Derli toplu bir calismayi hakkediyor bu husus aslinda; burada mumkun mertebe anakronizm tehlikesini berteraf etmek icin kronolojiyi saglam tutmak gerekiyor, onu yapmaya calisiyorum elbette. Mesela eger biri cikarda " Irak 1918 yilinda Ingiltere'nin elinde degildi; nasil olurda ..." diye bir ifadeyi, yazdiklarima karsit tez gelistirmek icin kullanirsa, ortada anakronizmden muzdarip hata gormus oluruz, zira burada daha tartisma baslamadan bitme egilimi gosterir; nitekim de , maalesef oyle oluyor.
Halbuki degil 1918, 1917 Nisan'inda Bagdat Ingiltere'nin elindeydi; tum askeri ve diplomatik administrasyonu mevcuttu ve Musul-Kerkuk'te gucu az bir Osmanli birligi vardi vs.
Burada, 90 yil evvel gerceklesmis( Sovyet Devrimi) ve insanlik tarihindeki olumlu-olumsuz tum etkileriyle tarihe karismis bir sosyal-politik degisimin, bizzat bu degisimin gerceklestigi ulkenin o an icin Kurdistanla baglantisini,degisimin Kurdler uzerindeki etkisi ve sonuclarini, savasin tarafi olmasi hasebiyle tartismak istedim.
Buradan da giderek, uzerinde durdugum tarihi degisim sonrasi Anadoludaki yerli halklara bizat emperyalizmin sundugu ( isine oyle geldigi icin, ne icin olursa olsun, simdilik kisa geciyorum) devlet kurma firsati karsisinda, ozellikle Kurd halkinin temsilcilerinin tepkisini olcmeye calistim; ayni zamanda da eger Sovyet devrimi olmamis olsaydi, bu defa Kurdler acisindan yine ayni sosyo-ekonomik-politik sartlarini yansitan orgutlenmelerin temsilcilerinin, SEvr sonrasinin tam ziddi bir konumnlamada olabileceklerini, yani Devrim olduktan sonra yenilen Kurdlerin, devrim olmamis olsaydi yine ayni liderliklerde Kurdistahn kurabileceginin sartlarini tartismistim.
Ve bu durumda da, ssoyle bir sonuca varmak mumkun gorunuyor; milli dokunun , asiretler ve farkli inanclar ile ekonomik az gelismisligi kaynakli cok zayif oldugu bir halkin temsilcilerinin icinde bulunduklari orgutlenme ve ideolojik saglamlikta karsilastiklari zorluklar, Sovyet devrimi sonrasi, bu olgunun bizzat Rusyanin emperyal arzularini bitirip, tum planlarini sona erdirmesi; giderekte
politik olarak bir onceki emperyalist yapinin ideolojik olarak tam ziddina donusmesi sonucu, Anadoluda emperyalist olarak kalmis olsalardi bolgede yapabilecekleri muhtemel duzenlemelerin tam tersine yol acan bir " ittifak" duzenlemesiyle , Kurd halkinin devlet kurabilecegi sartlari aninda ters yuz ediverdi.
Ve bu sosyal-ekonomik zayifligin Kurd temsilcilerin politik manevra alanlarini iyice kisitladigini, Sevr'in ruhunun tam tersine, ortaya hicte hesapta omayan bir Turkiye cumhuriyeti cikarmakla sonuclandigindan soz edebiliriz.
Oysa, Sovyet Devrimi olmasaydi, Rus ordulari 1916 da girdikleri Kurdistan ve Pontus'tan ilerlemelerini surdurecek, buyuk ihtimalle daha ortada bir Yunan isgali yokken, belkide Izmire kadar isgali genisletebilecekti. Unutmamak lazim ki, devrim olmamais olsaydi, Rusya Osmanliyi parcalama stratejisini, belkide henuz Ingiltere Istanbul'a girmeden ve ortada Sevr yokken de plan olarak ortaya cikarabilecekti.
