Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 21 May 2010

Dün gece bir film izledim.Gerçi erken başlamıştı ama evde aynı çatı altında
yaşayan Almanya doğumlu bile olsalar Kürdlük kanları adeta kaynayan fırtına
gibi çocukların esmeleri sayesinde film seyretmek mümkünmü ? Ne gezer....

Derken herkes uykuya daldı ve ben tekrarını izlemeye koyuldum.Sabaha doğru
03:45 gibi filim bitti.Bu filmi kaçıncı kez izledim bilmiyorum.Lakin her
izlediğimde tekrar izleyesim gelen bir filmdir.İsmi ise bir çoğunuca yabancı
olmadığına inanıyorum.Filmin ismi Braveheart dır.

Bilmeyenlerin izlemesini ve daha önce izleyenlerinde tekrar izlemesini
tavsiye edeceğim bu film 1300 lü yıllarda İskoçyada yaşanan direnişin
öyküsüdür.Gerçi Kürdistan da bu film defelarca yaşanmış ve hatta her zaman
dilimine yayılmış Kürd direnişinin ancak bir örneği gibidir.Tek fark onlarda
zafer ile taçlandırılmışken bizde ne yazıkki bu mümkün olmamıştır.Belki bu
nedenle hep tekrarlar durur bizde !...

Sonuç ; Yaşamakta , Ölümde anlamı ile güzeldir.
Dünyayı gezip ve köyüne gelmiş bir İskoçyalının gözünün önünde yeni evlenen
çiftin düğününü basan İngiltere krallık askerlerinin gelini alıp götürmesi
köylülerin hiç bir şey yapamaması ile başlayan yaşamın işgaldeki durumunun
net aynası olarak devam etmesidir.Derken geri gelmiş bu gençte bir kıza aşık
olur.Gizlicede evlenirler ama işgalci askerlerin gözünden bu güzel genç kız
kaçmaz.Aynı şekilde bu sefer bu kıza dadanırlar.Lakin içinde savaşma ve direniş
ruhu olan bu genç aynı şeye müsaade etmez ve direnir.Derken kızı kurtarmaya
çalışırken askerler bu sefer esir aldıkları bu genç kadını adamı yakalamak
için rehin alırlar.Artık bundan sonra sıradan bu genç bir kahraman olamk
yolunda hızla adım atar.Yaşam bu görevi önüne koyunca gençte tüm enerjisi
ile yüklenmeye başlar.Çaresizlikten özgüvene ve derken karşının çersiliğine
dönüşen bir direnme hareketi başlar.Kaleler birbirer yıkılır.Her başarı ile
halkın özgüveni yükselir ve katılımlar başlar.

Az sayı , yetersiz silah ama davalarına inanma kararlığı sonuç almaya başlar.
Fakat elit takımı denilen ama aslında İngiltere krallığının işbirlikçileri
olanlar durumlarından korkarak ihanete başlarlar.Bu ihanet ilk ağır yenilgiyi
getirir.Kahramanımız yaralı kurtulur ama kendisine ihanet edenin aslında kral
olarak görmek istediği biri olunca yarasının ağırlığı bu ihanet akadar acı
vermez.Şok olmuştur adeta ama devam etmeye kararlıdır.Derken bu hain asillerden
bir kaç tanesini cezalandırır.

En çok dikkatimi çeken ise kahramanımızın kralın hilelerini ve alçaklıklarını
çok iyi tahmin etmesidir.Bu konudaki kararlığı aslında başarısının asıl
nedenidir.Ama yinede bu konudaki uzmanlığı arkadan gelen dost hançerinde aynı
başarıyı göstermeye yetmiyor ve yakalanıyor.

Düşmanı onu kaleye götürüp işkence ile meydan katletmesi kesindir.Yalnız özür
dilerse rahat bir ölüm ve özür dilemezse işkence ile ölecektir.Ölümünden bir
gün önce ona aşık olan prensesin vermiş olduğu zehiride içmek istememesindeki
nedeni söylerken sarfettiği cümleler adeta ruhuma işledi.Eğer bilincim yerinde
olmadan ölüme gidersem bu kırıldığım anlamına gelir.Kırılmadan ölüme gitmek
istemesi adeta ölümü ile zaferi yakalamak istemesi hayranlık ile izlediğim
sahnedir.Sürünerek yaşamak yerine bir günlük özgürlüğün tadına varıp ve bu
uğurda ölümü , hemde en ağırını tadarak ölmek aslında ölüm değil ölümsüzlüktür.
Ben o sahnede onun görürüm.Böylesi insanlara hayranlık duymam zaafiyet değil
onların hakettiği saygı sonucu olduğuna inanırım.Herkesinde böyle bakmasında
fayda olacağına inanıyorum.

