Kobani şehir merkezi IŞID itlerinden temizlendi. Bu Kürd millet evlatlarının direnişi ve dostlarının yardımlarıyla gerçekleştirildi. Fakat Kobani'ye bağlı onlarca köy daha hala IŞID itlerinin işgali altındadır.
Yüzbinlerce insan yerlerinden edildi, sürüldü. Hemen hemen hepsi Kürdistan'ın kuzeyine ve Türkiye metrepollerine savruldu. Şimdilik geri gelme koşulları yok. Geri dönüp dönmeyecekleri konusu kuşkulu. Bir müddet sonra bulundukları alanlara entegre olacakları kesin. Boşalan alanlar Araplar tarafından doldurulmaya, Araplaştırılmaya çalışılacak. Bu plan sürmektedir.
PKK çeteleri köy köy dolaşıp; "IŞID geliyor kaçın" dedikleri videolarla internet ortamına düştüğünü hepimiz gördük.
Daha ötesi var. Hemen zafer sarhoşluğuna kapılmanın Kürdlere bir getirisi yok. Güney Batı Kürdistan başta olmak üzere Kürdistan'ın birçok alanın'da sömürgecilerimizin taşaronu PKK ve türevleri hakimken ve güneyli güçlerin sömürgecilerimizi rahatlayıcı söylemleri ortalığa saçıldığı bir zeminde zafer türküleri söylemek olanı ve bundan sonra olacakları bilmemektir. Aslına bakılırsa bu zafer çığlıkları Kürd'ün kendi cesetlerinin ağıdı olduğudur. Kürdler bunun farkında bile değildir. Kürdler, bu savaşta kazanan değil, kaybeden taraf olmuşlardır. Hele PKK ve Güneylilerin politikası biliniyorken.
Fakat sahada sadece onlar yoktur. Bu planı bozacak güçler vardır ve sonuç olarak bu güçler sürece damgasını vuracaklardır. Kimse ne Şengal'in, ne Kobani'nin IŞID itlerinden temizlenmesinden kendisine pay çıkarmasın. Yok öyle bir şey. Bu konuda belirleyici olan "gizli" güçtür. Korkusuz kahramanlar ve kanatsız meleklerdir. TC devleti ve taşaronları bunu çok iyi biliyor ve panik içindedirler. Yenildiklerini görüyorlar ama ehveni şer olarak gelişen olumlu ortamdan kendilerine pay çıkarmaya çalışıp rahatlatmaya çalışıyorlar. Bu geçici olarak onları rahatlasada uzun sürede kaybedeceklerini biliyorlar. En büyük darbeyide Musul'da alacaklar. Korkusuz kahramanlar ve kanatsız melekler Musul'ta tarih yapıyorlar. "Musul Kürdistan toprağı değil," "Musul için kanımızı dökmeyiz" diyenlere rağmen Kürdistan'a bağlanacak. Geçerken bunuda bir not olarak belirtmem gerekti. Bekleyin görün.
Nerede kalmıştık?
Sömürgecilerimizin ve taşaronların izleiği politikalar bilinmeyen değildir. PKK'nin varoluş ve varediliş nedenleri üzerinde çok şey yazıldı çizildi. Amacı belli. Kürd millet kökünü kazımaktır. Kürd millet potansiyelini tasviye etme, ülkesinde göçerttirme, geriye kalanları tehdit, alavere dalavere ile zapt-ı rapt altına alma, süreç içinde Türk, Arap ve Fars toplumları içinde eritme, Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletlerinin "siyasi ve toprak birliğini koruma" üzeri kendilerine görevli kılındıkları söylem ve uygulamalarıyla açığa çıkmıştır.
Güneyli güçlerin parçacı oldukları malumumuzdur. Diğer Kürdistan parçalarına ilişkin bir siyasetleri varsa o da; bu devletlerin politikasına uygun arzettiğidir. Onların "iç sorunudur" deyip sorumluğuktan kaçtıkları dünden bugüne izledikleri politikalardır.
Hatta bu konuda daha ileri giderek sömürgecilerimiz dara düştüklerinde onların avukatlığını yaptıkları bilgimiz dahilindedir.
TC-IŞID ilişkisinin olmadığını söyleyecek kadar TC avukatlığına soyundukları ortadadır.
Oysa IŞID'ın Kürdistan'a saldırtan başta TC devleti ve ezeli Kürd millet düşmanlarıdır.
Amaçları; Kürd milletinin doğan olumlu koşullar nedeniyle bağımsızlık hedefine yürüyüşünü engelemek ve mevcut statükonun devamını korumaktır.
Bu politika kendi taşareonları olan PKK ve türevlerinin eliyle uygulanmaktadır. Güneylilerde bu politikanın destekleyicileridir.
Bu politika ve uygulamalar nedeniyle başta Şengal ve Kobani'de olmak üzere Kürdistan'da sorkırıma varan trajedilere yol açtı. Milyon Kürd yerinden koparıldı ve mültecileştirildi. Kadınları dahil tüm maddi ve manevi varlıklarına el konuldu. Kadınları pazarlarda sex kölesi olarak satıldı. Mukaddes ve tarihi mekanları bombalanıldı.
