Hepimizin malumu
son dönemlerde Kürd-Kürdistan sorunu çözüldü, ha çözülecek rüzgarı estirildi
eli kalem tutan, tuşa basmayı bilen yazdı
dili olan konuştu
bir çözümdür başını almış gidiyor
sorunun ismini bile telefoz etmeyi kendine zul görenler en makul çözüm önerenler olduğunu gerdan kırarak piyasada racun kesiyor
tamam çözün
ama neyi çözüyorsunuz?
sorun ne?
hele önce bir beriye gelin
şu çözülmesi gereken soruna bir isim koyun
buna yürekleri yetmez
sorun açık ve net
Kürd-Kürdistan sorunu
Kürdler bir millet, Kürdistan bir ülke
yüzyıllara sarkan hak gaspı var
Kürdler, buna karşı çıkıyor
gasp edilmiş haklara ulaşma mücadelesi veriyor
uğrunda milyonlarla ifade edilen insanın şehit olduğu gerçeği var
insanıyla, tabiatıyla, ekonomisiyle tahrip edilmiş bir millet ve ülke gerçekliği ortada duruyor
sorun dil-diş sorunu değildir
iktidar sorunudur
Kürdlerin kendi bağımsız devletini kurma meselesidir
sorun, bu temelde ele alınmadan, çözülmeden Kürd'ün hiçbir sorunu çözülmez
çözülen diyen yanılır
tersini savunan ve inanan sistem sahipleri kazanan, Kürdler kaybeden olur
dün de, bu gün de dediğimiz budur
dediklerimizi hayal, gereksiz ve imkansız diyenler oldu
Kenan kardeşim, dediklerimizin gerçekleşilememesini kendi deyimi ile biz, “sosyalist eskilere“ fature etmeye soyunmuş
el insaf yani!
sorun sadece bizim sorunumuz mu?
sadece kuzeyi baz aldığınızda 25 milyon Kürd'ün sorunu
bize gelince
işin teorisinide, pratiğinide tecrübe, birikim, imkan ve samimiyet ölçüsünce yapmaya çalıştık
başardıklarımız ve başaramadıklarımız oldu
kimse bu konu da samimiyetimizi sorgulama gücüne sahip değildir
bunu yapmaya soyunan olursa önce yıllarca savunduklarına ve yaptıklarına baksınlar
ondan sonra konuşsunlar
Kenan kardeşim, yanlış adreste, suçlu arayışında;
“Türklerden ayrılmak isteyen her insan önce sosyalist eskilerinden hem anlayış hem ortam olarak bu nedenle ayrılmak zorundadır. Kimki bunu idrak edemezse arada ezilecek, sesi ve idealleri boğularak bitecektir.
Biz bunlardanmı yurtseverlik bekliyoruz?
Kurtuluşu bu anlayışmı yükseltecek?“
yurtseverliğin, kurtuluşun mühürü, anahtarı kimsede değildir
kimse ne deli dumruldur, ne de gododur
bizler sorunu çözmeye çalıştık
uğraş verdik
yaşamın tüm alanlarında bağımsızlık, bağımsızlık deyip durduk
bunun için düşmanın askeriyesinede, polisinede, savcısınada, işbirlikçisinede sıktık
ağır bir bedelde ödedik
ama gel gör ki, bunlar, Kürdistan'ın bağımsızlığına yetmedi
güç getiremedik
biz bu uğraşı verirken, şunu yapmadık
güç getirenleri engel çıkarmadık
şimdi Kürditan bağımsızlaşmadı diye sorumlusu biz mi olduk?
yapma, etme Kenan kardeşim
yiğidi öldür, ama hakkını yeme
söylediklerini tekrar tekrar okuyorum
Kenan bunları nasıl söyleyebilir diye şaşırıyorum
söylenenler düşünülmeden söylendiğinin kanaatindeyim
sormazlar mı biz “sosyalist eskilerin“ neyine karşı çıkıyorsun?
onlardan daha fazla ne gibi yurtseverlik ilken var?
bunlar, “ete kemiğe büründürülmeden“ öylesine yüksekten atmak iyi bir yol, yöntem değildir
dahasi var
1970'ler sonrası Kürdistan bağımsızlık şiarını yükselten senin deyiminle “sosyalist eskileridir“
bu gün de savunanlar onlardır
bak Kenan kardeşim, sorunlar ajiteli cümlelerle çözülmüyor
ajita saman alevi gibidir
kimseyide doğrulamıyor
herkesin kendine göre doğruları var
katıldıklarımız, katılmadıklarımız olur
katılmadık diye karşı tarafı defe koyup çaldırmamız gerekmiyor
yaptığın doğru değil
kullandığın cümleleri ne alnır, ne satılır cinsinde
ne demek “sosyalist eskileri“
sosyalist “eskisi“ olduğumuzu yeni mi öğrendin?
dün ne idiysek, bu günde uyuz
peki dün değilde, niye bu gün bu ifade edildi?
yeni mi farkettin, yoksa geçmişten kalan bir husumetten mi kaynaklı?
sosyalizm öyle bildiğin gibi kötü bir şeyde değil
emperyalist-kapitalist sistemi savunmak daha mı iyi?
şimdi biri kalkar senin için “emperyalist-kapitalist artığı“ derse tepkin ne olur?
“otuz yıllık bilançonun her adımında müflisi oynayanların“ demek ne oluyor?
yakışıyor mu sana?
ben yakıştıramıyorum
ha ben kendime yakıştırıyorum diyorsan ne demek istediğinin içini doldur
dün ve bu gün biz ne diyorduk/diyoruz, sen varsa bir geleneğin onlar ne diyordu/diyorlar
veya sen
dün ne yaptık, sen ve geleneğin ne yaptı
bu günüde irdeleyebilirsin
ondan sonra şu, “otuz yıllık bilançonun her adımında müflisi oynayanlar“ kim diye kendine sor
dahası kim ne yapmış?
“küçük dükan“!!!?
bu küçümseme niye?
orta da bağımsızlığı savunan bir tekel mi?
sahi kimdir bunlar?
ne yaptılar, yapıyorlar?
Forum Kürdistan'ın, “yurtsever birlikler“ sağlama gibi bir görev üstlendiğini söyleyen yok
kimseye “olanak“ sunmaya soyunduk diye bir iddiasıda yok
belli bir arkadaş grubun kendi imkanları ile sürdürdükleri bir kürsü
bu kürsü herkese açık
yazan yazar, yazmayan yazmaz
bundan bir zorunluluk yok
Forum Kürdistan'ı yayın hayatına koyanların katılımcılara müşteri gözü ile baktığı çok sığ bir yaklaşım
şimdiye kadar kendini bir müşteri olarak mı gördün?
eğer böyle görmüşsen çok kötü
şuna inan kimsenin varlığı, kimseye bağlı değildir
herkes kendini yaşıyor
kimsenin halısına ihtiyacımız yok
altımıza serili kimsenin halısıda yok
hele şapka takma ihtiyacımız hiç yok
kel olmadığımızı herkes bilir
seninde bilmen gerekir
pire için yorgan yakman gerekmiyor
yarında söylenmesi gereken sözümüz olsun
aynı ülkenin insanıyız
birbirimizin yüzüne bakacak zemini yok etmemiz gerekmiyor
kalp kırmak kolay, ama gönül almak zor
kesiyorum...
07 Haziran 2009
Re: Ne Piresi Ne Yorganı!