[b][color=#FF0000][url=http://www.newroz.com/forum/read.php?1,36145,36145#msg-36145]İsmail Beşikçi'nin 'Kürtler Özerklik itemiyor' makalesi üzerine bir kaç not...
Gönderen: kurdistan4all (IP Kaydedildi)
Tarih: 14 February, 2010 16:15[/url][/color][/b]
Kisi olarak bir yaziyi, makaleyi, ongoruyu, dusunceyi elestirirken veya ele alirken, irdelerken hic bir zaman karsimdakinin ozel konumlarini, (varsa) elestirilerimi onlara dayanak noktasi yapma yerine,
kisinin makalesinde, yazisinda, ongorulerinde kullandigi argumanlar, methodlari veri olarak alir, gosterdigi kaynaklari da (elestiri ve irdeleme suzgecinden gecirerek) makalenin, yezinin her ne ise temel dayanaklari olarak alir oyle algilar ve irdelemeye calisirim..
Bu anlamda makale yazarinin sacinin sariligi, gozlerinin kahverengi olmasi, topal veya 45numara ayakkabi giymesi teferuatlari (varsa ilgililerine havale ederek), kisinin ozelliklerini tartisma veya satasma islerini onlara birakirim..
ismail besikci bir bilim adamidir,
kendiside sik-sik tekrarlamak zorunda kalmistir ve dogru olanda budur. Bilim adami olgulari ele alirken belki de tali plana dusmus, onemsenmemis, ele alinmamis "kucuk teferuatlarin" titizlikle incelenmesi, olguyu kavarmada bilince cikarmada cok temel bir gerceklik olarak kendini dayatir ve bu kucuk teferuatlari irdelememis ele almamissa eksik ve koturum kalan sonuclar algilamalar cikarabilecegimizi hatirlatmistir..
ismail besikci,
“Kürtler ’Özerklik' İstemiyor“ baslikli makalesinde A ve G sirketinin yaptirmis oldugu bir anketi degerlendirirken:
[b][color=#0033CC]“Kendi memuru, polisi, meclisi olan bir yönetim, bir otonomi istemiyorum“ demek, bugünkü yönetimden, güvenlik güçlerinden, polisten, jandarmadan, JİTEM'den çok memnunum demektir. “Kendi memuru, polisi, meclisi olan bir yönetim, bir otonomi istemiyorum“ demek, Kürtçe'yi yasaklayan, çocuklara Kürtçe isimler vermeyi hala engellemeye çalışan bir yönetimden çok memnunum demektir. “Ben özerklik istemiyorum“ demek, Kürt bölgelerinde, parklara, bahçelere, kamu binalarına, Kürt şairlerinin, Kürt yurtseverlerinin isimlerini verilmesine engel olan bugünkü yönetimden memnunum demektir.[/color][/b]
...
ve akabinde de su sorulari soran paragrafa gecmektedir:
[b][color=#0033CC]Diyelim Kürtler, “özerklik istemiyoruz“ diyorlar. O zaman, Kürtleri eleştirmek gerekmez mi? Dünyada herkes kendi kendini yönetmenin mücadelesini verirken, Kürtlerin, “bizi ille de başkaları yönetsin. Kardeşimiz yönetsin“ demelerini eleştirmek gerekmez mi? A ve G Araştırma Şirketi'nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde benzer bir araştırma yaptığını düşünelim. Orada yaşayan Türkler de “özerklik istemiyoruz“ derler mi? Türk basını bunu, müjde gibi, egemenlere duyurur mu? Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan Türkler, bırakın özerkliği, federasyonu, bağımsızlık istiyorlar. Fiili olarak varolan devletin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, uluslararası kurumlar tarafından, devletler tarafından tanınmasını istiyorlar. Kuzey Kıbrıs'ta diyelim 200 bin Türk yaşıyor. Kuzey Kıbrıs'ta 200 bin Türk bağımsızlık isterken, 20 milyonu aşkın Kürtlerin “özerklik istemiyoruz“ demeleri eleştirilmesi gereken bir anlayış değil midir? Güney Kürdistan'ı düşünelim. Oradaki Kürtlerin, “özerklik falan istemiyoruz, Saddam Hüseyin yönetiminden, Kimyasal Ali'nin operasyonlarından çok memnunuz“ demeleri hoş bir şey mi? Kürtlere, Kürt sorununa yaklaşımda Saddam Hüseyin yönetimiyle Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ni aynı kefeye koymak mümkün müdür?[/color][/b]
Birinci ve ikinci alinti ile ilgili sunlari soylemek mumkun: 1)Kurdleri kendi cellatlari tarafindan yonetilmelerine iten sebep somurgeci isgalci turk irk devletinin uygulamalarimi?
