Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 10 January 2009

Beşikçi'yi tehdit etmek Kürt yurtseverliği, insani, vicdani bir olay değildir...

İbrahim GUÇLU
(ibrahimguclu21@ gmail.com)

İsmail Beşikçi, Kürt sorunu ve Kürt toplumu hakkındaki çalışmalarıyla tanınan bir şahsiyettir. Kuzey Kürdistan'da ve dünyada bütün Kürtler tarafından sevilir ve hürmet edilir. Güney Kürdistan'da sanatkârların ve aydınların idolüdür. Kitapları ve yazıları çokça okunur. O, Kürtlerin Hocası ve Öğretmeni; Profesörü ve Seydası'dır.

Beşikçi, Türk'tür ve bir akademisyendir. Çorum'un İskilip kazasındandır ve yoksul bir aile çocuğudur. Kendisi de çok zor ve yoksulluk koşullarında çalışmalarını sürdürmektedir.

O Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi 3. Sınıf öğrencisi iken staj ve tecrübe edinmek için Kürdistan'a gitti. O zaman Kürt sorunu ve Kürt dili ile yüz-yüze geldi. Fakülteyi bitirdikten sonra, Hakkari'de asker olduğu zaman da Kürt sorununu ve Kürt toplumunu izledi ve gözledi. 1967 yılında Kürt sorunu ve toplumu üzerine akademik araştırma ve inceleme çalışmalarına başladı.

İlk zamanlarda, Kürt aşiretleri hakkında araştırma ve incelemeler yaptı; bu araştırma ve incelemelerini kitap haline getirdi.

Kürt hareketi 1967 ve 1969 yılında taleplerini kitlesel bir şekilde, toplumsal düzeyde mitinglerle ifade etti. Beşikçi, Kürdistan'daki ve metropoldeki Kürtlerin mitinglerini izledi, “Doğu Mitingleri“ hakkında bir araştırma yaptı ve bu araştırmasını kitap haline getirdi. Bundan sonra ya da aynı zamanda, Kürt sorunu ve toplumu üzerindeki araştırma ve görüşlerini Akşam Gazetesi ve Forum Dergisinde yazmaya devam etti. 1968-69 yılında ünlü kitabı “Doğu Anadolu'nun Düzeni“ kitabını yazdı.

Onun Kürtler üzerindeki çalışmaları, Kürtler üzerinde önemli bir etki ve ağırlık oluşturdu; Kürt gençlerinin bilinçlenmesinde önemli bir öğretmen ve yol gösterici oldu. Elbette bunun yanında Beşikçi'nin çalışmaları devletin de olumsuz bir şekilde dikkatini çekmeye başladı. Devlet, o tarihlerden itibaren Beşikçi'yi izlemeye başladı.

Kürt sorunu ve toplumu hakkındaki çalışmalarından dolayı Erzurum Üniversitesi'nden uzaklaştırıldı. Aynı zamanda, 1971 Askeri Darbesi'nden sonra Diyarbakır Askeri Hapishanesine hapsedildi, mahkeme edildi, 13 yıl 4 ay cezaya çarptırıldı.

1974'te Genel Af sonrası O da serbest bırakıldı. O hapisten çıktıktan sonra da, Kürt sorunu ve toplumu hakkındaki çalışmalardan vazgeçmedi. Rizgarî Dergisi'nde yazar oldu. Kürt sorunu, Kürt ulusu, devletin resmi ideolojisi Kemalizm, Türkiye'nin sömürgeci ve Kürdistan'ın sömürge statüsü hakkında kitaplar yazdı ve kitaplarını Komal Yayınevinde yayınladı.

O entelektüel çalışmalarından dolayı, 1979'da hapse girdi. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinden sonra da, birçok hapishane Beşikçi'nin evi haline geldi.

Beşikçi, hem 1971'de ve hem de ondan sonra Askeri ve Sivil Mahkemelere içerikli, Kürt sorununu ve toplumunu anlatan, Kürtlerin hak ve özgürlüklerini dile getiren savunmalar sundu.

Savcılar, 12 Mart 1971 Askeri Darbe yargılamaları döneminde Beşikçi'nin Kürtleri yarattığını, Türkiye'nin bölünmesini ve Kürdistan'ı kurmak istediğini iddianamelerinde ileri sürdüler.

Beşikçi, PKK silahlı mücadeleyi başlattığı zaman, PKK'yi destekledi. PKK için birçok Kürt aydın ve siyasetçinin düşüncelerine karşı çıktı, onları eleştirdi, onlarla polemiklere girdi. PKK adına Beşikçi'yi tehdit eden kişi de, yazısından bunu ifade ediyor: Beşikçi'ye övgüler diziyor, PKK Gerillalarının Beşikçi'den çok şey öğrendiklerini dile getiriyor.

