بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

CÖZÜM MÜ CÖZÜMSÜZLÜK MÜ?

CÖZÜM MÜ CÖZÜMSÜZLÜK MÜ?

Hasan H. YILDIRIM

Ortada bir sorun var. Nedir bu sorun? Türkler ve Kürd milletini Türk´ün kapisina baglamayi kendisine görev kilmis, Türk Kürd´üne göre “Kürt sorunu”, Kürd yurtsever harekete göre “Kürdistan sorunu”.

Bu soruna cözüm araniyor. Yaklasimlar farkli. Türk ve Türk Kürd´ün ortak bir konseptleri var. Bu blok kendi icinde bazi bicimsel farkliliklara sahip olsa da, öz de anlasmaktadirlar. Hedefleri acik ve net. Kürd milletini Türklestirmek. Bunu yapmak icin yol ve yöntemleri farkli olsa da hedefleri bu.

Peki Kürd cephesinde soruna nasil yaklsiliyor? Durum icler acisi. Ulusal bir konseptleri yok. Her kafa da bir cözüm var, dahasi cözümsüzlük. Ahmet Zeki´nin degisiyle “Kürdler hic bir sey istemiyor.”

Asil tehlike burada! Bu nasil asilir sorusu Kürd yurtsever hareketin gündemini isgal etmeye devam etmektedir. Görev ortak bir Kürd konseptini olusturmaktir. Her yurtsever Kürd´ün kendisini ifade edecegi bir konsept olusturmak kacinilmaz hale gelmistir.

Bu basarildigi ölcüde Kürdler, kendi sorunlarini ulusal ve uluslararasi kamuoyuna anlatabilirler. Bagimsizlik ve özgürlüge o oran da yaklasabilirler.

Bu yapilmadan bos heybeye kürek salamaya devam ederler. Türk´ün her “Kürt” deyisinde pembe hayallerden ve dilenci konumundan kendilerini kurtaramazlar.

Kürd, Türk´ü yeniden tanimak zorundadir. Iyi tanimak zorundadir. Ezbere “dostluk ve kardeslik” edabiyati yapmadan önce Türk toplumunun resmini bilmek zorundadir.

Peki millet olarak bunu bilince cikarmis miyiz? Kuskusuz hayir! Eger bunu yapabilmis olsaydik, Türk´ün her “Kürt” deyisinde degil, temkinli olmakta keramet arardik.

Geriye gitmeye gerek yok. Son bir aylik siyasal gelismelere bakmak bile yeter. Kendilerine Türk aydini diyenler ve Kürd milletini Türk´ün kapisina baglamayi vazife bilen Türk Kürd´ünün son yaklasimlari irdelendiginde her seyin apacik orta yerde oldugunu görmemek aptalik olur. Bu aptaligi yapan Kürdler´den gecilmedigide ayrica bir gercek.

Bu kepazelik ne zamana kadar sürecek? Olup bettenleri görmek cok mu zor?

Sömürgeci, katliamci, asimilasyoncu, irkci ve soven Türk milliyetciligini görmemezlikten gelenler Kürd milliyetciligine karsi hacli seferlerine ara vermemisler. Irkci ve soven Türk milliyetciligini „devrimci-demokratik“ göstermek icin resmi-sivil kesim, sag ve sol´u elele vermisler. Yanisira Kürd milliyetciligini
„gerici“, „ilkel milliyetci“ göstermeyide ihmal etmemisler. Bu yanilsamayi kabullendirmek icin bas vurmadiklari hic bir yol ve yöntem birakmamislar. Dahasi bu is saldirganliga kadar vardirilmistir.

Türk egemenlik sistem sahiplerine bir sey deme cesaretini gösteremeyen sözde Türk aydini üstüne vazife olmayan Kürd milliyetciligine karsi savas acmistir. Ne kadar tehlikeli oldugu sendromuna girmistir. Ardinda da ortaligi velveleye verip “Kürt sorunu cözülmelidir” cigirtkanligini yapmaktadir. Bu, ikiyüzlülük degil de peki nedir?

Onlari anladik! Peki su bizimkilere ne oluyor? Ucu yakilmis mektuplar, imza kampanyalarina ne demeli?

