Direkt zum Inhalt
Submitted by Aso Zagrosi on 3 December 2010

Sizlerin 12 Eylül 1980 tarihinde Güney Batı Kürdistan'ın Qamişlo şehrinde katledilmenizin üzerinden tam 30 yıl geçti.
Türk ve Arap sömürgecilerinin Kürd işbirlikçi yapılarınında yardımıyla Qamişlo'da gerçekleştirdikleri katliam ile Kürdistan bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin yolunu kesmek ve kontrol altına almak amacını taşıdığı her gün yeni belgelerle ispatlanıyor.

12 Eylül 1980'de senin de içinde olduğu KAWA militanlarının alçakca şehid edildikleri olay çağdaş Kürdistan tarihine „Qamişlo Katliamı“ olarak yer aldı.
Ben bugün bu katliamın detayları üzerine durmayacağım. Bu konuda bir çok arkadaş yazdı ve hala da yazıyorlar.

Sevgili Şapkalı,

1980 darbesinden sonra Suriye'ye geçtiğiniz zaman Kürd katili sömürgeci Suriye devletinin başı Hafız Esad'ın dahi „sosyalist“ olduğunu kendi gözlerinle gördün. Bir çok çevre Hafız Esad'ın ve onun efendisi Sovyetler Birliğinin gözüne girmek için yarışıyorlardı.

Kürd katili Baas Partisinin kuruluş yıldönümlerinde ve Hafız Esad'ın doğum gününde „anti emperyalist“ ve „ sosyalist güçlerin“ yayınladıkları bildiri ve açıklamaları biliyordun.. Senden sonra ne bildiriler çıktı ve ne açıklamalar yapıldı. Belki bir gün birileri bunları „ibret belgeleri“ adı altında yayınlar.

Sevgili Şapkalı,

Saddam'ı, Hafız'ı ve İran'daki kanlı mollalar rejimini farklı yollar ve hilelerle „Sosyalistlerin Cephesine“ çeken zihniyetin tarihçesi bir hayli eski..
Sizlerin ölümünden sonra dünya bir çok şey değişti. Ne Sovyetler Birliği ve ne de Sovyetlerin başını çektiği Doğu Bloku kaldı. Bizim küçük Arnavut ise Berlin Duvarı altında kaldı. Oraya çıkan tablo ise bizim sosyalizm olarak düşündüğümüz her şeyin ötesinde..

Birinci Dünya savaşının hemen ardından yapılan barış görüşmeleri ve strateji tespit etme sürecinde Lenin Bolşeviklerin ve Komunistlerin önüne doğan „Nur topu gibi çocuğu“ koruma görevini koymuştu..
Aslında „Nur topu gibi bir bebek“ değil „Prematüre bir bebek“ dünyaya gelmişti.
Erken doğan o çocuk ağır bakıma alınmıştı. Prematüre olan o bebek Solunum Güçlüğü Sendromunu çekiyordu.

İktidarı ele geçiren Bolşevikler „özürlü doğan bebeği“ kormak için kanlı Kemalist rejimi ve Şah rejimini oksijen olarak görüyordu.
Kürdler için zehir olan Kemalistler ve Şah rejimi Bolşevikler için oksijendi.

Bizim yıllar boyunca Kürdlerin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini haklı göstermek ve gerekçelendirmek için başvurduğumuz Lenin'ın „Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı“, „Doğu'da Ulusal Kurtuluş Hareketleri“ ve Stalin'in „Milli Mesele“ ve „Leninizm'in İlkeleri“ gibi eserlerinin sahipleri dahi mesele Kürdler olunca yazdıklarını bir kenara bırakmışlar.
Ayrıca bu eserleri Türkçe'ye çeviren „Türk solcuları“da kendi tezlerini haklı çıkarmak için bir hayli çarpıtma yapmışlar.

Sevgili Şapkalı,

Biz yıllarca Sovyetler Birliğinin(Lenin ve Stalin dönemi) Kürdlere karşı yaptığı yanlışlıkların gerekçelerinden birini de „TKP'nin SBKP'ye ve Komintere verdiği yanlış bilgilere“ dayandırıyorduk.

