olmasinin yanisira, terörist barindiran ve yönlendiren bir ülke kimliginede sahip. El Ansar, Hizbullah ve El-Kaide´nin önder ve üyelerine ev sdahipligi yapmaktadir. Onlara her türlü yardim ve destegi sunmaktadir. Irak´taki terörist eylemlerin altinda Türkiye, Suriye´nin yanisira Iran´inda imzasi bulunmaktadir. Iran Molla yönetimi cagdisi bir yönetimdir. Insanlik disi yaptirimlarin icraatcisidir. Kürd ve Yahudi halkinin katlini “vacip” sayan bir mantik sahibidir. Türk, Fars ve Arap yönetimlerine göre Yahudiler ve Kürdler kendileri icin potansiyel tehlikedirler. Tarihten silinmesi gerektigi topluluk olarak algilamakta ve bunun geregini yapmaktadirlar.Iran Molla yönetimin elinde kimyasal silahlarin olmadigini kimse iddia edemez.Cok miktarda kitle imha silahlarina sahiptir. Bunlari Kürdlere ve Yahudilere karsi kullanmayacaklari kim garanti edebilir? Bu cagdisi devletin elinde bu silahlar oldugu müddetce Kürdler ve Yahudiler millet olarak büyük bir tehlike karsisindadirlar. Elinde 1300 km´lik menzile sahip Sahap-3 füzeleri vardir. Bu, bölge halklari icin büyük bir tehdit olusturmaktadir. Nükleer silahlara sahip olmak icin yogun bir caba sarfetmektedir. Bilindigi üzere Iran nükleer silah üretme planina sahiptir.Iran Molla rejimi, siyasal niteligi ile dünya demokrasi gücleri ve bölge halklari acisinda büyük bir tehlike arzetmektedir. Iran yönetiminin tasviye edilmesi insanlik icin büyük bir kazanim oldugu gercegi ortadadir. Bu cagdisi iktidari, ic dinamiklerle asmanin olanaginin olmadigi bilinmektedir. Ancak Afganistan ve Irak´ta oldugu gibi bir dis müdahale ile bunun mümkün olacagi kabul görmektedir. ABD, bunun geregini yapmaya calismaktadir.Irak isgaline karsi ortak tavir alan Türkiye, Iran ve Suriye ABD´nin basarisizligi icin her yol ve yönteme bas vurdular. ABD, bunu not etti. Ve daima sunun altini cizdi. „Onlar, basarili bir ABD´den yana mi olacaklar, yoksa ABD´nin basarisina engel mi olusturacaklar? ABD´nin basariya ulasmasini zorlastirmanin karsiligi olarak hangi bedeli ödeyeceklerini kendileri karar vermeli“ tehdidini daima savurdular. Dahasi bunun gereginide zaman zaman yaptilar. Türk askerlerinin basina torba gecirmeleri sadece bir örnek. ABD, Iran ve Suriye yönetimlerine karsi cardirici bir program ortaya koymaktadir. Bir bütün olarak kusatmaya calismaktadir. Komsu ülkelerle kurdugu iliskilerle, kurdugu askeri tesislerle avlukaya almaya calismaktadir.Ekonomik yaptirimlarin devami öngörülüyor. Bu konuda en cok Almanya, Fransa ve diger Avrupa ülkelerine is düsüyor. Bu ülkelerde ABD´nin bu yönlü cagrilarina pek kaale almadigi biliniyor. Fakat Lübnan Basbakani Hariri´nin Suriye yönetimi tareafindan katledilmesi ve Iran Cumhurbaskani Ahmedinecet´in Israil´e yönelik son aciklamalari karsisinda iliskilerini eskisi gibi sördüremeyecekleri gözlenmektedir. ABD Temsilciler Meclisi Uluslararasi Iliskiler Komitesi, 13 Nisan 2005 tarihinde „Iran´in Özgürlügüne Destek Yasasi“ni kabul etti. Bu yasaya göre iktidar mühalifi güclere her türlü yardim yapma yolu acildi. Iran´in dünyadan yalitilmasi cabalarina hiz verildi. Herhangi bir askeri operasyonda hangi ülkede daha avantajli olacagi etütlerine hiz verildi.ABD, uygulamaya calistigi BOP´nin basarisi icin Ortadogu´daki statükocu yönetimleri asmasina dayandirmaktadir.ABD, tek basina dünya egemenligini sürdürmek istiyor. Bunun yolu, BOP dedigi projesini gerceklestirmekten