Eger bir millet boyunduruk altina alinmissa, kendisine inkar ve imha dayatilmissa bu ortamda milliyetciligin gelismesi kadar dogal ne olabilir? Kötülük bunun neresinde?

Eger Kürdler´de milliyetcilik gelismemisse bu sorgulanmalidir. Bana göre Kürd milliyetciligi tüm parametreleriyle gelismemistir. Asil tehlike burada aranmalidir. Yoksa Kürd milliyetciligi gelisiyor diye topyekün ayaga kalkan Türk toplumunun hakli tek bir gerekcesi yoktur. Bu konu da Türk aydin ve sol´u ayrica kötü bir söhrete sahiptir.

Türk milliyetciligi ezen ulus milliyetciligidir. Baski uygulayan bir milliyetciliktir. Bu nedenle karsi cikilan olmalidir.

Buna karsin Kürd milleti bölünmüs, sömürge tahakümü altina alinmis, kendisine inkar ve imha dayatilmistir. Bu kosullar altinda olan bir ulusun milliyetciligi baskiya karsi olus nedeniyle devrimci, ilerici ve demokrattir.

Bu bir realite. Her kim ki, bu ciplak realiteyi görmese ünvani ne olursa olsun gerici, irkci ve sovendir. Haklidan yana degil, haksizdan yana olus nedeniyle demokrat degildir. Kendine
“aydin” diyen Türk zevat gibi.

Sömürgeci sistemin Kürd milleti icin yaklasim ve icraati belli. Inkar ve imha.

Türk aydin ve sol´unun yaklasimida bu anlayistan pek uzak degil. Aralarinda bazi ayriliklar olsa da özde degil bicimseldir.

Türk aydin ve solcusu, Kürdistan´in bir ülke oldugunu iclerine sindiremezler. Kürdistan demezler. Resmi söylem olan “Dogu ve Güneydogu” derler. Kürd milletide demezler. “Milletimizin bir parcasi” derler.

Mesele bu olunca geriye ne kalir? Sorun, sistemin insan haklari ile ilgili alani icine alinarak orada bogulmak istenir.

Oysa Kürdler bir millettir. Kürd milletinin yurdu Kürdistandir. Bu bir realite. Bu realiteyi kabulenmeyenlerin Kürdistan sorunu konusunda cözüm bicimleride olmaz.

O halde Kürdler, sorunu anlasilir kilmalidir. Kürdistan´i bir siyaset olusturmalidir. Kürdler, Kürdistan´i bir siyaset olusturduklari ve bunun mücadelesini verdikleri ölcüde sorunlarini anlasilir kilabilirler. Bagimsizliga ve özgürlüge o oranda yaklasirlar.

Kürdistan sorunu, ulusal bir sorundur. Bir millet sorunudur. Toprak sorunudur. Bagimsizlik sorunudur. Bunun pazarligi olmaz. Kürdistan Baskani sevgili Mesud Barzani´nin dedigi gibi “hali pazarlayicisi degiliz”.

Fakat bazi aydin ve partilerimiz hali pazarlayicilarini bile sol´adilar. Türk´ün birinin agzinda “Kürt sorunu” cikti diye cocuklar gibi sevindiler. Bayram sekeride isterim diye avuc actilar.

Ama sevincleri fazla sürmedi. MGK, herkese durmasi gereken yeri hatirlamakta gecikmedi. Sorunun cercevesini yeniden cizdi. Bu cercevenin altinda Erdogan ve hükümetinin imzasida var.

Bizim hali saticilarinin buna bir diyecekleri olacak mi? Kim bilir? Bu bahar olmadi, gelecek bahara derler. Bir Türk´ün “Kürt sorunu vardir” demesine kadar iyi beklemeler.

Peki mesele Türklerin yaklasimiyla cözülebilinir mi? Elbette hayir!

MGK´nun görüsü bazi istisnalar olsa da Türk toplum kesimlerinin görüsüdür. Türk toplumu bir bütün olarak, yani resmi-sivil, sag-sol ve aydinlar dahil tüm kesimlerin buna kabulleri vardir.

Türkler, Kürdistan yurtsever hareketin sorunun cözümüne yönelik cözüm bicimine karsi itirazlarini söyle förmüle ederler.

