Son günlerde Türk egemenlik sistemi, tanıdık olduğumuz ama, bir türlü sevmediğimiz aynı oyunu tekrar sahneliyor.
Biz bu oyunu defalarca seyretmiştik.
Türk egemenlik sistemi denilen prokust çarkının kimi kanatları arasında yeni bir konsessus sağlanırken kimileri tasviyeye tabi tutuluyor.
Kimse yanılmasın.
Bu son gelişmeler; ne AKP'nin kapatılmak istenmesi, ne de Ergenekon'nun tasviye edilmesi meselesidir.
Asolunan AKP ile Erkenekon denilen devlet yapılanmasının çekirdeği Türk Genelkurmayın anlaşmasıdır.
Bu anlaşma sağlanırken bazı çevre ve kişilerin budanacağıda kaçınılmazdı.
AKP kurmaylarının Erkenekon üyesi olmadığını ancak aklını peynir ekmekle yiyenler iddia edebilir.
AKP'yi demokrasi cephesinde görenler, Türk egemenlik sistemini kavramayanlar iddia edebilir.
Bu aklı eveller, yıllardır 'cami-kışla arası mücadele' olarak topluma empoze ettikleri sahnelenen oyunun sadece figüranları olanlardır.
Cami ile kışla arasında hiçbir zaman bir mücadele olmadı ve olmayacakta. Kışla; ne kadar Türk egemenlik sistemin asli sahibiyse camide bir o kadar sahibidir.
Babası belli olmayan, annesi sermaye Türk'ün atası piçin ruhuna günde beş kez fatiha okutulan cami nasıl olurda kışla karşıtı gösterilir aklım almıyor. Aklı alanlar beriye gelsin.
İşin rengi başkadır.
Ergenekon denilen Türk egemenlik sistemin sokağa taşan pisliklerinin temizlenmesidir. Bir anlamıyla urların budanmasıdır. Balans ayarlarının ayarlanmasıdır.
Son gözaltılar da bunun sonucudur.
Zamanlaması çok önemlidir.
Türk egemenlik sistemin Kürdistan'nın güneyini işgale yeltenmesi ve bunun hezimetle sonuçlanması sonrası Genelkurmayın namusunu kurtarmak için aptallaşan toplumlarının önüne yeni bir gündem koymalarıdır.
Toplum aptal olunca okur yazarıda aptal oluyor.
Erkenekon; balans ayarı verirken onlar, Türk egemenlik sistemin bir 'hukuk devleti' olup olmadığı tartışmasıyla ömür tüketiyor.
Bizlerin bu konuda söyledikleri açık.
Fakat kendilerine Türk diyen sözde aydınların daha hala devekuşu oyununu sürdürdükleridir.
Bu operasyonların esas amacı bir yerde göz boyamadır.
Perde önündedeki brkaç figüranın tasviyesi ile sınırlıdır.
Perde arkasında olanların işlerini daha kolay yapmaları için bu operasyon bir yerde zorunluydu.
Olan budur.
Hiç kimse kendisini kandırmasın.
Bu operasyon İtalya'daki 'Beyaz Eller Operasyonu'na benzetilmesin.
Öyle olmayacak.
Çünkü burası Türkiye.
24 Mart 2008
SAFLARI SIKLASTIRIP, DIKKATLE ILERLEYELIM...