buluyor. Bu savasta basariyla cikmak icin Ortadogu, Kuzey Afrika´yida icine alacak Arap yarimadasi, Kafkasya ve Ortaasya gibi genis bir cografyaya hakim olmak zorundadir. Böylelikle Cin, Rusya ve Hindistan´i ablukaya calismaktadir. Hesabi budur. Bu tutar mi, tutmaz mi zaman gösterecek. Ama bunun savas stardi Afganistan ve Irak isgaliyle verildi bile. Sirada Iran ve Suriye var. Bu planin sürdürülmesi ve basarisi Yahudi ve Kürdlerin cikarlarinadir.BOP´nin basarisi veya basarisizliginin ortaya cikmasi bir kac senelik bir sürede ortaya cikacak bir mesele degildir. Uzun yillari alacaktir. Bu yillar icinde ABD ile en cok hesir-nesir olacak milletlerin basinda Kürdler ve Yahudiler gelecektir. Kürd ve Yahudilerin cikarlari aynilasmistir. Kürd ve Yahudi düsmanlarinin Kürd milletinin tarih sahnesine bagimsiz devlet olarak cikma caba ve mücadelesini ikidebir “ikinci bir Israil doguyor” korkusu bunun kaniti.Türk solu basta olmak üzere Arap ve Fars solu bu konuda kendi egemen sistemlerinide solayan irkci ve soven yaklasim sahibidirler. Bu ülke sol hareketleri, Kürd ve Yahudi düsmanligini özel bir politikaya dönüstürmüstür. Bu politikyi ayrica degerlendirmek gerekir. Türk solu, sahibi gibi acayip bir odaktir. Sahipleri kicindaki ABD donunu unutmuscasina hani bazen cizmeyi asar ya, iste takatan düsmüs Türk sol´uda “gözlerimi kapar vazifemi yapar” vurdum duymazligiyla hergün bir kac capulcu Saddam artigi ve El Kaide gibi dini bagnazlarin zaferini ilan etmeyi huy edinmis. ABD´nin Ortadogu´daki basarisini  „boyunun ölcüsünü aldi“ gibi cocukca degerlendirmekte ve kendini rahatlamaya calismaktadir.Bu isin vergisi falan yok. Atis serbest. At atabildigin kadar. Ama nereye kadar.Düsünün! Kisa bir sürede karsisinda hic bir dünya süper gücü bulmadan dünyaya hakim olabilmenin mevzisi olan Balkanlar, Ortadogu, Kafkasya ve uzakdogu´ya yerlesen bir gücün nasil olurda  “boyunun ölcüsünü aldi”, “yenildi ha yeniliyor” kehanetinde bulunulur? Bu kehaneten bulunanlar var. Bunlarda ancak Türk solu gibi odaklar olabilir.Bu ne adina yapilmaktadir? “Anti-emperyalizm” ve “Anti-Siyonizm” adina yapildigi söylenmektedir. Koru-siki anti-ABD ve anti-Israil argümaniyle hareket edilmektedir. Kendi ülke sisteminin karekterini unutmus, ona karsi mücadeleyi tatile cikarmis, yikmak icin varoldugu devletin cikarlarinin koruyuculuguna soyunmustur. Dikkat ederseniz Türk sol hareket ile Türk egemenlik sistemin konustugu dilin ayni oldugunu görürsünüz.Bu nereden kaynaklanmaktadir? Bunun esas nedeni bu odaklarin Kürd ve Yahudi düsmani bir politikanin sahipleri olmalaridir. Siz onlarin örgüt isinlerinin gectigi her cümlede dizdikleri sifatlara bakmayin. Politikalarina baktiginizda irkci ve soven olduklarini görmekten zorlanmasiniz. Kendi egemen siniflariyla ayni dili konusmalari sebebsiz degildir.Fakat bir realite var. Ister egemen siniflari, ister her renkteki varyantlari ne yaparsa yapsin, Kürdler ve Yahudiler, Ortadogu´nun kadim halklaridir. Büyük katliam ve kirimlara ugramis olsalarda bugüne kadar kendini yasatmislardir. Bugünden sonrada kendilerini yasatacaklarindan kimsenin süphesi olmasin. Ne Türk, Arap ve Fars ceberut egemen sistemleri, ne de onlarin gölgesi olmus irkci ve soven sol´lari bu gercegi degistiremez.Kimse bizi tarihte silemez. Dahasi onlara komsulariyla insanca yasamayi ögretecegiz.07 Kasim 2005   

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.