Bunun en büyük suçlusu TC devleti olmasına karşın Güneyli liderlerin ikide bir Türklere "teşekkür" mesajları göndermelerinin altında yatan plan ne?
Sahi Mesud Barzani'nin Kobani şehir merkezinin IŞID itlerinden temizlenmesi sonrası TC devletine teşekkür etmesinin altında yatan dürtü nedir? Böylesi bir açıklama yapma zorunluluğu mu vardı? Elbette böyle bir zorunluluğu yoktu. Bu Kürd politikasına sinmiş "ezbenici" düşürülmüşlüğün sonucudur.
Neymiş efendim "Türkiye, peşmergenin Kobani'ye geçişine izin vermiş"miş(!) Aman Allahım ağlar mısın, güler misin? Bu konuda aylar süren görüşmeler oldu. TC devleti milim adım atmadı. ABD ne ettiyse dediğim dedik dedi. Ve en son; "ya koridor açarsın, ya da bunun ağır bedelini ödersin" tehdidi karşısında TC devleti peşmergeye geçiş koridoru açmak zorunda kaldı. Ki peşmergenin geçişi sırasında TC devletinin çıkardıkları sorunlar kimse bilmesede Mesud Barzani bilir. Bilmesine karşın bu "teşekkür" neyin nesi?
Alışkanlık mı, korku mu, parçacı çıkarlar mı veya bir başka kuzulkurtan dolayı mı Güneyliler, sömürgecilerimize yaklaşımlarında ezbenici olurlarken kuzeyli Kürd aydın ve politikacısı geçinenlerde güneylilere ezbenici yaklaşmaktadırlar. Kürd milletine kaybettiren politika budur.
Ben mi yanılıyorum, yoksa kimi Kürd aydını ve politikacısı geçinen tayfa mı yanılıyor demek gerekiyor mu?
Yaw olacak iş mi bu?
Tüm dünya alem bu IŞID denilen it sürüsünü Kürdlerin başına bela edenlerin başında TC devleti olduğunu biliyorken Güneyli liderlerin bu Türk sevdasına ne denmeli?
Çok "politik" takılan bazı kişilerin bu konuda bir diyecekleri yok mu? Açıklasalarda bizde bilelim.
Yaw dünyanın neresinde kendi milletinin can ve kan düşmanına bu kadar sevdalanılmış?
Üstüne üstlük "kardeş" "stratejik müttefik" ilan edilmiş?
Peki sormazlar mı ezbeniciler? TC devleti, Güneylilerin "kardeşi ve stratejik müttefiği" ise Kuzey Kürdleri Güneylilerin nesi oluyor?
Bu politikanın arka kapanı nedir diye dile getirebilecek bir baba yiğit yok mudur?
Biz bunları söylediğimizde "amanımmmm güney düşmanlığı yapılıyor" diyen ezbenici Kürd aydın ve politikacı geçinen tayfa neye hizmet ettiklerinin bilincinden mı acaba?
Milliyetçilik, yurtseverlik bu mudur?
IŞID denilen it sürüsünü her yönüyle destekleyen ve Kürdistan'a saldırttan, Kobani ve Şengal trajedilerine yol açan, Güney Batı Kürdistan'ı Kürdlerden arındırmaya çalışan, taşaron PKK eliyle Kürdistan'ı "kanton" ucubesiyle paramparça eden, Güney Kürdistan'ı Güney Batı Kürdistan ile birleşme yolunu kapatıp Akdenize ulaşmasını engelemeye çalışıp dünya ile direk ilişkisini kesip, Güney Kürdistan'ı ablukaya alan ve sonuç olarak Kürdleri Türk, Arap ve Fars kapısına mahkum etmeye çalışan TC devleti nasıl Güneylilerin "kardeşi," "stratejik müttefiği" oluyor bilen var mı?
İşin bir başka boyutu daha var. TC-PKK eliyle sahneye konulan "barış ve çözüm süreci" denilen Kürdleri Türkleştirmek, Kürdistan'ı Kürdsüzleştirmek olan bir politika devrede olduğunu herkesin malumu iken Güneyli liderlerin her ağzı açıldığında "süreci destekliyoruz" demenin Kürd/Kürdistan milliyetciliği ve yurtseverliğiyle ne bağı olabilir bilen var mı?
Bunu izah edebilecek bir babayiğit var mı?
Koru, sığ ve kendileri bile ne anlama geldiğini bilmeyen ama laf olsun torba dolsun hesabıyla birkaç cümle ile ezbenili övücü laf etmenin Kürdistan yurtseverliğiyle ne alakası var?
Fakat şu açık ve nettir. Kim ne söylerse söylesin, kim ne yaparsa yapsın söyledikleri ve uygulamaları dönüp onların başından patlayacaktır. Bunu nereden mi çıkarıyorum? Ortadoğu'ya şekil vermeye çalışan karar kılıcıların planları hem sömürgecilerimizin ve hem de onların taşaron ve izdüşümcilerinin politıkalarını boşa çıkaracaktır. Kürd milletinin en büyük şansı budur. Ve süreç Kürd milletinin zaferiyle sonuçlanacaktır. Buna inancım tamdır.
27 Ocak 2015