Öcalan,son bir kaç çarçamba görüşmesinde PKK üzerinde olacak tasfiyeleri dile getiriyor.Barışmı-tasfiyemi olarak okyalım biz.! Şimdi Öcalana soralım:on bir yıldır senin yaptığın nedir?İmrallıya getirilir getirilmez ,"görüşmeler oluyor" la başlıyan bir süreç on bir yılını geride bırakıyor.Kürt sorunu dünyaca saniye saniye takip ediliyor,Öcalan yakalanmışTC yanıyor,Avrupa yine öyle Doğu Kürdistanlılar sınırı yıkıp geçmiş.İlk TC-Öcalan görüşmesi meyvelerini veriyor.Her taraf susturuluyor,yatıştırılıyor.Bu Tarih görüşmelerin başlangıç tarihi olmakla beraber;PKK yi tasfiye tarihinin de başlangıcı oluyor.PKK nın bu göruşmelerin olabileceğini "önderimiz ellerinde" diye direkt görüşmelere umut ile bakmaktadır.Cin şişesine konunan görüşmeler,ve alınan kararlarda Kürt halkının haberi yok.PKK bir nevi İmralıdan gelen sonucu değil emirleri uyguladı.PKK,PKK adından vaz geçti.PKK nin adı Kürtler açısından büyük bir direnişin ve bağımsızlığın simgesi idi.TC açısından,TC yi yerle bir edecek bu ad ,Tüm Türkleri korkuturken; dünyada göz önünde bulundurulması gereken ulusal bir güçtü.PKK ,PKK ismine sonradan döndü.Nedeni ;Yoksa tasfiye oluyorlardı.
Öcalan gibi biri bu olumsuz başlangıcın bir "tasfiye" olmadığını söyleyemez!Sıradan bir yurtsever bile"PKK kendisi direksiyonu kullanmazsa ,PKK biter"diyordu.Gizli tutulan ve on yıllık süreyi geride birakan,TC-Öcalan görüşmelerinin ana nedeni Kürt halkının tepkisidir.Zaten merkez büyük şiddetli deprem sarsıntısı yaşamış,TC nin korktuğu rakip radikal-bağımsız çizgi doğmuş,sonuca gidememiştir.Bu önlenmiştir.TC rahatlamıştır.
Bu tasfiyenin,teorik ve pratık başlangıcı hummalı bir durum.Fakat ,Yalçın Küçüğün Öcalanla kardeşleşmesi(PKK kitlesine ve kadrolarına güven verme piskolojisi Kardeşlik kelimesi,yerinde seçilmiş bir kelime) bu sürecin hızlandığı kabuk tuttuğu bir dönemdir.Küçük, Parisin resmi dernek sorumlusuna şöyle der: Tamam ben Türkiyeye gidiyorum,yakında sizin başkanda peşimden gelecek.Bu cümle,rast gele söylenmiş bir cümlemidir,yoksa bir sonuçmudur?Dikkat edilirse Surye de o dönemde bir patlama oldu,Öcalan sukast dedi.Yeşil Ağar,Çiler isimleri döndü dolaştı.Yalçın Küçüğün bu günkü konumunu göz önünde bulundurarak ,o dönemde "sana karşı bir sükast var"demesini nasıl yorumlarız.Genel Kurmay Yalçını Avrupaya gönderiyor o da kardeşini ölümden kurtarıyor.Öcalani haberdar ediyor. Yalçının genel kurmaydan aldığı göreve ters gelmiyormu bu haberdar etme girişimi ?Ya da şöyle diyelim:Öcalan üzerinde bir hesap vardı.Yalçında Avrupaya geldi,Surye ye gitti.Yapacağını yaptı.Öcalanı korkutmak için o süikast patlayıcısının düğmesine bastılar.Acaba, TC sadece Öcalanı korkutmak için mi bu seneryoyu geliştirdi,Yalçın aracı ile haberdar etti.Yani istersek seni eninde sonunda vururuz.Sürye, Lübnanda çok güçlü,İsrailin başı Sürye yüzünden dertte.Bölgede ani bir sorunun çıkması ,ne ABD nın ,ne İsrailin işine gelir.O halde ABD TC ye git başımı belaya koy demez.O halde Türk generalının tatbikat döneminde havaları ısıtması bir roldur.Çünkü Öcalan ordan ayrıldıktan sonra Surye -TC kardeş oldular.Öcalan İtalyada,İtalya Başbakanı,hükmeti direniyor.Herkes Öcalanın İtalyadan çıkmaması gerektiğini dile getiriyor,Öcalan ayrılıyor.Öcalan ,ayrılma riskinin ne denli tehlikeli olduğunu bilmemesi imkansız.Burda İtalyadan ayrılması,Dağa gitmemesi Kenyada ,"Bu iş mi,bu yolculuk Ankarda biter"demesi(Kenya olayından sonra yanındaki arkadaşlarının röpörtajınları).Şu soruyu akla getirtiyor.Niye Ankara diyor? Evet ABD değil,İsrail değil nerden biliyor Öcalan bu yolculuk Ankarada biter.Öcalan gibi biri Ankaraya gelmenin sonuçlarını bilmezmi?Gelinen noktada tasfiye düşünceleri veya ilk temel taşları ne zaman başladı ,bunun bir öncesi daha varmı,sorurusu gündeme kalacak.
PKK üzerinde tasfiye planlarının daha uçakta söylenilen bir kaç cümle ile geliyorum anlamında haberini veriyordu.TC için en büyük vazife PKK yı tasfiye etmenin ötesinde ne olabilir?Sende vazifeye hazırsan uygulamada sanyeler kayıp edilmez.Ki bu uygulama Öcalanın yargılanmasına da yansır..Avrupa mahkemelerinide etkiler.
On yıllık bir tasfiyenin sürekli ilerlediğini görüyoruz,kapalı kapılar ardında.Fakat bu süreç boyunca hiç bir kazanım yok.Piskolojik boyutu berbat.On yıldır çarşamba görüşmeleri bu tasfiye planlarını besledi.İşlenen konu.Atatürkün Kürt katliamı yapmadığı(suç üvey pilot kızında),Kürtleri seven bir meleyke olduğu.Kürt kadının esir olduğu(diğer halkların kadın özgürlüğüne bir baksın,Tüm Müslüman ülkelerden ABD ye kadar),onlara bol bol selam göndererek Kürt kadınından dolaylıda olsa alay piskolojisi kullanarak kendine bağlamayı,Kürt erkeğini rencide ettiği,
TC- ingiliz tarihinin çelişkisini bilerek(Lawrence Arabi,Osmanlının parçalanması ve Musul-Kerkük kaybı) İngilizleri kötülemesi,İsraile çatmas, Kürtlerin diş dünya bağların körleştirmek,PKK ve nezinde saçam ve sonu gelmeyen,gün yüzü görmeyecek teoriler üretmesi,ki bu gerek halkta ,gerek PKK da kafa bulanıklığı yarattı.Biz buna Çürütme görüşmeleri diyelim.