Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 13 January 2011

https://www.newroz.com/en/forum/348180/turgut-zal-devlet-e-ikayet-eden-kemalistpkk-ve-calan-deyil-miydi

Forum

Turgut Özal´ı devlet´e şikayet eden Kemalist/PKK ve Öcalan deyil miydi?

Îsmaîl Girikî
Published
on January 12, 2011
Turgut Özal´ı devlet´e şikayet eden Kemalist/PKK ve Öcalan deyil miydi?
Bu siyaseti Kürlerin eliyle hayata geçirmeye canla başla çalışan Kürd halk düşmanı PKK/Öcalan:
-CHP deseniz, bir şey çıkacağı yok, Mustafa Kemal'i bile hala anlayamıyorlar.(9.1.2011anf)

-Burada biz sınırlarla, bayrakla, bu tür şeylerle uğraşmıyoruz. Kürtlerin demokratik bir Türkiye'yle nasıl bütünleşebileceğini tartışıyoruz.Böyle bir bütünleşme herkes için önemlidir.(31.12.2010 av.gör.)

-Biz devleti bölmek istemiyoruz, biz demokratik Türkiye ile bütünleşmek istiyoruz, bunun için çaba sarfediyoruz. Bayrak bir simgedir. Bizim için çok önemli değildir. Bayrak egemen sınıfların simgesidir. Biz egemenler gibi, egemen sınıflar gibi bakmıyoruz. Bu olaylarda etrafında dolandıkları bir dil var; bu dil, Türkiye'de ulus-devletin oluşturduğu bir dildir. Devletin yanına yeni bir devlet, bayrağın yanına yeni bir bayrak doğru değildir. Bu bir tuzaktır, bundan uzak durulmalıdır.Tek dil, tek bayrak gibi şeyler ulus-devlet ideolojisi olup, küçük burjuva milliyetçiliğidir. (31.12.2010)

Bana kalırsa Kemalist PKKnin başindaki Kürd düşmanı Abdullah Öcalan Turgut Özal hakkındaki siyasi tespitleri yerinde deyildir ve bilerek çarpıtiyor.

Bazı siyasi analizlerden yoksun beyanlar şöyle aktariyorlar:
„Bu süreç içinde, Özal’la ilişki içine giren Apo, reformist temelde gizli bir anlaşmaya vardı. Mehmet Ali Birand ve Güneri Cıvaoğlu’nun Özal’ın kuryeliğini yaptığı görüşmelerde, hazır bulunan politbüro üyesi arkadaşlarımız dışarı çıkarılmış ve Apo’yla başbaşa görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmelerin ana teması, her iki tarafın da kendi ekibini reformist çözüm konusunda ikna etmesi gereği ve zamanlama olmuştur“. Bir kere merkez diye bir şey yoktu ki merkez adına siyaset yörütülsün? Varsa yoksa Kemalizmin başsavuncusu Öcalan ve karton üyeler vardi.
Daha 1993’te Turgut Özal federasyon bile tartışılabilir dedi.

Pkk nin başındaki Devletçı Öcalan bana göre o Turgut Özal´ı devlete şikayet etti. Bakın PKK Turgut Özal´ın Kürd federasyonundan basettiği ıçin nasılda suçluyor, aşağılnıyor ve devletin gerekli organlarını göreve çağırıyordu. Gerçi devlet Özal´ın durumundan haberdardı ama birde güya Kürd adına sözüm ona ortaya çıkan PKK önüne koyduğu hedefi ve siyasetin bir özetidir Perinçek´e verdiği bu Mülakatı. Öcalan Perinçek´in soruya verdiği cevapta bakın nasıl ne diyor:

Öcalan: „ Tehlikede olan Türk ulusunun kendisidir. Yani bu tehlike Kürdlerle ilgili deyildir… Esas olarak tehlikede olan Türk ulusudur, kendi devletleri ve mülkiyetleridir. Ortada başka faktörler var. Biraz emperyalizm kışkırtıyor. Bunlar Kürd ve Kürdistan´ı Türklere karşı çıkarabilirlerse kendi çıkarlarınadır. O günlerde Binbaşi Noel diye biri dolaşmakta, Ali Dalip olayı var, hepsi faaliyet halinde. Bunlar yakıcı bir dudumu ifade ediyor. Ali dalip ve yanına aldığı bazı Malatyalı aşîret reisleri Mustafa kemal´e pusu kurarlar, kılpayı kurtulur. Bir düşünelim; bunlar gerçekleşti. Kaldı mı Mustafa Kemal, kaldı mı Sıvas, oldum mu Erzurum Kongresi“? diyor.(*)PKK ve başındaki Öcalan ve pkk´si yada BDP´si ya yada DTK´nin siyaseti hala aynı deyil midir? Gene Kemalist Kürd düşmanı PKK´nin siyasetine dönelim.
2000´e Dogru genel yayiın Yönetmeni Doğu Perinçek , PKK Genel Sekreteri Abdullah Öcalan ile 23-25 Eylül 1989 günlerinde Şam´da gürüşmüştü. (*)

Perinçek Soruyor Öcalan´na:Size karşı başka suçlamalar da var: „ Yani bir Sevr yaratmak istiyorlar“ gibi. Buna ne diyeceksiniz?
Abdullah Öcalan:Sevr artıkları kendileridir. Bu arada Sevr olayı nedir? Sevr emperyalizmin güdümünde, öyle deyil mi?

