بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی
Submitted by Aso Zagrosi on 30 Gul 2011

„Erzincan Hükümeti“ denilen olay işgal idaresi mi yoksa Ermeniler ve Kürdlerin özgür iradeleriyle oluşturdukları şûra mı?

“Erzincan Hükümetine” ilişkin kafamı kurcalayan soruları sormadan önce bazı hususlara dikkat çekmek istiyorum.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Kürdler sadece Osmanlı devletinin saflarında savaşmadılar. Kürdlerin bir kesimi de Rus ordusunun saflarında savaştılar.. Êzidi Kürdlerden Cihangir Ağa’nın önderliğindeki birlikler dışında Kürd siyaset dünyasının tanınan iki önemli şahsiyetlerinden Abdulrezak Bedirxan(Abdulrezak üzerine olan çalışmamı Newroz.Com arşivinde bulabilirsiniz) ve Kamil Bedirxan Rus ordusunun saflarında Osmanlı devletine karşı savaşa katıldılar.
Sözünü ettiğim Bedirxaniler farklı dönemlerde Kürdistan’ı özgürleştirmek için Çarlık Rusyasından destek alacakları umuduyla savaşa katıldılar.

Abdulrezak ve Kamil Bedirxan’ın savaş sırasındaki konumları, Rus yetkilileriyle yaptıkları görüşmeler ve talepleri büyük oranda belgelidir. Çarlık Rusyası Bedirxanilere Kürdistan’ın geleceği hakkında söz vermiyor. Kaçamaklı ve her tarafa çekilebilen bazı şeyler söyleniyor.. Buna rağmen Kürdistan’ın özgürleştirecekleri umuduyla ilk önce Abdulrezak daha sonra Kamil Kuzey Kürdistan’da ciddi faaliyetler içine giriyorlar. Bedirxaniler Kuzey Kürdistanlı biri dizi ileri gelenlerine mektuplar yazarak yada doğrudan ilişkiye geçerek Rusya’nın saflarına çekmeye çalıştılar.
Fakat, onlar bu amaçlarından başarılı olamadılar. Kuzey Kürd ileri gelenleri bırakın Bedirxanilerin çağrılarına olumlu cevap vermeye, hakaretlerle cevap verenler de az değildi.(Kör Hüseyin Paşa örneği gibi)

Rusya, Kürdleri tarih boyunca İran ve Osmanlılarla yaptığı savaşlarda çok yakından tanımıştı. Kürdler gibi savaşkan bir halkı karşısına almak istemiyordu. Bunun için Bedirxaniler aracılığıyla Kürdleri en azından nötral bir pozisyona sokmak istiyordu. Rusya’nın amacı bizim bugün Kuzey Kürdistan dediğimiz topraklarda kendisine bağlı bir Ermenistan oluşturmaktı.. Bu mesele bir dizi uluslararası toplantı ve konferanslarda gündeme gelmiş ve Kürdler arasında da büyük kaygı ve huzursuzluklara neden olmuştu.

Birinci Dünya savaşı başladığı zaman Ermeniler çok yaygın bir şekilde Rus ordusu saflarında savaşa katıldılar.. Ermeni Birlikleri Rusya saflarında Doğu, Güney ve Kuzey Kürdistan’ın tüm cephelerinde aktif bir şekilde savaşa katıldılar.(bu konuda daha detaylı bilgilere ulaşmak için kendiside Ermeni asılı olan General G. Korganoff’un la Participation des Armeniens a la Guerre Mondiale sur le Front du Caucase, 1927, Paris, adlı eserine bakınız)
Rusya saflarında savaşa giren Ermeniler ciddi bir ulusal bilince sahip olan Taşnak ve Hinçak gibi siyasal partiler tarafından yönlendiriliyordu.

Savaş sırasında bugün Kürdlerin yaşadığı topraklara ilişkin iki proje vardı...Biri Türklerin “Büyük Turan Ülkesi” ve diğeri ise Ermenilerin “Büyük Ermenistan” projesiydi. İki projede de Kürdlere yer yoktu. Ermeni Birliklerinin Kafkasya’da Mahabad, Revandiz, Erzurum, Bitlis ve Van gibi alanlarda Kürdlere karşı yaklaşımları Kürdleri tümden Osmanlı devletinin saflarına zorladı.. Çünkü, Ermeni birlikleri Osmanlı devletine karşı savaşma yerine Kürdlere yönelik etnik temizlik yapıyordu. Rus ve Ermeni birliklerinin elinden kurtulan Kürdleri’de Türkler kar da ve kışta ölüm yolculuğuna çıkarıyordu. O dönemler Osmanlı Ordusunda subay olan değerli Kürd siyaset adamı Mustafa Paşa Yamulki’nin oğlu Aziz Yamulki o dönem için 700.000 Kürd’ün ölümünden sözediyor. Abartılmış olsa daha incelemeye değer buluyorum.

Savaş esnasında Kürd ve Ermeni ilişkilerini daha iyi kavramak için Aris Arda araşadaşın Newroz.Com’da yayınladığı Rus ve Sovyet Arşivlerinde Kürdler adlı yazı serisinde Kamil Bedirxan’ın ve Prens Şachovski’nin raporlarını okumak gerekir. Hamidiye Alaylarının bazı komutanları Rusların saflarına geçiyor. Fakat, Ermenilerin kendilerine karşı yaklaşımlarından dolayı pişman oluyorlar. Abdulrezak Bedirxan’ın Van’ın çevresinde 3 Kürd köyünün sakinleri geri getirme girişimi ve Ermenilerin tavrını görürseniz gelişmelerin vardığı boyutu anlarsınız.

Savaş esnasında ele düşen ve teslim olan Kürdler sistematik bir şekilde öldürülüyor. Bundan dolayı tüm cephelerde Kürdler teslim olmuyor ve ölesiye savaşıyorlar. Bu realiteyi Şachovski raporunda göreceksiniz. Bundan dolayı Prens Şachovski Rus Çarı’na Ermenileri cepheden geri çekin önerisinden bulunuyor.

Enteresan bir olaydır ki Prens Şachovski, yıllar boyunca Çarlık Rusyasının Kürd danışmanıydı. Daha sonra Kürdler konusunda Bolşeviklere danışmanlık yaptı. Şachovski’nin hazırladığı raporlarda sadece değişen şey, eskide “ekselans”larla başlayan raporlar, bu sefer “Yoldaş” diye değişmeye başladı.
Aslında Çarlık Rusyasıyla Bolşevik Rusya’nın Kürd politikalarından yapılan değişiklik Şachovski’nin “ekselans” ve “yoldaş” değişikliğidir. Bolşeviklerde bağımsız Kürdistan’a, federal Kürdistan’a ve hatta kimin denetinde olursa olsun otonom Kürdistan’a karşıdır. Bu söylediklerim Sovyetler Birliği’nin resmi belgelerinde söyleniyor. Ben sadece toparlamaya çalıştım.(merak eden Aris Arda’nın yukarıda sözünü ettiğim çeviri serisine baksın)

Çarlık ve Bolşevik Rusya’sının Kürd politikasını gündeme getirmemin nedeni Davut arkadaşın makalesinde sözünü ettiği “Erzincan Hükümeti” tamda Rusyadaki iktidar değişikliğinden sonra gündeme gelmesindedir.

Devam edecek.

Şîroveyeke nû binivisêne

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.