Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 27 May 2010

Derli toplu bir calismayi hakkediyor bu husus aslinda; burada mumkun mertebe anakronizm tehlikesini berteraf etmek icin kronolojiyi saglam tutmak gerekiyor, onu yapmaya calisiyorum elbette. Mesela eger biri cikarda " Irak 1918 yilinda Ingiltere'nin elinde degildi; nasil olurda ..." diye bir ifadeyi, yazdiklarima karsit tez gelistirmek icin kullanirsa, ortada anakronizmden muzdarip hata gormus oluruz, zira burada daha tartisma baslamadan bitme egilimi gosterir; nitekim de , maalesef oyle oluyor.
Halbuki degil 1918, 1917 Nisan'inda Bagdat Ingiltere'nin elindeydi; tum askeri ve diplomatik administrasyonu mevcuttu ve Musul-Kerkuk'te gucu az bir Osmanli birligi vardi vs.

Burada, 90 yil evvel gerceklesmis( Sovyet Devrimi) ve insanlik tarihindeki olumlu-olumsuz tum etkileriyle tarihe karismis bir sosyal-politik degisimin, bizzat bu degisimin gerceklestigi ulkenin o an icin Kurdistanla baglantisini,degisimin Kurdler uzerindeki etkisi ve sonuclarini, savasin tarafi olmasi hasebiyle tartismak istedim.

Buradan da giderek, uzerinde durdugum tarihi degisim sonrasi Anadoludaki yerli halklara bizat emperyalizmin sundugu ( isine oyle geldigi icin, ne icin olursa olsun, simdilik kisa geciyorum) devlet kurma firsati karsisinda, ozellikle Kurd halkinin temsilcilerinin tepkisini olcmeye calistim; ayni zamanda da eger Sovyet devrimi olmamis olsaydi, bu defa Kurdler acisindan yine ayni sosyo-ekonomik-politik sartlarini yansitan orgutlenmelerin temsilcilerinin, SEvr sonrasinin tam ziddi bir konumnlamada olabileceklerini, yani Devrim olduktan sonra yenilen Kurdlerin, devrim olmamis olsaydi yine ayni liderliklerde Kurdistahn kurabileceginin sartlarini tartismistim.
Ve bu durumda da, ssoyle bir sonuca varmak mumkun gorunuyor; milli dokunun , asiretler ve farkli inanclar ile ekonomik az gelismisligi kaynakli cok zayif oldugu bir halkin temsilcilerinin icinde bulunduklari orgutlenme ve ideolojik saglamlikta karsilastiklari zorluklar, Sovyet devrimi sonrasi, bu olgunun bizzat Rusyanin emperyal arzularini bitirip, tum planlarini sona erdirmesi; giderekte
politik olarak bir onceki emperyalist yapinin ideolojik olarak tam ziddina donusmesi sonucu, Anadoluda emperyalist olarak kalmis olsalardi bolgede yapabilecekleri muhtemel duzenlemelerin tam tersine yol acan bir " ittifak" duzenlemesiyle , Kurd halkinin devlet kurabilecegi sartlari aninda ters yuz ediverdi.

Ve bu sosyal-ekonomik zayifligin Kurd temsilcilerin politik manevra alanlarini iyice kisitladigini, Sevr'in ruhunun tam tersine, ortaya hicte hesapta omayan bir Turkiye cumhuriyeti cikarmakla sonuclandigindan soz edebiliriz.

Oysa, Sovyet Devrimi olmasaydi, Rus ordulari 1916 da girdikleri Kurdistan ve Pontus'tan ilerlemelerini surdurecek, buyuk ihtimalle daha ortada bir Yunan isgali yokken, belkide Izmire kadar isgali genisletebilecekti. Unutmamak lazim ki, devrim olmamais olsaydi, Rusya Osmanliyi parcalama stratejisini, belkide henuz Ingiltere Istanbul'a girmeden ve ortada Sevr yokken de plan olarak ortaya cikarabilecekti.

