Skip to main content

Joost Hiltermann ile söyleşi Gönderen: Çev: Aso Zagrosi (IP Kaydedildi) Tarih: 20 July, 2009 17:55 Bilindiği gibi bir kaç önce “Uluslararası Kriz Grubu“ bir rapor yayınladı. Bu raporda “Güney Kürdlerinin Türkiye katılmak istedikleri vb... “şeyler vardı. Türkiye Başbakanı hemen karşı bir açıklama yaptı. Arap basını ve Irak Arapları bu raporu Kürdlere karşı kullanmaya çalıştılar. Her ne hikmet ise bizim Kuzey Kürdleri Kürdlerin bir dizi sorununu gündeme getiren bu rapora hiç değinmediler. Zaten şimdiye kadarda bu rapor Kuzey Kürd kamuoyunun anlayabilecekleri bir dile çevrilmiş değil. Bu raporu hazırlayan “Uluslararası Kriz Grubu“ nun Ortadoğu masasının başında bulunan ve aynı zamanda bu kuruluşun başkan yardımcılığını yapan Joost Hiltermann “Rojname Gazetesine“ bir söyleşi vermiş. Joost Hiltermann Kürdlere ve özellikle Kerkük ile ilgili bir dizi rapora imza atmış. Bazı raporları Kürdlerin büyük tepkisini almıştı. Hiltermann, rapora ilişkin basında çıkan bazı iddialara bu söyleşisinde cevap veriyor. Çev: Aso Zagrosi Rojname: Size göre Kürdistan'ın Türkiye'ye katılması yönündeki öneri realistmi? Kürd Siyasi Önderliği tarafından bu öneri merkezi iktidara karşı bir baskı kartı olarak kullanılabilinirmi? Joost Hiltermann: Bana göre bu öneri realist bir öneri değildir. Kürdistan'da da bu öneriye geniş bir destek yok. Türk liderleri de böyle bir işe karşılar. Bana göre Kürd liderlerinin bu öneriyi baskı kartı olarak kullanma imkanları yok. Fakat gerçek şu ki, Amerika'lılar Irak'tan çekiliyorlar, Kürdlerin bir alternatife ihtiyaçları var. Sorunda buradan kaynaklanıyor ve buda en iyi alternatif değildir. Ankara'da destek vermiyor. Türkiye'nin bu öneriye destek vermede çıkarı yok. Rojname: Merkezi Hükümetin Kürd liderlerinin niyetinden kuşku duyduğu bu süreçte, Kürd liderlerinin böyle bir şeyden söz etmesi size göre yanlış değilmi? Joost Hiltermann: Bu öneriyi hiç bir şekilde ciddiye almamak lazım. O da öneri değildi. Bazı Kürd siyasi şahsiyetlerinin ortaya getirdikleri bir düşünceydi. Rojname: Size göre Amerika'nın geri çekilmesi beraberinden Irak'ın farklı milletleri arasında savaşıda gündeme getirebilirmi? Joost Hiltermann: Umut ederim ki böyle bir şey meydana gelmez. Bu Kürdistan Bölge Hükümetiyle Merkezi Hükümetin tartışmalı olan bölgelere ilişkin bir antlaşmaya varıp varmamasına bağlı. Petrol yasası ve Merkez ile Kürdistan Bölgesi arasında yetkilerin paylaşılması çözülmesi gereken diğer iki sorundur. Çünkü eğer bu sorunlar çözülmese durum daha da kötüleşecektir. Özellikle Amerika'nın geri çekilmesinden sonra. Rojname: Ya Kerkük hakkında ..? Joost Hiltermann: Bu da Amerika'ların geri çekilmesinden sonra yaşanacak olan gelişmelere ve Amerika'lıların çekilmeden önce yapacakları girişimlere bağlıdır. Özellikle de Kerkük'te bulunan etnik yapıların kendi aralarınde tartışmalı olan bölgelerde iktidar ve doğal kaynakların paylaşılması, daha önce düşman olan grupların birleşmesi birbirlerine toleranslı davranma, taviz verme ve siyasal görüşmeler yolu önemlidir. Rojname: Acaba Türklerle Kürdler arasındaki şiddet ve uygun olamayan ablukadan sonra onları yanyana getiren olan nedir? Joost Hiltermann: İki tarafın çıkarları. Türkiye'nin Kürdlere ihtiyacı var: 1) Kürdler Irak ve İran'ın çarkı arasına sıkışmışlar. Amerika'nın çekilmesinden sonra eğer Irak karışırsa İran'ın etkisinden dolayı, diğerleri Türkiye ile müttefik olamazlar, tek bir müttefikleri kalır o da Kürdlerdir. 