بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی
Submitted by Anonymous (Pesend ne kirin) on 26 Gul 2011

Kürd yurtseverlerine sesleniyorum...

Türkiye´de seçim Kürdistan´da geçim…’’Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim.”

Yine seçimler kapıya dayandı. Kelaynaklar parsa hesapları gereği parti merkezlerinin önünde içtimada.

’Milletvekilliği’ iyi para ediyor. Ömür boyu emeklilik kiminin iştahını kabartıp beş para etmez hale getiriyorsa da, kimisini rencide ettiği de bir gerçek.

Kürd ulusunun içinde bulunduğu açmaza bir nebzede olsa katkı sunabilir miyim diyen bu son kategorideki insanlar, ne yazık ki genel tablo içerisinde kaybolup gitmekteler.

Birinci kategoridekiler toplum olarak Kürdlerin içinde bulunduğu duruma ne katkı sunabilirler? Evde başka, pazarda başka konuşan bu insanlar, Kürd ulusunun umudu mu olurlar yoksa umutsuzluğumu. Aslolan budur.

Evet, biliyoruz bazılarınız TBMM´ne gideceksiniz. Kuzu kuzu o ırkçı yemini de edeceksiniz. Bu yemini etiğinizde “bir ayağınızı havada tutuğunuzu” da anlatacaksınız Kürd halkına…

Hatta bazılarınız TBMM´ne gitmeden, Tıpkı Leyla Zana gibi oraya adapte olmaya başlayacak bile.

Abdullah Öcalan´a sürekli önderimiz diye hitap eden Zana, sanki TC´nin resmi ideolojisi, Anti Kürd yasa ve kurumları değişmişmiş gibi, sanki Kürd gençleri katledilmiyormuş gibi, sanki Kürdlerin temel hakları iade edilmiş gibi, “o dönem geçmişte kaldı” demektedir.

Zana bunu hep yapıyor…

Okuyucular hatırlarsa: Leyla Zana ile Ulucanlar cezaevinde aynı dönemde bulunduğumu yazmıştım. O dönemde on insan beyni parçalanarak katledilmişti ve kemik seslerini Zana´yla beraber duymuştuk.

Ama Zana, o katliamın üstünden bir yıl bile geçmeden Avrupa Parlamentosunun bir oturumunda Türkiye´de İşkence yok demişti. Zana´nın TC´yi aklayan bu tavrına tepki olarak bir yazı kaleme almış ve “Leyla sen o insanların kemiklerini sızlattın, ölene kadar o kemik sesleri kulağından eksik olmasın” diye beddua etmiştim.

Evet, yıllar geçti ve Leyla Zana o dönemde yaşananlar geride kaldı diyor…

Leyla Zana ve benzer nitelikteki siyasetçilere diyeceğim sudur: Sizlerin, onca yıl cezaevinde kalmanız, yaşadıklarınız yurtseverliğinizi değil, ama ne yazık ki geride bıraktığınız koltuklarınıza kavuşma sevdasını kamçılamış gözüküyor,

Kürdler elbette sizlerin Kürdistan özgürlük mücadelesine bu hesaplı yaklaşımınıza belki bugün değil ama mutlaka birgün cevap verecektir. Antenlerinizi bağladığınız ve biat etiğiniz İmralı´nın foyaları ortaya çıktığında, kim bilir belki de özeleştiri şansınız bile olmadan Türk tarafına geçeceksiniz…

Ancak o altı yüz yılık devlet geleneğine sahip Türk devleti de kendi ulusunuzu aldattığınız için sizi güvenilmez bulacaktır. Kürd tarihi bunun örnekleriyle doludur. Sözde radikal çıkışlar yaparak bugün Kürdler üzerinde politika yapabilirsiniz ama sizin radikalliğiniz Samur´un bir ilçesinde yayın yapan bir kürd radyosunun yanında sıfır kalır. Bu örneği neden verdiğimi anlayan anlayacaktır.

Bir yerlere biat ederek elde etiğiniz ranta karşın, o kürd çocuklarının annelerinin çağlıklarını kulaklarınızda hissettikçe asla huzur bulmayacaksınız…

Bu yüzdendir ki, TBMM´de edilen yemini yazımın başına koydum.

İddiası her ne olursa olsun bu yemini eden kişi Kürdleri asla temsil etme hakkına sahip olamaz. Zaten bu yemini edip de, Kürdler adına mücadele edeceğim diyen biri olursa onun mutlaka kimlik ve kişilik problemi var demektir.

