Direkt zum Inhalt

Kamuoyuna Çağrı!!!

Kamuoyuna Çağrı!!!

Ülkemiz ve halkımız, fırsat, imkan ve risklerle karşı karşıya olduğu tarihi bir dönemden geçiyor. Yaklaşık son iki yüz yıldır büyük bedellerle süren Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi gelinen noktada ya bağımsızlık zaferiyle taçlanacak, ya da eldeki bütün kazanımları yitirerek yok olmayla yüz yüze gelecek.. Sorun, 50 milyonluk bir ulusun var olma ve yok olma sorunudur. Kürdistan’daki siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, aydınlar, yazarlar,toplumun bütün kesimleri bir bütün olarak Kürdistan halkı, içinden geçtiğimiz  süreçte  tarihi sorumluluk bilinciyle hareket etmelidir. Kendi geleceğini özgür iradesiyle hiç bir dış dayatmaya boyun eğmeksizin karar altına almalıdır. 

Bilindiği gibi bağımsızlık meselesi uzun bir dönemdir Güney Kürdistan’ın gündemini oluşturmaktadır. Nihayetinde  iç  ulusal  birliği   ulusal ve  vatani  kurumlar temelinde  gerçekleştirerek  bağımsızlık  düğmesine  basılması  gerekirken,   karşılıklı  zıtlaşmaya  götüren  partiler   arası  toplantı  kanalı  kullanıldı.   Aktüel   olarak    referandum  kararını   yasal zemine  oturtmak  için   Parlamentoyu  aktifleştirme  çabaları  vardır.  Referandum  kararı  Parlamento da çıkarılmış olsaydı,   mevcut  olan    kriz de  olmayabilirdi.
Biz   parlamentonun   aktifleştirilmesi  ve  bağımsızlık için  ulusal  ortak bir  dili  yakalamak  için  yapılan  tüm  çabaları sonuna   kadar  destekliyoruz.  

Bağımsızlık  düşmanı   sömürgeci güçler, Kürdistan halkının birleşik  ortak  iradesini  ortaya çıkaracak  her  türlü  girişime  karşıdırlar.  Bağımsızlık, tüm dünya halklarının hakkı olduğu gibi Kürdlerin de hakkıdır. Bu doğal bir haktır, hiç kimseye devredilemez. Hiç kimse, hiç bir güç bu hakkı Kürd halkının elinden alamaz. Hiç bir güç kendi iradesini Kürdistan halkının iradesi yerine koyamaz. Birilerinin kendine hak gördüğünü başkasına da tanımak zorundadırlar. Sömürgeci zihniyet artık tarih çöplüğüne atılmıştır. Güney Kürdistan’ın hiç bir toprağı Irak işgaline bırakılamaz. Bu açıdan referandum Irak devletinin uymadığı Anayasanın 140. Madde kapsamındaki tartışmalı bölgeleri de kapsamalıdır.  Zaten  bu  bölgelerin  bir  çoğu  de facto  Peşmerge  güçlerinin   kontrollü altındadır.  Güney Kürdistan’ın doğal sınırları Hemrin dağlarına dayanır. Diyala, Xanekin, Kerkük, Nineva, Musul ve Şengal buna dahil edilmelidir. Hiç kuşkusuz Kürdistan çok sesli, demokratik hak ve özgürlüklerin olduğu bir toplum olacaktır. Demokrasinin olduğu her toplumda olduğu gibi Kürdistan’da da çoğulcu, birbirine muhalif güçler vardır ve olacaktır. Ancak milli menfaatler ve ülkenin bağımsızlığı söz konusu olduğunda bütün milli yurtsever güçler ortak bir politika etrafında toplanmalıdır. Zafer birlikte hareket etmekten geçer. Bağımsızlığı elde etmek birlikte hareket etmekle mümkün olduğu gibi ulusal birlik de bağımsız bir devlet çatısı altında gerçekleşeceği inancındayız. Ülkenin ve toplumun geleceği Kürdistan’daki güçler arasındaki çelişki ve kutuplaşmalara kurban edilemez. Kürd  partileri   kendi   aralarındaki   sorunları  ulusal kurumlar  içinde demokrasinin   prensipleriyle  aşmalılar.   Düşmanlarımız, bağımsız bir Kürdistan’ın tsunami etkisi yaratacağını, bölgede yeni sorunlar ve istikrarsızlığa yol açacağını söyleyerek kendi kamuoylarını yanlış yönlendirdikleri gibi dünya kamuoyunu yanlış yönlendirmeye kalkışıyorlar. 