Derken halk yığınları arasında meydana getirilen kahraman ağır hakaretler ve
atılan sebze artıkları eşliğinde elleri zincirli ama kendisinde emin bir
şekilde meydanın ortasına getirildikten sonra işkence başlar.Aman dilersen
acısız olacaktır.Tüm buna rağmen aman dilemiyor.Meydanda iki dostu ve savaş
arkadaşı gizlice onu seyretmektedir.Artık işkence öylesi bir hal alıyorki
Onu seven iki dostuda keşke aman dilese ve bu acıyı çekmese diye söyleniyorlar.
Birde acılı gözlerle onu izleyen başka biri daha vardır.O na ihanet eden ama
son ihanetten ise haberi olmayan Kral olarak görmek istediği adam vardır.
Uzatmıyayım tüm işkenceler sonuç vermez ve son kez bir şeyler söylemek ister.
Cellad başı onun aman dileyeceğini düşünürek meydanın sesizleşmesini talebi ile
sessizleşen o ortamda son bir gayretle Özgürlük diye haykırması aslında zafer
narasıdır.Artık çaresiz kalan celladbaşıda infaz kararını verir ve katledilir.

Başı kesilir kale kapısına asılır.Gövdeside parçalara bölünerek İskoçya nın
çeşitli bölgelerine dağıtılır.Kendisine ihanet eden ve Kral olarak görmek
istediği kişi ise savaşçılar ile adeta teslimiyet belgesini anlaşma diye
imzalamak isterken son anda meydanda savaşçılara defalarca onunla kanınızı
akıttınız.Bu seferde benimle akıtmaya varmısınız demesiyle bir anda umutsuz
savaşçıları büyük bir sevinçle kararı karşılayıp direnme kararı ile teslimyet
yerine direnmeleri onları zafere götürüyor.Film orda bitiyor, sadece kralın
anlatımı kısaca devam ediyor.1340 yılında İskoçların İngilizleri tamamen
söküp attığınıda bu vesile ile öğremiş oluyoruz.

Elbette dönem, yer ve koşullar aynı değildir.Lakin herhalukarda ortak olan
tek özellik işgalci ile işgal edilenler benzerliği sözkonusudur.Sonuç olarak
izlemiyenlerin mutlaka izlemesi gerektiğine inandığım, izleyenlerin ise döne
döne izlemesi gerekiyor.Hele eğer Kürd iseniz dünden ders çıkartmadığınız
için her gün izlemeniz gerekiyor.

Anonymous (not verified)

Fri, 2010-05-21 13:52

Ez dibinim Paloyî ji dest bi nivîsa fîliman kirî ye... Berê yekemîn Hezret li ser pisko-tiril kir chend peyv anî ziman nuha jî Kek Paloyî. Li ser xêrê be. Min jî chand roj berê temasheyê Dema Hespên Serxosh kiri bu. Doh jî nizanim ya chendaye le carek din li derek mevan bum. Filma Zugurt Axa temashe kir. Ere bi Tirki bu. Nivîsek li dokumentera Evdalê Zeynikî xwend. Xwezika min ew dokumentera Evdalê Zeyniki bidîtîya. Evdalê Zeyniki,ruhê bedena Kurd e. Evdalê Zeynikî di warê strana Kurdî de pîr û rêbere. Evdal, destana Kurdî ye. Evdal, ji bo Kurdan Homeros e. Evdal,mirin qasê jîyanê û jîyan jî qasê mirinê bi rumetê yê dibêje û distre. Evdal, pisko-terapî ya kurde. Evda;tirille,evîne, hevî û rumet e. Pir kes Evdal nasnake, lê Evdal herkesek nasdike û dide naskirin. Di sheva tarî de Evdal; wek xencher e, dibiriqe. Erê,Evdal herkesî nasdike lê kes Evdal nasnake. Dem xwesh Paloyî.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.