Skip to main content
Submitted by hasanyildirim on 22 January 2009

Ergenekon soruşturmasıyla birlikte Qamışlo katliamı üzerindeki giz perdesi kaldırıldı.
Türk egemenlik sistemi 29 yıl sonra resmen bir itirafta bulundu.
“PKK'nin önünü açmak için Qamışlo katliamı gerçekleştirilmiştir“ denildi.
Kişi olarak başından beri bu iddia sahibiyim.
Bu iddia PKK'ye bulaşan ve bulaşmıyan kimi çevrelerce “komplo teorileri“ olarak sunuldu. Ama gel gör ki, hani derler ya;
“İki kişinin bildiği bir bilgi sır değildir“ diye.
Türk egemenlik sisteminin kendi içindeki ekipler savaşında bu bilgi sır olmaktan çıkıp kamuoyu önüne serildi.
İddiamız gerçeklik kazandı.
Bu vesileyle Berwarto ve benim tarafından “İkimizde Sevmiştik Onu“ çalışmamızda konuya ilişkin bölümlerini Newroz Com sitesinde yayınladık.
Yazı tarafımızdan ne Kürdistan Aktüele ne de bir başka yere gönderilmiştir.
Fakat Kürdistan Aktüel'de yayınlandı ve sonra kaldırıldı.
Bunun üzerine Berwarto, nedenini ilgililerden sordu.
Cevabı Admin adına Selim Çürükkaya verdi.
İsabetsiz bir cevaptı.
Birincisi, sözkonusu çalışmayı sadece kaleme alan ben değilim. Bunu Berwarto ile birlikte yapıyoruz.
İkincisi, yazının kaldırılış gerekçesidir. Kaldırılmasına bir itirazım yok. O arkadaşların tercihidir dedim geçtim.
Fakat gösterdikleri neden kendi yaklaşımlarını boşa çıkarmaktadır.
Ne diyor Selim;
“PKK'yi baştan beri tetikçi bir hareket olarak değerlendirmek
konuyu böyle izah etmek doğru değildir.“
Evet yazının kaldırılış gerekçesi bu.
Fakat Selim daha önce yazdıklarını unutmuş.
Yazdığı “Ergenekon“ kitabında Serok Alanı'ı başından beri Ergenekon üyesi diye yazmış.
Bizim de dediğimiz bu.
Bu bir çelişki değil mi?
Ben söylerim, ama başkaları söylerse doğru olmaz mantığını anlamaktan zorluk çekiyorum.
Selim soruda sormuş.
“PKK derken kimleri kast ediyoruz?“
On adet PKK yok.
Bir PKK var. O da Selim'in dediği başından beri Ergenekon üyesi “Serok Alan'nın PKK'sidir.
Bu, dün de böyleydi, bu gün de böyledir.
Tersi iddia sahipleri bu gerçeği kabullenmek zorundadırlar.
Dahası “Serok Alan“ın PKK'si başından beri Türk egenmenlik sistemin tetikçiliğini yapmıştır. Kürdkıran bir harekettir.
Selim'min şu yaklaşımı doğru değildir.
“Ama eğer PKK nin içinde bazı tetkçiler sızdırılmış ve bu sızdırımış tetıkçiler kitleyi yönlendiriyor, yönlendirmeyi kabul etmiyen kürtleri katl ediyorlar derseniz kabul ederim.“
Zorlama bir tespit.
Aslında bunun tersi doğrudur.
PKK içine tetikçi sızdırılmış falan değildir. Doğrusu Türk egemenlik sistemi tarafından tetikçilere kurdurtulmuştur.
PKK'nin sahipleri bunlardır. Dahası A. Öcalandır. Onun da sahipleri vardır. Bu konu da tarafların sayısız defa açıklamaları vardır. Bunu ikidebir tekrar etmenin bir anlamı yoktur.
Bu bir realite. İnkara gelmez.
Ha bilmem kaç milyon Kürd PKK'liyim diyor meselesiyse bunun izah tarzı vardır.
Hitleri, Saddam'ı, İran Molları'nıda milyonlar desteledi/destekliyor. Sorun sürüleşmiş kitlenin duruşu değildir. Bir hareketin niteliği kitlelere bakılarak tespit edildiği nerde görülmüş? Belirliyen o hareketin teori ve pratiğidir.
O zaman PKK hareketinin kuruluşundan bu günü teori ve pratiğini sorgulamak gerekir.
Ben sorguladım. Olumlu tek bir şey bulamadım.
PKK'nin resmi görüş ve onun izdüşümlerin dediğinden öte bir olumluluk gösterebilen birileri varsa buyursun söylesin.
Ama kitle, savaş, şehit edebiyatından uzak yapılsın.
İnsan ve tabiatiyla harap edilmiş bir ülke gerçekliği gözönünde bulundurulsun.
Bu manzarayı “savaştır, olur“a yormamak gerekir. Kuşkusuz her savaş taralara yıkım getirir. Fakat yaşanan savaş danışıklı-döğüş bir savaştı. Taraflara değil, sadece Kürdlere yıkım getirdi. Başından beri öyle kotlandırıldı. Burada bilinç unsuru rol oynadı.
Ha burada A. Öcalan PKK'sinde görev almış kadrolar bunu görmedi mi?
Kimi gördü ve;
“Biz Apo'nun yanlışlarınında militanıyız“ dedi.
Kimi başında görmedi. Görmediği sürede A. Öcalan'a hizmet etti. Kimse ben Kürd milletine hizmet ettim demesin. Komik duruma düşülür. Niyet o olsa bile tüm başarılar A. Öcalan'ın hanesine yazıldı. O da bu imkanların üzerine oturdu. Bir tiran olup çıktı. Kürd milletine kan kusturdu ve kusturmaya devam etmektedir.
Bunu görenler tavır aldı. Kimi bunu canları ile ödedi. Kimi daha şimdi bile onlardan kaçarak ilegal yaşamak zorunda kalıyor.
Kürd milleti bir handikapla karşı karşıyadır.
Bir türlü PKK'yi çözemedik.
Delinin kuyuya taş atması meselesi.
Mesele uzun.
Açıklamanın sınırlarınıda aştı.
Kesiyorum.