* * *

Beşikçi, herkesin, Kürt halkının ve Türk Devleti'nin bildiği gibi, çalışmalarını kararlılıkla sürdürmektedir. Birçok insan da, Onu bir Kürt Dava Adamı olarak tanımaktadır.

O yaşamının en verimli ve gençlik yıllarını hapishanelerde geçirdi. Hiçbir Kürt düşüncelerinden dolayı 18 yıl hapis yatmadığı halde, O Kürtlere dair düşüncelerinden dolayı 18 yıl hapis yattı.

* * *

Geçmişte devletin Beşikçi üzerindeki tehdit ve saldırıları bilinmekte ve bunlar oldukça da doğaldı. Ama bu aşamada Devletin Beşikçi üzerindeki somut bir tehdidi görülmemekte. Kötü ve en olumsuz olan şey kendisini Kürt olarak tanımlayan ve Kürtlerin hakları için mücadele ettiğini iddia eden bir örgütün ona saldırması ve tehdit etmesidir. Bu tutum kabul edilemez olduğu gibi ve anlaşılamaz bir konudur da.

Bundan bir süre önce PKK lideri Öcalan, Beşikçi'nin onu ve PKK'yi eleştirmesinden dolayı, Onu Ziya Gökalp olarak nitelendirdi. Öcalan'ın bu yaklaşımına karşı, Beşikçi de eleştirilerini ifade etti. Aynı zamanda bir grup Kürt aydını da Öcalan'ın bu tutum ve yaklaşımına karşı büyük bir reaksiyon ve tepki gösterdiler. Bu konuda yazılar yazdılar.

Kasım ENGİN, Halk Savunma Güçleri-HPG Online denilen PKK sitesinde, 31. 12. 2008'de PKK adına bir yazı yazdı. Bu yazısında Beşikçi'yi tehdit etti. Beşikçi'nin sesini kesmesini, Beşikçi'nin PKK'yi ve Öcalan'ı eleştirmemesini söyledi. Devletin Beşikçi'ye cesaret edip söyleyemeyeceğini, o Beşikçi'ye söyledi. Görünen o ki, Kasım ENGİN Öcalan'dan açıkça referans ve cesaret almış durumda.

PKK adına yapılan bu tehdidin, Kürt yurtseverliği, vicdan ve insanlıkla bir alakası yoktur. Şunun çok iyi bilinmesi gerekir ki, Beşikçi Kürt sorunu ve toplumu, Kürdistan üzerinde çalışmalar yürüttüğü, Üniversiteden bu nedenle uzaklaştırıldığı, hapishanelerde yattığı zaman, PKK örgüt olarak yoktu ve Öcalan da Kürt Hareketi içinde değildi.

* * *

Bilindiği gibi PKK bugüne dek, sadece Beşikçi'yi değil, Kuzey Kürdistan ve diğer Kürdistan parçalarında yüzlerce Kürt aydınını ve siyasetçisini tehdit etmiştir. Yüzlerce kendi içindeki muhalifi ve diğer Kürdistan örgütlerinde çalışmalar yürüten yurtseveri öldürmüştür. Günümüzde de bu tutumunu devam ettirmektedir.

PKK'nin bu tutumu otoriter, totaliter, Baasçı, Kemalist bir tutumdur. PKK'nın bu tutumu, demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine karşıdır. Yüzde yüz Kürt ulusal çıkarlarına da aykırıdır.

PKK, Kürt ve Kürdistan Davası'na hizmet etmek istiyorsa; demokrasi, insan hak ve özgürlükleri konusunda inanılır ve inandırıcı bir örgüt olmak istiyorsa, PKK'nin bu tutumundan kesinlikle vazgeçmesi gerekir. PKK'nın kendisini değiştirmesi, eski deyimle yapısal bir intihardan geçmesi ve kendisini yeniden yapılandırması gerekir.

Beşikçi'ye yönelik bu tehdit ve saldırı kabul edilemez. Bu tehdidin yok edilmesi, PKK'nın değişmesi için: Kürt ve Kürdistani örgütler ve aydınlar, PKK'yi eleştirmeli ve teşhir etmelidir. PKK'nın bu tutumu karşısında tutum takınarak, mücadele etmelidirler.