Nitekim, devrim sonrasi Rusya'nin ortadan kaybolmasindan sonra dahi, Sevr, acikca Osmanliyi parcalamis, Ermenistan-Kurdistan kurulmasini tavsiye etmis, Ingiltere Irak , Kuweyt, emirlikler ,Urdun; Fransa ise Suriye, Lubnan gibi devletler icad etmis ve zamanimiza kadar gelen tanimlamayla " bolup-yonetme" fiilen icara edilmeye baslanmisti.
Rusya elbette Ingiltere-Fransa ikiisinden asagi kalmayacak, Ermenistan, Kurdistan, Pontus ve Ionia yi kurduracakti.

Bir arkadasimiz Garo sasuninin Kurdistan'i bati ermenistan olarak degerlendirdigini, Kurd nufusunun zaten kirildigini, Asurlularada devlet kurduralacagini, Kurdlere kurdurulmayacagini soyluyor.
Aslinda, jenosid sonrasi - dikkat edin, ben 1917 deki devrim olmasaydi diyorum, kaldiki hic jenosid olmasa da Kurdistan'in kurulma ihtimali, Ermenistan kadar guclu olacakti- Garo sasuni bolgeye bati ermensitan ndese ne olacakti ki ?
Halid Bey icinde orasi Kurdistan'di.

Hangi demografiyle, sosyal-ekonomik varlikla zaten yokediulmis zavalli Asuriler Kurdistani ele gecireceklerdi ?

Ayrica Rusya'nin Kurdlere ozel bir dusmanliginin varligindan sdoz etmek mumkunmuydu ?

Olsa ne olurdu, o da ayri bir konu...Cunki burada dikkat edilmesi gereken husus, eger devrim olmamais olsaydi, ne Mustafa kemal Samsuna cikabilir, Sivas kongresi yapabilir, ne de Kocgiri isyani olurdu. Rus isgalinin oldugu bolgede bir Erzurum kongresi dusunebiliyormusunuz ?

Kocgirideki nspontane olusan milli ayaklanmanin tum potansiyeli, el degmemis bicimde ,sapasaglam yerinde olacakti.

Yani demem odur ki, tarihi olaylari tartisirken, o olgulari yaratan, besleyen, teteikleyen, harekete geciren faktorleri incelemeden, mevcut durumumuza bir perspektif sunmak kolay olmayabilir.

Tekraren, devrim sonrasi Ruslarin cekilmesiyle Anadolu-Kurdistanda olusan bosluk,
Osmanli artiklarinca , bildik ummeti-muhammediye tuzaklariyla dolduruldu.Oysa Ruslar cekilmeseydi, osmanlinin teslimi sonrasi, Kocgiride basta olmak uzere Kurdlere karsi her alanda kullanilan Osmanli ordusu, Ruslar tarafindan coktan tasviye edilmis olacakti. Artik o silahlarin bir kismina kimlerin cebren el koyabileceginide soylemeyeyim.

Ve Sevr sonrasi Kurd toplumun milli konsepte zayifliginin dogal bir yansimasi olan orgutlenmelerin gucsuzlugunun getirdigi yenilgi, devrim olmamis olsaydi tam tersi bir zaferi getirebilecekti.
Yani ,ornegimizde aciklamaya calsitigim gibi, bazan ne toplumun zayifliklari ne de liderliklerin yanlislari her biri o toplumun kaderini belirlemeye yeten yegane faktor olamiyor. Birinde yenilgi getirebilen, ayni sartlar ve mekanda, farkli bir ihtimal gerceklesmis olsaydi, tam ziddinida getirebilecek potansiyeli , harici etkenler sayesinde, tasiyabiliyor.

Benim Kurdistan uzerine tarih bilgim, yuzeysel bile degil, tastamam cok zayiftir; yeni yeni ogreniyorum; ama tarihi olaylari degerlendirmede veya mesela su yazdiklarimda genel olarak yuzeysellik aramak, herkesin kendi spesifik algilamasi gibi.

bana hic oyle te gelmiyor

Kurdistan'da lehce palavralarina hicte yuz vermiyorum, tamamen ideolojik-siyasi bir degerlendirmedir bu. Gercekleri " ideolojiyle tarif etmeye kalkmak", son 40 yilimizin en buyuk vebaliydi, bu kafa kolay kolay degismez; ama ben en kucuk bir platformda bile bu zararli kafaya karsi mucadeleyi surdurecegim.