Kurdleri "ben ozerklik dahi istemiyorum" sonucuna getiren olgu ne? adi gecen devletmi? adi gecen arastirmayi yapan kurulus ve onun sahibimi?
3)"ozerklik dahi istemiyorum"derekesine getirilmis halk mi o halki bu duruma getiren siyasal sozum ona onderleri, aydinlari siyasetcilerim?
Kurdleri sabahtan aksama kadar elestirmissiniz ne onemi olacakki?
Bilim adamiysaniz olgulari butun yanlari ile irdelemek zorundasiniz!
"ben ozerklik dahi istemiyorum"durumuna getirilmis bir halk mi elestirilir, yoksa o halka 'çicekli gul tebside ozgur bir vatan topragi armagan' i ile kurdleri ceyrek asir boyunca siyasal ideolojik olarak kandirdiktan sonra,
Mustafa Kemal devrimcidir, Kurulacak olan bagimsiz bir Kurdistan devleti turklerin sirtina saplanacak bir hancerdir diyen(ler)mi elestirilir?
Bilim adami,
elestirirlmesi gereken adresleri es geçip "kurdler ben ozerklik istemiyorum" dedikleri icin elestirilmelidir gibi bilim alaninda POT KIRMAK olarak algilanacak tahliller yapabilirmi?
Bilim adamiysaniz,
bir butun olarak Kurdlerin kani cani acisi gozyaslari uzerine olusturulumus butun kurumlarinda "maalesef ataturk bugun yasamiyor yasasaydi..."(roj tv nin bir programindan) "pkk eski pkk degil, bizim devletle sorunumuz yok, toprak sorunumuz yok irademiz olan onderimizin deliler adasindaki yasam kosullari duzeltilmelidir..." "Lozan antlasmasini tartismak, turk ulusunun vicdanini yaralar" "canakalede dusmana karsi birlikte sehit dustuk, bu topraklar bu bayrak bu devlet hepimizin" "bagimsiz bir kurdistan hayaldir ve anca bazi IRKÇI KURDLERIN SIIRLERINDE BIR UTOPYADIR" etc.etc.etc. diyen kaynagi elestirmek sizin gorev ve sorumluluk alaniniza duser,
bir halki yukarida siraladigim soylem ve siyasi argumanlara sahip olanlarin dusurmus olduklari durumdan sorumlu gorup elestirmek bilim adamligina yakismaz ve dogru da degildir.
uçuncu ve son alintiya geçerken..
ismail besikci bu alintida bakin neler soyluyor:
[b][color=#0033CC]Bu ilişkiler çerçevesinde Can Dündar'ın Şemdin Sakık'la yaptığı röportajı da değerlendirmekte yarar vardır. Bu röportaj 19-21 Ocak 2010 tarihli Milliyet gazetelerinde yayımlandı. Şemdin Sakık PKK'de başlıbaşına bir fenomendir. Teslimiyetçi duruşu dikkatle analiz gerektiren bir durumdur. Şemdin Sakık ailesini ve örgütünü karalayarak, suçlayarak prim kazanmaya çalışmaktadır. Aile içindeki bazı çatışmalardan, çelişmelerden dolayı gerillaya katıldığını vurgulamaktadır. Başkalarının gerillaya katılmalarında da bu dürtünün önemli bir etken olduğunu anlatmaya çalışmaktadır. Gerillaya katılımının Kürt sorunuyla, özgürlük duygusuyla hiç ilgisi olmadığını anlatmaya özen göstermektedir. 20 sene dağlarda özgürlük mücadelesine katılmış bir gerilla komutanının böylesine teslimiyetçi bir duruş sergilemesi, irdelenmesi gereken aynı zamanda eleştirilmesi gereken ilişkiler içermektedir. Can Dündar, Canlı Gazete tek başına demokrat bir anlayışı temsil edebilir. Ama Kürt sorunu söz konusu olduğu zaman bu tutumu demokratik bir anlayış çerçevesinde değerlendirmek mümkün değildir. Şemdin Sakık'ın teslimiyetçi ilişkilerini gündeme getirmek, bu ilişkileri yaygınlaştırmaya çalışmak, ancak resmi ideoloji çerçevesinde değerlendirilebilecek bir süreçtir.[/color][/b]
Semdin Sakikin teslimiyetçi çizgiyi temsil ettigini anlamak icin amarikanin yeniden kesfinin gerekliligimi var?. pkk icinde "ikinci adam" konumundaki FENOMEN! bu fenomen pkk ve gerillaya katilma sebebini aciklarken sistemin resmi ideolojisi cercevesinde degerlendirmek gerek evet! ama..