Perinçek: Evet.
Öcalan: Kürd, Ermeni meselesinin çözümüdür. „Al bu kadar Kürdlere, bu kadar Ermenilere, bu kadar Türklere.“ Bu tür Cözüm değil mi?
Perinçek: Evet.

Öcalan: Manda türünde bir işbirlikçilik! Sömürge sisteminin emperyalist denetimin oturtulması değil midir?
Perinçek: Evet.

Öcalan: Peki şimdi? Özellikle bu gözünü kapatmış olanlara soruyorum: Kimdir, iliklerine kadar NATO´ya, Avrupa´ya bağlı olanlar? … Ve yine Kürd meselesinin Avrupa´daki çözümmünü kim destekliyor? Amerikanın çözümü nedir? Toplantılar geliştiriyorlar. Bu toplantılar nerede, hangi metropollerde yapılıyor ve kimler katılıyor? Bunların ilişkileri kimlerdir? Bir de buna bakmaları önem taşiyor.

Ikincisi, PKK´ya yakıştırdığı şeye bakın: „PKK Sevr´i dayatiyor“ muş. Hayır! Pkk halk desteğine dayaniyor.
Hani Turgut Özal, Bende yakında Kürtlere özerklikten yana olabilirim“ diyor. Bunlar biraz daha zorlanırlarsa „ ABD federasyon istiyor, ona aracı olabiliriz“ diyeceklerdir.Şimdiden bazı Kürt işbirlikçilerini yedeğe almak istiyorlar. Bunların çözüm, ABD´nin ve Avrupan´nin yardımıyla Sevr´e benzeyen bir çözümdür ve bugün Sevr suçlaması yapanlar tıpış tıpış Sevr´e yürüyor. O çözümün şakşakçısı olacaklardır. Buna karşılık PKk´nin temel bir çözümü vardır. PKK, Türk Kurtuluş Savaşını deyerlendiriyor.( okuyocular bunu böyle anlaması lazım, PKK: Türk Kurtuluş Savaşını veriyor i.G).

Kürd halk düşmanı Abdullah Öcalan Ve Qandildeki kanli Karayilanlarda bu günlerde; Cumhur Başkanı Turgur Özal Federasyon istiyordu, niye bugun Başbakan Erdoğan diyemiyor. Tabii ki birde Özala yapılanları Erdoğanada yapılması adeta sinyal üstünde sinyal ve demeçler veriyorlar.
Ve bugün gelelim.
-“Demokratik özerkliğe ilişkin de bir iki şey belirtmek istiyorum, o da tam anlaşılmıyor. Ben ısrarla belirtiyorum. Bizim bu çözüm modelimiz devletçi bir çözüm modeli değildir, devlet hedeflemiyor. Bazı yazarlar ya anlamıyorlar ya da bilinçli şekilde çarpıtıyorlar.
-Benim farklı bir bakış açım var. Ben toplumun ve devletin tarihini ayrı ayrı ele alıyorum.
-Önerdiğimiz sistemi bazen Demokratik Özerklik bazen Demokratik Konfederalizm olarak da isimlendiriyorum. Öyle sanıldığı gibi federatif bir yapılanmayı da hedeflemez. Toplumun demokratik örgütlenmesi, demokratik yönetimi ile ilgileniyoruz.
-Bu nedenle devletçi, iktidar odaklı yaklaşım çözüm önerimiz olamaz,bunlar çözüm değil sorun doğuran yapılardır.Demokratik toplumu güçlendirmeye çalışıyoruz amaç budur.
-Biz paradigmamızın değiştiğini, yeni bir ulus-devletin soruna çözüm olamayacağını yıllardır söylüyoruz.”
-“Türkiye'de Sol, MHP'nin ulusal-milliyetçiliği kullanılarak ezildi, marjinalleştirildi, bu hale getirildi.
-Bu anlamda Türkiye, dünyanın en çok sömürülen ülkelerinden biridir.
-Milliyetçilik işte küresel finansın kullandığı bir yöntemdir, biz bu tuzağa düşmeyeceğiz, bu nedenle milliyetçiliğe karşıyız, paradigmamızda milliyetçiliğe yer yoktur“.
-Sanırım Hanefi Avcı'nın kitabında da geçiyormuş. O da çözüm konusunda benimle görüşülmesi taraftarıymış, bunu öneriyormuş ve şimdi içeride ve Ergenekon'dan yargılanıyor. Yine geçmişte benimle burada çözüm amacıyla görüşen bazı isimler de Ergenekoncu diye yargılanıyor. Aslında Ergenekoncu diye tasfiye edildiği söylenenlerin bir kısmı çözüm yanlısı isimlermiş“.