Biz „Fakir TKP“ye haksızlık yapmışız. TKP, 1925 Ayaklanması bastırılırken ve 1938 Dersim Kıyımı yapılırken Kemalistlere gönderdiği kutlama mesajları Lenin ve Stalin politikalarının ruhuna bağlılık göstermiştir. Yani kısacası TKP Lenin ve Stalin'in başında olduğu Sovyetler Birliğinin Kürdlere karşı ve Kemalist hayranı politikanın ürünüdür. Burada biz eşeğe değil semere vurmaya başlamışız.
Bugün artık elimizde Sovyetler Birliğinin Kürd politikasına ilişkin resmi belgeleri var. Bu belgeler 1920-1946 yıllarını kapsıyor. Yani bu belgeler Kürd jenosidinin yapıldığı yıllara dair belgelerdir.

Sovyetler Birliği Kürdlerin bağımsızlık ve özgürlük için direniş hazırlıklarına giriştiğ bu yıllarda Kürdistan'ın tüm parçalarını mercek altına alıyor.

Sovyetler Birliği Dışişler Bakanlığı ve Dışişlere bağlı Ortadoğu bölümü Kürdistan'da yaşanan direnişleri, önderlerini, Kürdistan'ın parçaları arasındaki ilişkileri, siyasal yapıları ve ayaklanma hazırlıklarını abartılı olmasın günlük olarak ediyorlar. Sovyetler Birliğinin Kürdistan'a gönderdiği bir dizi gizli ajanın dışında bölgede resmi olarak ciddi bir şekilde çalışan geniş bir diplomatik ağı var. Kars Konsolosluğu, Beyazid Konsolosluğu, Erzurum Konsolosluğu, Maku Konsolosluğu, Tebriz Konsolosluğu, Urmiye Konsolosluğu, Ankara ve Tahran Büyükelçilikleri gibi çok geniş bir yelpazeye dağılan bir ilişki sözkonusudur.
Sovyetler Birliği sadece kendi Bolşevik kadrolarıyla değil, Çarlık döneminden kalan Kürdistan ve Kürdleri uzun yıllardan beri tanıyan Prens Şachovski gibi Kadrolarıda harekete geçiriyor. Ayrıca Sovyetler Birliği kendisine sempatiyle bakan bir dizi Kürd ileri gelenleriyle de sıkı ilişkiler içindedir.
Kısacası Sovyetler Birliği sayıları binlere varan kadrosuyla hem Türkiye ve İran başkentlerinde bulunan Kürd kökenli parlamenterlerle aydınlarla ve Kürd ileri gelen aileleriyle sıkı ilişki içindedir, hemde Güney Kürdistan'da Şeyh Mahmud , Doğu Kürdistan'da Simko ve Kuzey Kürdistan'da Cibranlı Xalid Bey'in önderliğindeki „Kürdistan Bağımsızlık Komitesinin“ faaliyetlerini ciddi bir şekilde takip etmektedir.

Sovyetler Birliğinin resmi ve gizli belgelerine bakıldığı zaman binlerce insanın çabası neticesinden Kürdistan'ın nabzı tutulduğu açık bir şekilde görülmektedir.
Sovyet ajan ve diplomatları Türkiye ve İran metropollerinde görüşmedikleri Kürd ileri geleni bırakmamışlar. Kürdistan'da ise görüşmedikleri aşiret lideri, aydın ve siyasi Kürd şahsiyetini bırakmamışlar.

Belgelere bakıldığı zaman Azadi'nin lideri şehid Cibranli Xalid Bey ile günlük olmasa dahi haftalık görüşmeleri var. Sovyetler Cibranli Xalid Bey'in etkisinin sadece Kuzey Kürdleri arasında değil, Doğu ve Güney Kürdistan'a da yayıldığını gördükleri zaman ona daha da önem veriyorlar.

Bundan dolayı TKP'nin o sürece ilişkin rolü yanlış bir şekilde değerlendirildi.
Birde o dönemler Sovyet Birliği ile ilişkide olan ve olmayan Kürd yurtsever kadroları „TKP'lileri Kemalistlerin adamları olarak değerlendiriyor“ ve ilişki kurmaktan kaçınıyorlardı.

Devam edecek

Aso Zagrosi

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.