“Kürdler ulusal kimlikleriyle parti, örgüt ve kurumlarini olusturamazlar. Kürdlük siyasal bir kimlik olarak kabullenilemez. Kürdlük adina siyaset yapamazlar. Kendi ana dilleriyle egitim yapamazlar. Kendi kendilerini yönetemezler. Devlet kuramazlar. Türkiye´yi bölemezler.” vs.

Peki Kürdler ne yapabilirler? Ne haklari olmalidir?

Beyaz adam´in buna cevabi kaba ve ukalacadir.

“Kürdler, millet ve toprak cagristiran hic bir talep ileri sürmeyecek. Bol bol kardeslik ve dostluk edabiyati yapacaklar.”

Bunu yapan akilsiz Kürd´e hani yok degildir!

Peki ondan sonra?

“Türkiye´de demokrasi mücadelesi verecekler. Bir de Türkiye´nin bagimsizligi icin kilic kalkan kusanacaklar. Kendilerine gösterilen hedeflere saldiracaklar. Eger Türkiye´ye kazara demokrasi gelirse haklari verilecek.”

Peki ne gibi haklar?

“Katliamdan kurtulacaklar. Cumhurbaskanligi dahil her mevki kendilerine acilacak. Sessiz düsünebilirler. Ha bir de Kürtce islik calabilirler.”

Kendilerine aydin diyen Türk zevat´in Kürd milletine reva gördükleri bunlar.

Onlarin deyimiyle “Kürt sorunu”, bizim deyimimizle “Kürdistan sorunu” bu yaklasimla cözülebilir mi? Kuskusuz hayir!

Kendilerine Türk aydini diyenler, madem “Kürt sorunu cözülmeledir” diyorlar, ilk önce “Kürt sorunu” nedir, sorusunun cevabini vermelidirler.

Bu sorunun kalkis noktasi Türk-Kürd, Türkiye-Kürdistan iliskilerini tanimlamaktan gecer. Bundan kopuk bir yaklasim sorunu cözmekten öte cözümsüzlüge sürükler.

Kürd yurtsever hareketin bu sorulara cevabi acik ve nettir. Tekrar da yarar var. Kürdler, bir millettir. Kürdistan, bir ülkedir, Kürd milleti dahil üstün de yasayan tüm ulusal kimlikli toplumlarin ortak ülkesidir.

Kürdistan ve üstünde yasayan ulus ve ulusal azikliklar, bugün sömürgeci boyunduruk altindadir. Kendilerine inkar ve imha dayatilmistir. Bu kosullarda sorunun cözümünü istiyorum deyip sorumluluk tasiyan Türkler, bu yalin gercegi bilerek cözüm üretmelidirler.

Dünya da bu türden sorunlarin cözüm bicimleri vardir. Kürd milleti de kendisi icin bunu istemektedir. Eger birileri “yok bu sana fazla” derse demek ki, sorunun cözümünde samimi degildirler. Oysa Kürdler, karsilarinda sorunu gercekten cözmek isteyen samimi Türk görmek istemektedir. Yoksa “alavere dalavere Kürt memet nöbete” aliskanliklarina artik karnimiz tok.

Bizim istemimiz acik ve yalin. Türklerle esit haklara sahip olmak istiyoruz. Türkler icin hak olan Kürdler icinde hak olmalidir. Bunun yolu cok. Federasyondan bagimsizliga kadar bir cok bicimi var.

Bunu kabul eden Türkler, henüz görünürlerde yok. Onlar hala Osmanli oyunlariyla Kürdleri oyalama politikasini yapmaktadirlar. Yok “demokrasi sorunuymus”, yok “bölgelerarasi az gelismislik sorunuymus” gibi bayatlanmis yaklasimlardan kendilerini kurtarabilmis degiller.

Ne zaman kendilerini bu kapandan kurtaran Türk ortaya cikarsa Kürdle anlasmamalari icin hic bir sebeb kalmaz.

Bu basarilmadigi müddetce hic kimse biz Kürdleri olup bitten olumsuzluklardan sorumlu tutma betbahtligina kalkismasin.

25 Agustos 2005

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.