-Veli Küçük gibi, karanlık, cinayet işleyen, darbeci isimlerin yanına çözüm isteyen, hatta geçmişte benimle burada çözüm amacıyla görüşen isimleri de bunlarla ilişkilendirerek bu şekilde asıl çözüm yanlılarını tasfiye ediyorlar.
-Kongre ve Konsey'lerde toplanıp, bu konuyu etraflıca tartışıp, biz anayasal hakkımızı kullanmak istiyoruz, denilebilir. Ayrıca öyle bireysel hak, kolektif hak ayrımı da doğru değildir.
-Ben neden ısrarla Kent Konseyleri kurulsun diyorum. Meşru savunma tehlikeleri anlamak, kendini korumaktır."Kongre ve Amed Konseyi toplanmalı, meşru savunmayı tartışmalıdır. Kongre ve Amed halk konseyi toplanıp bütün bunları tartışmalı. Meşru savunma işte budur.
-Bizim siyasetçileri de anlamıyorum onlar da yanlış ele alıyorlar, beceremiyorlar.
Yerinde ve zamanında gerekli olanı yapamıyorlar, siyaset yapmayı bilmiyorlar. Gerektiği gibi siyaset yürütemedikleri için ben burada o kadar zorlanıyorum. Siyaseti iyi yapamıyorlar.
-DTK'nın demokratik özerklik taslağı erken, acele oldu.(31-12-2010)
Murat Karayılan da Qandilde bu devletçi siyasetine katılmakla kalmayıp, Kürdleri bir ulusa olarakda görmüyor . Kürdler bir halk olduğuna göre kendi ülkesi ve toprağında bağımsız olarak yaşakap en doğal hakkı olduğunu es geçerek, devletin emrettiğı siyaset çercevesinde hareket etmeleri nefretle kiniyorum. Bunlar destek olan bütün kesimlere de ihanet ve dşmanlık içinde oldukları unutmasınlar.
Karayılan: „Önderliğimiz de görüşlerini söyledi, hareket olarak biz de söylüyoruz. Yani Önderliğimizin bu konudaki görüşü gayet normal bir eleştirel görüştür.Az önce de belirttiğim gibi“daha iyi anlatabilirlerdi, biraz dar ele almışlar“. Fakat projenin daha iyi izah edilmesi gereği vardır.” Gerçekten de izah edilmesinde dar kalındı, yetersiz kalındı. Mesela projenin sadece bir Kürt sorununun çözümü projesi olmadığı, tüm Türkiye için bir proje olduğu boyutu yetersiz kaldı, bu yeterince izah edilmedi. O taslakta genişçe yer verilmemiş. Bunun gibi bazı yetersizlikleri vardır. İçeriğine ilişkin daha farklı yetersizlikler de söz konusu olabilir.
Çağımızda giderek aşılan katı merkeziyetçi ulus-devlet sistemleri yerine yerinde yönetim anlayışını geliştiren idari sistemler geliştirilmektedir. DTK’nın sayın yöneticilerinin veya işte o çalıştayı geliştiren kişilerin daha iyi izah eden bir üslubu kullanabilme durumları olabilirdi. Onun için devlet değil, sivil toplum sistemini öngörüyoruz. Dolayısıyla burada kimse devlet istemiyor. Bu bölünme değil, bu kalıcı gönüllü birliğin temelini yaratma projesidir. Bu bölünmeyi değil, gönüllü birliği yaratacak olan bir projedir. Artı, Türkiye’nin genelini demokratikleştirecek olan bir projedir. (11.1.2011anf)
Evet sayin okuyocular bizde artık ne yapacağımızı bilmiyoruz desek yerındedır. Kürd bireyleri olsun kitleleri olsun bugün hala bu düşmanlik besleyen, kokan, siyaseti Kürd siyaseti saniyorlarsa eyer, ki sayiyorlar dünyanin en geri zekali kesim olarak tarihin bu dönem sayfalarında yer alacaklarını kimse unutmasin.Ve aynı zamanda ihanete bilerek destek verdiklerinide kara bir lekeyle kaydedecektir.
Bakın Öcalan bugün deyil ta ikametgahı Şam daiken, bu siyasete sahipti. Kürd ve ulusal haklar için deyilde, devletin resmi siyaseti içın yörütülen bir mücadele veriyorlardı. Ben kendim bunu binlerce defa dile getirdim yazdım.
Turgut Özal´ı dvlete şikayet eden Partiya Karkerên kemalistan(PKK)/Öcalan bugün aynı siyasete sahip olduğu bütün genelkurmay İmrali karargahında çıkan demeç ve emirnamelerinde mevcuttur.
Hiç bir zaman PKK kendi içlerinde bir merkez komite üyelikleri gerçeği ile yaşanmadı. Bütün herşey Öcalan ve kendine bağlı sözde üyeleri tarafından bu çirkin siyaseti yörütüldü.
Kandil´e kendi evlatlarını yollayanlar daha ne zamana kadar fikirsiz, geri zekalı olarak yaşayacaklardır? Utanmadan bu düşmanlık siyaseti içın Kızlarını ve evlatlarıni hala Qandile kemalist devletin bekçıliğı içın gönderiyorlar!
Artık düşünme ve utanma zamanı geldi!
Îsmaîl Girikî
12.1.2011

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.