Amed, 09. 01. 2009

Îbrahîm GUÇLU (not verified)

Sat, 2009-01-10 17:15

Tehdîtkirina Mamoste Beşikçî helwesteka vîjdanî, însanî, kurdperwerî nîne... Îbrahîm GUÇLU ([email protected]) Mamoste Beşîkçî, di derheqa pirs û civata kurd de kesekî xebatkar û bi navûdeng e. Li hemû beşên Kurdistanê û li dinyayê ji aliyê hemû Kurdan de tê hez kirin û jê re rêz tê girtin. Li Başurê Kurdistanê di nav hûnermend û rewşenbîran de kesekî îdol e. Pirtûk û nivîsarên wî gelek tên xwendin. Mamoste Beşîkçî kesekî tirk û aqademîsyenek e. Ji bajarê Çorumê û ji bajaroka Îskîlîpê û ji malbateke gelek feqîr e. Ew dema ku di Zanîngeha Zanyariyên Siyasî a Enqereyê sinifa 3-an de bû, ji bona staj û ceribandinê çû Kurdistanê. Wê demê bi pirsa kurd û zimanê kurdî re rêberû bû. Piştî ku zanîngeh qedand çû li Heqqariyê bû leşker û wê demê jî pirsa kurd şopand. Di salên 1967-an de li ser pirsa kurd xebatên wî yên aqademîk dest pê kir. Wî di destpêkê de eşîretên kurd şopand û di derheqê wan de lêkolîn û lêgerîn kir; lêkolîn û lêgerînên xwe kir pirtûk. Di salên 1967 û 1969-an de tevgera kurdî bi awayekî civakî û xwepêşandinan daxwazên xwe anî ser zimên. Mamoste Beşîkçî xwepêşandanên li Kurdistanê û li metropolê şopand û ji bona “Xwepêşandanê Rojhilat-Kurdistanê“ lêkolînek kir û pirtûkek nivîsand. Pişt re li ser pirsa kurd û civat-netewe kurd nivîsar û lêkolînên xwe di rojnameya Akşamê û kovara Forumê de domand. Di sala 1968-69'an de pirtûka xwe ya bi navûdeng “Pergela-Nîzama Rojhilata Anadoluyê“ nivîsand. Ew xebatên wî li ser kurdan tesîr û bandoreke girîng çêkir; di şiyarbûna xortên kurd de bû entrûmaneke girîng. Lê ji aliyê neênî de jî bala Dewletê kişand. Dewletê dest pê kir xebatên Mamoste Beşîkçî şopand. Ji bona xebatê xwe yên di derheqê pirs û civata kurd de ji Unîversîteyê (Zankoyaê) Erzorumê hat bidûrxistin. Di sala 1971-an de piştî Darbeya leşkerî ya 12-ê Adara 1971-an di hemendem de di girtîgehe leşkerî ya Diyarbekîrê de hepis bû, hat darizandin û 13 sal 4 meh ceza wergirt. Di sala 1974-an de encama Ef a Giştî ji hepsê azad bû. Piştı ku ji hepsê derket jî, dev ji xebata xwe ya di derheqa pirs û civata kurd de ber neda. Di kovara Rizgarî de bû nivîskar. Li ser pirsa kurd û neteweya kurd, li ser îdeolojiya fermî ya dewletê kemalîzmê, li ser statuya Tirkiyeyê ya kolonyalîst, li ser statuya Kurdistanê gelek pirtûk nivîsandin û di weşanxaneya Komalê de weşand. Ji bona ev xebatên xwe yên entellektûelî di sala 1979-an ket hepsê. Piştî Darbeya Leşkerî a 12-ê Îlona 1980-yî gelek hepisxane bûn mala wî. Wî hem di sala 1971-an de û hem jî piştî wê li dadgehên leşkerî û sivîl parêznameyên navorek dagirtî, pirs û civata kurd, mafên kurdan tîne ser zimên, pêşkêş kir. Dozgeran di dema Darbeya Leşkerî ya 12-ê adara 1971-an de di doznameyê xwe de îdia kir ku neteweya kurd ji aliyê Mamoste Beşîkçî de hatiye çêkirin û Beşîkçî dixwaze ku Tirkiyeyê parçe bibe û Kurdistan ava bibe. Mamoste Îsmaîl Beşîkçî dema ku PKKê dest bi şerê çekdarî kir, piştgiriya PKKê jî bi xurtî kir. Ji bona PKKê li dijî nerînên gelek rewşenbîr û siyasetvanên kurd jî derket û bi wan re polemîk çêkir. Ew kesê ku li ser navê PKKê Mamoste Beşîkçî tehdît kiriye, di nivîsara xwe de vê yekê tîne ser zimên, pesna Mamoste Beşîkçî dike û dibêje ku gerîlayên PKKê gelek tişt ji wî fêr bûne. * * * Mamoste Beşîkçî wek herkes, gelê kurd û dewleta tirk jî dizane, hîn di xebata xwe de qerardar û domdar e. Ew êdî dozgerekî neteweya kurd e. Gelek kes jî wî wek kurdekî nas dikin. Wî di jiyana xwe de demên xwe yên berhemdar û cîwanî di hepsê de derbas kir. Hîç kurdekî ku ji bona fikrên xwe 18 sal di hepsê de derbaskirî tune ye, lê ew 18 salan di hepsê de ma. * * * Êriş û tehdîdên dewletên yên li ser Mamoste Beşîkçî di demên berê de dihatin zanîn û gelek xwezayî bûn jî. Lê di vê merhelê de li ser Mamoste Beşîkçî tedîteke dewletê xuya nake. A xerab ew e ku hêzeke bê ez kurd im û ji bona kurdan ez xebat dikim, êrişî wî bikin û wî tehdît bikin ew naye qebûl kirin û nayê fehm kirin. Beriya vê demekê serokê PKKê Öcalanî, Beşîkçî ji bona ew û PKKê rexne kiribû Mamoste Beşîkçî wek Zîyagökalp binav kir. Li hemberî helwesta Ocalan, Beşîkçî rexneyên xwe anî ser zimên û beşek kurdên rewşenbîr reaksîyoneke gelek mezin nîşan dan û gelek nivîsar di derheqê vê pirsê de nivîsandin. Kasim ENGÎN, di malpera Hêzên Parastina Gel-HPG Onlineyê de di 31.12.2008-an de nivîsarek li ser navê PKKê nivîsand û Mamoste Beşîkçî tehdît kir. Bi kurtî got ku divê Mamoste Beşîkçî devê xwe bigre, PKKê û Öcalan rexne neke. Tiştê ku dewlet cesaret nake ji Mamoste Beşîkçî re bibêje, ew PKKê ji Beşîkçî re dibêje. Diyar e ku Kasim ERGÎN, ji Ocalan cesaret girtiye. * * * Ew tehdîda li ser navê PKKê hatiye kirin, helwesteke vîjdanî, însanî, kurdperwerî nîne. Divê baş bê zanîn ku dema ku Mamoste Beşîkçî li ser pirs û civata kurd li ser Kurdistanê xebat dikir, ji zankoyê dihat bidûrxistin, hepis radiza, PKKê wek rêxistinekê tûne bû û Ocalan jî di nav tevgera kurd de nebû. * * * PKKê wek tê zanîn heta nûha bes Mamoste Beşîkçî ne, bi sedan rewşenbîr û siyasetvanên Kurdistanê li Bakurê Kurdistanê û li hemû beşên Kurdistanê tehdît kirine. Bi sedan kesên welatparêz yên mixalîf yên di nav xwe de û ji derveyî xwe kuştine. Ev helwesta PKKê, helwesteke otorîter, totalîter, baasî, kemalîstî ye. Li dijî demokrasî, maf û azdiyên mirovî ye. Sedî sed li dijî berjewendiya neteweya kurd e. PKKê heger dixwaze ku xizmetî doza kurd û Kurdistanê bike, heger dixwaze ku di pirsa demokrasî, mafên însanî û azadiyan de bawerdar be, divê dev ji ev helwesta xwe berde. PKKê xwe biguhere û bi gotina berê ji întixara karakterî derbas bibe, xwe jinûve ava bike Ev tehdîta li dijî Mamoste Beşîkçî nayê pesinandin. Ji bona vê û ji bona guhertina PKKê jî divê rewşenbîr û dezgehên kurdî û kurdistanî, PKKê rexne û teşhîr bikin, li dijî heşwesta wê rawestin û têkoşîn bidin. Amed, 09. 01. 2009