Nitekim, devrim sonrasi Rusya'nin ortadan kaybolmasindan sonra dahi, Sevr, acikca Osmanliyi parcalamis, Ermenistan-Kurdistan kurulmasini tavsiye etmis, Ingiltere Irak , Kuweyt, emirlikler ,Urdun; Fransa ise Suriye, Lubnan gibi devletler icad etmis ve zamanimiza kadar gelen tanimlamayla " bolup-yonetme" fiilen icara edilmeye baslanmisti.
Rusya elbette Ingiltere-Fransa ikiisinden asagi kalmayacak, Ermenistan, Kurdistan, Pontus ve Ionia yi kurduracakti.
Bir arkadasimiz Garo sasuninin Kurdistan'i bati ermenistan olarak degerlendirdigini, Kurd nufusunun zaten kirildigini, Asurlularada devlet kurduralacagini, Kurdlere kurdurulmayacagini soyluyor.
Aslinda, jenosid sonrasi - dikkat edin, ben 1917 deki devrim olmasaydi diyorum, kaldiki hic jenosid olmasa da Kurdistan'in kurulma ihtimali, Ermenistan kadar guclu olacakti- Garo sasuni bolgeye bati ermensitan ndese ne olacakti ki ?
Halid Bey icinde orasi Kurdistan'di.
Hangi demografiyle, sosyal-ekonomik varlikla zaten yokediulmis zavalli Asuriler Kurdistani ele gecireceklerdi ?
Ayrica Rusya'nin Kurdlere ozel bir dusmanliginin varligindan sdoz etmek mumkunmuydu ?
Olsa ne olurdu, o da ayri bir konu...Cunki burada dikkat edilmesi gereken husus, eger devrim olmamais olsaydi, ne Mustafa kemal Samsuna cikabilir, Sivas kongresi yapabilir, ne de Kocgiri isyani olurdu. Rus isgalinin oldugu bolgede bir Erzurum kongresi dusunebiliyormusunuz ?
Kocgirideki nspontane olusan milli ayaklanmanin tum potansiyeli, el degmemis bicimde ,sapasaglam yerinde olacakti.
Yani demem odur ki, tarihi olaylari tartisirken, o olgulari yaratan, besleyen, teteikleyen, harekete geciren faktorleri incelemeden, mevcut durumumuza bir perspektif sunmak kolay olmayabilir.
Tekraren, devrim sonrasi Ruslarin cekilmesiyle Anadolu-Kurdistanda olusan bosluk,
Osmanli artiklarinca , bildik ummeti-muhammediye tuzaklariyla dolduruldu.Oysa Ruslar cekilmeseydi, osmanlinin teslimi sonrasi, Kocgiride basta olmak uzere Kurdlere karsi her alanda kullanilan Osmanli ordusu, Ruslar tarafindan coktan tasviye edilmis olacakti. Artik o silahlarin bir kismina kimlerin cebren el koyabileceginide soylemeyeyim.
Ve Sevr sonrasi Kurd toplumun milli konsepte zayifliginin dogal bir yansimasi olan orgutlenmelerin gucsuzlugunun getirdigi yenilgi, devrim olmamis olsaydi tam tersi bir zaferi getirebilecekti.
Yani ,ornegimizde aciklamaya calsitigim gibi, bazan ne toplumun zayifliklari ne de liderliklerin yanlislari her biri o toplumun kaderini belirlemeye yeten yegane faktor olamiyor. Birinde yenilgi getirebilen, ayni sartlar ve mekanda, farkli bir ihtimal gerceklesmis olsaydi, tam ziddinida getirebilecek potansiyeli , harici etkenler sayesinde, tasiyabiliyor.