Pkk icindeki ikinci adam konumundaki teslimiyet iliskilerinde bulunmus ve bulunmakta olan semdin sakikin iliskilerimi irdelenmeli? yoksa pkk icinde hic bir alternatifi ve olmayan ve peygamber derekesine kendini yukseltmis 1numarali sahisin teslimiyet iliskilerimi irdelenmeli?
Bu nasi bilim adamligi anlayamiyorum artik!
Bir bilim adami olarak teslimiyetin ve kurd ulusunun ulus olmasindan kaynakli butun hak ve hukukunu somurgeci isgalci turk irk sistemine entegrasyonu icin canla basla cabalayan 1 numarami elestirilir? yoksa turk irk devletinin bir sibop (1 numara konumundaki abdullah ocalan a kazara bir sey basina gelirse yedekte tutuklari olan semdin sakik) olarak her zaman yedekte beklettikleri 2.adam semdin sakik mi?
Bilim adamligi bir ulkenin baskaninin veya halkinin gozreklerine hayran oldugundan degil bilimin emrettigi neyse onu soylemekle mukelleftirler.. Bunu "bir halkin umut bagladigi lider" "cezaevinde olan bir lider" safsata ve hasiralti yontemlerle gecistiremezsiniz..
Tarih tabiiki ismail besikciyi Kurdistan sorununda bilimin yontemlerinden vazgecmeyen onurlu bir turk olarak yazmistir..ama bu onurlu durus, eger elestiri ve bilimsel yontemleri sorunun kaynagini irdeleyen ortaya cikarmaya calisan bir misyondan ote, 2. 3. 4. bilmem kacinci adamlarin "ihanet icindeki iliskilerinin" irdelenmesi ile gecistirilen bir konum arz ediyorsa, her insanin (bilim adami olmasina gerek kalmadan) elestirmesi ve varsa iyiniyet elestiri ve irdelemeleri sorunun merkezine yonlendirilmesi cagrisi yapmak gibi bir sorumluluklari vardir ve hickimse bu haklarini ellerinden alamaz.
Kisi olarak Ismail Besikciyi 1978lerden beri taniyan ve kim oldugunu nelerin basindan gectigini bilen ve sahit olan bir insanim,,
ama bu gune kadar ismail besikciden bu kadar muglak olan bir yazi ve makale ne okudum ne gordum ve nede duydum..
Bir Kurd olarak,
bilimsel yontemlerin toplumsal olaylara her zaman uygulanmasi gerektigi konusuda israrli olan biriyim.
Ama dedigim gibi ismail besikci (sebebini bilmiyorum) son donemlerde sanki birilerini (en azindan) guclu ve gercekci temel dayanaklari olmasina ragmen hep tartisma ve elestiri konusundan uzak tutmaya calisan bir durum sergilemektedir gibime geliyor.
Teslimiyet ve ihanet olgularini 1. adam i tartismadan semdin sakik veya baska birinin ailesel celiski ve cakiskilarinin irdelenmesi derekesine dusurmek bir bilim adamina yakismayan uzerinde her Kurdun dusunmesi ve sonuclar cikarmasi gereken bir gerceklik olarak duruyor..
Bilimin genel kuralidir: ucu kime neye dokunursa dokunsun gercekleri gormek istiyorsani, gercekleri anlamak istiyorsaniz, gercegi aramak ve gercegi bulmak ve paylasmak zorundasiniz..
sadece bir operasoynla bilmem kac kurd siyasetcisi kurbanlik koyunlar gibi sira dizilerek somurgecilerin uygulamalarini dile getirmek yetmiyor hocam!
Kurbanlik koyunlar gibi sira dizilip elleri kelepcelenen insanlar hangi siyasal formulasyonlarin savunucularidirlar?
Turkiyelilik!
Peki bu turkiyelilik zirvasinin kaynagi nerde veya kim?
iste mesele burda..
gerisi hergun turkler su kadar kurdu kesti, bicti, asiti hapislere atti demek de artik bir islevi olamayan siradan rutin yazilar ve makaleler olmaktan ote bir sey ifade etmiyor olabilirler,
somurgeci isgalci turk irk devletinden "tek vatan tek bayrak tek millet" naralari duymak ve bu uygulama bicimlerini hergun hayatin icinde hissetmek ve bunu dillendirmek baska seydir,
somurgeci isgalci turk irk devletinin sozum ona karsiti olan ve sizin yakindiginiz "ben ozerklik dahi istemiyorum" diyen halkin siyasal "temsilci"lerinin "tek bayra, tek millet, tek devlet" soylemlerini irdelemek elestirmek ve bilince cikarmak asil olandir..bilim adamliginin emrettigi budur..
gerisi?
laf salatasi!
Re:katki sunmasi temennilerimle, bir de kendi yazimi aktarayim..