Anonymous (not verified)

Sat, 2009-01-10 22:12

Bele temasabikin li Partiya go di bin de siha Ergenakona tekileyi bixwe cabuna Avdila(apo) bi xwe itiraf dike le heji geleme bi xwe nahise ev ji acabeke mezine, mixabin jibo ku gele Kurd edi bi mejiye xwe nevikire le bichwa diwikira.Galeki hayfa ego beje Mamaostayi bi geleki Rümetgah yani Ismail Besikci,bi tehdide u gotenen nabas ve chava va derkeve.bi cu ruyi dibejin kat naye fehmkirin.Gava Ismail Besikci Liser ve raxnan bine na hasha cenebe.Roja go Apociti derketiye heta iro tim °u tim ayni tisti dikin, le gerek her yeki walatparez u xwetinen raman be, dibe li hemberi ve ru rashiye Apociye derkev av liser mile her yeki go doza kurd dimashana her tim u tim Rasti ve liserbikave le bi tekojine. kabulneye kirin.Em ve helveste sermazar dikin,dilama ve jibo rastiye licem Mamostaye mazin Ismail Besikci be.Kat naye fehmkirin u naye kabulkirin. Bara Apoci ji Yalcin Kücük re ü Dogu Perincek re cidebibejin!!! le heyfa ve xarabuna go tenina liser vi Milleti.ci dixwezin kat naye fehmkirin......Emin

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.