Kurdistanda, genel olarak, yani lehceclerin dedigi gibi, birbirinin lehcesi olan ana lehceler yoktur; Kurdistanda, gururla soyluyorum, her biri ayri lisan olarak degerlendirilebilecek " kurmanci, Sorani, zazaki ve buna biraz yakin olan Hawrami" gibi diller ve onlara yakin lehceler vardir. Bana ikide bir ayni kafa yapisi" kendi dilini bilmeyen, lehceyi nasil ayirdeder" gibi suclamalar getiriyor. Buna artik soyleyecek hic bir lafim yok; su kadari var elbette..Birisi Kurmanci konusursa, onun kurmanci oldugunu anlarim. birisi Sorani veya zazaki konusursa, onlarin kurmanci olmadigini anlarim, ama ne oldugunu anlamayabilirim.
Birileri Fransizca, Almanca, Italyanca konusurlarsa, onlarin her birinin Almanca, Fransizca, Italyan konustuklarini tahmin edebilirim, ama bu dilleri hic anlamam.
Birinin Fransizca konustugunu anlamak icinde, Fransizca bilmek gerekmeyebilir.Fransizca, Almanca, Italyanca, Ingilzce, ispanyolcanin kelime haznelerinin en az %20 sinin belkide daha fazlasinin Grekce oldugunu bilirim. Yine bir o kadarinin Latince, yine bir o kadarinin Arapca( aslinda kestirmeden arapca deniyor, isin asli Asuri-Aramicedir ki Arapca imparatrorluk dili oldugundan diger lisanlara gecmistir)oldugunu bilirim, daha dogrusu birazcik sagduyusu olan, boyle platfomalrada fikir beyaninda usanmadan usenmeden bulunanlarin hepsinin bilmeleri gereken en temel gerceklerdir bunlar.

Tarih, menkibe aktarmalarini, kronolojik detaylari elbette icerir; ama asil bir islevi daha vardir, iste yukarida benim amatorce yapmaya calistigim sey,yani ele alinan bir olguyu, olayi, gerceklestigi zaman diliminde o olguyu etkileyen, varsa farkli direktiflere yonelten, yoneltme gucu olan, degistirebilen vs faktorlerin tesbiti, analizi ve zamanimiza mukayeseli kullanilabilecek perspektifi tasimak vs.

Simdilik elimizden gelen bu, ama gun gectikce kavramlari, olgulari, olaylari elimiz klavyeden dusene kadar didiklemeye devam edecegiz.

Ozel olarak kimseye saldiri falan baslatmadim ama bana hakeret eden, sovenleride mazur goruyorum, olur boyle seyler; canlari sikilanlar da kusura bakmasinlar, bildiklerimi, dusunduklerimi tartismak zorundayim zira forumda sadece yazanlar degil, asil bir de okuyanlari dusunuyorum. Ve okuyanlar icersinde,bu konulara susamis olanlarin varligini da tahmin ediyorum.
Yinede, kalbini kirdiklarim varsa, oyle dusunuyorlarsa, kusurumu affetsinler, ama bu demek degildir ki olgularla ilgili dusunduklerimi, buradaki yazar cogunlugun isteklerine gore duzenleyecegim.

selamlar

Canbek

Anonymous (not verified)

Thu, 05/27/2010 - 21:45

Sayın Canbeg Bu yazından sonra bilgi tazelemesi yapmak için sevr anlaşmasına ve haritasına bir kez daha baktım.İstersen sende bir bak ve nasıl bir harita göreceksin ? Garo Sasoni demiş veya dememişten ziyade Wilson haritası ve prensipleridir asıl mesele... Asuriler azınlık kalmış olabilirler, Lakin İngilizlerin onları silahlandırıp Güney Kürdlerine saldırttığının ise belgeleri vardır. Azınlık çoğunluğu yönetemezmi ? Suriye de Aleviler azınlık iken iktidar idiler Irak ta ise Sunniler azınlık iken iktidar idiler Neden bugün Doğuanadolu bölgesinde Ermeniler iktidar olmasınlardı ? Zaten nüfustan sadece 100 bin geriye kalmıştı İngilizlerin dediğiniz yıllarda Irakı tam işgal etmişlerdi ve Güney Kürdistanı da kısmı işgal edebilmişlerdi.Fakat adamları her yere rahatlıkla giriyorlardı. Bu forumda buna itiraz edeninde olduğunu okumadım. Selamlar

