Gözlerinin pınarında
Bir bulut,
Boşandı boşanacak
Nerdeyse.
Aklımdan geçenleri
Okuyorsun su gibi.
Dünya gördü
Bizi boğazladılar...
Tutma gözyaşlarını
Onur da ağlar...
Bırak yıkansın gökyüzü,
Lacivert, yeşil, altın
Işıkları günbatımın.
İşte şafaktayız gene
Çırılçıplak
Ve mavi.
İşte sanki dağ yeli
Ve işte sanki meltem...
Büyük üstad Ahmed Arif nasilda dizelerinde bu günümüzü naks etmis,iste bilim ve ön görü bu,felsefe bu, Kürdün yasam tarzi bu,saiirce!! Gene sayin , Mahemede Paloyi nasilda Parmaklari gözlere batira batira ihanet nedir diyor???Tabi sasirmadik ,o bildik senfoni gibi gene. girgir ve samata,hasir alti siyaseti, Ve gene gercekligimiz güme giti..
Ve gene örneklerle devam edelim yolumuza,
Filozof Ahmede xane Mem u Zin'i yazarken Bosuna yazmiyordu...Kürdün kanayan yarasina o dönemlerde isaret ediyor ve parmak basiyordu..tipki Mem u Zin'de oldugu gibi Kürdistan ve Kürdler'inde bu kafa yapisiyla bu düsünce tarziyla,ve hata bu filozofiyle ayni ekibete ugrayacaklarini imma ediyordu. Iste öngörü gene bu yazarak, örnekleyerek,beyinlerde yer edinerek..Oysa bugun Kürdistandaki Bekolar bunu dogrulamaktadir ..Hata o kadar cogalmislarki , adeta Ahmede Xane nin neden Nacar kalarak duygu ve düsüncelerinini böylesi bir eserde dile getirdigini insan anlaya bilmektedir .
Devamla,
Ahmed Arif ne diyor? Dünya gördü bizi bogazladilar ve iste safaktayiz cirilciplak,
Ahmede Xane ne diyor?Bekolarimiz varoldukca Mem U Zin kavusamazlar,
Nasilda birbirlerini tamamliyorlar deglimi, Iki Üstad ; Kahramanca haykiris , bas kaldiris,ve siteme karsilik, Kurme dare filozofisi..iste bunlarin aciga cikmasi gerekmektedir,Kürdün Ulusal davasini pirangalayan bu kendi özüne düsmanliktan kurtulmamiz gerekmektedir,Ulusal bilince ulasmamiz gerekmektedir, bir Millet oldugumuzun farkina varmamiz gerekmektedir ,Kendi anadilimizle konusmamiz gerekmektedir, vs.vb,Cünkü Kürdlük Evden baslar Sokaga tasir.
Bu ayak oyunlari Kürde bir dirhem katmayacaktir ,aksine zayiflatacak ,gücten ve takaten düsürecek,Kürdlerin düsmanlarina pisikolojik üstünlük kazandiracaktir
Ve devamla asagidaki aktariyla beraber tehlikelere dikkat cekmeye devam edelim!!!!!
71 askeri darbesi ile Kürt gençleri faşist cunta tarafından farklı şekilde askeri sıkıyönetim mahkemelerinde ağır tecrit koşullarında yargılandı ve ağır cezalara çarptırıldı. DDKO davasına bakıldığında Kürt gençleri sınırlı olanaklar içinde bile Türk yargı sistemini sorgulayarak Kürtlerin farklı bir ulus olduğunu ispat ve kabul ettirdiler kahramanca direnerek. Darbenin şiddeti sonrası dönemde yavaş yavaş ideolojik ayrışma dönemine girildi. DDKD bünyesinde gençlik ulusal bazda örgütlendi. Türk solu ile ayrışma süreci başladı.Sonra da Kürt fraksiyonları içinde ayrışmalar başladı. Bu süreç müthiş bir bilgilenmeyi ulusal demokratik mücadeleye kazandırdı. Kitleselleşme sağlandı. Kürdistan'nın statüsü uluslararası sömürge olarak tespit edildi. Kürtler bu süreçte farklı örgütlenmeler içinde olsalar da ortak paydaları “ Kürt halkının ulusal demokratik “ haklarıydı. Mücadelelerini mümkün olduğu kadar yasal zeminde sürdürüyorlardı.
70'li yıllar Kürt cephesinde donanımlı bilinçli bir potansiyelin oluşma dönemidir aynı zamanda. İşte tam da bu dönemde Oligarşik Kemalist rejim ileride devreye bu potansiyeli etkisizleştirecek tedbirler geliştirmeye başladı. Kürdistan'nın aynı yasalarla yönetilmiş olması, rejimi farklı tedbirler almaya yöneltti. Zaten şiddet ve baskı vardı bunun yanı sıra başka seçenekler için de örtülü kurumlarını, akademisyen ve teorisyenlerini görevlendirdi. Sahte keskin Kürt örgütleri kurduruldu. Bir takım kişiler alınıp eğitildi, yetkinleştirildi ki, ileride bu kişiler üzerinden Kürtleri vurmak için. Bu eğitilen kişiler ya hazırdaki bazı örgütlerin içine monte edildi, provakatör olarak; ya da yeni “keskin Kürt“ örgütleri kurduruldu. Hazırlıklar bittikten sonra da “ ideolojik çatışma “ yerini fiili saldırılara bıraktı. Bu şekilde bir çok Kürt devrimcisi bu güçler tarafından katledildi. Gerekçeleri ise “ ihanetçiydi, işbirlikçi idi, dinsizdi “ gibi her kesimi tatmine yönelik açıklamalardı ! Kürt fraksiyonlarını çatıştırmak için ortam oluşturuldu. Bu şekilde Kürtlerin ulusal dayanışması ve birlikteliği bertaraf ettirildi. Ortalığı şiddete boğup bir korku saldılar. Derslerini çok iyi ezberlemişlerdi, tüm bunları Kürtlük adına yapıyorlardı!