Kimse kalkıpta Türk ırkçı yeminini basit, sıradan bir formalite diye bize sunmaya kalkmasın.

Yine, kimse “Irkçı Türk Anayasasını değiştirmek için oraya gidiyoruz” kandırmacasına girmesin.

Seçimlere Kürd ulusu adına katılan adaylar, seçildiklerinde yurtsever Kürd seçmenine layık olduklarını kanıtlamak istiyorlarsa, TBMM´deki yemin töreninde pekâlâda sivil itaatsizlik eylemi yapabilirler…

Altını çizerek belirtmek gerekirse: o ırkçı yeminle, kişiliğini Türk meclisinde iki paralık edenlerin Kürdler adına yapacak hiç bir şeyi olamaz. İkide bir seçimlerden çekiliriz boş söylemlerine biz Kürdlerin karnı toktur. Çekilin de inanalım!

Zira yaşananlar göstermiştir ki: Bazıları için hiç bir şey koltuk ve makam sevdasından daha önemli değildir. Bu ajitasyonlar olsa olsa militan Kürd gençlerinden bir kaçını daha toprağın altına gönderir o kadar. Ki bunun da zaten bu kesimler ve İmralı için hiçbir bir önemi yoktur.

Kürd yurtseverlerine seslenmek istiyorum:

TBMM´de bu ırkçı yemini edecek hiç kimseye oy vermeyin.

Bu yemini eden her kim olursa olsun vicdanına güvenmeyin!

Sömürgeciler kendi politikalarını açık açık beyan edip uygularken, bunların Kürdistan´ın özgürlüğü adına hiç bir açık ve elle tutulur bir söylemleri bulunmamaktadır.

Unutulmamalıdır ki, Kürd olupta TBMM´de düşüncesizce bu yemini edenler, kendi ulusal kimliliklerini Türk meclisine armağan etmekte ve kendilerini Kürdistan sorununun çözümü değil bizzat çözümsüzlüğüne adamaktadırlar.

Oysaki Kürdlerin ulusal talepleri meşru ve haklıdır. Her alanda da onurla ve gururla savunulması gerekir. Ne var ki TBMM´ye gidenler “Kürd ulusunu temsil ediyoruz. Bu yemin ise Kürd ulusunu inkar ediyor. Bu nedenle böylesi bir yemini içmeyi ret ediyoruz” Deme cesaretini gösteremiyorlar. Bundandır ki, bu yemini edenlerin eliyle Kürd ulusal kimliği ve kişiliği rencide edilip, ulusal istemlerimiz de dejenere edilmektedir.

Bu aşağılayıcı duruma artık yeter denmeyecek mi?

Sayın Yaşar Karadoğan´ın, ilkesiz tutumlara, parlamento hastalığına ve İmralı siyasetine karşı yönelttiği eleştiriler yerindedir. Son yazısının tarafsız bir gözle okunmasını isterim…

Saygılar

Kadir SATIK
[email protected]

19.05.2011

http://rizgari.com/modules.php?name=Rizgari_Niviskar&cmd=read&id=2263

sayin arkadas sizler de kürt halkinin mücadelesinin cefasini cekiyorsunuz. bu forumda kac gündür dara bilek adli bir adamin jitem ile iliskisi konusuluyor. müdahele etmiyorsunuz, tabi ki etmeyin, kürtler konusmasa zaten jitemciler konusyor iste, kürt örgütleri kendi bagirsaklarini temizlesin, kurtlar düssün. ben herhangi bir idiada bulunmuyorum, leyla zanaya hakaret eden haksizlik eden kürt adaylara oy vermeyin diyen, kendini ulucanlar zindani gazisi gibi gösteren bu kadir satik hangi suctan yatmis onu aciklasin. leyla hangi sebepten zindana girdi onu aciklasin. bu kadir yunanistan casusulugu yapmis mi yapmis, ceza almis mi bu isten almis, avrupa insan haklari mahkemesine kendisi basvurmus mu,basvurmus? orda yaptigi isin tefaruati varmi var.o zaman niye siliyorsunuz. varsa yazimda bir hakaret bir haksizlik bunu belirtin.insanin aklina baska seyler geliyor sizin bu tavriniza karsi.

Şîroveyeke nû binivisêne

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.