22 Ocak 2009

Anonymous (not verified)

Fri, 2009-01-23 00:49

İnsanlık tarihinin kenarında ve köşesinde dolaşmadan tarihinin içine/ruhuna ve direniklerine bakıldığı zaman en hassas dönemlerde gruptan/alışkanlıklardan/aileden/sınıftan/devletten kopan bireyler ve kesimler motor olup süürecin önüne geçiyorlar. Bu biraz babasına/geleneklerine/törelerine/içine hapsedimiş dünyasına bir isyan ve ihanettir. Bu ihanet/ler olmadan yeni bir süreç başlamazdı. İhanetler tarihsel süreçlerin dönüşümünde/değişmesinde önemli rol aldılar. Laik bir statüyü oluşturmak için mutlaka kiliseye, camiye ve sinegoga karşı cepheden tavır alan insanlara ihtiyaç vardı. Bu insanlarda bu yapılanmaların bünyesinde çıktılar. Bu yapılara her gün giden insanların evlatlarının saflarında çıktılar. Bu ise birincisinde kiliseye ve onun şahsinda tanrıya ihanetti. İkincisinde ailesin ihanet.. İkisince ilk dönemler bu insan afaroz edildiler.. Bizim toplumda ise ne ihanet ihanettir, ne devrimcilik devrimciliktir. Hepsi kuyrukcu ve populist. Halk ne düşünüyor diye kendilerine soru sormadan gözlerini dahi kapatamazlar.. İyi geceler. iyi yarınlar!!

kurdistan tarihinde hic bir zaman ihanet uzerinde sekillenmemistir direnisler.teslimlyetler uzerinden sekil bulur direnisler.teslim alinan zaten direnmek icin guc toplayandir.ama asla hiyanet uzerine sekillenmemistir var olmasi icin mucade yuruten her bir dusunce,ideal,ruya,gercek yada adini ne koyarsan koy.ihanet kendi gercegini inakaridir.devami ise keklik misali.

Anonymous (not verified)

Fri, 2009-01-23 00:16

oyle ya,PKK denilen"gercegi*kimi ankara grubu diye tanimliyor.(ozgur bireyler toplulugu olarak tavir belirliyor)kimisi ise yanlisininda militaniyim diyor.("dagda savasiyor**gerillacilik* oynuyor...)kimisi ise aponun ayetleri adinda kitap yazarak(kendini pakliyor) acikliyor.uc farkli gibi gozuken cikislarin(ayriliklari henuz algilamis degilim)ve onlarda sekil bulan bu sahsiyetlerin,tek ortak ozellikleri zindan birlikteliklerimidir acep .bu konuda bile herkes kendi bulundugu hucrede "aydinlatmaya *calismaktadir karanliklarini.oysa zindan yanliz hucre degildiki.tipki kurdistan pkk olmadigi gibi.her seye sen milat olarak kendini koyarsan,sanin milatin ne diye sormak,gercegin ne diye sormak,sen hangi pkk sin demek ,buda sana sorulan sorularin en makulu,anlasilir olanidir.pkk de birtek vejin diye farkli bir gurup olustu,vardi.her ne hikimetse herkes savununca rahmetli mehmet seneri,mehmet senerin farkliligini koymuyorlar.bugun mehmet sener sehitse,topraktaysa,sen halen neden yasiyorsun

Hasan H.Yildirima bu yazi icin tesekur ediyorum. Ben bu gibi yazilarin cogalmasini diliyorum ve ne yazikki bir sürü insan kendi cikarlari icin ikili oynuyorlar. bi Kurdî Silav û rêzên bo Hesen

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.