Bağımsız Kürdistan’ın bölgede” toplumsal deprem” etkisi yaratacağı doğrudur. Yüzyıldır sürdürmeye çalışılan ve bir türlü istikrarı yakalayamayan sömürgeci bir zihniyet üzerine kurulan , haksızlıklar, adaletsizler ve diktatörler üreten, baskı ve soykırımlarla sürdürülen eski statüyü  alt üst edecektir. Halkların canı, kanı ve emeği üzerinde hüküm sürenler saltanatlarının yıkılacağından korkuyorlar. Eski statüyü yıkacak barış, istikrar, demokrasi ve özgürlükleri getirecektir. Bağımsız Kürdistan oluşumu sorunun kaynağından köklü çözümüdür. Bu anlamıyla  Kürdlerin  ortak  iradesiyle referandum burada sorunların çözümünde anahtar rolü oynamaktadır. 

Kürdler,   IŞID'a   karşı    olan  savaşta  tüm  dünya halklarının   sempati ve  saygısını  kazandılar. Dünya   halklarının   destek  ve  sempatisini  arkalarına  alan  Kürdler  kendi  iç birliklerini  gerçekleştirerek ,  müttefik  güçlerinin de   alanda  bulunduğu  bu  süreçte   bağımsız  devletlerini  ilan  etmeliler.   Biz  Kürdler,    jenosidlerle  dolu  tarihimizden  dersler  çıkarmalıyız.  1924   yılında   Milliyetler  Cemiyetinin  Musul Komisyonu  bölge  ile  ilgili  raporunu hazırlarken,  Kürd   aşiret reislerine   ve  ileri  gelenlerine   “bağımsız  Kürdistandan mı  yoksa  Irak ile  birlikte mi?”  diye  bir  soru  soru soruyorlar.   Bazı  aşiret  liderleri  sorulan    soruya   doğrudan  cevap vereceklerine  komisyon yetkililerine   düşman  gördükleri  aşiretlerin   tavrını  soruyorlar.  Eğer   düşmanları  Bağımsız   Kürdistan dan  yanaysa    onlar  Iraktan  yana,  eğer  düşmanları  Irak'tan yanaysa   onlar  Bağımsız  Kürdistan dan  yana    tavır alıyorlar.   Irak  rejimleri,  Kerkük'ü,  Musul'u,  Xaniqin'i   Kürdlerden  arındırırken,   100 binlerce   Kürdü  Enfal   operasyonlarıyla  ve  kimyasal  silahlarla  yok  ederken,  reislerimizin  torunları  arasına   hiç  bir  ayırım  koymadan   herkesi  Kürd  olduklarından  dolayı  yok ettiler. Sadece insanları  değil,  diğer canlıları da.........

Güney Kürdistanlı  partiler,   partilerinin  dar  çıkarlarını  bir  kenara  bırakarak  ulusal  kurumlar temelinde   ortak  bir   irade  oluşturarak   bağımsızlığı  ilan etmeliler. Güneyli  Kürd güçleri  arasında   bağımsızlık  referandumu  için  mutlaka ulusal   mutabakat oluşturulmalıdır.     Bağımsızlık  için  referandumu   partiler arası   Evet ve  Hayır ikilemine  sokulursa  Güney  Kürdistan  kazanımları  büyük  zarar  görecektir. Bu konuda   Kürd  siyasi  sınıfına  büyük bir  sorumluluk  düşüyor.   Yarın  Irak devleti  Kürdlerin  üzerine   ordusunu  gönderdiği zaman  yine  Kürdler arasında   ayırım  yapmayacaktır.  100 yıl sonrada   olsa  atalarımızın  düştükleri  hatayı  tekrar etmeyelim!!!
 
Gelinen noktada geri dönüş  olmamalıdır. Güney Kürdistan’ın bağımsızlık meselesi sadece Güney Kürdistan’la sınırlı değil bütün Kürdistan’ın bütün Kürdlerin  kaderini belirlemektedir. Yüzyıllardır süren esaretten çıkış kapısıdır. Kürdistani olan hiç bir güç buna karşı kayıtsız, sessiz kalamaz ve kalmamalıdır.
Hem diaspora da hem de Kürdistan’ın diğer parçalarında bir kampanya şeklinde bağımsızlık referandumuna her türden destek verilmelidir. Dünya kamuoyuna haklı sesimizi duyurmalıyız. Sömürgeci devletlerden gelebilecek her türden saldırıya karşı hazırlıklar yapılmalı ve  ulusal birlikle   cevap verilmelidir!!

Yaşasın  Kürdlerin  Bağımsızlık  İçin  Birliği!!
Kahrolsun sömürgecilik. 
Yaşasın bağımsız Kürdistan!

 TEVGERA KAWA
27   Temmuz  2017

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.