Burada bir parantez açarak şunu belirteyim: Kürdistan sevdasına tutkun , Kürt halkının ulusal demokratik hakları için mücadele eden saf, temiz ve samimi Kürt gençlerinin bu tezgahtan habersiz olarak bu tür örgütler içinde onurları için savaşmış olmaları bu tespiti ortadan kaldırmaz. (Örgüt içi yapılan infazlar, “ kodları çözenlerin “ bir şekilde ortadan kaldırılması, ekarte edilmesi, imhası bilinen durumdur. Canlı tanıkları ve kirli ilişkiler süreci tüm kanıtları ile ortadadır)
Tezgah çok iyi düşünülmüş ve kurulmuştu. Neler mi yapılacaktı bu tezgahla ? Hem gelişen Kürt potansiyeli darmadağın edilecekti, hem de Kürt gençleri birbirilerine kırdırılacaktı. Yani Kürtlük adına Kürt bitirilecekti bu şekilde. Bu tezgahın altında ise şunlar düşünülmüştü : Kürtlere demokratik siyasetin yolu kapatılacak. Kürtler kaosun içine atılacak, şiddet ve çatışma bahanesiyle Kürde her türlü muamele reva görülecekti. Kürt gençlerinin okuması engellenecek. Kürt sakıncalı olduğu için devletin kilit noktalarında istihdam olanağı bulamayacak. Ekonomik sefalet içinde birbiriyle çatışan, demokratik hak ve özgürlüklerden yoksun, kimliksiz, dilsiz, cahil, çağdaş hiçbir olanaktan yararlanamayacak “ ilkel “bir topluluk olarak; sadece kendisine sunulanla yetinmeye zorlanacak. Feodalizmin beslenme damarlarına da kan pompalanarak, Kürtlerin birlik içinde hareket etmeleri engellenecek. Bazı aşiretler de rejim yandaşlığına zorlanacaktı. “ Kürdü Kürde kırdırma politikası “ nın gerekleri bunu emrediyordu . Aşiretler arasında şu veya bu nedenle çatışmalar tezgahlanacak, dünya kamuoyuna da “ Kürdün ilkelliği “ olarak pazarlanacaktı.
Diğer tarafta da Kürde karşı ırkçı-şoven bir milliyetçiliğin geliştirilmesi için ortam oluşturuldu. Kürtlere karşı her an linç hareketi başlatabilecek koşulları olgunlaştırdı. Bu potansiyel olarak hali hazırda bekletilmektedir, gerek duyduğu anda bunu yapmaktan da geri durmayacaktır. Kemalist faşist rejim, “ bir taşla birden fazla kuş “ vurmuş olmanın rahatlığı içinde ömrünü uzatmış oluyordu bu şekilde. Kürt artık sakıncalı bir varlık haline getirilmiş, potansiyel suçlu olarak sunulmuştur. Kürdün adı “ terörist “ ile eşleştirilmiştir artık ! Her anlamda kuşatılmış “kolu-kanadı“ kırılmıştır onlara göre !
Bununla kalsa iyi ! Bu tezgahı kuranlar şimdi de çok daha korkunç bir plan ile Kürtleri kuşatmaya almak üzereler. O yetiştirdikleri, eğittikleri kişilere rol biçerek, yetkilendirerek Kürtlerin ulusal demokratik haklarını vermemek için nispi, sınırlı bir takım kültürel kırıntılarla tamamen gündemden düşürmeyi hedeflerken; yine o örgütleri, kişileri kullanarak Kürtleri, buna “ barış- açılım-çözüm“ adına razı etmeye zorluyorlar. Karşı çıkanları ise yine bunlar tarafından , ölümle tehdit dahil, sunulanı tartışmadan ve sorgulamadan itirazsız kabul etmeye zorluyorlar. Yani tezgah çok iyi kurulmuş, çok iyi işlemiş ve çok iyi sonuç alınmıştır ! Kürtlere “ ölümü göstererek, sıtmaya razı “ etmişlerdir. Asıl vahim olanı da Kürtlere bir kopyalarını (öldüren, komplocu, despot, tahammülsüz, yasakçı ) Kürtlük adına inşa ederek vermişlerdir. Kürtler bu kodları çözemedikçe ne özgürleşebilirler ne de birlik olabilirler. Son dönemin moda deyimi ile “ kodlar “ çözülmeli cesaretle, gerçekler halka anlatılmalıdır. Bu, bir namus borcu olarak her bilgi sahibi Kürt aydınının önünde duruyor.
08.08.09
Tevger ÇEKDAR
Re: Ahmede Xane ve Ahmed Arifin Bugüne dair Öngörüleri