Gönderen: Anonymous Tarih: 17.01.2010 Saat: 16:22
Bazi eski arkadaslarin ayakta olduklarini, kaybolup gitmediklerini ve hala cevherlerinin sönmedigini görmek oldukça sevinç vericidir. Ne var ki; bu yaziyi aci bir tebessümle okurken nereden nereye geldigimizi de düsündüm. Millet ve ülke olma bilinciyle hareket etmek ve yazmak son derece önemlidir. Kürt milletinin, diger baska milletler ve halklarla hangi biçimde olursa olsun birlikte yasamasini savunmak, beraber yasayacaklariyla tam esitligini savunmaktan geçer. Buda öncelikle, Kurd milletinin bagimsizligini kazanmasiyla mümkündür. Bagimsizlik olmadan baska milletlerle esit kosullarda birlikte yasamanin mümkün olmadigini artik her kes biliyor. Geri kalan siyasi "çözüm" biçimleri konjuktureldir, ara çözümlerdir, geçicidir. Ispanya örnegine bakmak yeterlidir. Bagimsizlik ve tam esitlik isteminden ve icraatindan vaz geçmeksizin ara çözümler için siyasi programlara ve mücadeleye sahip olunabilir. Örnegin, Türk sömürgeci sisteminin vahsi asimilasyonuna karsi, anayasal hak olarak belirlenmis ana dilde okul egitimi için mücadele etmek bu gün oldukça önemlidir. Dil, var olmanin ilk kosuludur. Bunun için siyaset olusturmak gerekiyor. Ancak; bu gün tartisilan sorun bu degildir. Esasinda, Türk ordusu genel kurmayi teorisyenlerinden çikan görüslerle iyice, asilmasi zor kalin çizgilerle ayrismak ve "Türkiyeciligin" her türlü versiyonuyla bütün düsünsel baglari koparmak Kurdistan devrimci aydilarinin ilk isi olmalidir. Bu olmadan yeni siyasi seçenekleri istemek bir ise yaramaz. Aydin cürreti ilk adimdir. MM
Ezilen millet aydininin cürret sahibi olmasi her zaman ilk adim