Şimdi bu satırları kaleme almamın bir tek nedeni var. Biz neyi istiyoruz? Ve nasıl istiyoruz? Sorusuna cevap vermekten ötürü bir şey değildir, bu kaleme aldıklarım. Bizim çevremizdeki “arkadaşlar” her fırsatta bizi küçümseyecek tavırlarda bulunurlar.
Nasıl mı?
Arkadaş ortamlarında küçük veyahut büyük çaplarda tartışmalara şahit olmuşsunuzdur. Ben de küçük bir tartışmaya şahit oldum.
Arkadaşlardan biri bize dönerek; “ya (heval) arkadaş 21. yüzyıldayız ve sizler hala milliyetçilik yapıyorsunuz. Bu kalıp düşünceler ve bu tarz zihniyetler çoktandır aşıldı. Siz hala neyin tartışmasını yapıyorsunuz?” gibi küçümseyici aşağılayıcı bir soru sordu.
Ve ben soruya soru ile yanıtlamak istedim: Benim sorum bu soruyu soran arkadaşa ve özellikle bu tarz zihniyette olan herkeseydi ve fazla uzatmadan soruya geçmek istiyorum.
Arkadaşım elinizde bir buton var ve bu butonun bir ucunda bir Kürt var ve diğer ucunda Türk, Arap, ya da Fars var. Hangi taraftaki butona basılırsa o taraftan biri ölecek. Ya Kürt ölecek ya da Türk, Arap, Fars. Cevap olarak düşünmeden Türk, derim. Türk, Kürt der, Arap Kürt der Fars Kürt der değil mi?
Biri çıkar ve tartışmaya atlar: “Ya bu ne biçim saçma bir soru sen burada dayatma yapıyorsun,” der.
O zaman ben de derim ki 80’li yıllarda Qamışlo’da 12 çınar 3 fidan Türk-Arap işbirliği sonucu bedenleri sayısız kurşuna maruz kaldı ve umutları hayalleri ve gelecekleri ya da hepimizin geleceği o 12 Aralığın gecesinde sayısızca kurşuna ve silaha maruz kalmadı mı?
Bu gencecik bedenler umutları ile toprağa gömülmedi mi?
Bu sözlerime verilen cevap ise şu şekilde oldu. “Sizler olaya duygusal açıdan bakıyorsunuz” denildi.
Ve Bende evet derim. Duygusal bakıyoruz ama “Zilan katliamını” Türkler yaptı, “Halepçe katliamını” Araplar yaptı, “Amudeyi” Araplar yaptı.
Ve 21. yüzyıldayız! Kürtler, Farslar tarafından hala idam ediliyor.
Ya da hepimizin ailesinden bir fert ya amca ya teyze veyahut babalarımız, kardeşlerimiz sömürgeciler tarafından katledildi ve hala katlediliyorlar. Yanı başımdaki komşularım TC silahları ile katledildi.
Ve eminim ki, evlat kaybı vermeyen ve yüreği yanmayan hiçbir Kürt annesi yoktur.
Ve 21. yüzyıldayız. Çok merak ediyorum: “Uğurlar, Ceylanlar Roboskiler ve daha sayamadığım nicesi “bir dayatma” değilde neyin nesi?
Soruyorum size.
Şimdi TC meclisinde oturup nutuk atanların bir kez daha geçmişte neler yaşanmış ve hala neler yaşıyoruz ve biraz da olsa ellerini vicdanlarına koyup şayet vicdan diye bir şey varsa tabi düşünmelerini isterim.
Bu nutukçulara soruyorum: Biz diğer ırklarla -burada birisi gene çıkıp arkadaşım niye ırkçılık yapıyorsun demeden bir açıklılık getireyim- diğer ırklardan kastım Türk, Arap ve Farslarla nasıl kardeş olduk ve olacağız?
Çok merak ediyorum açıkçası.
14 EKİM 2013