Merhaba Paloye Bence zaten gerceklesmemis olan bir hadisede isi iddiaya bindirmenin geregi yok; burada bir kac cok onemli sonuc var ama forum bunlari tartisip ozumsemek icin musait gorunmuyor,bu sebeble cok onemli hususu burada tartismaktan vazgectim. Sana sadece iki tane sonucu net baslikla soyleyeyim; ilki, boylesi tarihi bir sosyal hadise( yani sovyet devrimi) ortaya hic te hesapta olmayan Turkiye Cumhuriyetini yaratti.Eger Sovyet devrimi olmasaydi, bu devlet sittin sene olmazdi. Cok onemli bir sonuctur bu. Ikincisi Rusya, klasik emperyal arzularla Osmanliyi istedigi gibi tanzim edecekti ve bu plandan bizim akli evvel ummetu muhammediye Kurdleri ISTEMESELER bile, bir Kurdistan cikmak zorundaydi; zira Rusya en kalabalik ve kontrolsuz bir halki, ulkede cok zayif bir Ermeni-Asuri egemenliginde tutmazdi. aslinda her uc halkada isterse, birer devlet kurdurabilirdi. Neyse, her zaman , bana karsi bir kac tanidigimdan surekli yapilan ikazlara ragmen, tartisma forumlarinda yazmayi , iste bu yuzden istiyorum. Tartisma, bazan hic uzerinde dusunulmemis gercekleri meydana cikartabiliyor; oysa sitelerde yazini asiyorsun, tartisamiyorsun, ogrenmene, ufkunu genisletmene imkan kalmiyor pek. Oysa bu tartisma, sizlere konuyu anlatmaya cabalarken beni daha once desilmemis cok onemli bir sosyal-tarihi gercege ulastirdi. O yuzden sizlere minnettarim.Bu hususta daha derli toplu bir makale hazirlamam gerekiyor, Kurd evlatlarina bir gorev addediyorum bunu ( ilgilenebilecek durumda olanlara); Bu arada insallah daha gercekci, tedirginlik duymadan, tartisabilinecek bir sistem-duzey gelisir buralarda, kimbilir. Sizlere saglikli , akli basinda bir tartisma ortami dilemekten baskaca bir carem yok. hepinize iyi ve saglikli gunler diliyorum Canbek

