Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 26 November 2010

Türk Başbakanı gittiği Lübnan'da İsrail'e verdi veriştirdi. Hatta tehdit etti. Ama adamları harıl harıl kapalı kapılar ardında İsrail'i yetkililerle al gülüm ver gülüm yapıyor.

Bu ne iş?

Sahi politıka bu mu?

Bu ise, bunu halka anlatmanın yolu ne?

Anlatamasınız.

Kim neye inanmak isterse onu işitmek ister.

Başta Türk Başbakanı Erdoğan olmak üzere Türk yetkilileri Tribünlere oynuyorlar.

Olan biten bu.

İşte Recep'ın gittiği Lübnan'da atıp tutukları.

Akdeniz'de korsanlık yapanlara, masum çocukları masum sivilleri acımasızca katledenlere karşı hakkı savunmaya devam edeceğiz. Biz insanlık adına , vicdan adına, masum yavrular adına Kudüs demeye, Gazze demeye, Beyrut demeye devam edeceğiz. Biz barış diyeceğiz, biz adalet diyeceğiz, biz uluslararası hukuk diyeceğiz ve biz gerektiğinde katile katil diyecek, katilden bütün yaptıklarının hesabını da Allah'ın izniyle soracağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın, endişesi olmasın."

Şimdi Recep bunları söyledi söylemesinede sahi bu söylediklerinin arkasında duracak kadar sözünün eri mi?

Hiç sanmiyorum.

Aynı kabadaylığı “Füze Kalkanı Projesi”nin Türkiye'de konumlanması gündeme geldiğinden de yapmıştı.

Yine atıp durmuştu.

Ama tükürdüğünü yaladı.

Lizbon'da ne olmuştu merak eden olabilir.

Lizbon'da 20 Kasım 2010 tarihinde NATO üyesi devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı zirve toplantısında NATO'nun dönem stratejik konsepti onayladı.

Türkiye ilk başlarda ayak diretsede sonuçta Füze Kalkan Projesinin Türkiye'ye konumlanmasını kabul etmek zorunda kaldı. Her ne kadar “Türkiye'nin talabi kabul görüldü” deyip tükürdüklerini yalamasına gerekçe üretselerde mesele o kadar basit değil.

Neymiş belgede İran tehlike unsuru olarak zikredilmemişmiş. Zikredilse ne olur, edilmese ne olur. Sonuçta herkes biliyor ki, bu proje başta İran olmak üzere Batı muhalifi güçleri abluka altına alma projesidir.

Sonuçta Türkiye Füze Kalkanlarını inşa etmesini kabullendi.

Demek ki, öyle zırt pırt yaramaz çocuk gibi almam vermem demek bir işe yaramiyor. Sonuçta eloğlu insanın burnunu sürter. Ya o, ya ben tercihini önüne kor. Önüne konulan tercihlerden de, beni seç mecburiyetin koşulu konur. Sıkıysa kabul etme.

Türkiye'nin ikinci koşulluda eğer Türkiye'de konumlanacaksa bunun komuta-kontrol yetkisinin kendilerine verilmesi talebiydi.

ABD'li yetrkililer bunu kabul edilemez bir talep olarak açıkladı. Son zirvede bu konu gündeme gelmedi. ABD'nin Türkiye'ye hele sen önce ülkende konumlanmayı kabul et. Sonra komuta-kontrol yetkisini konuşuruz dendi. Ve Türkler olur demek zorunda kaldı.

Olan biten Türk egemenlik sistemin diplomatik resmidir.

Önce görlerler. Olmaz babında istemlerde bulunurlar. Buna kendileride inanmazlar. Fakat bu pılitıkanın kazananı olurlar. Sonuçta tüm istemleri yerine getirilmesede payına bir şeyler düşer.

Recep'in Lübnan'da attıp tutuklarını bu bağlamda okumak gerekir.

Lübnan'da söyledikleriyle beline bomba bağlayan ve kendini patlatan Arap ve İslam teröristlerin hoşuna gittiğini biliyor. Onların sempatilerini kazanıyor.

Fakat Aynı Recep kendi adamlarını gizli gizli İsrail'i yetkililerle de görüştürüyor.

Onlara “siz bizim dediklerimize bakmayın. Biz işimize bakalım” diyorlarmış.

Ben işitiklerimi yazıyorum. Doğru mu, yanlış mı bilmem. Günah bu iddia sahiplernin boynuna.

Türk diplomasisinin bu ikili politıkasını şu teori ile ifadelendiriyorlar.

Recep'in aslında İsrail ile danışıklı olarak bu tür ifadeler kullandığı görüşünde.

Vallah olmaması için bir sebep yok.

Türk yetkililerin cebinde çok kart var.

Herkese göre sirim çekmek genel politıkaları.

Sorun kazanmaksa niye olmasın.

Yoksa söylenen sözün pek kiymeti harbiyesi yok.

Kimse ben bunu, sen bunu söyledim demiyor.

Çünkü yeni gün yeni çıkarlar üzerine kurulurda ondan.

Bu nedenle kimse geçmişe takılıp kalmıyor.

Kalan varsa o da Kürdlerdir.

Kaybediş sebeblerinden biri bu olsa gerek.

Dünya yeniden yeniden kurulurken onlar eski dünyalarında memnunlar.

Olsunlar bakalım.

Daha ne zamana kadar eloğluna köle olmaya tahamül edecekler.

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.