Benim Kurdistan uzerine tarih bilgim, yuzeysel bile degil, tastamam cok zayiftir; yeni yeni ogreniyorum; ama tarihi olaylari degerlendirmede veya mesela su yazdiklarimda genel olarak yuzeysellik aramak, herkesin kendi spesifik algilamasi gibi.
bana hic oyle te gelmiyor
Kurdistan'da lehce palavralarina hicte yuz vermiyorum, tamamen ideolojik-siyasi bir degerlendirmedir bu. Gercekleri " ideolojiyle tarif etmeye kalkmak", son 40 yilimizin en buyuk vebaliydi, bu kafa kolay kolay degismez; ama ben en kucuk bir platformda bile bu zararli kafaya karsi mucadeleyi surdurecegim.
Kurdistanda, genel olarak, yani lehceclerin dedigi gibi, birbirinin lehcesi olan ana lehceler yoktur; Kurdistanda, gururla soyluyorum, her biri ayri lisan olarak degerlendirilebilecek " kurmanci, Sorani, zazaki ve buna biraz yakin olan Hawrami" gibi diller ve onlara yakin lehceler vardir. Bana ikide bir ayni kafa yapisi" kendi dilini bilmeyen, lehceyi nasil ayirdeder" gibi suclamalar getiriyor. Buna artik soyleyecek hic bir lafim yok; su kadari var elbette..Birisi Kurmanci konusursa, onun kurmanci oldugunu anlarim. birisi Sorani veya zazaki konusursa, onlarin kurmanci olmadigini anlarim, ama ne oldugunu anlamayabilirim.
Birileri Fransizca, Almanca, Italyanca konusurlarsa, onlarin her birinin Almanca, Fransizca, Italyan konustuklarini tahmin edebilirim, ama bu dilleri hic anlamam.
Birinin Fransizca konustugunu anlamak icinde, Fransizca bilmek gerekmeyebilir.Fransizca, Almanca, Italyanca, Ingilzce, ispanyolcanin kelime haznelerinin en az %20 sinin belkide daha fazlasinin Grekce oldugunu bilirim. Yine bir o kadarinin Latince, yine bir o kadarinin Arapca( aslinda kestirmeden arapca deniyor, isin asli Asuri-Aramicedir ki Arapca imparatrorluk dili oldugundan diger lisanlara gecmistir)oldugunu bilirim, daha dogrusu birazcik sagduyusu olan, boyle platfomalrada fikir beyaninda usanmadan usenmeden bulunanlarin hepsinin bilmeleri gereken en temel gerceklerdir bunlar.
Tarih, menkibe aktarmalarini, kronolojik detaylari elbette icerir; ama asil bir islevi daha vardir, iste yukarida benim amatorce yapmaya calistigim sey,yani ele alinan bir olguyu, olayi, gerceklestigi zaman diliminde o olguyu etkileyen, varsa farkli direktiflere yonelten, yoneltme gucu olan, degistirebilen vs faktorlerin tesbiti, analizi ve zamanimiza mukayeseli kullanilabilecek perspektifi tasimak vs.
Simdilik elimizden gelen bu, ama gun gectikce kavramlari, olgulari, olaylari elimiz klavyeden dusene kadar didiklemeye devam edecegiz.
Ozel olarak kimseye saldiri falan baslatmadim ama bana hakeret eden, sovenleride mazur goruyorum, olur boyle seyler; canlari sikilanlar da kusura bakmasinlar, bildiklerimi, dusunduklerimi tartismak zorundayim zira forumda sadece yazanlar degil, asil bir de okuyanlari dusunuyorum. Ve okuyanlar icersinde,bu konulara susamis olanlarin varligini da tahmin ediyorum.
Yinede, kalbini kirdiklarim varsa, oyle dusunuyorlarsa, kusurumu affetsinler, ama bu demek degildir ki olgularla ilgili dusunduklerimi, buradaki yazar cogunlugun isteklerine gore duzenleyecegim.
selamlar
Canbek
Re: Sovyet Devrimi OLmasa Kurdistan Kurulabilirmiydi ?