Direkt zum Inhalt

Gül, Bush’a Minnetdarlık için Washington’da

 Türk Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 8 Ocak’ta Beyaz Saray’da ABD Başkanı George Bush ile yaptığı görüşme üzerine bir çok şey yazıldı ve daha da yazılacağa benziyor.... Türk medyası 5 Kasım’da Erdoğan’ın ve 8 Ocak’ta Gül’ün Beyaz Saray görüşmelerini, Amerika ve Türkiye arasındaki “soğuk ruzgarın sonu” ve “statejik ortaklığın” doruğu olarak değerlendirdiler.... Daha da açık bir şekilde ifade etmek gerekirse Türk politika dünyası ve basını bu görüşmelerin neticesinden memnun ve bundan dolayı zafer sarhoşluğu içindeler..Türk devleti ile ABD arasındaki ilişkilerin “bozulmasının” esas nedeni neydi?Fazla lafı dolandırmadan söylemek gerekirse sorunun esası Kürdlere karşı yaklaşım tarzından kaynaklanıyordu....ABD, Saddam rejimine son vermek için harekete geçtiği zaman Türk devleti, Güney Kürdlerinin 1991 Büyük Raperin ile elde ettiği kazanımları yoketmek için ABD ile pazarlığa girdi... Kürdlere ait ulusal ve insani tüm kazanım ve istekleri “kırmızı çizgi” ilan etti.... Hatta Güney Kürdistan’a asker yığarak daha doğrusu o bölgeyi işgal ederek söz sahibi olmak istiyordu... Türm dünya Kürdleri ve özellikle Güney Kürdistanlılar ABD ile Türkiye arasındaki böyle bir uzlaşı ihtimaline açıkca tavır aldılar... ABD, Türklere Orta yada Güney Irak’ta bir alan vermek istiyordu... Ama, Türklerin sorunu Irak ile değil, Kürd varlığına ilişkin olduğundan dolayı Türk Parlamentosu “1 Mart 2003 Tezkeresini” reddetti...Güney Kürdistanlılar Saddam’ın kanlı rejimine karşı savaşta Amerika’dan sonra ikinci büyük güç olarak katıldılar... Daha sonraları Güney Kürdleri var olan farklı idareleri tek hükümet çatısı altında birleştirmeleri, Kürdistan’da ekonomik, siyasi ve askeri olarak gösterdikleri performans ve gelişmeler Türkleri tam bir panik ortamına soktu....Türk devleti, ABD’nin alanda olmasından dolayı, Kürdlere karşı açık bir askeri saldırıya geçemiyordu.... Zaten böyle bir girişim içinde yürek isterdi... Ama, Türkiye tüm bu süreç boyunca Güney Kürdistan’a her türlü komplonun altındaki güç oldu... Kürdleri izole etmek ve Kürdlere geri adım atırmak için ilişkiye geçmedikleri ve harekete geçirmedikleri tek karşı devrimci güç veya çevre kalmadı.... Ayrıca Türkiye Güney Kürdistanı baskı altına almak ve Kürd kazanımlarını yoketmek için her seferinde bir bahane buluyordu..... Bu bahaneler, bazen “Türkmen sorunu”, bazen “Kerkük Meselesi” ve bazen de “PKK terörü” olabiliyordu... Ama özünde Türk devletinin esas sorunu “Kürdlerin Millet olarak varlığına” ilişkindi... Türkler bu gerçek amaçlarını ve niyetlerini çeşitli dönemler açık bir şekilde deklere de etmişlerdi... Türk devletinin Güney Kürdistan’da giriştiği komplolar açığa çıkınca Amerika kafalarına “cuval” geçirdi..Türk devletinin Amerika ile yaşadığı sorunların esası kaynağı Kürdler ve Kürdlerin varlığı sorunuydu...Türk Başbakanı Erdoğan’ın 5 Kasım 2007 ve Türk Cumhurbaşkanı Gül’ün 8 Ocak 2008 Washington görüşmelerinin esas gündemide Kürdlerdi...Kürd ve Kürdistan sorunu çoktan beri Ortadoğu ve çeşitli devletlerin iç sorunu olmaktan çıkarak bir dünya sorunu haline gelmiştir... Artık Türkiye gibi Kürd düşmanı devletler, Kürdistan sorununu şiddet ile çözmek için dünyanın süper gücü olan ABD’nin yardım ve desteği için yalvarıyorlar......ABD, 5 Kasım görüşmelerinden sonra Türk devletine “askeri bilgi” aktardı ve onlara “Irak hava sahasını” açarak bazı dağlık bölgelere karşı saldırı imkanı sağladı... Türk ordusu bu saldırıları ABD’nin gözetiminde olan “BBG” ortamında yaptı ve hâlâ da devam ediyor... Ayrıca İsrail’inde teknisyenleri aracılığıyla pilotsuz uçaklarını bu savaşta devreye soktuğu basına yansıdı. İsrail’in bölgede son girişimleri, Türkiye ve İran arasında esen son soğuk ruzgarların esas nedeni olabilir...Türkler, Qandil ve diğer Güney Kürdistan dağlık bölgelerine yönelik hava saldırılarını yaparken Güney Kürdistan’ın tüm şehirlerinde normal günlük yaşam sürüyordu.... Aynı gün ve günlerde Duhok, Hewlêr ve Suleymaniye’de çeşitli kongre ve konferanslar düzenlendi... Özgür Kürdistan’da olağan günlük yaşamın sürmesinin nedeni “saldırıdan bir gün önce Güney Kürdistan Yönetimi haberdar edilmişti”....(Ferid Esaserd)Türk devleti, basını ve yetkililerinin “Amerika bizi Kürdlere tercih etti”, “Barzani ve Talabani Türkiye’nin büyüklüğünü anladılar”, “Amerika Kürdleri bize tercih edemezdi” yönündeki propagandaları psikolojik savaşın ürünüdür..Amerika “Güney Kürdistan ve Türkiye arasında bir balans” oluşturmaya ve iki kesimi de idare etmek istiyor...Burada Türkleri tercih eden bir durum yok.....Her ne kadar Amerikan Başkanı George Bush her iki görüşmede “PKK , hem ABD’nin hem Irak’ın hemde barışın düşmanıdır” diyorsada, pratikte böyle bir tutum yok... Saddam’a karşı savaş esnasında ABD’nin Hewraman bölgesinde bulunan “Ensari El İslam” çevresine karşı Korfezden itibaren yağdırdığı roketler ve sonucu biliniyor... PKK’ya karşı şimdiye kadar ABD’nin böyle bir tutumu yok....Türk Cumhurbaşkanı Gül 8 Ocak’ta ABD Başkanı George Bush’a “kendilerine Qandili bombalama konusunda icaze verdiklerinden dolayı” minnetdarlığını bildirmek için gitti... Çünkü, Türkler Kürd düşmanlığı temelinde harekete geçirdikleri sürü kitlelerinin ve yaratıkları heziyan ortamının esirleri olmuşlardı... Türkler, yıllar boyunca Kürdlere karşı havlamaları ciddiyetini yitirmiş, ele güne bakamaz olmuşlardı.... Bundan dolayı ABD’den aldıkları “icaze” sayesinden durumu kurtardıklarından dolayı, Bush’a “minnetdarlıklarını” bildirmek için Gül Washington’daydı... 09.01.08 