Öncelikle Merhaba. Sovyet devriminin dunyaya oldukca buyuk bir etki yaptigi tartisimaz bir gercektir. Bu gerceklik yasanan surec icerisinde bir cok ulusa veya halka arti eksi anlaminda bir cok seyler kazandirirken bir cok halaka bir cok seyi kayp ettirmistir. Sovyet devirminin Kurdistana yansimasi veya artisi eksisi ise surec icerisinde hep Lenin ve uluslarin kaderlerini tayin hakki ilkesi ekseninde olmustur. Bu eksenli tartsismalar kuzey Kurdlerinde tarih bilincinin cok geliskin olmadigi dönemlerde ikameci sosyalizminde etkisiyle tefaruatli bicimde bilince cikartilmamistir. Sovyet devirimi öncesi dönem tartisilirken sykes-picot andlasmasi ve 1916 da baslayan Rus iskalinin nedenleri ve nicinleri anlasilmaz. Bilindigi gibi dunya tarihinin en buyuk gizli diplomatik paylasim andlasmasi olan sykes-picot andlasmasi Rus,Ingiliz ve Fransiz´lar tarafindan dizayn edilen bir seydir. Yine bu andlasma uyarinca Rusya payina dusun bölgeleri iskale baslamistir. Rusyanin payina dusen yerler Trabzonun batisi karadeniz kiyisi,Erzurum,Bitlis,Wan,Mus,Siirt,Cizre ve Amediya ya hakim daglarin sirt cizgisi yani Metina daglaridir. Peki Rus iskali hangi bölgeleri kapsamistir???. Fransa nin payina ise Elmadag,Kayseri ve Xarput arasinda kalan bölgedir. Yine Fransa bunun disinda Kurd bölgeleri olan Metina daglarinin arkasi ve Iran Kurdistani sinirlari icinde kalan Serdest bölgesine kadar olan bölgeyide iskal etmek istiyordu. Ingiltere ise daha cok petrol bölgeleri uzerine odaklanarak Musul vilayetini istiyordu. Bu konuda Ruslarla surtusmden Farnsayi ikna etme suretiyle Guney Kurdistanin kendisine birakilmasi sagliyordu. Genel hatlariyla böyle bir andlasma olan Sykes-picot Osmanliyi parcalama adina Kurdistani bölusuyordu. Tarihsel olarak Emperyal devletler elinde bir oyuncak haline gelmis olan Ermeni ve Hiristiyan azinliklar bu andlasma uyarinca Kurdlere karsi ciddi bicimde kullanilarak Kurdlerin gucten dusurulmesi saglanmaya calisiliyordu. Rus iskal kuvvetlerinde öncu rolu ustlenen Ermeniler söz konusu dönemde Kuzey Kurdistani bir tek bölgesinde dahi cogunluk degilken ve yine hic bir bölgede nufusun yuz yirmisini gecmeyen Ermeniler iskal kuvvetleri öncu gucu olarak Kurd katliamlarini baslatarak Kurdlerin bölgeden sökulmesi icin ciddi bir kiyam hareketi baslattilar. Bu kiyam hareketi Kurdun iskal guclerine karsi vatan veya toprak savunmasi biciminde inanilmaz bir mukavemet gucune dönustu. Bir cok Kurd "Aydini" bu ekseni göremeyerek savrulurken resmi tarih tezleri arasina sikisp kaldi. Daha önce Dogu Ermenistani Irandan alan Rusya Bati "Ermenistanida" bu sekilde alarak Kurdun tasfisesini saglamaya calisirken Kurdistani bir bicimde Ermenistanlastirmayi uyguluyordu. Ekim devrimi Kurdler acisindan bu noktadan sonra hayati derecede önem kazanirken Ekim devriminin Kurde sagladigi yarar veya artilar bu gunun Kuzey Kurdistanidir. Iskal kuvvettleri önculöugu yapan Ermenilerinse bölgeden tasfiyesidir. Ekim devriminin bundan fazla veya eksik bir baska katkisindan veya zararindan söz etmek tarihi olarak mumkun degildir. T.C nin olusum sureci ise ekim devrimi sonrasidir. T.C nin olusumunda Rus katkisindan cok Ingiliz katkisi mevcuttur. Sykes-picot andlasmasi fiili olarak ekim devrimiyle bosa cikarken IGizli Ingiliz Turk ittifaki söz konusudur. Ingilizler acisindan gerek Sykes-picotun bosa cikmasi gerekse sahneye cikan ekim devrimi sonrasi yeni gucler dengesi Mustafa Kemal ve Ingiliz flörtunun de baslangici sayilir. Söz konusu dönemde Mustafa Kemal kendi gazetesinde her turlu ingiliz isbirligine hazir oldugunu defalarca yazar. Farnsizlarin Suriyeye razi olmasi petrol bölgelerininde ingilizlere birakilmasi T.C nin olusum bedeli olarak Kurdlere Lozanda yeniden döner. Ingilizlerin daha 1850 lerde Kurdistandaki zengin petrol yataklarinin varligi konusunda bilgileri jeologlarin sunduklari raporlara asikar bir haldi. Bedirxan beyliginin tasfiye nedenlerinin temelide yine petroldur. Ingilizler surece ve bölgeye egemen olmak icin Kurdlerin tasfiyesini yillarca bir zorunluluk olarak görup buna uygun mevzilendikleri ise bilinen tarihsel gercekleridir. Ekim devrimi olmasaydi belki Kurdler bugun olmayacakti. Ermenilerin basina gelenler rahatlikla Kurdlerin basina gelmeyecegini kim söyleyebirki??. Yine Kurdun bir halk olarak var olmasinda hayati degere sahip olan Kurd kapali toplum yasam bicimi gerek islam öncesi gerekse islam sonrasi ciddi olarak incelenmelidir. Kurdlerin islam öncesi dinleri Zerdustuluk islam istilalari döneminde gelistirdigi kapali toplum yasam bicimi nasil sekilenmis ve yine nasil bir koruma saglamis bunlar bilince cikartilmadan yol gecen hani Kurditandan bir halk olarak Kurdlerin nasil uluslasma surecine vardiklari gerceklik zor anlasilir. Sevgi ve Selamlar

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.