2) PKK'ye karşı Kürdistan'ın Türkiye yardımı, 3) Kürdistan Bölge Hükümetinin denetimi altında petrol ve gaz için bir kapı, Kürdistan Bölgesinin Türkiye'ye ihtiyacı var: 1) Irak Merkezi Hükümetine karşı koruma, 2)Gaz ve petrolu dışarıya göndermek için bir pazar, 3)Avrupa'ya çıkış için bir kapı, 4) Türkiye ile ticaret ve mal alımı, Bunlar, Türkiye ile Kürdistan Bölgesi arasındaki ilişkilerin temelini oluşturuyorlar. Fakat Kerkük meselesi sorunları çıkmaza sokuyor. Eğer bir antlaşmaya varılırsa, bu şiddeti çemberini ortadan kaldırır. Her ne kadar Türkler ve Kürdler birbirlerini o kadar sevmeselerde .. Rojname: Amerika ve Birleşmiş Milletlerin rolu hakkında ne düşünüyorsunuz? Size göre onlar gerektiği kadar Kerkük sorunuyla ilgilendiler mi? Joost Hiltermann: Amerika ve Birleşmiş Milletler Kerkük'te görüşmeler ortamını oluşturmak için büyük çabalar verdiler. Bu ise pozitif bir tavırdır. Çünkü başka hiç bir alternatif yok. ABD Başkan Yardımcısı Josef Biden'in son seferi de gösteriyor ki Amerika sorunu çok ciddiye alıyor. Fakat gelecekte Kerkük sorunu hakkında deklere ettikleri hedefler için ne kadar diplomatik gücü kullanacaklarını görmek gerek. Rojname: Kerkük'teki Arap ve Türkmenler gibi farklı gruplar, bu şehirdeki Kürd idaresinin siyasetini doğru bulmuyorlar. Onlara göre Kerkük'teki Kürd idaresi var olan ayrışmanın ve kinin sorumlusudur. Sizce bu doğru mu? Joost Hilterman: Kerkük Kürd idaresi, Kürd Siyasi Önderliğinin planını uyguladı. Kürdler 2003 yılından sonra Kerkük'te büyük hatalar yaptılar. Kerkük'teki üst görevlerinin ezici çoğunluğunun kontrol edilmesi gibi hatalar.. Kerkük'teki kamu mallarına el konulması ve Kerkük'teki diğer milletlerin dıştalanması gibi olaylar.. Hataların sonucu açık bir şekilde ortada duruyor. Şimdi Kerkük'teki diğer milletler, Kerkük'ün Kürdistan'a geri dönmesi için önerilen tüm projelere, hatta azınlıkların tüm haklarının garanti altına alındığı projelere de karşı çıkıyorlar. 6 yıldan sonra Kerkük'teki yapılanmalar arasında güven kalmamıştır. Diğer milletler Kürdistan Bölge Hükümetinin verdiği garantilere inanmıyorlar. Güvenin oluşması için tek yol söz vermek değildir. Belki stratejiyi değiştirmek gerekir. Sorunu çözmek için Kerkük'te bulunan tüm farklı yapılanmalar arasında görüşmeler gerekir, Kürdlerin büyük bir çoğunluğuna acı verecek tavizler de söz konusu olabilir. Bu ise Kürdistan Bölge Hükümetinin 2003 yılından sonra Kerkük'te uyguladığı politikanın neticesidir. Rojname: Size göre Hükümet ve Parlamento'un değişmesi bu soruna hizmet edebilir mi? Özellikle iktidarın kötü kullanılması meselesini gündeme getiren uluslararası kuruluşların raporlarından sonra? Joost Hiltermann: Tüm demokratik sistemlerde(yeni kurulan veya yerleşen) iktidarın değişimi sağlıklı ve zaruridir. Ben muhalefetin çoğunluğu oluşturabileceğine inanmıyorum. Fakat muhalefet iktidar partilerini daha şeffaf ve daha sorumlu olmaya mecbur edecektir. Bu da seçimlerin çok sağlıklı bir sonucu olur.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.