Dunya emperyalismine inanmak gerici turk arab ve fars somurgeciligin kilifina dusmektir. Emperyalism , sömurgeciligin diger yuzudur. Emperyalismi övmek Kurdistan da cahslik ve ihanetciligi övmektir. Emperyalismi övmek kisiliksiz ve gerici zihniyetli tirk,arab ve fars özurlu beynin diger kilifidir. Dunya emperyalismi gerici insanlik kimliginden uzak tirk,arab ,fars ve simdide beyinsizlestirilmis kurd sahisindan aldigi göcle Orta Dogu halklarini ezip sömurecektir.Burda kazanan ne barbar tirk ,arab,fars nede kurd mazlum kalki olacak,asil santrac oyunla Orta Dogu halklarini yikim ve imhaya göturup kendine esir edecek Emperyalim olacaktir. Mesele kurd meselesidir ve ta sömurgeci tirk Amerika ya kadar gidip kurd halkini imha etmek istiyor fakat namusluca ve insanca iki dakika dusunup Sadam Huseyin ve Yoguslav Milosovic beyninden desr cikarip ve özurlu beyinden uzak kalarak kendi öz kardesi kurd halkinda özur dileyip ulusal haklarini vermeyi dusunmiyor. Emperyalism bu gerici zihniyeti santranc oyunu ile daha önce tokatladigi tirk.cuval gibi simdide kurd e cuvali basina gecirecek ve ilerde tekrar beyinsiz fasist tirk ucubesine dönecek ve surecek emperyalismin Orta Dogu daki yikim imha ve talan planlari. Feyzi Acikgöz

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.